• Sonuç bulunamadı

Ebeveyn İzlemesinin Geleneksel Akran Zorbalığı ve Sanal Zorbalıktaki

II. BÖLÜM

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.4. Ebeveyn İzlemesi

2.1.4.2. Ebeveyn İzlemesinin Geleneksel Akran Zorbalığı ve Sanal Zorbalıktaki

Ebeveynlere, geleneksel akran zorbalığı ile ilgili düşünceleri sorulduğunda, ebeveynlerin büyük bölümü zorbalığı kabul edilemez (uygunsuz) bulduğunu ve hemen durdurulması gerektiğini belirtmektedir (Harris ve diğerleri, 2002:11). Ancak Olweus’a göre (1999; akt: Rigby, 2003:58) ebeveynlerin büyük bölümü geleneksel akran zorbalığını küçümserler çünkü problemin yaygınlığının farkında değildirler ve zorbalık konusunda nadiren çocukları ile konuşmaktadırlar.

Farklı araştırmalarda çocuklara geleneksel akran zorbalığına maruz kaldıklarında bu durumdan ebeveynlerini haberdar edip etmedikleri sorulmuş ve birbirinden oldukça farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Ebeveynlerimle bu konuyu konuşurum diyenler %17 (Beran ve Tutty, 2002), %8 (Genç, 2007), %39 (Harris, 2002), %67 (Fekkes ve diğerleri, 2004) oranlarında tespit edilmiştir.

Geleneksel akran zorbalığı yapan çocuklara öğretmenlerinin ya da ebeveynlerinin zorbalık davranışları konusunda kendileri ile konuşup konuşmadıkları sorulmuş ve

öğrencilerin %52’si öğretmenlerinin, %33’ü ebeveynlerinin kendileri ile konuştuğunu söylemiştir. Öğrencilerin %43’ü öğretmenler ile zorbalık konusunu hiç konuşmamış,

%67’si ebeveynleri ile bu konuyu hiç konuşmamıştır (Fekkes ve ark., 2004:86).

Hynie ve diğerlerine göre (2001:45) ebeveyn desteği ve ilgisi geleneksel akran zorbalığına maruz kalmayı ve zorbalık yapmayı yordamıştır. Araştırmacılara göre ebeveynlerin davranışları çocukların zorbalığa dahil olmasını doğrudan veya dolaylı şekillerde etkilemiştir. Çünkü ebeveynin ilgi ve desteği doğrudan zorba ve kurban olmayı etkilediği gibi, dolaylı olarak, öğrencinin sosyal yetenekleri, kendine güveni, okul başarısı, arkadaş seçimi gibi zorba ve kurban olmayı etkileyecek faktörler üzerinde de etkili olduğu düşünülmüştür. İtalya’da 4 farklı okula devam eden 16-19 yaşları arasında 489 (290 erkek, 189 kız) öğrenci ile yapılan araştırma sonuçları ebeveyn izlemesi ile geleneksel akran zorbalığında kurban olma arasında negatif yönde bir ilişki olduğunu göstermişitr. Aynı araştırma sonuçları ebeveyn izlemesinin, zorbalığa şahit olmanın ya da kurban olmanın etkilerini hafiflettiğini göstermiştir (Bacchini ve diğerleri., 2011:278).

Peker ve Gültekin’e (2014:150) göre öğrencilerin sosyal destek almaları , geleneksel akran zorbalığı ile başetmelerini yordadığını tespit etmiştir. Buna göre öğrenciler geleneksel akran zorbalığına maruz kaldıklarında, pasif bir şekilde bunu kabullenmek yerine, ailelerinden veya arkadaşlarından sosyal destek alırlar ve böylece daha kolay başetmekte ve olay sonucunda zorbalık yapma gibi yanlış davranışlar yapma ihtimalleri azalmaktadır.

Rigby (2000:62) yaptığı araştırmada, aile içi sıcaklığın az olduğunu düşünen ve ailesi tarafından desteklenmeyen ergenler arasında, erkeklerin diğerlerine göre daha çok geleneksel akran zorbalığında zorba statüsünde yer aldıklarını, kızların ise diğerlerine göre daha çok geleneksel akran zorbalığında hem zorba hem de kurban olduklarını tespit etmiştir. Totan’a göre (2008:71) ergenlerin anne ve babaları ile ilişkileri arttıkça, geleneksel akran zorbalığında zorba ve zorba/kurban statülerinde olma olasılıkları da azaldığı görülmüştür.

Aypay, Durmuş ve Aybek (2016:1393) tarafından ilköğretim ikinci kademeye davam eden 224 öğrenci ile yapılan araştırmada, geleneksel akran zorbalığının alt başlıklarına (ilişkisel zorbalık, fiziksel zorbalık, sosyal dışlama, sözel zorbalık, korkutma-sindirme, kişisel eşyalara saldırı) maruz kalma ve bunları yapma ile ebeveyn izlemesi arasındaki ilişki incelemiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, ebeveyn izlemesi puanları

arttıkça, geleneksel akran zorbalığında korkutma/sindirme alt boyutuna maruz kalma puanları azalmaktadır. Ebeveyn izlemesi ölçeğinden alınan puanlar arttıkça, geleneksel akran zorbalığında fiziksel zorbalık, sözel zorbalık, korkutma/sindirme ve kişisel eşyalara saldırı alt boyutlarını yapma puanları azalmaktadır.

Bugün birçok ailenin evinde bilgisayar mevcuttur. Bu bilgisayarlar onlara günlük aktivitelerinde yardımcı olur, mesleki amaçlı ya da çocukların ev ödevlerine yardımcı olmak için kullanılır. 596 denekle yapılan araştırmaya göre ebeveynlerin çok büyük bir bölümü bilgisayar kullanmaya değer verdiklerini, ayrıca hem işleri açısından hem de çocuklarının akademik başarıları açısından bilgisayar kullanmanın hayati olduğu düşündüklerini ifade etmiştir. Ailelerin çocuklarının bilgisayar kullanımlarını izleyip izlemedikleri ve bilgisayar kullanımlarına yardım edip etmedikleri çok önemlidir.

Araştırma sonuçlarına göre bir çok aile çocuklarının internet ve bilgisayar kullanımına dahil olduklarını ve onlara bu konuda rehberlik ettiklerini belirtmiştir. Böylece bilgisayarlar hem öğrencilerin hem ailelerinin işlerini kolaylaştıran ve hızlandıran bir tür halk kütüphanesi, bilgi kaynağı haline geldiği görülmektedir. Araştırma sonuçları bilgisayar kullanan ebeveynlerin, çocuklarının bilgisayar kullanmalarına büyük oranda dahil olduklarını göstermiştir (Ortiz, Green ve Lim., 2011:203).

Yetişkinler her zaman sanal zorbalık potansiyelinin farkında olmalıdır . Her iki ebeveyn gençlerin teknolojik etkinliklerini izlemekle ilgilenmelidir. Bir çok ebeveyn bilgisayarlara filtreler kurarak çocukları istenmeyen iletişim sitelerinden koruyacaklarına inanır. Okullar da aynısını yapar, fakat çocuklar bu filtreleri geçmekte oldukça başarılıdır ve istedikleri internet sitelerine girerler. Ebeveynlerin çocukları denetleyebilmeleri için, evlerde bilgisayarların çocukların yatak odalarında değil herkesin kullandığı bir yerde bulunması önerilir. Ebeveynler çocuklarının şifrelerini bilmeli ve düzenli olarak onların neler yaptıklarını kontrol etmelidir (Bauman, 2007).

Uygun internet kullanımını çocuk okulda öğrenebilir ancak evde bilgisayar başında bu kurallara uymayabilir, ebeveynler çocuklarının okul dışında bilgisayar kullanımından sorumludur. Ebeveynlerin sorumluluğu çocukların bilgisayar kullanımını izlemektir. Çocuklar ebeveynlerine bilgisayarda ödevlerini yaptıklarını söyleyebilir, ama gerçekte sanal zorbalık yapıyor olabilirler. Anlık mesajlaşma, sohbet odaları, sms gibi kavramlar ebeveynler için yabancı terimlerdir. Bugünün gençleri, özellikle de sanal zorbalık yapanlar, çok iyi bilgisayar kullanma becerisine sahipdirler. Çocuklarının

bilgisayar kullanımını izlemek, kontrol etmek isteyen ebeveynler bilgisayar kullanım becerilerini ve internette kullanılan iletişim araçları ve özellikleri konusunda bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duyarlar (Beale ve Hall, 2006:9).

Ebeveynleri tarafından internet aktiviteleri izlenmeyen gençler, internetteki eylemlerinde denetimsizlerdir. Bu durum onların sanal zorbalık yapmaları ve zorbalığa maruz kalmalarını kolaylaştırabilir. Araştırmalar ebeveyn kontrolünde bilgisayar kullanımı ile sanal zorbalığa karışmama arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir.

Ebeveynler, çocuklarının internet ve cep telefonu kullanımları ile kendileri ilgilenmeli, bilgi sahibi olmalıdır. Onlara siber görgü kurallarını öğretmelidir (Vandebosh, 2006).

Mark ve Ratliffe (2011:99) tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre sanal zorbalığa maruz kalan ergenlerin yalnızca %10’u ebeveynlerini bu durumdan haberdar etmiştir. Öğrencilere eğer ebeveynleriniz sanal zorbalığa maruz kaldığınızı bilselerdi size yardım edebilirler miydi diye sorulduğunda, ergenlerin %80’i, ebeveynleri sanal zorbalıktan haberdar olsalar bile onların bunu sonlandıramayacaklarına inandıklarını söylemiştir.

Media Awareness Network (2000:17-22) tarafından Kanada’da 6-16 yaşlarında çocukları olan 181 ebeveyn ile araştırma yapılmış ve ebeveynler genel olarak çocukların internet kullanımlarını izlediklerini belirtmiştir. Ebeveynlerin %75’i evdeki bilgisayarın (PC) ortak bir alanda olduğunu ve %67’si çocukların genellikle bir ebeveyn ile birlikte internet kullandığını söylemiştir. Ebeveynlerin %55’i çocuklarının bir bilgiyi sunmadan ya da internette bir aktiviteye katılmadan önce kendilerine sorduğunu ve ebeveynlerin çok büyük bölümü çocuklarıyla sıklıkla internet kullanımı konusunda konuştuğunu söylemiştir. Her 10 ebeveynden 8’i çocuklarıyla konuştuğunu belirtirken, %38’i çok iyi konuştuğunu, %40’ı biraz konuştuğunu, %22’si çok az konuştuğunu ve %18’i hiç konuşmadığını ifade etmiştir. Ebeveynlerin %35’i çocuklarının girdikleri internet sitelerini çok iyi bildiklerini, %36’sı büyük oranda bildiklerini, %28’i çok az bildiklerini,

%19’u ise hiçbir şey bilmediklerini belirtmiştir.

Öğrencilere sanal zorbalığa maruz kaldıklarında bunu kimlerle paylaştıkları sorulduğu bir diğer çalışmada, en çok tercih edilen kişiden en az tercih edilene göre sıralama şöyledir; hiçkimse, arkadaşlar, ebeveynler, öğretmenler, okuldaki yetişkinler (Smith ve diğerleri, 2006:23). Benzer bir araştırmada, yine öğrencilere sanal zorbalığa maruz kaldıklarında bunu ebeveynlerine anlatıp anlatmayacakları sorulmuş ve ergenlerin

sadece %9’u anlatacağını söylemiştir. Bu öğrenciler ebeveynlerinin sanal zorbalık konusunda kendilerine yardım edemeyeceklerini düşündüklerini belirtmişlerdir (Bauman, 2010:817).

Topçu ve Erdur-Baker (2016:133) tarafından 703 kız ve 666 erkek öğrenci ile yapılan araştırmada sanal zorbalık ve geleneksel akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerin kimlerden yardım aldıkları araştırılmış. Araştırmanın sonuçları sanal zorbalık kurbanlarının %40.3’ünün ebeveynlerinden yardım aldıklarını ve geleneksel akran zorbalığı kurbanlarının ise %33.6’sının ebeveynlerinden yardım aldıklarını göstermiştir. Bu oran oldukça düşüktür. Boulton ve Underwood’a (1992:82) göre geleneksel akran zorbalığına maruz kalan kurbanların çok azı bu konuyu ebeveynleri ile veya öğretmenleri ile konuşmuştur. Bu durum zorbalık olayının uzun süre devam etmesine ve öğrenciyi daha kötü etkilemesine sebep olmuştur. Öğrencilerin bu konuyu yetişkinler ile konuşmamasının sebebi, zorbalık yapanların bu şikayeti duyup daha çok rahatsız edilmekten korkmaları olabileceği düşünülmüştür. Benzer şekilde sanal zorbalığa maruz kalan öğrenciler ebeveynlerine bu durumu bildirmedikleri takdirde, olayın sonuçlarının olumsuz etkilerinin artabileceği de belirtilmiştir. Juvonen ve Gross (2008:502) sanal zorbalığa maruz kalan öğrencilerin, ebeveynlerinin bilgi ve iletişim teknolojisi araçlarına ulaşmalarını engelleyecekleri korkusu ile durumdan ebeveynlerini haberdar etmediklerini belirtmiştir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukları ile iletişimi geliştirecek, teşvik edecek bir ortam sağlamaları önemli olduğu belirtilmektedir.

Ebeveynler zorbalığın türleri, nasıl gerçeklebilieceği konusunda çocukları ile konuşup onlarda farkındalık oluşturmalıdır. Örnekler vererek, canlandırmalar yaparak zorbalık ile karşılaştıklarında neler yapabilecekleri konusunda çocuklar ile çalışmalar yapmalıdır. Çocuklara yanlış birşeyler olduğunda bunu daima ebeveynleri ile konuşabileceklerini bildirmeleri gerekmektedir. Ebeveynler çocukların başlarına gelebilecek zorbalık olayları konusunda bilgi sahibi olup, çocukları bu tarz bildirimlerde bulunduklarında onlara nasıl tepkiler verecekleri hususunda hazırlıklı olmalıdır. Çocuğa karşı tutarlı olup, aşırı katı disiplin anlayışından uzak durmaları gereklidir (O’Moore, McGuire 1993:9).