• Sonuç bulunamadı

1.2. SAĞLIĞIN SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNDEKİ YERİ

1.2.3. Sağlık Hizmeti ve Çeşitleri

Sağlık hizmetlerini genel olarak tanımlamak gerekirse, sağlığın korunması, hastalıkların tedavisi ve rehabilite12 edilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar bütünüdür (Akdur, 1999, s. 5). Sağlık hizmetleri bireylerin buna bağlı olarak da toplumun sakatlık ve hastalıktan korunarak, bireylerin ruhsal, bedensel ve sosyal yönden dengeli bir biçimde yaşamlarını devam ettirebilmeleri için sunulmaktadır (Kablay, 2011, s. 52). Sağlık hizmetleri, insanların sağlıklarının devam ettirilmesi, korunması ve hastalanmaları anında tanı ve iyileştirme amaçlı çalışmalarla bireyin eski sağlıklı durumuna getirilmesine ilişkin tüm hizmetleri kapsamaktadır (Er, 2011, s. 10).

Sağlık hizmetlerinin bir takım ortak özellikleri vardır ve bunlar şöyle sıralanmaktadır: Sağlık hizmetleri somut bir kavram olmaktan uzak olmakla beraber, nerede ne zaman ve ne ölçüde, kimler tarafından talep edileceği belirlenememektedir. Sağlık hizmetleri ikame edilemez ve ertelenmesi de söz

12 Rehabilitasyon, Latince kökenli bir kelime olmakla beraber köken olarak, bilinmeyen bir şeyin öğrenilmesi kavramına dayanmaktadır. Rehabilitasyon; bir bireyin doğuştan ya da sonradan kaybetmiş olduğu bir yeteneğinin tıbbi, psikolojik ve sosyal açıdan iyileştirilme süreci olarak tanımlanmaktadır. Ayrıntılı bilgi için Akdemir ve Akkuş’un Rehabilitasyon ve Hemşirelik isimli çalışmasına bakabilirsiniz.

34

konusu değildir. Sağlık hizmetlerinin boyutunu hekimler belirlemektedir. Bu hizmetlerin kalitesi zamanla değişim gösterebilir. Ayrıca sağlık hizmetinin piyasalaşması halinde fiyatlarda değişimler yaşanacak ve hastaların bu durum karşısında duyarlığı zayıflayacaktır (Kablay, 2011, s. 53). Sağlık hizmetleri hükümetlerin temel politikaları arasında yer almalıdır. Bu gerekliliğin temeli sosyal ve koruyucu devlet anlayışı temelinde yatmaktadır. Bir ülkenin gerek ekonomik gerek sosyal refahının sağlıklı bireylerin varlığı ile sağlanabileceği unutulmamalıdır. Çünkü toplumsal olarak sağlıklı olma durumu daha verimli çalışmayı, daha sağlıklı düşünmeyi beraberinde getirmekle beraber yüksek maliyetli sağlık masraflarının alt seviyeye düşmesini sağlayacaktır. Sağlık hizmetleri kendi içinde koruyucu sağlık hizmetleri, tedavi edici sağlık hizmetleri ve

rehabilite edici sağlık hizmetleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

• Koruyucu sağlık hizmetleri sayesinde bireylerin ve toplumların karşılaşabileceği riskler en düşük seviyede tutulmak istenmektedir. Özellikle yayılma olasılığı olan hastalıkların önlenmesi, sadece bireye değil tüm topluma fayda sağlayacaktır. Bu faydanın tüm toplumu kuşatması, finansmanının kamu tarafından karşılanması gibi nedenlerle koruyucu sağlık hizmetlerinin -salt sosyal mal- olduğu söylenebilmektedir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin temel özelliği hastalık ortaya çıkmadan mevcut risklerle hastalığın ortaya çıkmasının engellenmesidir. Bu hizmetler birinci basamak sağlık kuruluşlarınca görülmektedir ve bu kuruluşlar, ana çocuk sağlığı, aile hekimleri (koruyucu hekimler) ve aile planlaması merkezleri ile verem savaş dispanserleri gibi kurumlardır (Çelikay ve Gümüş, 2011, s. 57). Günümüzde koruyucu sağlık hizmetleri iki grupta ele alınmaktadır bunlardan ilki; çevreye ilişkin hizmetlerdir ve bu hizmetler, çevremizde sağlığımızı olumsuz etkileyen fiziksel, biyolojik ve kimyasal etkenleri yok ederek ya da bireylerin bu durumdan etkilemesini önleyerek çevreyi olumlama yöntemidir. Diğer hizmetler ise bireye yönelik olan koruyucu sağlık hizmetleridir. Bu hizmetin tamamı sağlık personeli tarafından yapılması gereken hizmetlerdir. Bu hizmetleri sıralamak gerekirse: ilaçla koruma, bağışıklama, aile planlaması, hastalıkların erken tanı ve tedavisi, sağlık eğitimi ve iyi beslenme (Er, 2011, s. 10) olarak karşımıza

35

çıkar. Koruyucu sağlık hizmetlerinin temel dayanağı sağlığın koruyup geliştirilmesidir ve bu amaç doğrultusunda kişi ve çevreye yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Sağlığın korunup geliştirilmesi, sağlık harcamalarında azalmalara neden olacağından dolayı gerek sağlık hizmeti sunan kurumlar tarafından gerekse sağlık hizmeti alan kişiler tarafından sağlık harcamalarının azalmasına neden olacaktır. Ancak tıbbi teknolojilerdeki değişim ile koruyucu hekimliğe verilen önem azalmış, teşhis hekimlik uygulamalarında teknolojinin en çok kullanıldığı alanlardan birisine dönüşmüştür. (Kablay, 2009, s. 50-56). • Tedavi edici sağlık hizmetleri ise hastalanan insanların sağlıklarına kavuşmaları için yürütülen çalışmaların genel ismidir (Akdur, 1998, s. 13). Bireyin hastalığa uğraması ve bu nedenle sağlık kuruluşlarına başvurmasıyla beraber tetkik, muayene ve tedavi süreçlerini kapsamaktadır. Tedavi amaçlı sağlık hizmetleri, koruyucu sağlık hizmetlerine göre daha yüksek maliyet içermekle beraber üç farklı basamaktan meydana gelmektedir. Hastalığın niteliğine göre basamaklardan birisinde tedavi sürecine başlanır. Basamaklardan ilkini birinci basamak sağlık kuruluşları oluşturmaktadır. Bu sağlık kuruluşlarında genellikle yatak bulunmamakta, hastaların tedavileri ayakta ya da evde yürütülmektedir. Örnek vermek gerekirse birinci basamak sağlık kuruluşları; sağlık evi, aile sağlığı merkezi, sağlık ocağı, kurum ve işyeri tabipliği, ana-çocuk sağlığı ve aile planlama merkezleri gibi donanım olarak yeterlilik düzeyi düşük, ulaşımı kolay sağlık hizmeti sunan kuruluşlardır (Er, 2011, s. 23).

Birinci basamak kuruluşlarda giderilemeyen sorunların ya da ciddi sağlık sorunu olan hastaların tedavi edildiği kuruluşlar, ikinci basamak sağlık kuruluşlarıdır. Mevcut rahatsızlığın ikinci basamak sağlık kuruluşlarında giderilememe durumunda ise hasta üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönelmek durumunda kalacaktır. Üçüncü basamak sağlık kuruluşları ise üniversite hastaneleri, onkoloji hastaneleri, akıl- ruh ve sinir hastalıkları merkezleri gibi belirli alanlarda uzmanlaşmış olan kuruluşlardan oluşmaktadır (Çelikay ve Gümüş, 2011, s. 57).

36

• Rehabilite edici sağlık hizmetleri, hastalık sonrası ya da benzeri nedenlerle işgücünü kaybedenlere yönelik verilen hizmetlerdir. Örneklendirmek gerekirse; ciddi bir hastalık ya da çeşitli doğal afet, iş kazası ve meslek hastalığı veya trafik kazası gibi beklenmedik zamanda ortaya çıkan ve ardından ruhi ya da bedeni açıdan etkilenmiş bireylerin, tekrar sosyo-ekonomik hayata dönmelerini, böylelikle moral depolamalarını sağlamaya çalışan bir hizmet çeşididir. Rehabilite edici sağlık hizmetleri kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki tıbbi

rehabilitasyon hizmetidir. Buna göre kaybedilen organ yerine protez

takılması veya güçsüzleşen organın, fizik tedavi gibi benzer yöntemlerle yeniden gücünün kazanması böylelikle bireylerin günlük işlerini sürdürebilmelerini sağlayan bir hizmet türüdür. İkinci uygulama ise

sosyal rehabilitasyon hizmetidir. Buna göre fiziki ve psikolojik hasarlı

bireylerin, uygun bir işe yerleştirilmesi veyahut bakımlarının sağlanmasına yönelik hizmetlerdir. Sosyal rehabilitasyon, sosyal hizmetler kurumu ve personelleri tarafından yürütülmektedir (Akdur, 1999, s. 6; Çelikay ve Gümüş, 2011, s. 57).

Yukarıda sağlık kavramı, sağlık hakkı ve sağlık hizmeti ve çeşitleri konusunda açıklamalar yapılarak sağlığın birey için önemi vurgulanmış ve sağlığın kaybedilmesi durumunda ilgili tedavi basamaklarından söz edilmiştir. Sağlık hizmetlerinin etkin bir şekilde sürdürülmesi, sunulan hizmetlerin finansman açısından doğru kullanılmasına bağlı olduğu için sağlık finansman yöntemleri çok önemlidir. Bir alt başlıkta sağlık hizmetleri finansmanı üzerine açıklamalar yapılarak bütünsel olarak sunulan sağlık hizmetleri ile finansman ilişkisi değerlendirilmiştir.

37