• Sonuç bulunamadı

Sanal Zorbalıkta Statülerin Özellikleri

II. BÖLÜM

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.3. İlişkisel Zorbalığın Yeni Yüzü: Sanal Zorbalık

2.1.3.1. Sanal Zorbalıkta Statülerin Özellikleri

2.1.3.1.1. Sanal Zorba Statüsü

Sanal zorba Serin (2012:8) tarafından, “bilgi ve iletişim teknolojileri kullanarak başkalarına zarar verme amacı ile kasıtlı davranışlarda bulunan kişi” olarak tanımlanmıştır. Sanal zorbalar, başkaları tarafından geleneksel akran zorbalığına maruz bırakılmış ve internet kullanarak çektikleri acıyı boşaltan veya intikam alan kişiler olabilirler (Willard,2007:5). Li (2007b:446) yaptığı araştırmada 133 çocuğa kendilerine zorbalık yapan kişilerin kimliklerini sormuş ve sanal kurbanların %25,6’sı okuldan tanıdığı biri tarafından, %12.8 okulun dışından tanıdığı insanlar tarafından, %46.6’sı kim olduğunu bilmediği insanlar tarafından ve %8.3’ü karışık gruplar tarafından zorbalığa maruz bırakıldığını ifade etmiştir.

Başka bir araştırmada yine öğrencilere kendilerine sanal zorbalık yapanın kim olduğu sorulmuş, öğrencilerin büyük bölümü kendi sınıflarından arkadaşları tarafından daha sonra aynı yaş grubu fakat farklı sınıfta olan okul arkadaşları tarafından, kendisinden üst sınıfta olan birileri tarafından, kim olduklarını bilmedikleri birileri tarafından ve başka okullara giden birileri tarafından zorbalığa maruz bırakıldıklarını belirtmişlerdir.

Öğrenciler içinde kendilerinden alt sınıftan biri tarafından sanal zorbalığa maruz bırakılan kimsenin olmadığı görülmüştür (Smith, Mahdavi, Carvalho ve Tippett., 2006:21).

Sanal zorbaların özelliklerini inceleyen bir araştırmanın sonuçlarına göre sanal zorbalar internette çok vakit harcarlar, internette neler yaptıkları ile ilgilenmeyen ebeveynleri vardır, daha çok geleneksel akran zorbalığında zorba statüsündelerdir.

Araştırmaya göre sanal zorbalık yaparken zorbaların onda yedisi kimliklerini gizlemiştir.

Erkek öğrenciler, kızlarla kıyaslandığında daha çok sanal zorbalık yapmışlardır.

Erkeklerin internet kullanma becerileri iyi düzeydedir. Çok sayıda arkadaşları olanlar kendilerini popüler hissetmektedirler (Vandebosh ve diğerleri, 2006).

Benzer bir araştırma Walrave ve Hairman (2009:11) tarafından yapılmış. Sonuçlar gösteriyor ki, erkek öğrenciler, kızlara göre daha çok sanal zorbalık yapmaktadırlar. Sanal zorbalık yapmanın yaş arttıkça arttığı görülmektedir. Sıklıkla internet kullanan ergenler daha çok zorbalık yapmaktadır. İnternet ve bilgisayarı kendi odasında kullanan ergenler daha çok sanal zorbalık yapmaktadır. Kendi bilgisayar kullanma düzeyini iyi olarak

değerlendiren ergenler, bilgisayar kullanma becerilerini daha düşük belirtenlere göre daha çok sanal zorbalık yapmaktadır.

Ybarra ve Mitchele (2004b:327) tarafından yapılan araştırmada, sanal zorbaların

%6’sı geçmiş yıllarda bir yetişkin tarafından fiziksel ve cinsel saldırıya uğradığını belirtmiştir. %32’si de sıklıkla madde kullandığını belirmiştir. Suç işleme, depresif semptom, okul başarısızlığının, sanal zorbalarda ,sanal zorba olmayanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Gerçek dünyada kurban olan gençlerin sanal dünyada zorba olma ihtimalleri daha yüksektir. Sanal zorbalarının yaklaşık yarısı (%51) geleneksel akran zorbalığına maruz kaldığını belirtmiştir. Aynı zamanda sanal zorbaların %30’u sanal dünyada da sanal zorbalığa maruz kalmıştır. Singapur’da 12- 18 yaş arasında 396 ergen ile yapılan araştırma sonuçları hem kızlarda hem erkeklerde zayıf duygusal empati görülen öğrencilerin daha çok sanal zorbalık yaptığını göstermektedir (Ang ve Goh, 2010:394).

Araştırma 300 (194 %64.8’i kız 105 %35.2’si erkek) orta okul öğrencisi ile yapılmıştır. Çalışmada sanal zorbalığın sorumluluk, barışseverlik, hoşgörü, saygı dürüstlük gibi insani değerlerle ilişkisi araştırılmıştır. Araştırma sonuçları bu insani değerler ile sanal zorbalık yapma arasında negatif yönde bir ilişkinin olduğunu göstermektedir (Dilmaç, Aydoğan, 2010:186).

2.1.3.1.2. Sanal Kurban Statüsü

Serin’e göre (2012:8) sanal kurban, “elektronik iletişim araçları vasıtasıyla kendisine zarar verilen kişidir”. Bu kişiler okulda geleneksel akran zorbalığına maruz kalmış olabilirler (Willard, 2007:5). Ybarra ve Mitchell (2004a:1312) tarafından yapılan araştırma sanal zorbaların günlük yaşamdan tanıdıkları kişileri daha çok kurban olarak seçtiklerini göstermektedir. Sanal zorbalara internetten taciz ettikleri ya da utandırdıkları kişileri günlük yaşamdan tanıyıp tanımadıkları sorulmuş, zorbaların %84’ü kurbanlarını tanıdığını söylemiştir. Bunun aksine kendine internette saldırgan davranılan sanal kurbanların yalnızca %30’u bunu kendisine kimin yaptığını bilmiş. Aynı zamanda sanal kurbanların %55’i geçen yıl içinde aynı kişi tarafından birkaç kez sanal zorbalığa maruz kaldığını, %16’sı ise birçok kez aynı kişi tarafından kendisine sanal zorbalık yapıldığını bildirmiştir.

Sanal kurbanların özelliklerinin değerlendirildiği bir araştırma sonucu gösteriyor ki, sanal kurbanların çoğu hayatlarının internete bağlı olduğunu düşünmektedirler (internet olmadan çok sıkıcı olacağını, ödevlerini yapamayacaklarını, internet yoluyla çok arkadaş edindikleri için yalnız kalacaklarını). Az sayıda arkadaşları vardır ve kendilerini popüler hissetmemektedirler. Daha çok geleneksel akran zorbalığında kurban statüsündelerdir. Sanal kurban olan öğrenciler, kurban olmayanlara göre daha çok stres semptomları gösterdikleri görülebilmektedir. Sanal kurbanların %50’sinden daha azı yaşadıkları sanal zorbalığı başkalarına söylemektedir. İnternette daha çok riskli davranışlar yapabilirler, örneğin sadece internetten tanıdığı insanlarla iletişim kurarlar (Vandebosh ve Cleemput, 2009:1365). Başka bir araştırmaya göre sanal kurbanlarda genellikle negatif kendilik algısı, düşük kendine güven söz konusudur. Sosyal yetenekleri zayıftır, az sayıda arkadaşları vardır ve arkadaşlıktan da pek hoşlanmazlar, ebeveynleri ile ilişkileri kötüdür (Vandebosh ve diğerleri, 2006).

Sanal zorbalığa maruz kalmayı yordayan unsurların araştırıldığı bir çalışmanın sonuçlarına göre, internette sohbet odalarında yaşça kendinden büyük insanlarla iletişim kurmak, başkaların elektronik posta veya anında mesajlaşma şifrelerini vermek, blogda ya da kişisel profilinde kişisel bilgileri paylaşmak sanal kurban olmayı yordamaktadır.

Yine aynı araştırma kızların sanal kurban olma ihtimallerinin erkeklere göre daha fazla olduğunu göstermiştir (Walrave ve Heirman, 2009:9).

2005 yılında 10-17 yaşları arasında 1500 gençle telefonla yapılan araştırma sonuçlarına göre, tanıdığı bir akranı tarafından sanal zorbalığa maruz kalmış bir öğrencinin, sanal zorbalığa maruz kalmamış birine göre, kızdığı bir kişiye karşı, interneti onu rahatsız edici biçimde kullanma olasılığı 5 kat daha yüksektir. Aynı zamanda bu kişilerin ebeveynleri ile çatışma yaşama, fiziksel, cinsel suistimal yaşama, geleneksel akran zorbalığı kurbanı olma, saldırgan davranışlar yapma, sosyal problemler yaşama olasılıkları da daha fazladır. Tanımadığı insanlarla internetten görüşenlerin, görüşmeyenlere göre, sanal zorbalığa maruz kalma olasılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Tanımadığı insanlar tarafından sanal zorbalığa maruz bırakılmış kişilerin, maruz kalmayanlara kıyasla interaktif etkileşim gerektiren internet programlarını daha çok kullandıkları görülmektedir. Bu ergenlerin borderline ve depresif özellikler göstermeleri, sosyal problemler yaşamaları daha olasıdır (Wolak, Mitchell, Finkelhor, 2007: 54-55).

Sanal zorbalığa maruz kalmak, güçlü duygusal zararlar verebilir. Geleneksel akran zorbalığı kurbanlarında genellikle depresyon, anksiyete, düşük kendine güven, psikolojik rahatsızlıklar, problemli düşünme, okul başarısızlığı, sosyal ortamlardan uzak durma görülür. Sanal zorbalık kurbanları ise kendileri hakkında internette rahatsızlık verici bilgiler yayıldığı için kendilerini çok üzgün hissederler. Saldırganların kimlikleri çoğu zaman belirsizdir ve onları durdurmakta zorlanabilirler, zorbaların kim olduğunu bilmeyen sanal kurbanlar, gerçek ve sanal çevrelerini sürekli olarak tedirginlikle araştırırlar. Bazı durumlarda sanal zorbalık, acı veren fonksiyon bozukluklarına, dışlanma, şiddet ve hatta intihara sebep olabilir. Sosyal olarak kendini iyi ayarlayabilme ve sağlıklı çocuk ebeveyn destek sistemi olan ergenlerin daha iyi problem çözme ve baş etme yeteneklerine sahip olması daha olasıdır. Onlar genellikle sanal zorbalığı daha kolay atlatırlar. Daha hassas ergenlerin ise baş etme becerileri daha zayıftır, bunun sonucu olarak ebeveynleri ile ilişkilerinin zayıf olması , zihinsel problemlere ve aile sorunlarına daha fazla sahip olamaları olasıdır. Bu durumda sanal zorbalığa maruz kalmak onları oldukça kötü etkileyabilir (Monks ve Smith, 2006:817).

2.1.3.1.3. Sanal Zorba/Kurban Kurban Statüsü

Bu grup elektronik iletişim araçları yoluyla hem zorbalığa maruz kalan hem de başkalarına zorbalık yapan kişilerden oluşur. Li’ye göre (2007b:444) göre, teknoloji aracılığıyla sanal zorbalığa maruz kalmış öğrencilerin aynı yolla başkalarına zorbalık yapması daha olasıdır. Zorbalığa maruz kalmış bir çocuğun kızgın duygularla saldırgana cevap vermesi, rahatsız edici mesajlar göndermesi de aynı şekilde mümkündür. Teknoloji aracılığıyla başkalarına zorbalık yapan bir öğrencinin, bu sebeple başkaları tarafından hedef alınması (kurban olarak) da mümkündür. İnsanlar insafsız bir saldırıya maruz kaldıkları zaman oldukça saldırgan davranabilirler. Başka bir deyişle zorbalığa maruz kalmış çocuk, zorbalığa maruz kalmakla ilgili saldırgana karşı saldırıda bulunabilir. Aynı şekilde birine zarar veren sanal zorba, kurbanın saldırgan tepkilerine maruz kalabilir.

Walrave ve Hairman (2009:9) tarafından yapılan araştırmanın sonuçları bize sanal kurban olmayı en çok yordayan unsurun geçmişte sanal zorba olmak olduğunu göstermektedir. Sanal zorbaların kurban olma olasılıkları karışmayanlara göre altı kat daha fazladır. Aynı zamanda sanal zorbalığa maruz kalmış olmak, gelecekte sanal zorbalık yapmak için en önemli yordayıcıdır. Sanal zorbalığa maruz kalmış bir ergenin sanal zorbalık yapma olasılığı, maruz kalmayanlara göre dokuz kat daha fazladır.

İnternette kendilerine başka bir kimlik oluşturan ergenlerin sanal zorbalık yapması daha olasıdır.

Ybarrra ve Mitchell (2004a:1312) sanal zorba/kurbanların özelliklerini araştırmıştır. Sonuçlar göstermiştir ki; sanal zorba/kurbanların yaklaşık yarısı geleneksel akran zorbalığına maruz kalmış, %25’i sigara ve alkol kullanmakta, %20’si ebeveynleri tarafından az izlenmektedir (monitoring). Yaklaşık %50 si kendisini internet kullanımı açısından uzman olarak tanımlamaktadır. Sanal zorba/kurbanların %30’unun ebeveynleri evlerindeki bilgisayarlarda (blocking software) bloklayan programlar kullanmamaktadır.

Zorba/kurban statüsünde yer alan öğrencilerin yaklaşık %30’u interneti en çok anında mesajlaşma programlarını için kullanmış, %35’i interneti günlük üç saatten daha fazla kullanmıştır.

2.1.3.1.4. Sanal Zorbalıta Karışmayan Statüsü

Sanal zorbalığa, zorba veya kurban olarak dahil olmamış kişilerdir. Willard (2007) bu statüdeki kişileri zararlı ve yararlı olarak ikiye ayırır.

Zararlı- karışmayanlar (Harmful Bystanders): Bu kişiler zorbayı cesaretlendirir, destekler veya zorbanın yaptıklarına seyirci kalır, kurbana yardımcı olmak veya araya girmek için hiçbirşey yapmaz.

Yardımcı-karışmayanlar (Helpful Bystanders): Bu kişiler zorbalığı sonlandırmak için uğraşırlar, zorbalara karşı gelirler, kurbana destek olurlar, yetişkinleri durumdan haberdar ederler. Sanal zorbalık ile mücadelede kullanılabilecek en önemli stratejilerden biri öğrencilerin bu yardımcı statüyü benimsemesini sağlamaktır (Willard, 2007:6).

30 okulda, 1963 orta okul öğrencisi ile yapılan çalışmanın sonuçları, sanal zorbalığa karışmayan öğrencilerin, sanal zorbalığa hem zorba hem de kurban olarak karışan öğrencilere göre, kendilerine güvenlerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Sonuçlar kendine güven ve sanal zorbalığa karışmama arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor. (Hinduja ve Patchin, 2010:619).