• Sonuç bulunamadı

Sanal Zorbalık Kim Tarafından ve Nerede Yapılır

II. BÖLÜM

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.3. İlişkisel Zorbalığın Yeni Yüzü: Sanal Zorbalık

2.1.3.4. Sanal Zorbalık Kim Tarafından ve Nerede Yapılır

İnternetin ve cep telefonunun 7-24 her yerde ve her zaman kullanılabiliyor olması sanal zorbalıkta yer ve zaman sınırlamasının kalkmasına neden olmuştur (Kowalski Limber, 2007:23). Gençler evlerinden bilgisayarlarla ve tabletlerle internete ulaşma fırsatına sahiptirler (Patchin ve Hinduja, 2006:276). Bugün ise cep telefonlarının internet

Geleneksel akran zorbalığı daha çok okulda, okul otobüslerinde, okula gidip gelirken ve yollarda yaşanmaktadır. Geleneksel akran zorbalığı toplum içinde gerçekleşse bile, zorbanın faaliyetleri, kurbana yer ve zaman olarak ulaşmasıyla sınırlıdır (Kowalski ve ark. 2008:59) . Sanal zorbalıkta ise kurbanlar elektronik iletişim araçları yoluyla zorbalığa maruz kaldıklarında, zorba ve kurban mekân olarak uzaktadır. Elektronik iletişim araçları vasıtasıyla zorba, kurbanın evinin içine bile girebilmektedir (Heirman ve Walrave, 2008).

Geleneksel akran zorbalığında, kurban, zorbadan evde kalarak veya herhangi bir şekilde kaçabilir. Oysa sanal zorbalıkta yer ve zaman kısıtlaması yoktur, zorba kurbana her yerde ulaşabilir. İnternet ve teknolojiyi iyi kullanabilen kurbanlar, bazı kişileri engelleyerek ya da elektronik araçları kullanmayarak kendilerini koruyabilir. Ancak çoğu ergen internet ya da teknoloji kullanımından korkularına rağmen vazgeçmek istememektedir. Ayrıca, kim olduğu öğrenilen saldırganlar, kullanıcı adlarını değiştirerek ya da yeni internet hesapları açarak engellemeleri geçebilir. En önemlisi aşağılayıcı ve iftira atıcı resimler ya da bilgiler internete konulduğunda ya da akran gruplarına gönderildiğinde, kurbanın çabasıyla sonradan ortadan kaldırılsa bile, kurbanın toplum içindeki yerine zarar verecektir (Bauman, 2010:806)

Bir cep telefonu kullanıcısının cep telefonundan ayrılamaması, onun sürekli sanal kurban olarak hedef olmasına neden olabilir. Aynı zamanda sanal zorbalarda cep telefonları yoluyla kötü niyetli, aşağılayıcı veya tehdit edici mesajları, sms veya internet aracılığıyla gönderme imkânı bulur. Sanal zorbalığın evlerin duvarlarından içeri girmesiyle, geleneksel zorbalıkta var olan kurbanın sığınabileceği tek yer, sanal zorbalıkta kurbanın kaçabileceği bir yer olmaktan çıkmıştır. Elektronik iletişim araçlarının kapasitesi sayesinde insanların aynı anda her yerde olması zorbalığa maruz kalacak ya da zorba olacak uçsuz bucaksız bir aday denizinin olmasını sağlamaktadır (Hinduja ve Patchin, 2006:154).

Luxembourg’da 7-13. sınıfa devam eden, toplam 2070 (%45.5 i erkek ve %54 ü kız) öğrenci ile yapılan bir araştırma, öğrencilerin, geleneksel akran zorbalığı ile okul dışındaki yerlerden daha çok okulda karşılaştuklarını göstermektedir. Ancak, öğrenciler, sanal zorbalıkla, okula göre daha çok okul dışındaki yerlerde karşılaşmaktadır (Steffgen ve König, 2009).

Ybarra ve Mitchell (2004a:1311) 10- 12 yaşları arasında 1498 düzenli internet kullanıcısı genç ve onların ebeveynleriyle, telefonla yaptıkları araştırma, gençlerin

%19’unun geçmiş yıllarda zorbalığa maruz kaldığını göstermektedir. Sanal zorbaların çoğunluğu (%84) kime zorbalık yaptığını bilmektedir, kurbanların ise %31’i kimlerin onları zorbalığa maruz bıraktığını bilmektedir. Bu oldukça dikkate değerdir, çünkü güç ve üstünlük online dünyada saldırganın kimliğinin gizli kalmasını sağlar .

Öğrencilere kimler tarafından sanal zorbalığa maruz bırakıldıkları sorulduğunda, öğrenciler, çok büyük oranda, okuldan tanıdıkları insanlar tarafından sanal zorbalığa maruz bırakıldıklarını belirtmektedir. Öğrencilerin %82’si sınıftan ya da akran grubu tarafından, %20.7’si aynı sınıftan, %28’i aynı yaş grubunda olan ancak diğer sınıflardaki bir öğrenci tarafından, %6.1’i kendinden yaşça büyükler tarafından, %2.4’ü farklı yaşlarda bulunan insanlar tarafından sanal zorbalığa maruz bırakıldığını, hiçbiri yaşça kendinden küçük birileri tarafından sanal zorbalığa maruz bırakılmadığını belirtmektedir.

Öğrencilerin %22’si başka okullara giden öğrenciler tarafından, %20.7’si kimliğini bilmediği insanlar tarafından zorbalığa maruz kaldığını ifade etmektedir. Kendilerine zorbalık yapan kişi ya da kişilerin özellikleri sorulduğunda, öğrencilerin %25.7’si zorbanın cinsiyetini bilmediğini, %24.3’ü bir erkek tarafından, %21.4’ü bir kız tarafından, %18.6’sı bir kız grubu tarafından, %7.1’i bir erkek grubu tarafından, %3’ü hem kızlar hem erkeklerin olduğu bir grup tarafından sanal zorbalığa maruz bırakıldığını ifade etmektedir. Sanal zorbalık yapanların özelliklerine bakıldığında, öğrencilerin

%8’inin 7 yaşında, %12’sinin 8-9 yaşında ,%23’ünün 10-11 yaşında olduğu görülmektedir. Araştırma sonuçları yaşça büyük olan öğrencilerin, yaşça küçük olanlara göre hem daha çok sanal zorbalık yaptığını, hem de sanal zorbalığa daha çok maruz kaldıklarını göstermektedir (Smith ve diğerleri, 2008:379).

Başka bir araştırmaya göre, 6-8. sınıfa giden 265 öğrencilerden 59’usanal zorbalığa maruz kaldığını belirtmektedir. Sanal kurbanların %48’i kendilerine sanal zorbalık yapanların kimliklerini bilmediğini, sanal zorbaların %50’si okuldan tanımadığı insanlara zorbalık yaptığını, %44’ü okuldan tanıdıkları birilerine zorbalık yaptığını, iki kişi ise bir arkadaşına sanal zorbalık yaptığını ifade etmektedir (Mark ve Ratliffe, 2011).

Katılımcıların 5-8. sınıfa giden 10-13 yaş arasındaki 38 öğrenciden oluştuğu çalışmada, çoğu öğrenci sanal zorbalığın yaygınlığı konusunda endişeli olduklarını, sanal zorbalığın bir çok zarara yol açabilecek ciddi bir problem olabileceğini düşündüklerini

belirtmektedir. Öğrencilerden biri sanal zorbalığın hiç durmadığından söz etmiş, zorbalığın okulda başlayıp, sonra evde bilgisayarlar yoluyla devam ettiğini ifade etmektedir. Öğrencilerin çoğu evde oldukları süre içinde kendilerini güvende hissettiklerini ancak sanal zorbalığın evlerinde hatta yatak odalarında geçekleşmesinin onları çok üzdüğünü ifade etmektedir. Çoğu öğrenci sanal zorbalığın çoğunlukla okul günlerinde başına geldiğini bildirmektedir. Çoğu öğrenci okuldayken yasak olmasına rağmen telefonlarını açık tuttuklarını ve sanal zorbalık olaylarında kimliklerin ortaya çıkmadığını söylemektedir. Öğrenciler kendilerine zorbalık yapanın kim olduğunu bilmemenin çok rahatsızlık verici olduğunu , “herkes olabilir hatta kapı komşumuz bile”

ifadesini kullanmaktalar. Kimliğin belli olmamasının zorbalara iz bırakmak ya da tepki almaktan çekinmeden davranabilme rahatlığı sağladığını belirtmekteler ve bu durumun insanların çok hoşgörüsüzce davranmalarına sebep olduğunu düşündüklerini söylemekteler (Mishna ve diğerleri, 2009:1224-1225).