• Sonuç bulunamadı

Rusya Federasyonu (RUSYA)

1.2. TEK KUTUPLU DÜNYADAN ÇOK KUTUPLU DÜNYAYA DÖNÜŞÜM

1.2.2.4. Rusya Federasyonu (RUSYA)

Rusya, iki kutuplu Soğuk Savaş döneminin kutuplarından birisi olan SSCB ve münfesih Varşova Paktı'nın yegâne varisidir. Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden sonra hızlı bir yozlaşma etkisizleşme ve bunun getirdiği bocalamalarla uğraştı. Hatta diğer güçlü ülkelerin ve ittifakların iştahını kabartan bakir ve davetkâr bir görüntü de verdi. Nato ve Çin gerek direkt Rusya gerekse de onun manyetik alanından yeni çıkan ülkeler üzerinde örtük bir çekişmeye bile girdiler.

Bununla birlikte SSCB'nin dağılmasından sonra bile Rusya eski hinderlantındaki ülkelerle ikili ve üçüncü taraflara kapalı anlaşmalar yaparak bazı yerlerde askeri varlığını korumaya devam etti ve psikolojik olarak çevresindeki ülkeleri kendi manyetik ve çıkar alanından saydı. Bunun reelpolitik sonucu bu ülkelerin ve hükümetlerinin herhangi bir konuda karar verirken öncelikle Rusya'nın görüş ve endişeleri doğrultusunda karar vermek zorunda kalmaları olarak siyaset sahnesine yansıyor. Çünkü Rusya'nın tarihsel bir devlet geleneği var ve SSCB dağılmış olsa da hala muazzam bir askeri güce sahiptir. Esasen tarihin her döneminde emperyalist ülkeler ile sömürge ülkeler arasında bu türden bir ilişki olmuştur.

Fransa'nın Afrika'daki bir çok devletle, İngiltere'nin Yeni Zelanda ve Avustralya ve benzeri bir çok ülke ile ilişkileri hala bu şekilde yürümektedir. İngiltere'nin resmi adının hala "Birleşik Krallık" olarak geçmesinin esas sebebi de budur.

Ama 2000'li yıllarda dünyanın bir numaralı ihtiyacı olan enerji kaynaklarına olan sahibliğinin yarattığı gelirle Rusya yeniden toparlanarak itibar kazanmaya başladı. Vladimir Putin'in inatçı ve kararlı duruşu sonucunda Rusya kendi küllerinden yeniden dirilmeye başladı. Dev petrol boru hatları ile adeta tüm Avrupayı gaz sömürgesi haline getirdi. Devlete ait Gazprom şirketi tek başına milyarlarca dolar edere ulaşarak sektörünün dünya devleri arasına girdi. Öte yandan 2001 yılında Şangay İşbirliği Teşkilatı ile yeni bir oluşum teşkil edildi. Bu teşkilat kimilerine göre NATO’nun doğu versiyonu idi. Bu teşkilatın esas amacı ABD karşısında bir avantaj sağlamak, ittifakı oluşturan Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında ekonomik ve siyasi işbirliğini sağlamak, ticari güvenliği sağlamaktır. Bu arada Türkiye de dahil olmak üzere gözlemci statüsünde yeni ülkeler de bu birlikle yakından ilgilenmektedir. Dünya petrol üretim ve kullanım pazarının yarısından fazlasını elinde bulunduran ve Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan'ın gözlemci olarak bulunduğu örgüt, ABD'ye karşı etkili bir kutup oluşturmaktadır.

Yeni dünya düzeninde temel kutuplaşma alanı ve güç merkezi olmanın kaynağı salt sahip olunan askeri güçle açıklanamaz. Çünkü en küçük devletler bile yine globalleşmenin sonuçlarına paralel olarak muhtelif kaynaklardan az ya da çok kendilerini savunacak askeri ekipmanlara ulaşabilmektedir. Teknoloji, diplomasi, sahip olunan demokratik yaşam seviyesi gibi değerler de belirleyici etmen haline geldi. Bugünkü dünyada aslında kısaca bütün büyük güçler nükleer güce sahip olduğundan, ekonomik güç askeri güçten daha önemli hale geldi.(Khanna, 2011: 15).

Yeni dünya düzeninin en çetrefilli konusu temel kutuplaşma merkezini oluşturan güçlerin istese de istemese de birbirleriyle sıkı ilişkiler içine girmek zorunda olmalarıdır. Birinin yekdiğerine uygulayacağı herhangi bir yaptırım bumerang gibi dönüp dolaşıp kendisine zarar verebilmektedir. Birisi diğerinin yatırımına ötekisi berikinin pazarına bir diğeri başkasının teknolojisine ya da ucuz işgücüne ihtiyaç hissetmektedir. Nitekim Rusya-Ukrayna çekişmesinde AB'nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların Rusya'ya olduğu kadar AB'ye de zarar verdiği AB

yetkililerince defaeten dile getirildi. "Bugünkü karşılıklı bağımlılık aslında sadece bir ağ ama birden çok örümceği olan bir ağ."(Khanna, 2011: 23).

Genel bir bakışta bu kutuplardan ABD ve AB'nin aynı kültürel kodlardan geldiği, aynı siyasal kültürün ikizleri olduğu düşünülebilir. Ancak işin özünde şimdilik sadece bazı konularda somutlaşsa de stratejik açıdan farklı felsefik varsayım ve hedeflere sahiptirler.

Belli başlı bu kutupsal güçlerin birinden birine dayanmayan devletler hegemonik güçlerin çekişme sahasına dönüşmektedir. "İkinci dünya devletleri, çok kutuplu bir dünyanın kıvılcım noktalarıdır."(Khanna, 2011: 24). Süper güçlerin geleceği bu alanlara nasıl etki edebildiklerine bağlıdır. Bu ülkelerin bazıları da birden fazla kutupla gelgitli ve çıkar eksenli pragmatik ilişkiler geliştirerek avantajlar sağlamaya çalışmaktadır.

Çok kutuplu dünyada başat hegemonik güçlerin "Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya, Güney Amerika'dan Arap Dünyasına ve Güney Asya'nın içlerine kadar ikinci dünyayı kazanma yarışı son hız sürmektedir."(Khanna, 2011: 27). 1990'lı yıllarda "öldü bitti" denilen Rusya 2000'li yıllarda yeniden küllerinden doğmaktadır. Her halükarda dünyanın en büyük on ekonomisinden biri, en büyük ordularından birine sahip, geniş ve verimli yerleşime uygun arazileriyle son derece bakir durumdadır. Siyasi olarak da Çin ve Hindistan ile partner olmuş durumdadır. Ardılı bulunduğu SSCB'nin süpergüç vasfının içeriğini doldurmaya çalışmaktadır. ABD ile bir çok konuda çıkar çatışmasına girmekten kaçınmamaktadır. Suriye'deki iç savaşta, İran ile nükleer enerji konularında tartışmasız biçimde ABD ile çıkar çatışmalarına girmiştir.

Rusya her ne kadar görünürde Batıya yanaşıyor gibi görünse de onun genlerinde ve idealinde her zaman büyük oynama, büyük oyuncu olma ruhu mevcuttur. Bu ruh kolay kolay pes edecek bir ruh hali değildir. 2008 yılında dünyanın gözünün içine bakarak Gürcistan'a girdi ve ABD bu duruma ciddi bir tepki veremedi. 2014 yılında Ukrayna'ya örtülü ve açık bir dizi müdahalede bulundu ama ABD ve AB sadece ekonomik yaptırımlarla Rusya'yı tehdit etmenin ötesinde bir adım atamadı. Güncel olarak da Rusya’nın eski bir müttefik ülkesi olan Suriye konusunda Rusya'nın inatçı direnişi konusunda Birleşmiş Milletler ne bir karar

alabildi ne de bir müdahalede bulunabildi. Sonuç olarak gerek iç dinamikleri, gerek tarihsel mirası gerek uluslararası dengeler ve daha bir çok kriter açısından Rusya yeni dünya sisteminin temel kutuplarından biri olmaya devam etmektedir.

1.2.3. ÇOK KUTUPLU DÜNYADA DEMOKRASİNİN GENEL GÖRÜNÜMÜ