• Sonuç bulunamadı

Sağlık Ekonomisi ve Finansmanı

TÜRKİYE’DE SAĞLIK HİZMETLERİ

6. Sağlık Ekonomisi ve Finansmanı

Türkiye’de sağlık hizmetleri geleneksel olarak ya tamamıyla devletin genel bütçesinden karşılanan ya da büyük ölçüde devlet bütçesinden desteklenen hizmetler olarak verilmiş ve bir sosyal devlet anlayışı be- nimsenmiştir. Bu husus koruyucu sağlık hizmetleri için gerçekten böyle olmalı ve bu şekilde sürdürülmelidir. Ancak tedavi edici hiz- metlerin maliyetlerinin tamamen devlet bütçesinden karşılanması en zengin olan ülkeler için bile artık söz konusu olamamaktadır. Çünkü beklenen yaşam süresinin uzamasıyla birlikte tedavi maliyeti yüksek olan kronik hastalıkların sayısı artmıştır; gelişen teknoloji nedeniyle tanı ve tedavi yöntemleri pahalı hale gelmiştir; hastanın şikayetlerin- den, bulgularından çok laboratuvar ve tetkik ağırlıklı bir tıp eğitimi benimsenmiştir. Bunlara, iletişim olanaklarının artması ve sosyo-eko- nomik durumun gelişmesi ile birlikte bireylerin pahalı yüksek tekno- lojik olanaklardan daha fazla oranda yararlanmak isteği de eklenmiş- tir. Bütün bu nedenler hastaların muayene ve tedavi maliyetlerini art- tırmıştır. Dünyadaki uygulamalar tedavi edici sağlık hizmetlerinin fi- nansmanının en iyi yolunun kâr amacı gütmeyen ve devlet deneti- minde olan bir genel sağlık sigortası sistemi olduğunu göstermekte- dir. Bu noktadan hareketle Türkiye’de de sağlıkta dönüşüm projesi ile birlikte zorunlu olan genel sağlık sigortası sistemi hayata geçirilmiştir. Sağlık hizmetlerinin finansmanının tek elden sağlanması, sosyal gü- venlik ile sağlık hizmetlerinin finansmanının birbirinden ayrılması ve genel sağlık sigortasının oluşturulması için 5510 sayılı kanun hazır- lanmış ve Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında birleştirilmiştir. 5510 sayılı kanu- nun 3. kısmı genel sağlık sigortası ile ilgilidir. Bu kanuna göre genel sağlık sigortası zorunludur. Bordrolu çalışanlardan emekliliğe esas ay- lık gelirlerinin yüzde 12’si kadar sigorta primi kesilir. Bu kesintinin yüzde 5’i çalışan , yüzde 7,5’u işveren tarafından ödenir. Bordrolu ça- lışmayanlarda ise asgari ücret esas alınarak sigorta primi belirlenir. Ancak bu kişilerin gelir tespiti yaptırarak bunu belgelendirmeleri ve bunu SGK’na bildirmeleri gerekmektedir.

Ancak zorunlu sağlık sigortası primlerinin sağlıklı ve düzenli bir bi- çimde toplanması gerçekleşmediğinden ve artan sağlık hizmet mali- yetleri karşısında sağlık sigorta prim gelirleri sağlık giderlerini karşıla- yamamış, aradaki açığı kapatmak için muayene ve ilaç katkı payları adı altında, katkı payının hizmeti kullanan kişi tarafından ödenmesiyle gerçekleşen uygulamalar yürürlüğe konulmuştur. Katkı paylarının miktarı ve nasıl tahsil edileceği SKG tarafından çıkarılan Sağlık Uygu- lama Talimatnamesi (SUT) ile saptanmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Gü- venlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hangi muayene ve tedavi- lerin sağlık sigortası kapsamına alınacağını belirlemekle ve muayene ve ilaç katkı paylarını düzenlemekle yetkili kılınan kurum SGK’dır. Mevcut uygulamaya göre bu katkı payları 11 farklı kalem için alınmak- tadır. Bunlar ilaç katkı payı (çalışanlar için ilaç bedelinin yüzde 20’si; emekliler için ilaç bedelinin yüzde 10’u) eşdeğer ilaç fiyat farkı (aynı hastalık için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren en ucuz ilaç bedelinin yüzde 10 fazlasının üstü), muayene katkı payı (muayenenin gerçekleştiği kuruluşa göre 3-12 TL arasında değişmektedir) reçete katkı payı (3 kutuya kadar 3 TL sonraki her kutu için 1 TL) özel hasta- nede katkı payı ( bedelin yüzde 90’ına kadar), tetkik katkı payı, erken muayene katkı payı, öncelikli tetkik katkı payı, istisnai hizmet katkı payı, telefonla randevu katkı payı gibi kalemlerden oluşmaktadır. Aşağıdaki şekilde yıllara göre sağlık harcamaları gösterilmektedir. Toplam sağlık harcamalarında yıllara göre bir artış vardır. Kamu sağlık harcamalarında da bir artış söz konusudur. Buna karşılık cepten yapı- lan ödemeler ve diğer özel sağlık harcamalarında düşme vardır.

Şekil 6.1: Sağlık Harcamaları, 1999-2012

Türkiye’de 2012 yılı verilerine göre sağlık harcamalarının yüzde 77’si ka-mu tarafından, yüzde 15’i cepten ödemeler şeklinde ve yüzde 8’i de diğer özel harcamalar olarak yapılmaktadır. OECD ülkelerinin or- talamasına göre ise sağlık harcamalarının yüzde 72’si kamu, yüzde 20’si cepten ve yüzde 8’i diğer özel harcamalardır.

Şekil 6.2 Türkiye’de yıllara göre sağlık harcamalarının GSYH içindeki payları (%)

Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı, Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2012

Türkiye’de Sağlık Hizmetleri

0 1 2 3 4 5 6 7 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 20 04 20 05 20 06 20 07 20 08 20 09 20 10 20 11 20 12 Özel Kamu

Şekil 6.3 Türkiye’de yıllara göre kişi başına yapılan sağlık harcamaları (SGP ABD $)

Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı, Sağlık İstatistikleri Yıllığı, 2012

Türkiye’de toplam sağlık harcamalarının GSYH içindeki payı 2012 yılı için yüzde 5,4’tür bu değer OECD ortalaması olan yüzde 9,2’den 1,7 kat daha azdır. Kişi başına düşen sağlık harcamaları dikkate alındı- ğında Türkiye OECD ülkeleri içinde sondan bir önceki sırada yer al- maktadır. Kişi başına düşen sağlık harcamasının OECD ülkeleri için or- talama değeri ise 3.324 SGP ABD $’dır.

Sağlık harcamaları ve finansmanı konusunda sonuç olarak şunlar söylenebilir: Türkiye’de sağlıkta dönüşüm projesi öncesindeki dö- nemde olduğu gibi kişi başına düşen sağlık harcaması düşüktür. Sağlık harcamalarının büyük bir kısmı kamu tarafından finanse edilmektedir. Sağlık harcamaları yıldan yıla artmakla birlikte bu harcamaların GSYH içindeki payları düşüktür.

7. Sonuç

Son on beş yılda Türkiye’nin sağlığında ve sunulan sağlık hizmetle- rinde değişiklikler meydana gelmiştir. Anne ve beş yaş altı çocuk ölümleri ile aşı ile önlenebilen hastalık sayıları ve bu hastalıklar nede- niyle görülen ölümlerde azalmalar olmuştur. Türkiye’nin sağlık ala- nında yakalamış olduğu en büyük başarı da budur. Bu başarının elde edilmesinde 42 yıl gibi uzun bir süre uygulamada olan ve tedavi edici

Fırat Bilgel, Nazan Bilgel

0 200 400 600 800 1000 19 99 20 00 20 01 20 02 20 03 20 04 20 05 20 06 20 07 20 08 20 09 20 10 20 11 20 12 Özel Kamu

hizmetlerden çok, koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık veren Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi uygulamasının etkisi yadsınamaz. Bununla birlikte geçen zaman içerisinde oluşan sosyal ve ekonomik kalkınmanın da (eğitim düzeyinin artışı, kişi başına düşen milli gelirdeki artış, iletişim olanaklarının yaygınlaşması vb. genel toplum- sal kalkınma göstergelerindeki iyileşmeler gibi) bu başarıda payı var- dır. Türkiye genelinde 2010 yılından beri farklı bir sağlık hizmet mo- deli uygulanmaktadır. Bu hizmet modeli toplumdan çok bireye önem veren, tedavi edici hizmetleri ön plana çıkaran ve sağlık hizmetlerini kamu hizmeti anlayışı ile değil de, liberal bir ekonomi anlayışı ile sunmayı amaçlayan bir modeldir. Türkiye’nin karşılaştığı yeni sağlık sorunlarıyla (kanserler, kalp damar hastalıkları, obeziteye bağlı so- runlar, diyabet, yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar gibi) bu örgüt- lenme modeli ile yeterince baş edilip edilemeyeceği ve bu yeni ör- gütlenme ile ana ve çocuk sağlığı alanında elde edilmiş olan başarının korunup korunamayacağını zaman gösterecektir.

Kaynaklar

Cancer incidence, mortality and prevalence worldwide 2008 estimates. GLOBOCAN 2008 http://globocan.iarc.fr

Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye İstatistik Yıllığı (1999)

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2005) Türkiye Ulusal Anne Ölümleri Çalışması. Yayın no: NEE-HÜ.06.02, Ankara.

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (2012) Türkiye Halk Sağlığı Raporu. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (2010) Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması.

Ministry of Health, RSHC, School of Public Health (2004) Turkey Health Report. Publication No: SB-HM-2004/01, Ankara.

OECD Health Data 2012.

Türk Tabipleri Birliği (2000) Türkiye Sağlık İstatistikleri. TTB Yayını No: 001/2000

Türk Tabipleri Birliği (2010) Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporu. T.C. Sağlık Bakanlığı (2008, 2012) Sağlık İstatistikleri Yıllığı.

T.C. Sağlık Bakanlığı (2001) Temel Sağlık Hizmetleri Araştırma Müdürlüğü, Sağlık İstatistikleri.

TBMM Araştırma Komisyonu (1991) Türkiye’deki Tıp Eğitimi.

Türkiye İstatistik Kurumu, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları 2007-2012. Türkiye İstatistik Kurumu, Temel Doğurganlık ve Ölümlülük Göstergeleri. http://www.tuik.gov.tr

Türkiye İstatistik Kurumu, Ölüm Nedeni İstatistikleri, 2010, 2011, 2012 UNICEF (1999) Dünya Çocuklarının Durumu.

WHO: Global Health Observatory Data Repository. http://apps.who.int/gho/data/node.main.688?lang=en