• Sonuç bulunamadı

D. Yasaklanan Sınırlamalar

5. Grup Muafiyeti Dışında Kalan Sınırlama – Rekabet Etmeme

Dikey Anlaşmalar Tüzüğünün 1 inci maddesinde rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin bir tanım yer almaktadır. Buna göre, rekabet etmeme yükümlülüğü, alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya hizmetlerin üretimini, alımını, satımını veya yeniden satımın engelleyen doğrudan veya dolaylı yükümlülükler ya da alıcının bir önceki takvim yılındaki alımlarının esas alınması suretiyle, ilgili pazardaki anlaşma konusu mal veya hizmetler ve onların yerine ikame edilebilir mal veya hizmetlerin % 80’inden fazlasının sağlayıcıdan veya sağlayıcının belirleyeceği başka bir işletmeden satın alınmasına ilişkin alıcıya getirilen doğrudan veya dolaylı nitelikteki her türlü yükümlülüktür.

Madde kapsamındaki ilk yükümlülük, alıcının sağlayıcıdan bağımsız olan kendi faaliyetlerine getirilen bir yükümlülük iken, ikinci yükümlülük, alıcının sağlayıcı ile olan ilişkilerinden kaynaklanan yükümlülük olarak karşımıza çıkmaktadır. Rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin sınırlamalar Tüzüğün 5 inci maddesinde düzenlenmiştir. Rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin sınırlamalar, ağır sınırlamalar arasında sayılmamış olsa da bazı şartların varlığı halinde Tüzükçe yasaklanmıştır. Ancak bu sınırlamaları içeren anlaşmalar otomatik olarak anlaşmanın muafiyet kapsamı dışına çıkması sonucunu doğurmayacaktır. Eğer Tüzüğün 5 inci maddesince yasaklanan sınırlamaya ilişkin anlaşma hükmü, anlaşmadan ayrılabiliyorsa, bu durumda anlaşmanın diğer kısımları muafiyet düzenlemesinden

faydalanabilecektir. Bu rekabet etmeme yükümlülüğünü Tüzüğün 4 üncü maddesinde düzenlenen diğer ağır sınırlamalardan ayıran başlıca özelliktir. Keza, Tüzüğün 4 üncü maddesinde yer alan hükme aykırılık teşkil eden hükümleri ihtiva eden anlaşmaların muafiyet kapsamından öyle veya böyle yararlanması söz konusu olmayacaktır çünkü Komisyon Bildiriminde de belirtildiği üzere Tüzüğün 4 üncü maddesinde yer alan ağır sınırlamaların dikey anlaşmalardan ayrılabilirliği söz konusu değildir119. Tüzüğün 5 inci maddesi hükmünde yer alan ve grup muafiyeti düzenlemesinden yaralanamayan rekabet yasakları şunlardır.

a. Belirsiz süreli veya süresi 5 yılı aşan doğrudan veya dolaylı rekabet etmeme yükümlülüğü

Franchise ve seçici dağıtım anlaşmaları özellikleri nedeniyle belirli bir süre rekabet etmeme yükümlülüğü içermesi gereken anlaşmalardır. Ancak rekabete ilişkin getirilen bu sınırlamaların Antlaşma’nın 81(1) inci ve 81(3) üncü maddelerine aykırı sonuçlar doğurmaması gerekir. Bunu sağlamak üzere Tüzüğün 5(a) maddesinde düzenlenen hükümle “süresi belirsiz olan veya beş yılı aşan doğrudan veya dolaylı bir rekabet etmeme yükümlülüğü” içeren sınırlamaların grup muafiyetinden yararlanamayacağı kuralı getirilmiştir. İlgili maddeye göre, beş yılın sonunda yenileneceği anlaşmada zımnen veya sarih olarak belirtilen rekabet etmeme yükümlülüğü de süresi belirlenmemiş olarak kabul edilecektir120. Bundan anlaşılması gereken, rekabet etmeme yükümlülüğünün muafiyet kapsamında kabul edilmemesi için anlaşmada yenilenmeye ilişkin açık bir hüküm bulunmasına gerek olmadığıdır.

Anlaşmada hükümlerinden üstü kapalı dahi olsa rekabet etmeme yükümlülüğünün

119 Commission Noice, Guidelines on Vertical Restraints, p.66.

süresinin uzatılacağı anlaşılıyorsa, bu yükümlülük süresi belirlenmemiş rekabet etmeme yükümlülüğü sayılacaktır. Tüzüğün 5(a) hükmünün mevhum-u muhalifinden anladığımız, rekabet etmeme yükümlülüğünün süresinin 5 yılla sınırlı olması veya sürenin beş yıla kadar zımnen uzatılabilmesi Tüzük tarafından kabul edilen bir uygulama olduğudur.

Beş yıldan sonraki uzatma durumunda ise, anlaşmanın her iki tarafının açık iradeleri ile birlikte alıcının beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini engelleyen herhangi bir unsurun var olmaması gerekmektedir121. Örneğin sağlayıcı alıcıya kredi vermişse, kredinin geri ödemeleri alıcının ileride rekabet etmeme yükümlülüğüne son vermesini engelleyecek şekilde artan oranlı olmamalıdır. Aynı zamanda rekabet etmeme yükümlülüğünün süresinin dolmasından sonra alıcıya, sağlayıcıya olan borcunun kalan kısmını ödeme imkanı tanınmalıdır122.

Ancak, alıcı satışlarını sağlayıcıya ait binalarda veya sağlayıcı tarafından alıcı ile ilgisi olmayan üçüncü kişilerden finansal kiralama yolu ile temin ettiği binalarda yapıyorsa, rekabet etmeme yükümlülüğüne getirilen beş yıllık süre sınırlaması uygulanmaz. Bu gibi durumlarda, rekabet etmeme yükümlülüğünün süresi alıcının bu yerlerde faaliyet gösterdiği süre ile sınırlıdır123. Bu istisnanın sebebi, sağlayıcının kendisine ait olan bir binada kendi izni olmadan rakip malların satılmasına izin vermek istememesidir. Bu beş yıllık süre sınırlamasından kaçınmak amacıyla sahte olarak mülkiyetin oluşturulması (muvazaa) halinde bu istisnadan yararlanılamaz.

Aynı şekilde bir sağlayıcının, dağıtıcıya veya onunla ilgili bir kişiye ait olan bir yer üzerinde herhangi bir ayni hak, örneğin intifa veya şahsi hak tesis ettiği hallerde,

121 Commission Notice ,Guidelines on Vertical Restraints, p.58.

122 KARAKURT, A., a.g.e., s.158.

123 Commission Regulation No:2790/1999, md.5(a).

örneğin kira tesis ederek bu yeri dağıtıcıya geri kiraya verdiği hallerde de grup muafiyeti uygulanmayacaktır124.

b. Alıcının anlaşmanın sona ermesinden itibaren anlaşma konusu mal veya hizmetleri üretmeme, satın almama, satmama ve yeniden satmaması sonucunu doğrudan veya dolaylı olarak doğuran yükümlülükler

Tüzüğün 5(b) maddesinde hüküm altına alınan ve muafiyet düzenlemesinden faydalanamayacak olan bu sınırlama “anlaşmanın bitiminden sonraki rekabet etmeme” yükümlülüğüdür. Kural olarak, anlaşmanın sona ermesinden itibaren anlaşma konusu mal veya hizmetleri üretmeme, satın almama, satmama veya yeniden satmaması sonucunu doğuran doğrudan veya dolaylı sınırlamalar, muafiyetten faydalanamazlar. Ancak yine Tüzüğün 5(b) maddesinde bu genel kuralın istisnalarına yer verilerek, bu istisnai şartların tamamının gerçekleşmesi halinde sınırlamaların Tüzük tarafından sağlanan grup muafiyetinden yararlanabileceği hususu düzenlenmiştir. Buna göre; anlaşma ile getirilen yükümlülük,

- anlaşma konusu mal veya hizmetlerle ilgili ise,

- sağlayıcı tarafından alıcıya verilmiş olan know-how’ın korunması için zorunlu ise,

- anlaşma süresi boyunca alıcının faaliyet gösterdiği bina ve arsalarla sınırlı ise ve anlaşmanın bitiminden itibaren en fazla bir yıllık bir süre ile sınırlı ise, bu durumda grup muafiyetinden yararlanabilecektir.

c. Bir seçici dağıtım sisteminde bulunan üyelerin belli rakip sağlayıcıların markalarını taşıyan mal ve hizmetleri satmamasını gerektiren doğrudan veya dolaylı yükümlülükler

Seçici dağıtım sistemine ilişkin bu sınırlama, Tüzüğün 5(c) maddesinde hüküm altına alınmıştır. Seçici dağıtım anlaşmalarının özelliği, sağlayıcının verdiği mal veya hizmeti marka ile pazara sunumunun yapılmasıdır. Alıcının başka bir marka ile pazara sunum yapması sistemin işlememesi sonucunu doğurabileceğinden, alıcıya başka rakip işletmelerin markaları ile satış yapmama yükümlülüğünün getirilmesi durumunda, bu hükmü içeren anlaşma muafiyetten yararlanmaya devam edecektir125. Ancak bu sınırlamanın seçici dağıtım sistemlerine özgü ve anlaşma konusu mal veya hizmetler ile sınırlı olması gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Söz konusu rekabet etmeme yükümlülüğü, atanmış dağıtıcıların yalnızca belirli rakip sağlayıcılardan yeniden satış amacıyla mal temin etmesini engellerse, bu durumda ilgili sınırlama grup muafiyetinden yararlanamayacaktır. Bu türden sınırlamaların grup muafiyeti kapsamının dışında bırakılmasının sebebi, piyasada faaliyet gösteren birkaç sağlayıcının, mallarını dağıtmak için aynı seçici dağıtım sistemini kullanması ve kendileri dışında piyasada faaliyet gösteren ya da piyasaya yeni girmek isteyen diğer sağlayıcıların bu dağıtım sistemini kullanmalarını engellemelerinin önüne geçmektir126.

Grup muafiyeti Tüzüğü kapsamı dışında kalan anlaşmaların hukuk dışı olduğuna dair bir karine yoktur. Ancak bu anlaşmaların bireysel muafiyeti gereklidir.

Bu noktada Komisyon, işletmeleri bildirim yapmaksızın kendi değerlendirmelerini

125 KİLCİLER, M., a.g.e., s.118.

126 Commission Notice ,Guidelines on Vertical Restraints, p 61.

yapmaya özendirmektedir. Nitekim işletmelerin dikey anlaşmaları, uyarıcı bir bildirim olmaksızın aktedildikleri tarihten itibaren muafiyetten yararlanabileceklerdir. Diğer taraftan işletmelerin bildirimde bulunma imkanları bulunmaktadır. En son 1216/1999 sayılı Tüzükle127 değiştirilen ve Antlaşma’nın 81 inci ve 82 inci maddelerine ilişkin ilk uygulama yüzüğü olan 67/12 sayılı128 tüzüğün 4(2)inci maddesine göre dikey anlaşmalar, bildirim daha geç yapılmış olsa bile, 81(3) üncü maddeye göre yapıldıkları tarihten itibaren muafiyetten yararlanabilirler.

Komisyon, kendisine bildirilen anlaşmaya, anlaşma 81(3) üncü maddede yer alan dört koşulu sağlaması halinde, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere muafiyet tanıyacaktır. Bildirimde bulunan işletme anlaşmanın neden geç bildirildiğini açıklamak zorunda değildir ve sadece geç bildirim nedeniyle geçmişe etkili muafiyet verilmesi reddedilmeyecektir. Her bildirim esastan incelenecektir. 17 sayılı Tüzüğün 4(2) inci maddesinde yapılan bu değişiklik milli mahkemeler önündeki temelsiz davaları ortadan kaldırarak sözleşmenin medeni hukuk bakımından yürürlüğünü güçlendirmiştir. Bu değişiklik, işletmelerin, anlaşmalarının grup muafiyeti tüzüğünden yararlandığı düşüncesinden hareketle bildirimde bulunmadığı ihtimalini göz önüne almıştır129.