• Sonuç bulunamadı

H. Anlaşmaları Grup Muafiyeti Kapsamı Dışına Çıkaran Ağır

2. Alıcının anlaşmaya konu olan mal veya hizmetleri satacağı

Pazar paylaşmaya ilişkin sınırlamalar olarak adlandırabileceğimiz bu sınırlamalar, Tebliğ’in 4 üncü maddesi b bendinde 4 istisna hükmü ile birlikte düzenlenmiştir. Yine mehaz Tüzüğün 4 üncü maddesi ile paralellik arz eden bu düzenlemeye göre, alıcılara getirilen ve anlaşma konusu mal veya hizmetlerin satılacağı bölge veya müşterilere ilişkin sınırlamalar ağır sınırlama niteliğindedir ve bir dikey anlaşmada yer alması halinde o dikey anlaşma muafiyet kapsamından çıkacaktır. Bu sınırlamalar, alıcının belirli müşterilere veya belirli bölgelere satış yapmasının yasaklanması veya belirli bölge ya da müşterilerden gelen siparişlerin diğer dağıtıcılara yönlendirilmesi gibi doğrudan olabileceği gibi, dağıtıcının belirli müşterilere satış yapmasını engellemek için indirim verilmemesi, mal arzının kısılması gibi dolaylı da olabilir167.

Tebliğ’in alıcının anlaşmaya konu olan mal veya hizmetleri satacağı bölge veya müşterilere ilişkin sınırlama getirilmesinin ağır sınırlama olarak düzenlendiği söz konusu maddesinde, bu ağır sınırlamalar hakkında dört istisna hükmü yer almaktadır. Bu istisnalar;

- Alıcının müşterilerinde yapılacak satışları kapsamaması kaydıyla, sağlayıcı tarafından kendisine veya bir alıcıya tahsis edilmiş münhasır bir bölgeye ya da münhasır müşteri grubuna yapılacak aktif satışların kısıtlanması.

Böyle bir sınırlandırma hükmü taşıyan dikey anlaşma grup muafiyet kapsamında değerlendirilecektir. Bu istisna hükmünün gerçekleşmesi için gerekli olan birinci

167 KARAKURT, A., a.g.e., s.194.

koşul, sağlayıcının kendisine veya bir başka alıcıya bir münhasır bölge veya bir münhasır müşteri grubu özgülemiş olması ve alıcının satış kısıtlamasını da bu bölge veya müşteri grubu için getirmiş olmasıdır168. İkinci koşul ise, alıcıya getirilen belirli bölgeye veya müşteri grubuna ilişkin sınırlamanın yalnızca aktif satışlara ilişkin olmasıdır. Bundan anlaşılması gereken pasif satışların kısıtlanmasına yönelik bir hükmün yer aldığı anlaşmanın grup muafiyetinden yararlanamayacağıdır.

Böylelikle, alıcının sağlayıcıya veya onun başka bir alıcısına özgülenmiş olan bölgeye veya müşteri grubuna yönelik olan mektup veya ziyaret gibi doğrudan pazarlama yöntemlerinin kısıtlanması veya bu alıcının söz konusu münhasır bölgeye bir satış yeri veya dağıtım deposu kurmasının yasaklanması halinde grup muafiyeti söz konusu olabilecek, buna karşın alıcının söz konusu münhasır bölgeye veya müşteri grubuna doğrudan yönelen hiçbir aktif çabası söz konusu olmaksızın bu münhasır bölgeden veya müşteri grubundan gelecek sipariş veya talepleri kabul etmesinin yasaklanması ise, bu yasağı içeren dikey anlaşmayı grup muafiyeti kapsamı dışına çıkaracaktır169.

İlgili istisna hükmünün gerçekleşmesi için gerekli üçüncü koşul ise, alıcının münhasır bölge veya müşteri grubuna yapılacak aktif satışlar bakımından getirilen kısıtlamayı kendi müşterisine de yüklemek yükümlülüğü altında olmamasıdır.

Tebliğ’in 4 üncü maddesinde hüküm bulan bu istisna hükmü mehaz Tüzük ile paralellik arz etmektedir ancak etkileri bakımından Tüzük uygulamasından farklılık göstermektedir. Daha önceki konularda ele aldığımız üzere, Tüzükte yer alan

%30’luk Pazar payı eşik şartı Tebliğ’de yer almamaktadır. Böylelikle, pazara payı ne

168 Rehber pr. 50.

olursa olsun işletmelerin yaptıkları dikey anlaşmalar gerekli şartları haiz oldukları ölçüde Tebliğ ile getirilen Grup Muafiyeti düzenlemesinden yararlanacaklardır.

Ancak 2790/1999 sayılı Tüzük uygulaması grup muafiyeti kapsamında değerlendirilecek işletmeler için %30’luk Pazar payı eşiğini geçmeme şartı getirmektedir. Böylelikle söz konusu istisna hükmünün uygulanması ve piyasadaki etkileri açısında Tüzük ve Tebliğ arasında farklılık ortaya çıkmaktadır. Kanımızca, Tebliğ’in 4 üncü maddesinde yer bulan münhasır bölgelere yapılan aktif satışların kısıtlanmasına ilişkin istisna hükmünün etkisi, bu hükme dayanarak münhasır bir bölgede aktif satışları kısıtlayan işletmenin Pazar payının büyüklüğü ile doğru orantılı olarak, piyasadaki rekabet üzerinde son derece olumsuz olacaktır. Yüzde 30’luk pazar payını aşan işletmelerin aktif satışları kısıtlayan anlaşmaları Tüzük kapsamında muafiyet uygulamasından yararlanamazken, Tebliğ uygulamasında eşik şartı öngörülmediğinden, hakim durumda olmamasına rağmen önemli büyüklükte Pazar payı sahibi olan bir işletmenin aktif satışları kısıtlayan anlaşmaları bu istisna hükmü gereğince grup muafiyetinden yararlanacaktır. Ayrıca, bu istisna hükmünün piyasadaki rekabet düzeni üzerinde yaratabileceği bir başka olumsuz etki ise , istisna hükmünün sadece münhasır bölgelere yapılacak aktif satışların kısıtlanmasına izin vermesi nedeniyle, aktif satışları kısıtlamak isteyen işletmelerin bir bölge için birden fazla dağıtıcı ile anlaşabilecekken, sadece tek bir dağıtıcı atamak suretiyle münhasır bölge tesis etmeye yönelik davranış içine girebilmeleridir. Tebliğ’de Pazar payı eşiğinin de yer alamadığı düşünüldüğünde, önemli Pazar payı sahibi işletmelerin bir bölge için tek bir dağıtıcı atamak yoluyla aktif satışları kısıtlayabilmeleri ve münhasır bölge oluşturmaları söz konusu olabilecektir.

- Toptancı seviyesinde faaliyet gösteren alıcının son kullanıcılara yönelik satışlarının kısıtlanması. Bu istisna hükmüne göre, bir dikey anlaşmada sağlayıcı tarafından kendisine dağıtım hakkı verilen ve toptancı seviyesinde faaliyet gösteren bir alıcıya getirilen ve alıcının son kullanıcılara satış yapmasının engellendiği bir sınırlama, söz konusu dikey anlaşmayı grup muafiyet dışına çıkarmayacaktır. Burada belirtilmesi gereken önemli nokta, bu istisnanın ilk istisnadan farklı olarak, toptancıya getirilen satış kısıtlaması hem aktif hem de pasif satışları kapsayabilecektir170.

- Bir seçici dağıtım sistemi üyelerinin yetkili olmayan dağıtıcılara satış yapmalarının kısıtlanması. Tebliğ’in 3 üncü maddesinde seçici dağıtım sistemine ilişkin bir tanım yer almaktadır. Buna göre, “Seçici dağıtım sistemi, sağlayıcının anlaşma konusu malları veya hizmetleri sadece belirlenmiş kriterlere dayanarak seçtiği dağıtıcılara doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ettiği, bu dağıtıcıların da söz konusu malları veya hizmetleri yetkilendirilmemiş dağıtıcılara satmamayı taahhüt ettiği bir dağıtım sistemi anlamına gelir.”. Sistemde, sağlayıcı önceden belirlenmiş kriterlere göre seçtiği dağıtıcılara anlaşma konusu malları veya hizmetleri doğrudan veya dolaylı olarak satmayı taahhüt ederken, bu dağıtıcılar da söz konusu mal veya hizmetleri yetkisiz dağıtıcılara satmamak konusunda karşı tarafa garanti verir.

Özellikle, satış öncesi hizmetlerin önem taşıdığı kozmetik ürünler, elektronik aletler, mücevherler gibi malların satışında kullanılan bu sistemde, belirli bir marka imajı taşıyan bu gibi ürünlerin yeterli bilgi ve deneyimi olmayan kişilerce satılmasını önlemek ve sadece yetkili dağıtıcılar aracılığıyla yapılacak bir dağıtım ile son

kullanıcılara ürünün ulaşmasını sağlamak amaçlandığından, bu sistemde yer alan böyle bir müşteri kısıtlaması grup muafiyetinden yararlanmaktadır171. Bu istisnaya ilişkin üzerinde durulması gereken bir nokta da bu istisnada da aktif ve pasif satışlar arasında bir ayrım yapılmadığıdır172.

- Birleştirilmek amacıyla tedarik edilen parçaların söz konusu olması halinde, alıcının bunları üretici konumundaki sağlayıcının rakiplerine satmasının kısıtlanması. Bu son istisna hükmünde de aktif ve pasif satışlara ilişkin bir ayrım yapılmadığını görmekteyiz173. Birleştirilmek amacıyla tedarik edilen parçaların alım satımına ilişkin bu istisna hükmü gereğince, bu tür parçaları alan alıcıların, yine bu parçaları, üretici konumundaki sağlayıcının rakiplerine satmasının kısıtlanması ağır sınırlama olarak nitelendirilmemiştir. Bu hükmü taşıyan dikey anlaşmalar grup muafiyetinden yararlanabileceklerdir.