• Sonuç bulunamadı

kaçınılmaz sona bir adım daha yaklaşıldı. Kasım 1977’ye kadar olan sürede rejime muhalefet gizli bir şekilde ve daha çok yazı, gazete ve bildiri şeklinde yürütülürken, bu tarihten sonra sokak çatışmalarına dönüştü. 11 Şubat 1979 da ordu çatışmalara katılamayacağı ve tarafsız kalacağını bildirdi. Öğleden sonra saat 18’de radyonun şu anonsu: ‘Burası Tahran, Đran’ın gerçek sesi, devrim sesi’, yeni bir dönemin başlamasını haber veriyordu.

Şah rejiminin yıkılmasından sonra siyasal güçler arasında iktidar mücadelesi başlamıştır. Bu mücadele sonucunda yeni iktidarın yapısı ve özellikleri ortaya çıkmıştır. Devrim ertesinde devrim sürecine katılan siyasal gruplarının büyük bir kısmı kurulacak düzenin ne olması gerektiği konusunda tutarlı bir programdan yoksun idiler. Birçok görüşe göre bunun nedeni, ABD’nin Orta Doğu Bölgesindeki en güvenilir müttefiklerinden biri olan ve dünyanın en büyük beşinci ordusuna sahip Pehlevi rejiminin bir yıla yakın gibi kısa bir süre içerisinde yıkılmasına ihtimal verilmemesi idi. Devrimci güçlerin önemli bir kısmı (sol gruplar hariç) kurulacak yeni düzenin Đslam’ın temel ilkelerine ters düşmemesi konusunda anlaşıyorlardı.

Devrime yol açan ayaklanmalar boyunca ve daha sonra kurulacak yeni düzen konusunda bir modele sahip en önemli siyasal örgütlenme Ayetullah Humeyni ve onun arkasındaki Đslamcı militanlardı. Bunun nedeni 1960’lı yıllara dayanmaktadır.

Pehlevi döneminde Batı eksenli modernleşme çabaları, din ve devlet arasında ayrılığa yeni bir boyut getirmiş ve bu yıllarda Ayetullah Humeyni tarafından toplumsal düzenin şeriat olması gerekliliği savunulmaya başlanmıştır. 1970’lı yıllarda Ayetullah Humeyni tarafından ‘Velayet-i Fakih’96 görüşü ortaya konulmuştur.

Devrimden sonra siyasi güç liberal partiler ve Đslamcı ve din adamlarının (ruhanilerin) eline geçti. Đslam Cumhuriyet’inin ilk geçici hükümeti liberal demokrat partilerin temsilcisi olarak bilinen Mühendis Mehdi Bazargan tarafından kuruldu.97 Bu iki grubun toplumsal destekleri birbirinden tamamen farklı idi. Yüksek rütbeli

96 Bu görüşe göre, Peygamber ve Đmam’ın olmadığı ‘gaiplik’ döneminde ulemanın bu misyonu devralarak Şeriat’ın uygulanmasını sağlayacak kişiler olarak öngörülmektedir.

97 H.Bashiriye’ye göre geçici hükümet eski rejimden kalan resmi yönetim aygıtlarını elinde bulunduruyordu. Ancak bunun yanında devrimci kitle örgütleri de gerçek gücü elde etmeye çalışıyordu. Her ne kadar geçici hükümet mensupları, devrimin önde gelenlerinden ve Ayetullah Humeyni tarafından atanmışlar olsalar da, devrim süresince şekillenen ‘Devrim

Komiteleri’ ve ‘Đslam Şuraları’ tüm yönetsel alanlarda özellikle devlet daireleri, fabrikalar ve diğer kuruluşlarda gerçek gücü elde tuttular. H.Bashiriye, Dibaçe-i…, a.g.e., s.34.

memurlar (bürokratlar), hakimler, hukukçular, büyük sermaye sahipleri ve tüccarlar ve serbest meslek sahipleri çoğunlukla liberal partileri destekliyor ancak devrimin kırılgan ve hassas döneminden çekinerek siyasi kutuplaşmalarda ciddi destek vermekten kaçınıyordu. Öbür taraftan çarşı, esnaf ve kentsel nüfusun büyük bir kısmı ve toplumsal alt tabakalar Đslamcı ve din adamlarını destekliyordu. Bu iki grup arasında özellikle oluşacak yeni hükümet ve iç ve dış siyaset konusunda görüş ayrılığı, işbirliği imkanlarını ortadan kaldırdı. Sonuçta, güç dengesi Đslamcı gruplar lehine sonuçlandı. Đslamcılar başlangıçta azınlıkta olmalarına rağmen, örgütlenmelerinin güçlülüğü, Ayetullah Humeyni’nin güçlü ve karizmatik liderliği sayesinde muhalefetin diğer ortakları saf dışı bırakıldı. Ve Ayetullah Humeyni Đran’daki yeni düzenin mimarı oldu. ‘Cumhuriyet’ ve ‘Đslam Cumhuriyeti’ arasındaki fark Ayetullah Humeyni tarafından şu şekilde açıklandı:98 ‘‘Ancak cumhuriyet her yerde geçerli olan cumhuriyet anlamındadır. Lakin bizim cumhuriyet, Đslam kurallarına dayalı bir anayasaya dayanmaktadır. Đslami cumhuriyet dediğimizde, Đran’da geçerli olan şartlar ve hükümler, Đslam’a dayalıdır. Ancak seçme millete aittir ve cumhuriyet şekli de her yerde yaygın olan cumhuriyet şeklidir.’’

Yeni düzenin ‘Đslami Cumhuriyet’ olması konusunda tüm kesimler hemfikir olmalarına rağmen bunun ne anlama geldiği konusunda ayrı düşünce ve yorumlara sahip idiler. Mart 1979 ‘da bir halk oylaması ile ve tüm muhaliflerin katılımıyla (yaklaşık %98,2) yeni siyasi düzenin adı resmi olarak ‘Đran Đslam Cumhuriyeti’ oldu. Ancak henüz yeni anayasa’nın içeriği konusunda kesin bir görüş birliği yoktu.

98 Y.FOOZĐ, Tahavolate Siyasi Ectemai Baad Az Engelabe Eslami Dar Đran (Đran Đslam Cumhuriyetinden Sonra Siyasal ve Sosyal Değişimler), Birinci Cilt, Çap ve Neşr-e Arouc Yayınları, Tahran 2005, s.244.

A. 1979 Anayasası99

Liberal gruplar ve Đslamcılar arasında en ciddi görüş ayrılığı anayasa konusunda yaşandı. Đlk anayasa taslağı, geçici hükümet tarafından hazırlandı. Bu anayasa genelde laik özelliğe sahip idi ve Meşrutiyet anayasasına oldukça benziyordu. Geçici devlet, anayasanın incelenmesi ve onaylanması için bir kurucular meclisinin kurulmasını öngörüyordu.100 Ayrıca meclisten geçen kanunların Đslam kurallarına aykırı olmamasını denetlemesi amacıyla ‘Korucu Şurası’nı öngörüyordu.

Bu şura 5 din adamı ve 6 hukukçudan oluşuyordu. Ancak bu öneriler Đslamcılar tarafından kabul edilmedi. Aynı günlerde anayasayı tartışmak amacıyla ‘Devrim Şurası’ ve ‘Cumhuri Đslami Partisi’ tarafından, Tahran Üniversitesinde düzenlenen bir seminer’de ilk kez Ayetullah Humeyni’nin Velayet-i Fakih ilkesi ortaya atılarak yeni anayasanın bu ilkeye göre düzenlenmesi istendi. Yeni anayasa (ve Velayet-i Fakih Đlkesine dayanan düzen) halk oylamasına konuldu ve Aralık 1979’da onaylandı.

Đran Đslam Cumhuriyeti konusunda araştırma yapanların pek çoğunun hemfikir olduğu bir konu Ayetullah Humeyni’nin devrimin rehberi ve Đslam cumhuriyetin kurucusu olarak siyaset arenasının merkezinde yer alması ve toplumsal kitleler üzerinde oldukça etkili rol oynamasıydı. Bu etkin rolün kaynağı da karizmatik ve kişisel özelliklere bağlanıyordu. Bu dönemde kitlesel örgütlenmelerin Ayetullah Humeyni ekseninde gerçekleşmesi diğer birçok hareket ve örgütlenmeyi gölgede bırakıyordu.

Đran Đslam Cumhuriyetinin Anayasası 14 bölüm ve 177 maddeden oluşmaktadır.

99 Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasası Fransa’nın Beşinci Cumhuriyet Anayasasından esinlenerek hazırlanmıştır.

100 Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasası Uzmanlar Meclisi (Meclis-i Hubregan) tarafından hazırlandı.

1. Bölüm: Genel Esaslar (1-14. madde)

2. Bölüm: Ülkenin dil, yazı, takvim ve bayrağı (15-18. madde) 3. Bölüm: Temel Haklar (19-42.madde)

4. Bölüm: Ekonomi ve Mali Đşler (43-55. madde) 5. Bölüm: Millet Egemenliği (56-61.madde) 6. Bölüm: Yasama (62-99.madde)

7. Bölüm: Şuralar (100-109. madde)

8. Bölüm: Rehber veya Rehberlik Şurası (107-112. madde) 9. Bölüm: Yürütme (113-151.madde)

10. Bölüm: Dış Politika (152-155. madde) 11. Bölüm: Yargı (156-174. madde) 12. Bölüm: Đletişim Araçları (175.madde)

1989 yılında Anayasanın gözden geçirilmesi ile 2 madde daha eklendi.

13. Bölüm: Milli Emniyet Yüksek Şurası (176. madde)

14. Bölüm: Anayasanın Gözden Geçirilmesi (177. madde)101

Anayasanın 2.bölümü, 4 madde ile din, dil, tarih ve bayrak konularına ayrılmıştır. Dil konusunda anayasanın 15. maddesi şöyledir: ‘Đran halkının resmi ve müşterek dili ve yazısı Farsçadır. Tüm resmi evrak ve yazışmalar ve ders kitapları bu dil ve yazı ile olmalıdır. Ancak yerel dillerin konuşulması, basında kullanılması ve bu dillerin edebiyatının okullarda öğretilmesi Farsça dili ile beraber serbesttir’. Etnik gruplara ait kesimler devrimden önce olduğu gibi devrimden sonra da hem radyo televizyonda kendi dillerinde programlar yapabilir, hem de kendi dillerinde gazete çıkartabilirler. Đran’ın resmi yazısı Farsçadır. Bu yazı sağdan sola ve Farsça alfabe ile yazılmaktadır. Anayasanın Đslam ilkelerine dayanması, Đslam ilkeleri de Kuran’a dayanması ve Kuran dilinin de Arapça olması bakımından Arapça öğrenimine önem verilmiştir. Arapça dili ve edebiyatı ortaokuldan lise sona kadar ders programlarında zorunlu olarak yer almaktadır. Đran’in resmi tarihi ‘Hicri Şemsi’ dır. Resmi tatil günü Cumadır. Đran bayrağı 3 renkten oluşmaktadır. Yeşil, beyaz ve kırmızı. Đslam Cumhuriyeti özel amblemi ve ‘Allah-u Ekbar’ sloganı bayrak üzerinde yer almaktadır.

101 C.Mansur, Ganune Esasiye Cumhuriye Eslamiye Đran (Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasası), Devran Yayıncılık, Tahran 2006, s. 5-6.

Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasası egemenliğin ve yasama yetkisinin Allah’a ait olduğunu ve Anayasanın temelinin Kuran olduğunu açıkça belirtmiştir (2.Madde).

Fakat Tanrıya ait olan egemenliğin millet tarafından Anayasada belirtilen yollarla kullanılacağı da 56. maddede yer alan ‘Millet Egemenliği’ ilkesiyle benimsemiştir.

Daha öncede belirttiğimiz gibi 1906 Meşrutiyet Anayasası ile karşılaştırıldığında bir çok benzerlik görülmektedir. Her iki Anayasada da karma bir egemenlik anlayışına yer verilmiştir. Ancak 1979 Anayasasında dinin düzenleyici özelliği daha çok göze çarpmaktadır.102 Anayasanın 57. maddesine göre merkezi iktidar organları yasama, yürütme ve yargıdır. Bunların ‘Velayet-e Emr’ ve ‘Đmamet-i Ümmet’ denetiminde olacağı belirtilmiştir ve bu güçlerin birbirinden bağımsız olacağı benimsenmiştir.

Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasasının temel özellikleri kısaca aşağıda belirtilmiştir:

Đran Đslam Cumhuriyetinin meşruluğu, seçime ve hak ve adalet mektebine dayanma ilkesi

Kanunların Đslam kurallarına göre belirlenme zorunluluğu ilkesi

Millet tarafından seçilmiş ‘Vali-ye Fakih’ ilkesi

Oylara dayalı bir sistemin mevcudiyeti

Şuralar sistemi

Genel denetim ve sorumluluk

Ülke bütünlüğü ve bağımsızlık ve özgürlük ilkelerinin ayrılmazlığı

Temel birim olarak ailenin önemi ve rolü

Tüm Đslam aleminin birliğine dayalı politika benimseme

Azınlık ve laik kesimin özgürlüğü

Milletin hak ve özgürlüğü

Đslam Cumhuriyetinde Allah’ın ve milletin egemenliği ve bunların ayrılmazlığı103.

Đran Đslam Cumhuriyeti anayasasında yer alan temel siyasal kurum ve birimlerin ilişkilerinin akış şeması Şekil-5’de gösterilmiştir.

102 S.Üşür, a.g.e., s.131.

103 M.Halili, Barrasiye Tasire Tahavolate Pas az Pirouziye Engelabe Eslami Bar Ganune Esasiye Cumhuriye Eslamiye Đran Ve Çegunegiye Baznegariye An (Đran Đslam Cumhuriyetinin Kuruluşu ile Gerçekleşen Değişimlerin Anayasaya Etkisi), Tahran

Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Fakültesi Yüksek Lisans Tezi (Siyaset Bilimi), Şubat 1993, s.89-90

Şekil 5. Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasasında Yer Alan Temel Kurum ve Birimlerin Birbirleriyle Đlişkileri104

104 H.Bashiriye, Dibaçe-i…, a.g.e., s.59.

Hubregan

Meclisi D.U.T.K

(1)

K.Ş (3) Meclis Cumhur-

başkanı Rehberlik

(H.T.Ç.)(2)

Bakanlar Kurulu

TRT G.Müdür

Yargı Yüksek Makamı Đdari

Adalet Divanı

Yüksek Denetlem e Kurum

Ü.Yükse k Divan Başkanı

14

8 3

1

5 2

4

6 10 11

7

13 12

15

16

9

Şekil 1 ile ilgili açıklamalar:

(1) Düzene Uygunluğu Teşhis Konseyi (2) Rehberlik (Hakimiyetin Temel Çekirdeği) (3) Korucu Şura

1- Halk Tarafından Doğrudan Seçim 2- Halk Tarafından Doğrudan Seçim 3- Rehberin Seçimi ve Azl’ı 4- Uygunluğunun Onaylanması 5- Onaylama

6- Azil (Meclis’in Onayı ile) 7- Sabit ve Değişken Üyelerin Seçimi 8- Din Adamlarının (Fukeha) atanması 9- Meclis Seçimlerinde Đstisvabi Denetim105 10- ---

11- Atama ve Azıl Etme 12- Atama ve Azıl Etme 13- ---

14- --- 15- --- 16- Atama

Bu karmaşık yapıda

1- Velayet-i Fakih ve Önderlik makamının temel ve esas olması, 2- Korucu ve Uzmanlar Şuraları ve yargıda din adamlarının (Ruhanilerin) ağırlıklı rolü ve 3- Önderlik Makamının ve Korucu Şuranın cumhurbaşkanını onaylaması bakımından, milletin hakimiyeti, dolaylı olarak uygulanmaktadır ve demokratik bir siyasal sistemin oluşmasında bazı engeller teşkil etmektedir. Ayrıca Önderlik Makamının, siyasal sistemin ağır topu olarak, doğrudan ve dolaylı olarak iktidarın tüm kurumlarında (Meclis, Düzene Uygunluğu Teşhis Konseyi, Korucu Şura, yargı ve Cumhurbaşkanı) ağırlığı ve etkisi göze çarpmaktadır. Tüm bunların sonucunda Đran Đslam Cumhuriyeti Anayasası’nda bilinen ve günümüz toplumlarında uygulanmakta olan millet hakimiyeti ilkesi sınırlı uygulanmaktadır.106

1989 yılında Anayasa gözden geçirildi. Bu gözden geçirilmede en önemli değişiklik, başbakanlık makamının kaldırılması ve yürütmenin başına cumhurbaşkanının getirilmesiydi.

105 Đstisvabi Denetim: yasal açıdan herhangi bir aykırılık olmamasına rağmen, yetkili kışının uygun görüp görmemesine karar vermesi durumu.

106 H. Bashiriye, Dibaçe-i…, a.g.e.s. 60-62.