• Sonuç bulunamadı

İstanbul Uluslararası Finans Strateji Belges

TÜRKİYE’DE SAĞLIK HİZMETLERİ

SON 15 YILDA TÜRKİYE’NİN ENERJİ POLİTİKALAR

4. Türkiye’de Enerji Piyasalarının Serbestleştirilmes

4.9 İstanbul Uluslararası Finans Strateji Belges

Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı İstanbul Uluslararası Finans Strateji Belgesi’ne göre Yüksek Planlama Kurulu tarafından kabul

edilen İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı 02.10.2009 tarih ve 27364 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yü- rürlüğe girmiştir. Bu planın hedefi İstanbul’un öncelikli olarak bölge- sel, ardından ise küresel bir finans merkezi haline getirilmesidir. Plan’da karbon piyasası oluşturulması için sürecin 2012 yılında başla- yıp 2015 yılında tamamlanması öngörülmektedir. Bu konudaki so- rumlu kuruluş İstanbul Altın Borsası (İAB) olacak ve T.C. Çevre ve Or- man Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Takasbank ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. (VOB) ile işbirliği yapacaktır.

Finans piyasalarına enerji piyasalarının yansıması ise elektrikle ilgili vadeli işlem sözleşmeleri ile olmuştur. 26.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren dayanak varlığı baz yük elektrik fiyatı olan yeni vadeli işlem sözleşmeleri VOB’da işleme açılmıştır. Elektrik vadeli kontratlarının kullanılması, piyasa oyuncularını fiyat oynaklığının risklerinden koru- ması ve yeni yatırımlar için referans oluşturması açısından önemlidir. Bu anlamda piyasa oluşumuna katkı yapacaktır.

Türkiye enerji piyasalarının değerlendirilmesi en son AB Türkiye İler- leme raporunda Enerji başlığı altında yapılmıştır. Türkiye elektrik şe- bekesinin, Avrupa Elektrik İletim Sistemi Operatörleri Şebekesi (ENTSO-E) Avrupa Kıtası Senkron bölgesi ile deneme paralel işletme bağlantısının son aşamasında olduğu belirtilmiştir. Enerji iç piyasa- sında daha fazla rekabet yaratmak ve AB Elektrik Direktifi ”üçüncü paket” ile uyumu geliştirmek amacıyla, Mart 2013 tarihinde çıkarılan son elektrik piyasası kanunun yürürlüğe girdiğini ve ilgili yönetmelik- lerin çıkarılma sürecine girildiğinden bahsedilmiştir. Yenilenebilir enerji ile ilgili olarak Haziran 2013’te EPDK’nun güneş enerjisi kay- naklarından elektrik üretimi için lisans başvurularını kabul etmeye başladığı vurgulanmış ve uygulamaya yönelik mevzuat, izin, belge ve lisans işlemlerinde idari prosedürlerin kolaylaştırılması gereği vurgu- lanmıştır. Nükleer enerjide mevcut yönetmeliklerin AB müktesebatı ile uyum gereğine işaret edilip, yeni bir nükleer kanunun kabul edil- mesi konusunda ilerleme kaydedilmediği vurgulanmıştır. Enerji Ve-

rimliliği Kanunu mevzuatının 2012 Enerji Verimliliği Direktifi ile uyumlu olmadığına ve doğal gaz piyasasında mevzuata uyum konu- sunda eksiklikler olduğuna işaret edilmiştir. Yine de sonuç olarak ser- bestleşme konusunda gelinen uyum düzeyinde ilerleme olduğu kay- dedilmiştir.

5. Sonuç

1984 yılında başlayan ama 2001 yılında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun milat sayıldığı enerji piyasalarındaki piyasalaşma ve ser- bestleşme süreci devam etmektedir. Geldiğimiz noktada Türkiye’ye baktığımızda görülen resim şudur:

Siyasi politika yapıcıları 2023 yılında Türkiye’nin elektrik enerjisi ihti- yacının, bugüne kıyasla iki kat artarak yaklaşık 500 milyar kWh olaca- ğını tahmin etmektedir. Bu talebi karşılayabilmek için bugün kurulu gücün de 2 katına çıkarılması ve 100.000 MW olması gerekmektedir. Şu anda bu değer 61.000 MW’dir.

EPDK 2010-2030 dönemi için elektrik sektöründe gerekli yatırım ihti- yacını 225 - 280 Milyar $ olarak tahmin etmektedir. Enerjide üretim tesislerinin özelleştirilmesiyle özel sektörün payının yüzde 62’den yüzde 75'e çıkması hedeflenmektedir. Kömür kaynaklarımızın şu anda yalnızca %37'lik kısmı değerlendirilmektedir ve 2023 yılında tüm kö- mür kaynaklarımız ekonomiye kazandırılmak istenmektedir.

Türkiye'nin hidrolik santrallerden elde edilebilecek enerji potansiyeli 140 milyar kWh civarında olup, buna karşılık gelen kurulu güç yaklaşık 36.000 MW'tır. Buna göre, 2023 yılına kadar yaklaşık 20.000 MW toplam kurulu güce sahip hidroelektrik santralin özel sektör tarafın- dan yapılmasını hedeflenmektedir. Bu hedef Türkiye’nin su fakiri ol- masının ve hidroelektrik santrallerin olumsuz ekolojik, sosyolojik ve kültürel mirası yok etme etkilerinin ciddiye alınmadığını göstermek- tedir.

Rüzgâr enerjisindeki kurulu gücümüzün 20.000 MW'a güneş enerji- sinde 3.000 MW ve jeotermal enerjide 600 MW’a çıkarılması, hedef- lenmektedir. 2012 itibarıyla jeotermal ve rüzgâr birlikte kurulu gücü 2.019,9 MW’tır. Bu konuyla ilgili eksiği ve fazlası ile mevzuat mevcut iken kılavuz bir planlama henüz yapılmamıştır.

Nükleer santrallerle ilgili Sinop ve Mersin Akkuyu çalışmaları hızla de- vam etmektedir. Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak Nükleer Santraller dik- kate alındığında, yılda yaklaşık 80 milyar kWh elektrik üretilmesi ön- görülmektedir. Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı iki santral için yakıt maliyetini 720 milyon ABD doları olarak, aynı miktar elektrik üretimi için doğalgaz maliyetini ise 7,2 milyar ABD doları olarak hesaplamakta ve yapılacak tasarruf miktarına dikkati çekmektedir. Arz güvenliği ve çevre etkileri bakımından nükleer enerji “maalesef” önemli bir alter- natif enerji kaynağıdır ama tek maliyeti de yakıt maliyeti değildir. Akkuyu’nun ilk ünitesinin 2019 da devreye alınması planlanmaktadır. 2023'e kadar elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı yüzde 30'a çıkarken, doğalgazın payının da yüzde 30'a düşmesi plan- lanmaktadır. Yüzde 30'unu kömürden ve kalan yüzde 10'unu da nük- leer enerjiden sağlanması hedeflenmektedir.

Dolayısıyla Türkiye son 15 yılda, öncesine kıyasla, enerji piyasalarının serbestleştirilmesi yönünde adımlar atmış ve piyasanın önemi artmış- tır ama sonucun olumlu değerlendirilebilir olup olmadığı tartışılmalı- dır. En basit örnek tüketici ve üretici refahına yansıması gereken ser- bestleşmenin sonucunda, konutlarda tüketicinin kullandığı elektriğin fiyat artışı Aralık 2007’den Ekim 2012’e yüzde 128,8, sanayide ise yüzde 97,35 olmuştur (Türkyılmaz ve Özgiresun, Mayıs 2013).

Avrupa Birliği ülkeleri ise bugün gelinen noktada küresel ısınmanın önlenebilmesi için tek elden regülasyon gerekliliğini tartışmaktadır. Hâlbuki Avrupa iletim sisteminde (ENTSO-E) 34 ülkeden 41 sistem operatörü işbirliği yapmaktadır.

Kaynaklar

BP Energy Outlook 2030 (2012) London, UK:BP.

Çetinkaya, E. (2011) VOB Elektrik Vadeli İşlem Sözleşmeleri, Elektrik Üreticileri Derneği.

ETKB Enerji Genel Müdürlüğü, http://www.eie.gov.tr

International Energy Agency, World Energy Outlook, 2000, 2012, 2013 Kaynak Elektrik Dergisi, http://www.elektrikdergisi.com

Newell, R.G., Iler, S. (2013) The Global Energy Outlook, NBER Working Paper 18967.

Özdamar, M. (2013) Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi, EPİAŞ. http://www.icci.com.tr/2013/sunumlar/OT17_Mehmet_Ozdamar.pdf. PWC (2013) Energy Deals, Merger and aquision activity in Turkey’s energy market. 2012 Annual Review.

T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, http://www.epdk.gov.tr T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, http://www.enerji.gov.tr T.C. Maliye Bakanlığı, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, http://www.bumko.gov.tr

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (2012) Elektrik Özelleştirmeleri Raporu, 42. Dönem Enerji Çalışma Grubu, Ankara, Mart 2012.

Türkyılmaz, O., Özgiresun, C. (2013) Türkiye Enerji Görünümü, Mayıs 2013, TMMOB Makine Mühendisleri Odası.

World Energy Council, http://www.worldenergy.org

World Energy Resources, World Energy Council, 2013 Survey F. Çiğdem Çelik