• Sonuç bulunamadı

Yeni Bir Sahih Hadis Tanımının Çerçevesi

III. ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI

3.2. YENİ BİR SAHİH HADİS TANIMI ÖNERİSİ

3.2.1. Yeni Bir Sahih Hadis Tanımının Çerçevesi

Önerilecek tanım bugüne kadar gelmiş, olgunlaşmış ve bir bakıma üzerinde ittifak edilmiş ilkeler ile mevcut çalışmada tespit edilen çerçevenin birlikte değerlendirilmesinden oluşacaktır. Yapılacak tanım, herhangi bir rivayetin sıhhat tespitinin yapılabilmesi için gerekli olan unsurların tamamını kapsama gayretinde olacaktır. Bu çerçevede yapılacak tanım tez boyunca görüşleri sunulan âlimlerin de arzulamış olduğu isnad ve metin tenkidinin içinde olduğu bir tanım olacağı gibi hem Ehl-i Reyin hemde Ehl-i Hadisin kriterlerini de kapsama gayretinde olacaktır.726 Sahih hadis tanımıyla ilgili problemlerin çözümüne öneri olması bağlamında yeni tanımda klasik tanımın kriterleri de değerlendirilecektir. Çünkü klasik tanım isnad ile ilgili birçok problemi gidermiştir. Bu tanımda ittisal şartının olması bütün isnadı kopuk olan rivayetler dışarda bırakmaktadır. Adalet ve zabt kriterlerinin olması ravinin cerh ve tadilini kapsamaktadır. Bu da bütün isnadı içine almaktadır. Dolayısıyla hadisin ilk bölümü olan isnadın sıhhat tespitinde bu kriterler önemlidir. Yine klasik tanımda şazz ve muaall kriterlerinin olması isnad ve metinde olabilecek gizli kusurları ortaya çıkarmayı sağlamaktadır. Bu tanım Ehl-i Re’yin metinle ilgili şartlarını taşımıyor olsa da Ehl-i Hadis için iyi bir tanımdır. Dolayısıyla önerilecek tanımda Ehl-i Rey’in de kriterlerinin olması gerekiyor. Ehl-i Reyi Ehl-i Hadisten ayıran kriterlerin başında metnin Kur’an’a, sünnet’e, sahih hadislere ve akla arzı gibi

725 Sabri Kızılkaya, İsnad ve Metin Çözümlemeleri Bağlamında Geleneksel ve Yeni Yaklaşımlar, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara 2008, s. 416.

138

metin ile ilgili kriterler gelmektedir. Sahih hadis tanımı yapılırken bu iki ekolün kriterlerinden yararlanmanın yanında ayrıca günümüzün gelişmiş bilim ve teknoloji imkânlarından da yararlanılacaktır. Dolayısıyla geçmişten günümüze bu konuda söz söylemiş ilim adamları ve hadis araştırmacılarının kriterlerini değerlendirip tanımın çerçevesi çizilmeye çalışılacaktır.

Önerilecek tanımla, kavramsal sorunları giderilmiş, birbirleriyle tutarlı, iç işleyişi bakımından mantığa uygun, çıktıları bakımından sağlıklı sonuçlar verecek ve çelişkilerden arındırılmış bir hadis usûlü’nün belirlediği özelliklere haiz bir metotla hadislerin sıhhat tespitlerinin yapılması sağlanmış olacaktır.

3.2. 2. Önerilen Sahih Hadis Tanımının Kriterleri

Sahih hadisin tanımı konusundaki problemleri gidermek için hadislerin sıhhatlerinin tespitine yönelik olarak klasik yöntemler kullanılmakla birlikte, dini literatür konusunda ön yargılı olmayan her türlü ilmi yaklaşımdan istifade edildi. Öneride hem Ehl-i Hadis hem Ehl-i Re’y hem de bu iki ekul dışındaki âlimlerinkriterleri dikkate alınacaktır. Bu çerçevede söz konusu âlimlerin/şahısların mezhep taassupları, karizmaları ve eserlerinin etki alanları dikkate alınmadan mümkün olduğu kadarıyla tümünün sahih hadis kriterlerini kapsayacak ve Hz. Peygamber’in konumu ve misyonunu merkeze alan bir tanım olacaktır.

Tanım yapılırken yöntem taassubuna düşülmeden önyargıdan uzak bir şekilde şimdiye kadar önerilen tanımların veya yöntemlerin öne çıkan taraflarını değerlendirerek, çağımızın ilmi ve teknik imkânlarını da kriterler arasına alarak mümkün olduğu kadar geniş bir alana hitap edecek ve sahih hadislerin değerlendirilmesinde metodolojik ihtiyaçları karşılayacak ilmi bir usûl tespit edilmeye çalışılmıştır.727 Buna rağmen şu ifade edilmelidir ki muhaddislerce hadis usûlü kavramlarında mütabakat sağlanmamış olduğundan objektif bir tanım mümkün olmamaktadır. Sorun hem hadisin rivayete dönüşmesinden hem de rivayete dönüşmenin doğurduğu problemleri giderecek ortak bir usûl geliştirememekten kaynaklanıyor. Nitekim çalışmada önerilen ve önerilecek kavramların tartışmadan azade olmadığı aşikârdır. Dolayısıyla hadis usûlünde kavramsal bütünlük

727 Erul, Hadislerin Anlaşılması Meselesi, s. 110.

139

sağlanmadıkça karşı karşıya olduğumuz sahih hadis sorunu çözümsüz kalmaya devam edecektir. Bunun için de tez, tüm bu kavramları tek tek ele alamayacağı için bütün yönleriyle sağlıklı bir tanım önerisinde de bulunamayacaktır. Yapılacak her tanım sorunlu olmaktan kurtulamayacaktır.Bütün bu zorlukların farkında olarak geleneğin büyük çabasını ve konuyla ilgili çözüm önerilerini dikkate alan, mevcut çağın verilerini ve araştırma sonuçlarını kapsayan bir tanım önerisi yapabilir. Bu öneri, altı çizilen usûl sorunları giderilip daha sağlıklı bir tanım yapılması durumunda geçerliliğini yitirecek belki o zaman daha kuşatıcı bir tanım yapılma imkânıhâsıl olacaktır.

İfade edilen sorunlar göz önünde bulundurularak yeni sahih hadis tanımının kriterleri aşağıdaki gibi tespit edilebilir. Bu kriterler tezin ilgili kısımlarında ayrıntılı bir şekilde ele alındığından burada sadece esaslar şeklinde ifade edilecektir. Bu çerçevede tanımın ilkeleri iki başlık altında verilecektir. Birinci başlıkta Ehl-i Hadis ve Ehl-i Rey’in kriterleri ortak olarak maddelendirilecek; ikinci başlık altında da önceki kriterlere ek olarak tezde tespit edilen kriterler maddeler halinde verilecektir.

a- Klasik Sahih Hadis Tanımının İlkeleri

1. Hadisi nakleden ravilerin adalet ve zabt sahibi ravilerden oluşması, 2. Hadisin senedinin muttasıl olması yani senedde herhangi bir kopukluğun

bulunmaması,

3. Hadisin şaz ve illetli olmaması,

4. Metnin Kur’an’a ve maruf (meşhur ve mütevatir) sünnete aykırı olmaması,

5. Metnin İslam’ın genel esaslarına aykırı olmaması, 6. Dil kurallarına aykırı olmaması,

140 b- Yeni İlkeler

Buraya kadar verilen kriterlere ek olarak çağımızın şartları, ilim ve teknoloji imkânları çerçevesinde, Hz. Peygamber’in konumu ve misyonunun merkeze alındığı kriterlerin de tanıma eklenmesi gerekmektedir. Bu yeni kriterler şöyle sıralanabilir:

1. Metnin Hz. Peygamber’in misyonu ve konumuna uygun olması (Sahih Peygamber tasavvuru): Sahih bir peygamber tasavvurunun önceki tanımlarda yer almamış olması birçok probleme sebep olmuştur. Gelenekteki hadis ve sünnet algısına ilişkin rivayetleri topladığımızda bu rivayetlerden tek bir kişiliğe ait bütüncül bir resim/fotoğraf çıkmamaktadır. Rivayetlerdeki farklılıklar ve özellikle çelişkiler beraberinde farklı peygamber tasavvurlarının oluşmasına neden olmuştur. Bu durum rivayetlerin sıhhatinde dikkate alınması gereken önemli bir noktadır. Konuyla ilgili çelişkili rivayetlerin her biri farklı bir şey söylemektedir. Dolayısıyla tanımda Peygamber tasavvurunun da yer alması gerekiyor. Sahih bir Peygamber tasavvuru tespit edildiğinde başta mucizeler ve gelecekten haber verme konuları olmak üzere birçok konudaki rivayetlerin Hz. Peygamber’e aidiyetleri sorunları çözülebilecektir.

2. Rivayetlerin tashihinde teknolojik imkânların kullanılması:Günümüzde bilimsel ve teknolojik gelişmeler tarihte görülmemiş bir hızda meydana gelmektedir. Sahih hadis problemlerinin giderilmesi için bu imkânlardan istifade etmek bir zorunluluktur. Bilgisayar teknolojisi, arkeoloji, astronomi, coğrafya, tıp ve kimya gibi bilimlerin alanlarına giren rivayetlerin sıhhat tespiti bu ilimlerin yardımıyla ve laboratuvar tetkikleriyle ortaya çıkarılabilir.

3. Önerilen tanımın insanlığın ulaşmış olduğu bilimsel verilere ve değerlere uygun olması ancak çağdaş bilimsel yaklaşımlardan yararlanmayla sağlanabilir. Bugün bazı ilimlerin bizlere sağladığı verilerle hadisleri daha sağlıklı değerlendirme imkânına sahibiz. Bu meyanda sosyolojiden sosyal psikolojiye, folklordan filolojiye, demografiye, jeoloji, antropoloji, etnografyaya, metrolojiye ve astronomiye varıncaya kadar bir dizi ilimlerden yararlanılabilir.

141

5. Modern ve postmodern toplumları anlamada kullanılan sosyal bilimlerin yöntemlerinden istifade edilmesi: Çağdaş sosyal bilimde metin yorumu, yani hermenötik yöntemlerden, rivayetlerin metin tenkidinde ve tahlilinde yararlanılması.

Bütün bu kriterler dikkate alınarak şöyle bir yeni tanım yapılabilir: “Âdalet ve zabt sahibi ravilerin muttasıl olarak rivayet ettiği, şaz ve illetli olmayan, Kur’an’a ve maruf (meşhur ve mütevatir) sünnete, İslam’ın genel esaslarına, insanlığın ulaşmış olduğu bilimsel verilere, akıl, icma’ ve umumü'l-belvaya, tarihi verilere, dil kurallarına ve Hz. Peygamber’in misyonu ve konumuna uygun olan hadistir.