• Sonuç bulunamadı

From Fragmented Integrity to the Integrating Art ABSTRACT

2.3. Sanatta Tekrara Dayanan Modüller İle Bütünleme Oluşumları

Toplumsal, politik, teknolojik, kültürel, ekonomik bütün değişimler neticesinde oluşan parçalanma, yabancılaşma, belirsizlik, dağılma gibi olgular çerçevesinde değişen ve kendi içinde yaşadığı gerçekliğe yabancılaşan modern insan; montaj, asemblaj, fotomontaj, aktarma, bütünleme, tekrarlama, çoğaltma tekniklerini kullanarak değişik imgeleri farklı malzeme ve tekniklerle oluşturma yöntemine yönelmiştir. Atakan (2006) şu şekilde açıklamaktadır:

Ortak çalışma becerisi, kullanım nesnelerine yer verilmesi, ölçeğe olan ilgi, sanatla teknolojinin birleşmesi, el yapımı ile sanayi üretimi arasında kurulan diyalog, siyasal ve toplumsal bilinç, katmanlı uzamsal gönderme dizgelerinden yararlanılması ve özel ile kamusal olanı kaynaştırma yeteneği, günümüz sanatçıları arasında kurulabilecek bağların yalnızca birkaçıdır (s.209).

Brague’ın gazete parçalarını resme eklemesi, Picasso’nun figürleri keskin geometrik hacimli parçalara ayırması, Gris’in cam ve ayna parçalarını resme eklemesini Duchamp’ın hazır nesneleri takip etmektedir. “Duchamp sonrasında sanat nesnesi olarak ortaya çıkan hazır nesneler, Man Ray ile birlikte dönüşüme uğramış nesne yani ‘object transformed’ halini almaktadır” (Gürlemez,2003).

“Çeşitli malzeme dokusunun günden güne zenginleşmesi ile sanatçılar yeni sentezlere gitme olanağı bulabilmektedirler. Günümüz sanatçısı maddenin bu strüktüel görünüşünde kendi iç anlatımını da bulmaktadır” (Turani,1998:553). Kolaj, dekolaj, asemblaj gibi teknikler sayesinde artık bütün nesneler sanat oluşumunu biçimlendirmede kullanılmaktadır. Eroğlu’nun (2013) tanımlamasına göre:

Kolaj elde edilen her tür basılı, çizili ya da fotografik malzemenin bir yüzey üzerine yeni bir kompozisyon oluşturacak şekilde montajıyla ilgilidir… Birleştirmenin yanı sıra bütünden çıkarmayla oluşum sağlayan ‘dekolaj’ kolajın tam tersi anlamına gelmektedir. Yani önce üst üste gelmiş birçok katmanın bulunduğu bir yüzey üzerinde istenilen yerlerin çıkarılmasıyla elde edilen bir resimsel gerçekliktir. Bu sayede farklı bir bütüne eklenebilen ya da bütünden çıkarılarak yeni bir bütüne dönüşüme olanak sağlayan çok parçalı bir yapıya ulaşılmaktadır... Asemblaj ise, çeşitli malzemelerin veya ayrı cinsten nesnelerin bir araya getirdikleri üç boyutlu eserlerdir (s.20-39-84).

Bazı sanatçılar, tüm bu gelişmeler neticesinde aynı türden nesne parçalarını yan yana getirip, nesnelerin belirgin bölümlerini görünür kılarak ve nesneleri bir mozaikteki parçalar gibi yerleştirerek biçimleri kaydetmektedirler. Bu parçalar, biçimsel bir nitelikte olabilmekte ya da bir görüntünün biçimselliğini vurgulayabilmektedir. Sorguladıkları ve inceledikleri ile geleneksel yöntemlerin dışına çıkmaktadırlar.

Bu konuda çalışmış sanatçılardan biri olan Sol LeWitt’in ‘Open Gometric structure IV’ (1990) (Açık Geometrik Yapı IV) isimli çalışması tekrara dayanan modüler bütünleme oluşumlarına örnektir. “LeWitt’in çalışmaların çoğu, belli bir birimin tekrarına dayanmaktadır. Sanatçı genelde çizgisel kareyi seçmesine karşın, yaptığı matematik düzenlemelerle üçüncü boyuta sıçramakta; ızgaraların arasına koyduğu küp ve dikdörtgen kütlelerle uzay, mekan ve nesne ilişkilerini basit parçalarla araştırmaktadır.” (Yılmaz,2006:223). Antmen’e (2008) göre LeWitt ise bu konuda şöyle söyler:

Sanatçı tekrara dayanan modüler bir yöntem kullandığında genellikle basit ve zaten var olan bir biçimi seçer. Biçimin kendisinin sınırlı bir önemi vardır, yapıtın bütünü açısından bir tür gramer oluşturur. Aslında temel birimin özellikle pek ilginç olmaması, yapıtın bütününün doğal bir parçası haline gelmesi açısından daha da iyidir. Karmaşık temel birimler kullanmak bütünün birliğini bozar. Basit bir biçimi tekrarlayarak kullanmak yapıtın sınırını çizer ve biçimlerin düzenlenişi üzerinde yoğunlaşmayı olanaklı kılar. Bu düzen sonuç olurken birim araç haline gelir (s.198).

Tekrara dayalı bütünlük oluşturarak çalışan Türk sanatçılardan biri de Kuzgun Acar’dır. Demir çivileri bir araya toplayıp kaynak yaparak oluşturduğu heykeller, yan yana gelen çok sayıda parça sayesinde kütle etkisi vermektedir. “Çivileri kaynatmak için kümes tellerini şerit plaklar halinde kesmiş, çivileri telin boşluklarından geçimiş ve başlarından birbirine kaynatmıştır. Son aşamadaysa bu parçaları kaynatarak bir bütün elde etmiştir” (Ural,1997:27). Bir araya gelen çivilerle, kendi özelliklerini kaybetmeden bazen geçirgen bazen tamamen aralıksız oluşumlar elde etmektedir. Bütün malzemeler eşit boyda ve aynı tür olsalar da oluşan yapıt monoton bir özelliğe sahip değildir.

Bu türde eser veren bir diğer Türk sanatçı ise Varol Topaç’tır. Sanatçı İzmir Efes Otel için kinetik duvar heykeli tasarlamıştır. Topaç, çalışmalarında ağaç dallarını hazır nesne olarak seçmiştir. Bu dallar arasına konulan sensörlerle yanına biri yaklaştığında hareket etmeye ve aynı zamanda ses çıkarmaya başlar. Özer’e (2018) göre Varol Topaç ile çalışma kapsamında yapılan röportajda konu ile ilgili şunları söylemiştir:

Çalışmalarımda doğaya, yaşama ve insana ait değerlere gönderme yapmayı amaçlıyorum. Son dönem çalışmalarımda yaşamsal ritmi, dinamizmi ve hareketi vurgulamak için kinetik yerleştirme ve heykeller yapıyorum. Bu çalışmalarımda farklı ağaç dallarının yapısal özelliklerini kullanıyorum. Deneysel çalışma süreci ve sürekli yeniyi arıyor olmak beni motive ediyor. İşlerimde kendime bir problem oluşturuyorum ve bunu çözme süreci yaşıyorum. Böyle bakınca benim için her şey malzeme (s.74).

Bu konuda çalışmış günümüz sanatçılarından biri de Güney Koreli sanatçı Do-Ho Suh’tur. Çeşitli nesnelerden oluşturduğu çalışmalarında, değişik imgeleri izleyiciye sunmaktadır. Suh'un parça bütün halinde sunduğu "Bazı/Bir" çalışması, ABD içinde ve dışında bütün askerlere dağıtılan binlerce askeri künyeden yapılmış bir heykel oluşumudur. Bir yandan tek tek bireysel kimlikler sunulurken, bir yandan da bir ulus gibi daha büyük bir varlık temsil edilerek bunun

114

önemi üzerinde durulmuştur. “Kişisel alan, dinamik adresleme, kamusal alan, eyaletler ve birlikten kuvvet doğar homojenliği arasında ince bir çizgi keşfetmiş olan Suh'ın heykelleri; günümüzün ulus ötesi, küresel toplum, birey kimliğini sorgulamaktadır” (Sollins,2005:20,21). Yine Güney Koreli olan Young Deok Seo da bu konuda çalışmakta olan günümüz sanatçılarından biridir. İstanbul’daki II. Solo sergisi “Link” te sergilenen ‘Acı 7’ (2010) adlı çalışması binlerce zincir parçasının, oluşturulacak forma göre, belli bir düzenleme içinde birbirine bağlayan heykel tarzında yerleştirilmesinden oluşmaktadır. Seo’nun metal zincirlerden yaptığı üç boyutlu heykel çalışmaları, toplumdaki çeşitli malzemelerin yarattığı hastalıklı kirlenmeyi yansıtarak, bu kirlenmenin modern zaman insanında yarattığı acıyı ortaya çıkarmaktadır. SODA Galerisi’ndeki serginin broşüründe sanatçı malzemeyi tercih etmesiyle ilgili olarak şunları söylemiştir: “Modern insanı yansıtmak için metal zincirler kullanıldı. Zincirler büyük bir makinenin parçası olmak üzere seri üretim ile bizim kültürümüz tarafından üretildi. Zincirin her parçası insanın bir hücresi olarak değerlendirilip insan bedenini oluşturmak için kullanıldı” (Gündüz, 2014).

Parçalama, bütünü bozma, özellikle beden ele alındığında, tekrarın hissettirdiklerine benzer şeyler yaşatabilir. Tekrar bir araya getirme, aslında parçalama ve bozmayken aynı zamanda parçalanma bir tekrarı da doğurur. Parçalananları belirli bir sisteme göre koyma, yan yana ya da rast gele düzenleme de bir tekrardır.

Bu konuda çalışmış günümüz sanatçılarından bir diğeri ise Arnavut kökenli Saimir Strati’dir. ‘Leonardo da Vinci Çivi Mozaik’ adlı çalışması tekrara dayanan modüler bütünleme oluşumlarına örnektir. Düzenleme binlerce çivi parçasının, oluşturulacak görüntüye göre resim tarzında yerleştirilmesinden oluşmaktadır. Strati; çivi, kürdan, mantar, cam vb. pek çok çeşitli malzeme ile çalışmalar yapmaktadır. Geleneksel görüntüleri oluşturabilmek için kullandığı endüstri malzemeleri, onun yapıtlarının temelini oluşturmaktadır. Her çivi parçası Da Vinci’nin yüzüne düşen bir piksel gibi çalışılmıştır. Ancak düz bir bilgisayar görüntüsünün yerine Strati’nin, kabartma tekniği uygulayarak çalışmalarına derinlik kattığı da görülmektedir. Strati çalışmasında görüntüyü, iki boyutlu bir resim olarak oluşturmanın aksine fiziksel bir derinlik oluşturmaktadır.

Bir bütünü yaratmak için kullanılan küçük ve değişik malzemeler her zaman tekrarı daha fazla yapılması gereken malzemelerdir ve tekrar ne kadar fazla olursa bütündeki etki de bir o kadar güçlü oluşmaktadır. Özellikle portre ve insan çizimlerinin bir sunta veya bir duvar üzerinde üç boyutlu hale getirilmesi için kullanılan küçük malzemeler her zaman bütünü daha sağlam kılmaktadır.

Teknik olarak aynı noktadan yola çıkan ayrı çalışmaları birbirinden farklı kılabilecek olan, sanatçıların üslupları ve kendilerine haslığı yakalamış olmalarıdır. Aslında bu tür çalışmalar, kendi içlerinde teknik farklılıklar taşımakla beraber birbirleri ile yöntem olarak denk tutulabilirler.

3. YÖNTEM

Bu araştırma, nitel araştırma yöntemi ile oluşturulmuştur. Teorik çerçevesini oluşturan ana metni ve uygulama bölümü için nitel araştırma ile literatür tarama yöntemi kullanılarak nesnel ve somut verilere ulaşılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda, araştırma kapsamındaki ilgili sanatçılar ve çalışmalar tespit edilmiştir.

3.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı

Araştırmanın temel amacı modern sanatta parçalanmanın nedenleri ve bu nedenlerin hazır nesne kullanımına ve tekrara dayanan modüller ile birleştirme oluşumlarına etkilerinin analiz edilmesidir. Başka bir ifadeyle bu çalışma ile modern sanattaki görüntünün parçalanmasının hazır nesneyi nasıl yönlendirdiği ve bununla birlikte çalışmaların parçalama ve bütünleme oluşumları ile nasıl şekillendiği, konuyla ilgili sanatçılar doğrultusunda bulunmaya çalışılmıştır.

3.2. Ana Kütle ve Örneklem

Araştırma uygulaması modern sanat ve günümüz sanatı sanatçılarını kapsamaktadır. Modern sanat ve günümüz sanat dönemi haricindeki dönemler araştırma dışında bırakılmaktadır. Araştırma evrenini, örnek inceleme yöntemi sırasında kullanılan çeşitli eserler oluşturmaktadır. Bu eseler belirlenirken modern sanat dönemindeki görüntünün parçalanması ve hazır nesne kullanılarak tekrara dayanan modüller ile birleştirme oluşumları açısından uygunlukları kriter olarak alınmaktadır.

3.3. Araştırmanın Ölçekleri ve Hipotezleri

H1: Sanayi Devrimi sonrası toplumsal değişimlerden sanatçı da etkilenmiş ve bunu

çalışmalarına yansıtmıştır.

H2: Modern sanatta görüntü parçalanmıştır.

H3: 20. yüzyıl sonrasında sanat alanında olumlu ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkmış ve çıkmaya

devam etmektedir.

H4: 20. yüzyıldan beri sanatta parçalanma ve bütünleştirme oluşumlarıyla birçok sanatçı yapıt

üretmiştir.

116

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

Sanayi Devriminden sonra Modern sanat ortamında, parçalama ve bütünleştirme bağlamında yapılmış, sanatsal müdahalelerle sergilenmiş çalışmaların, sanatçıların etkilenimleri, sorunsalları, içinde bulunduğu dönemin toplumsal değişimleri ve güncel meseleleri kısacası çalışmayı şekillendiren iç ve dış etmenlerin uygulamaya nasıl yansıdığı, çözümlemeci ve teorik bir anlayışta incelenerek yorumlanmıştır.

Buna ek olarak çalışmaları ve sanatçıları ele alırken, verilerin çözümlenmesi ve konunun daha iyi anlaşılması için ilgili sanatçıların çalışmaları hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir. Bu makale kapsamındaki sanatsal üretimlerin, disiplinlerarası bir anlayışta olduğu göz önünde bulundurularak yorumlanmıştır.

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

20. yüzyıl sanatını ortaya çıkaran teknolojik, bilimsel, toplumsal ve siyasal gelişmeler yeni oluşumların belirleyicisi olmuştur. Teknolojik ve bilimsel gelişmelerden etkilenen sanatçıların geleneksel görüntüden ayrılması, yeni ve özgün üsluplar geliştirmelerinin yanında, görüntünün parçalanmasına da olanak sağlamaktadır.

Kendi içsel dünyasında parçalanmış olan sanatçı, kendi hakikatine doğru yönelerek resim yüzeyinde görüntüyü parçalamıştır. Görüntünün parçalanması en açık ve net olarak Kübizm akımının tavrı ile başlarken Fütürizm, Neo Plastisizm, Dadaizm, Sürrealizm, Soyut Ekspresyonizm ve içinde bulunduğumuz çağı karakterize eden Soyut Sanat, Op ve Pop Sanat, Foto Gerçekçilik gibi akımlarda da karakteristik bir biçimde gerçekleşmektedir.

Kübizm ile ortaya çıkan kolaj tekniğinin ekleme ve alıntı uygulamalarını dekolaj ve asemblaj uygulamaları takip ederek günümüz sanat anlayışlarında değişik yorumlamaların gelişmesine olanak sağlamıştır. Parçalı oluşumlar, gündelik yaşam ve ruhsal durumlarla paralel etkileşim göstermeyi günümüzde de sürdürmektedir. Bu oluşumlardan hareketle sanatçılarda, sanat eserlerinde, hazır nesne kullanımını tekrara dayanan modüller ile birleştirme oluşumlarında, parçalı görüntüler gerçekleştirmişlerdir. Sıradan nesnelerin ufak müdahalelerle ya da hiç müdahale edilmeden, tekrar tekrar kullanılması ile eserin görüntüsünün yanında tekniğinin de parçalanmış olduğu görülmektedir. Bu sayede sanatta nesne kullanımıyla yeni bir bütünlük oluşturulurken, formlar ve nesneler arasındaki karmaşık ve çeşitli ilişkiler bütünü arasındaki yapılandırma anlayışı da önemsenmektedir.

Bu amaçlar doğrultusunda konuya yaklaşım; gerek modern sanat örnekleriyle, gerek bireysel ve toplumsal parçalanma neticesinde değişen hayat biçimlerinin incelenmesiyle, gerekse günümüz sanatçılarının tekrara dayanan modüller ile birleştirme oluşumlarının irdelenmesi bağlamında sorgulanmıştır.

Bu bilgilerin ışığında metni sonlandırmak gerekirse görüntünün parçalanması, tekrar bütünleşmesi, hazır nesnelerin eklenmesi- çıkartılması ile yeniden düzenlenmesi ve nesnenin tekrara dayanan modüller ile yeniden birleştirilmesi sanatçıyı yeni oluşumlar ve farklı bakış açılarına yönelmeye zorlar. Araştırma sürecinde ulaşılan yargı ve konu ile ilgili bilgi yokluğundan bu konu çerçevesinde yapılan araştırma ve uygulamalar ileride bu konu ile ilgili çalışma yapacaklara bir kaynak sağlayabilecektir.

KAYNAKÇA

Antmen, A. (2009). 20. Yüzyıl batı sanatında akımlar. Sel Yayıncılık, İstanbul.

Atakan, N. (2006). Rauschenberg’den Hatoum’a…, Sanat Dünyamız Dergisi, 100 (4), 208. Baudrillard, j. (1998). Kusursuz cinayet. Çeviri: Sevil, N. Ayrıntı Yayınları, İstanbul.

Bauman, Z. (2001), Parçalanmış hayat, postmodern ahlak denemeleri. Çeviri: Türkmen İ. Ayrıntı Yayınları, İstanbul.

Benjamin, W. (2009). Pasajlar. Çeviri: Cemal, A. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık. İstanbul. Bürger, P. (2012). Avangard kuramı. Çeviri: Özbek, E. İletişim Yayınları. İstanbul.

Dibek, B. Ç. (2013). Gestalt psikolojisi, Kaynak Tarama ve Rapor Yazma Dersi Ödevi, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana bilim Dalı. İstanbul.

Eroğlu, Ö. (2013). Plastik sanatlar sözlüğü. Tekhne Yayınları, İstanbul.

Eryarar, E. (2011). Endüstri ürünleri tasarımında gestalt teorisi uygulaması. Zeitschrift für die Weltder Türken, 1(3), 125-133.

Gombrıch, E. (2004). Sanatın öyküsü. Çeviri: Erduran E. ve Erduran Ö. Remzi Kitapevi. İstanbul.

Gündüz,D. (2014). https://m.bianet.org/biamag/sanat/160520-yapitlarimda-insanlik-

durumunu-anlatmak-icin-zinciri-kullaniyorum. BİA Haber Merkezi, İstanbul.

Gürlemez, A. (2003). Çağımız sanatında hazır yapım ve dönüşüme uğramış nesne.

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Kumar, K. (1999). Sanayi sonrası toplumdan post-modern topluma. Çeviri: Küçük M. Dost Yayınevi. Ankara.

Lynton, N. (2009). Modern sanatın öyküsü. Çeviri: Çapan C. ve Öziş S. Remzi Kitapevi. İstanbul.

Özer, A. (2018). Kinetik heykel ve uygulama örneği, Yayımlanmamış Doktora Tezi. Yakındoğu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Lefkoşa.

118

Poirier, H. (2007). Picasso- einstein: çağdaş devrim sürecinde iki isim. Çeviri: Özsezgin K. Artist Dergisi, (4), 27.

Seeman, M. (1959). Yabancılaşma anlamı üzerine, Amerikan Sosyoloji Dergisi, 24, 783. Sollins, S. (2005). Art in the twenty-first century, Abrams Harry N. New York.

Turani, A. (1998). Çağdaş sanat felsefesi. Remzi Kitapevi, İstanbul. Turani, A. (2004). Dünya sanat tarihi. Remzi Kitapevi, İstanbul. Ural, M. (1997). Bir heykeltraş, bir öncü, Milliyet Sanat, 417, 27.

2nd International EMI Entrepreneurship & Social Sciences Congress, 09-11 November 2018, Cappadocia

1992’de Kurulan Devlet Üniversiteleri Üzerine Bölgesel Veri Zarflama