• Sonuç bulunamadı

Buhârî’nin Sahih Hadis Kriterleri

III. ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI

1.5. KÜTÜB-İ SİTTE MÜELLİFLERİNİN SAHİH HADİS

1.5.1. Buhârî’nin Sahih Hadis Kriterleri

Buhârî’den önce hadis kitabı yazan müellifler rivayetleri Sahih, Hasen ve Zayıf ayırımı yapmadan eserlerine almışlardır. Bu eserlerde sadece Hz. Peygamber’in hadisleri değil ayrıca sahâbe, tâbiûn ve sonrakilerin fetvaları da yazılmıştır.309 İmam Mâlik, Ebû Yûsuf, Abdurrezzâk b. Hemmam gibi âlimlerden sonra Ahmed b. Hanbel gibi muhaddisler ise sadece Hz. Peygamber’e ait hadisleri yazmaya çalışmışlardır. Ancak bunlar da hadisleri sıhhatine göre ayrıştırmaktan

63

ziyade sadece müsned hadisleri toplama gayreti içinde olmuşlardır.310 Bu durum merfu rivayetleri mevkuf ve maktu rivayetlerden ayırmayı sağlamış ancak hadislerin sıhhatini tespite yönelik bir çalışma olmamıştır. Bundan dolayı sahih olan ve olmayan hadislerin bir arada bulunması problemlere sebep olmuştur. Bu problem öyle bir duruma gelmiştir ki, artık birilerinin bir an önce buna el atması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu döneme kadar sahih hadis probleminin büyüyerek devam ettiğini şu rivayetten anlıyoruz: Bir gün Buhârî’nin hocalarından İshak b. Rȃhuye, “Keşke biriniz, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sahih sünnetini cemeden muhtasar bir kitap te'lif etse” 311 diye temennisini ifade etmiş, bunun üzerine Buhâri harekete geçmiş ve sahih sahasında ilk eser olan el-Camiu’s-Sahihu’l- Müsnedu’l- Muhtasaru min Umûri

Resûlillah (s.a.v.) ve Sünenihi ve Eyyâmihi adlı eserini telif etmiştir. 312 Buhâri bu eserini, 600.000 hadis içerisinden seçerek meydana getirmiştir. 313 Böylece rivayetlerin sadece merfu ve sahih olanlarının müstakil eserlerde toplanması süreci başlamıştır.

Buhârî eserine yalnız sahih hadisleri aldığını ifade etmiştir. Eserin hacimli olmaması için almış olduğu hadislerden fazlasını dışarda bıraktığını söylemiştir.314 Bu açıklamasından anlaşılacağı üzere Buhârî bütün sahih hadisleri toplamamıştır. Ayrıca İmam Buhârî bu eserini hangi kriterlere göre hazırladığını da açıklamamıştır. Daha sonra onun eserini inceleyen âlimler, kullandığı yöntemi dikkate alarak onunkriterlerini belirlemeye çalışmışlardır. Hâkim’e göre Buhârî’nin şartları şöyledir: “Hz. Peyganber’den hadis rivayetiyle meşhur iki sahâbi, onlardan da bu vasfa sahip iki tabiûn onlardan da aynı vasıfları taşıyan etba-ı tâbiînin hafız ve mutkinlerinden olan ve kendisinden dördüncü tabakadan birçok sika ravinin hadis aldığı biri rivayet etmelidir.”315 Hâkim’in bu açıklamasında her tabakadan en az iki ravinin bulunması iddiası vardır. Hâzimî(ö. 584/1189), Şurûtu’l-Eimmeti’l-

Hamseadlı eserinde Hâkim’in bu tespitinin doğru olmadığını ifade etmiştir. O,

“Hâkim’in her tabakada iki güvenilirravinin bulunması ile ilgili görüşünden dolayı onu hadislerin kaynağını bilmeyen ve sahihi dikkatlice incelememiş biri olarak

310 İbn Hacer, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I, 7. 311 Bak. İbn Hacer,Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, 1, 7.

312 Hâkim,el-Medhel ilâ Kitâbi’l-İklîl, I, 30; İbnu’s- Salâh, Mukaddime, I, 16. 313 İbnu Hacer, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, 1, 7.

314 İbnu’s- Salâh, Mukaddime, I, 19; İbn Hacer, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, 1, 7. 315 Hâkim, Ma’rifetu Ulûmi’l Hadîs, s. 62; Ahmet Naim, Tecrid-i Sârih Tercemesi, s. 120–121.

64

nitelendirmiş ve Sahihan’da yer alan bazı tek ravisi olan hadisleri örnek göstererek bu iddiasının yanlış olduğunu ifade etmiştir.”316 el-Meyânşî (ö. 580/1184) Mâ lâ

Yese’u’l-Muhaddise Cehluh adlı eserinde Buhârî’nin şartları konusunda Hâkim gibi

açıklamada bulunmuştur.317 Makdîsî (ö. 507/1114) ise Buhârî’nin şartlarını şöyle açıklamıştır: “Buhârî, hadis rivayetiyle meşhur olan, âlimlerce sika olarak kabul edilen raviler tarafından muttasıl bir senedle rivayet edilmiş olan hadisleri kaydetmiştir. Buhârî sahâbeden rivayet eden ravi sayısına bakmaksızın tek bir ravisi olan hadisleri de rivayet etmiştir.”318 Âlimlerin araştırmalarına göre Buhârî’nin bir şartı da ittisalde anâneli rivayetlerde lika’yı şart koştuğu şeklindedir.319 Ebû Bekir Kâfî, Menhecu’l-İmam Buhârî fî Tashîh’l-Ehâdîsi ve Ta’lîlihâ adlı eserinde Buhârî’nin sıhhat şartları olarak ravinin adalet ve zabt sahibi olmasını ve senedin muttasıl olmasını zikretmiştir.320 İfade edilenlerden yola çıkılarak Buhârî’nin sahih hadis tespitinde şu kriterleri esas aldığı söylenebilir:

a. Ravinin hadis rivayetiyle meşhur olması, b. Ravinin adil, zabıt ve sika321 olması,

c. İsnadın muttasıl olması. Ayrıca o anâneli rivayetlerde lika’yı şart koşmuştur.

Görüldüğü gibi âlimlerin Buhârî’nin şartları konusundaki kanaatleri sened ve ravi merkezli olmuştur. Âlimler onun metinle ilgili kriterlerinin olup olmadığı konusunda ise bir tahminde bulunmamışlardır.322 Ancak hadisin en önemli bölümü

316 Hazimî, Şurut-i Eimme-i Hamse, Dâru’l-Kütübü’l-İlmiye, Beyrût 1984, s. 43; İbn Hacer,

Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, 1,9; İbn Hanbelî, Kafvu’l-Eser fî Safveti Ulûmi’l-Eser,

thk., Abdulfettâh Ebû Ğudde, Mektebetü’l-Matbûâti’l-İslâmî, Haleb 1408, I, 42; Mehmet Bilen,

İbn Hacer’in Buhârî Savunusu, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2013, s. 195; Alî Abdulbâsit

Mezîd, Minhâcu’l-Muhaddisîn fî’l-Karni’l-Evveli’l-Hicrî ve Hattâ Asrinâ’l-Hâdir, s. 290. 317 Ebû Hafs Ömer b. Abdulmecîd el-Kuraşî el-Meyânşî, Mâ lâ Yese’u’l-Muhaddise Cehluh, yy.,

tsz., s. 11.

318 Makdisî, Şurûtu’l-Eimmeti’s-Sitte, Dâru’l-Kütübü’l-İlmiye Beyrût 1984, s.18; İbn Hacer,

Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî. I, 9; Bilen, İbn Hacer’in Buhârî Savunusu, s. 194; Ahmet

Naim,Tecrid-i Sârih Tercemesi, s. 237; Abdulmuhsin, el-İmam el-Buhârî ve Kitâbuhu el-

Câmiu’s-Sahîh, el-Câmiatu’l-İslâmiye, Medîne 1390, s. 43; Abdullah b. Yûsuf el-Cedi’, Tahrîru Ulûmi’l-Hadîs, Beyrût 2003, II, 880; Ebû Bekir Kâfi, Menhecu’l-İmâmi’l-Buhârî fî Tashîhi’l- Ehâdîsi ve Ta’lîlihâ, Dâru İbn Hazm, Beyrût 2000, s. 71.

319 Müslim, Mukaddime, I, 29.

320 Ebû Bekir Kâfî, Menhecu’l-İmâmi’l-Buhârî.., s. 71.

321 Sika, sözlükte itimat etmek güvenmek anlamına gelir. Hadis usulünde ise genellikle adalet ve zabt vasfını taşıyan ravilere denir. Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, s. 359.

65

olan metin hususunda herhangi bir tespitin yapılmamış olması Buhârî’nin metni değerlendirmediği şeklinde anlaşılmamalıdır. Buhârî’nin eserini fıkıh konularına göre tasnife tabi tutması,323 eserinin tür olarak “Câmî’” olması ve hadisleri konu ve kitaplara ayırmış olması, onun metni dikkate aldığını gösterir. Bugün klasik hadis kaynakları geleneksel kabullerin dışına çıkıp daha farklı bir gözle okunmalı ve değerlendirilmelidir. Buhârî bize metnin bir hadisin sıhhati açısından ne kadar değerli olduğunu göstermiştir.

Kanaatimize göre Buhârî eserinde ravi ve isnadla ilgili kriterleri uygulamasının yanında metinle ilgili aşağıdaki ilkeleri de gözönüne almıştır:

a- Bab başlıkları onun “fıkhî” görüşleridir. İlgili bab başlıklarının altına aldığı rivayetler onun metne dikkat ettiğini gösterir.

b- Genel algının aksine Buhârî, muallak hadis rivayetiyle aslında isnadı değil, metni öncelediğini gösterir.

c- Buhârî, rivayetin sıhhatinde öncelikleisnadın sahih olması şartını arar. Daha sonra isnadı sahih olan rivayetin metnini değerlendirmeye alır. Bu yönüyle müsned türü eserler yazan Ehl-i Hadis âlimlerinden ayrılır.