• Sonuç bulunamadı

Sanal Zorba-Kurban Statüsü

II. BÖLÜM

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.3. İlişkisel Zorbalığın Yeni Yüzü: Sanal Zorbalık

2.1.3.5. Sanal Zorba-Kurban Statüsü

Sanal zorbalığa dahil olmak ergenleri birçok açıdan olumsuz etkilemektedir. İlk olarak, ergenler akranları içinde görünüşleri ve kıyafetleriyle iyi görünmek isterler.

Elektronik aletler ve teknoloji onlar için çok çekici görünür, basit ekipmanlara sahip olmak istemezler, genellikle en son teknolojiye sahip olmak isterler. Teknolojik iletişimin dili kendine özgüdür ve gençler bu özel bilgilere sahip olmaya değer verirler. Hatta bu durum gençlere yetişkinlerin ulaşamayacağı bir alan sağlamaktadır. Ergenliğin başlangıcındaki ilk değişim, ergenin ailesinden daha çok akranlarına yoğunlaşmasıdır. Bu sebeple ellerinden geldiği kadar akranlarıyla birlikte zaman geçirmek isterler ve teknoloji fiziksel yakınlık bakımından sınırlı olsa da sosyal gruplarla iletişim kurma ihtiyacını giderir (Grinter ve Palen, 2002 aktaran: Bauman, 2007). Sanal zorbalık da gençlerin fiziksel olarak arkadaşlarından uzak olduğu, ancak sürekli olarak onlarla iletişime geçiği yerde, evde bilgisayarlar aracılığıyla gerçekleştirilir (Bauman, 2007).

Sanal zorbalık, kurbanlarına zarar veren yaygın bir problemdir. Bir kurban, şiddet tehdidi ve fiziksel zararla karşı karşıyadır ve aynı zamanda toplum düzeni içinde küçük düşürülme ve utandırılmaya maruz kalmaktadır. Bu elementlerin karışımı ciddi psikolojik, duygusal ve sosyal yaralanmalara sebep olabilir. Elektronik postalarla ya da cep telefonu mesajıyla zorbalığa maruz kalmış bir sanal kurban, mesajları silerek, anlık mesajlaşma mesajlarını kapatarak veya cep telefonunu kapatarak kendini diğer şiddet

içeren davranışlardan koruyabilir. Sosyal kabul ve kendine güven, gençlerin kimliklerini oluşturmaları için oldukça önemlidir. Sanal zorbalık bunları etkileyebilir ve belki de sürekli olarak psikolojik, duygusal ve sosyal yıkımlara yol açabilecek öfke patlamalarına, intikam almalara yol açabilir. Sanal zorbalıkta kurban satüsünde bulunanların %32’si okuldayken bu olaydan etkilendiğini, %26.5’i evdeyken etkilendiğini ifade etmiştir.

Kurbanların %42.5’i korkmuş, %40’ı öfkelenmiş, %27’si üzülmüştür. Kurbanların

%32’si sanal zorbalığa maruz kaldıktan sonra bir süre internete girmek istememiş, %20’si internetten tamamen uzak kalmıştır. Kurbanlar aynı zamanda yaşadıkları bu olay konusunda otorite konumunda olan kişileri bilgilendirmekten çekindiklerini ifade etmişlerdir (Hinduja ve Patchin, 2006:161).

Sanal zorbalık geleneksel akran zorbalığından, daha kötü psikososyal sonuçlar doğurabilir. İnternette yer alan üzücü yorumları kurban tekrar tekrar okur ve her okuduğunda psikolojik olarak yeniden yaralanır. Sanal zorbalığın en önemli potansiyel sonucu intihar olarak tanımlanır ve katil yüzlerce bilinmeyen, sanal zorbalığa karışmış kişidir. Ek olarak, izleyicilerin miktarı, kurban için küçük düşme deneyiminin derecesini arttırmaktadırç, Bu durum olayın psikolojik etkileri de etkiler. Sanal zorbalık anonim olduğu için kurbanın diğer insanlara olan güveni sarsılır, bu yüzden kurban gerçekten arkadaşlık kuramaz. Eğer zorbalık tehdit içeriyor ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyorsa, korkunun derecesi artar ve anksiyeteye sebep olur (Campbell, 2005:74).

Sanal zorbalığın başka bir sonucu da düşmanlığın öğrenciler okul binasındayken devam edebilmesidir. Okulda yaşanan böyle olaylar okul iklimini olumsuz etkileyecektir. Bazı öğrenciler için korku ve utançlar okula devamı ve akademik performansı etkileyen önemli unsurlardır (Bauman, 2007).

5-11. sınıfa devam eden öğrenciler ile yapılan araştırmada, öğrencilerden sanal zorbalık türlerinin üzerlerinde bıraktıkları etkileri, geleneksel akran zorbalığının üzerlerinde bıraktıkları etkiler ile kıyaslamaları istenmiştir. Öğrenciler, resim ve videolarla yapılan zorbalığın, geleneksel akran zorbalığından daha çok etki bıraktığını, sohbet odalarında yapılan zorbalığın geleneksel akran zorbalığından daha az etkili olduğunu, diğer türlerdeki sanal zorbalığın ise geleneksel akran zorbalığıyla benzer etkiler bıraktığını belirmiştir. Araştırmada sanal zorbalığa maruz kalan kurbanlara bu durumu kimlere bildirebilecekleri sorusu sorulmuş ve öğrencilerin %43.7’si kimseye söylemediğini, %56.3’ü birine söyleyeceğini ifade etmiştir. Bunun %26.8’i bildirecek

yetişkini seçmiştir. %1.4’ü ise herhangi birine söyleyebileceğini ifade etmiştir. Sanal zorbalık kurbanlarının ve geleneksel akran zorbalığı kurbanlarının, yaşadıkları zorbalık olayından, birilerini haberdar etme durumları kıyaslandığında,, geleneksel akran zorbalığı kurbanlarının, sanal zorbalık kurbanlarına göre, daha çok yetişkinleri bilgilendirdikleri görülmüştür (Smith ve diğerleri, 2008:381-382).

Mishna ve diğerleri (2009:1225) yaptıkları çalışmada5-8 sınıfa devam eden 10-13 yaşları arasında 38 ergenle görüşme yapmış ve sanal zorbalığın onlar üzerindeki etkisini araştırmıştır. Öğrenciler en çok evlerinde kendi odalarında internet kullanırken, yani kendilerini güvende hissettikleri yerde sanal zorbalığa maruz kalmaktadırlar. Örneğin 10 yaşındaki bir erkek öğrenci bunu şöyle açıklamaktadır: “Siz sanal zorbalık yoluyla birine fiziksel olarak zarar veremezsiniz, fakat siz onun duygularına zarar verebilirsiniz, üzücü birçok şey söyleyebilirsiniz ve bunlar karşı tarafı çok üzer ve hepsi evlerde, en güvende hissedilen yerlerde gerçekleşir.” Çoğu öğrenci, sanal zorbalığın, teknolojinin de gelişmesiyle, gün içinde her zaman başlarına geldiğini belirtmiştir. Ağırlıklı olarak evde bilgisayar başında olsa da, cep telefonları sayesinde sanal zorbalık durmayan, aralıksız gerçekleşen üzücü bir olaydır.

Sadece internetten tanıdığı insanlar tarafından sanal zorbalığa maruz kalan insanların %41’i bu olaydan dolayı üzüldüğünü, incindiğini belirtirken, gerçek dünyadan tanıdığı akranları tarafından sanal zorbalığa maruz bırakılanların %34’ü bu olaydan dolayı üzüldüğünü incindiğini belirtmektedir. Ancak ikisi arasındaki bu fark bir anlam ifade etmemektedir. Sadece internetten tanıdığı insanlar tarafından zorbalığa maruz bırakılanların yaklaşık %75’i çok basit online tepki vererek ya da hiç tepki vermeden sanal zorbalık olayının sona erdiğini belirtrken, tanıdığı akranları tarafından zorbalığa maruz bırakılanların%41’i aynı durumda olduğunu belirtmektedir. Akranları tarafından sanal zorbalık yapılanların %11’i ebeveynlerine ya da öğretmenlerine anlatarak yardım istemiştir. Tanımadığı insanlar tarafından zorbalığa maruz bırakılanlardan ise hiçbiri yardım istememiştir. Arkadaşları tarafından sanal zorbalığa maruz bırakılanların %87’si bu durumu birilerine anlatmış, sadece internetten tanıdığı insanlar tarafından zorbalığa maruz bırakılanlarınsa %52’si bundan birilerine bahsetmiştir (Wolak ve diğerleri., 2007:56).

Gençlerin %90’ı sanal zorbalığa maruz kaldığında yetişkinleri bundan haberdar etmediğini belirtmiştir. Gençlere yetişkinlere bildirmemelerinin sebebi sorulduğunda

bunların %50’si yetişkinlere haber verdiklerinde onların bu olay hakkında daha çok bilgi isteyeceklerini düşündüklerini belirtmiştir. Yaklaşık üçte biri (%31) ebeveynlerinin sanal zorbalıktan haberleri olursa, interneti sınırlandıracakları ile ilgili korkularından dolayı ve örneklemin çok küçük bir kısmı ise yetişkinlerin eğer bu konudan haberleri olursa onlarla aralarının bozulacağından dolayı yetişkinlere haber vermediklerini belirtmişlerdir. Sanal zorbalıktan korunmak için ne yaptıkları gençlere sorulduğunda, gençler en çok bazı kişileri blokladıklarını söylemişlerdir. Öğrencilerin %33’ü kendi özel bilgilerini görmelerini engellediğini, %26’sı kullanıcı adını değiştirdiğini, %25’i onu rahatsız eden kişiyi uyardığını belirtmiştir. Bu alınan önlemlerin pek çoğunun daha çok anında mesajlaşma programları ile ilgili olduğu görülmüştür. Bunun sebebi örneklemi oluşturan grubun büyük bölümünün anında mesajlaşma programını kullanan gençler olmaları ve çoğunluğunun da bu programı kullanırken zorbalığa maruz kalmaları olduğu düşünülmüştür. (Juvonen ve Gross, 2008:502)

Sanal zorbalık kurbanı olmanın, öğrencinin üzerinde bıraktığı etki, onun düşünceleri, inançları, davranış tarzı, önyargılarına göre değişiklik gösterir. Örneğin kendini suçlamada, önyargılara sahip olan bir kurban, hangi zorbalık türünde olursa olsun, benim hatamdan, benim yüzümden diye düşünebilecek ve zorbalık olayından psikolojik olarak daha da olumsuz etkilenebilecektir. Oysaki böyle bir önyargısı olmayan genç, saldırganın suçu olduğunu düşünür ya da mesajları bloklamak gibi çözümler üretir.

Durumun olumsuz sonuçlarından kurtulabilmek için veya akranlarından ya da öğretmenlerinden yardım alır (Bauman, 2010:806).