• Sonuç bulunamadı

2.2. OPTİMUM PARA SAHASI TEORİSİ

2.2.1. Robert A Mundell: Faktör Hareketliliği

Mundell (1961) para alanı ve optimum para alanı ile ilgili tartışmasına iki ülke arasındaki iktisadi bir şoku örnek vererek başlamaktadır. Bu örnekte aslında optimum para alanı bir sabit kur - esnek kur tartışması ile ortaya çıkmaktadır.103

101 Melvin, a.g.k., ss.61-62.

102 Rivera-Batiz ve Rivera-Batiz, a.g.e., s.544.

103 Robert A. Mundell, “A Theory of Optimum Currency Areas”, The American Economic Review, Vol. 51,

36

Sabit kur sistemi dış ticaretin dengeye getiren doğal mekanizmasını engellemektedir. Dolayısıyla sabit kur sisteminde ücret ve fiyat yapışkanlığı durumunda uluslararası ekonomik sistemin ayrılmaz bir özelliği, periyodik ödemeler dengesi krizleri olacaktır. Esnek döviz kuru sistemi taraftarları, bu sistemi bir istikrar aracı olarak ifade etmektedir. Esnek kur sistemi altında dış açık durumunda paranın değer kaybı, işsizliği, dış fazla durumunda ise paranın değer kazanması enflasyonu giderecektir. Burada her ülkenin ulusal parasını dalgalanmaya bırakmasının uygun olup olmadığı sorusunun cevaplanması gerekmektedir. Örneğin ekonomik birlik için hazırlık yapan ortak pazar ülkelerinin bir para alanına dahil olması mı yoksa her birinin paralarını dalgalanmaya bırakması mı daha uygun olacaktır. Bu problem bir “alan” olarak döviz kurlarının sabitlendiği para alanının tanımlanması ile çözülebilir. Diğer bir ifade ile para alanının uygun büyüklüğünün araştırılması gerekmektedir. Uygun büyüklüğün araştırılması sorusuna üç farklı cevap verilebilir:

1) Dünyanın belirli kısımları entegrasyona belirli kısımları ise çözülmeye gitmektedir. Böylece yeni deneyimler elde edilmektedir. Parasal alan kavramına bu deneyimler sayesinde açıklık getirebilir.

2) Esnek kur rejimini seçen ülkeler, eğer ulusal paraları optimum para alanı ile örtüşmüyor ise optimum para alanının açıklayabileceği bazı sorunlar yaşamaktadırlar.

3) İktisat literatüründe paranın fonksiyonları hakkındaki tanımlama yetersizdir. Bu fonksiyonlar iktisat politikası sorunları göz önüne alındığında çoğu zaman göz ardı edilmektedir.

Tek bir para tek bir merkez bankası anlamına gelmektedir. Ancak birçok paranın mevcut olduğu bir para alanında ulusal merkez bankalarının koordinasyonu gerekecektir. Bu durumda tek paranın olduğu para alanı ile birçok paranın mevcut olduğu para alanı arasında bir farklılık ortaya çıkmaktadır. Sabit kur sisteminde tek para alanında dengeye ulaşmak için bölgesel, çok paranın mevcut olduğu para alanında dengeye ulaşmak için uluslararası ayarlamalar yapılması gereklidir.

Bunun için iki farklı iktisadi birimin (ülkenin) olduğu bir model hayal edelim: A ve B ülkeleri. B ülkesinin mallarından A ülkesi mallarına doğru bir talep kaymasının gerçekleştiğini ve parasal ücretlerin ve fiyatların kısa dönemde işsizliğe neden olmadan değişmediğini (yapışkan olduğunu) ve parasal otoritenin enflasyonu düşürmeye çalıştığını varsayalım.

37

A ve B ülkelerinin kendi ulusal paraları mevcuttur. B’den A’ya doğru gerçekleşen talep kayması, B’de işsizliğe ve A’da enflasyona neden olmaktadır. A’daki fiyatların yükselmesine izin verildiği ölçüde, dış ticaret, B’deki dengeye doğru ayarlamadan kaynaklanan maliyeti hafifletecektir. Ancak A ülkesi fiyat artışlarından korunmak için iktisat politikası uygulamalarına başvurduğunda ortaya çıkacak maliyeti B ülkesi üstlenecektir. Bu nedenle fiyat artışlarını baskılayan ve ticaret fazlası veren ülkeler sabit kur ya da farklı paralardan oluşan bir para alanına karşı çekingen bir eğilime sahiptirler.

Bu durumun aksine kapalı bir ekonomiye sahip bölgeler (ülkeler) ortak bir para ile ekonomilerini daha iyi çalışır hale getirebilirler. Ulusal hükümetlerin tam istihdama ulaşmaya çalıştıklarını varsayarsak B’den A’ya olan talep kayması B’de işsizlik ve A’da enflasyona neden olacaktır. Dolayısıyla A’da bir ticaret fazlası ortaya çıkmaktadır. B ülkesi para otoriteleri B’deki işsizliği gidermek için para arzını artıracaklardır. Parasal genişleme A bölgesindeki enflasyonu hızlandıracaktır. Aslında ticaret açığı veren ülkede tam istihdamı sağlayacak uygun politika, ticaret fazlası veren ülkedeki fiyatların artırılarak ticaret hadlerinin B lehine dönmesinin sağlanmasıdır. Böylece tam istihdam çok-bölgeli ekonomilerde ya da ortak bir paranın kullanıldığı bir alan içinde enflasyonist bir baskıya neden olacaktır.

Farklı ülkelerin paralarından oluşan bir para alanında ticaret açığı veren ülkelerde istihdamın sağlanması, ticaret fazlası veren ülkenin gönüllü olarak enflasyonu artırmasına bağlıdır. Ancak birçok ulus tarafından tek para ile kurulan bir para alanında enflasyon hızı, merkezi otoritenin ticaret açığı veren bölgede işsizliğe ne oranda izin verdiğine göre belirlenir. Açık veren ülkede işsizlik ortadan kaldırılıncaya kadar fazla veren ülke enflasyonu artıracaktır. Bir para alanı üyelerini hem enflasyon hem de işsizlikten koruyamaz. Buradaki sorun para alanının şeklinden ziyade onun büyüklüğünden kaynaklanmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki optimum para alanı dünyanın tamamı değildir.

Şimdi dünyanın ikiye ayrıldığını varsayalım: doğu ve batı. Doğu ve batı arasındaki döviz kuru sabit ise burada önceki anlatılana benzer bir sorun ortaya çıkacaktır. Eğer doğu ve batı arasında esnek kur sistemi geçerli ise bu durumda talep fazlası kurun değişmesi ile her bir bölgede ne enflasyona ne de işsizliğe neden olurdu.

38

Esnek kur sistemine alternatif olarak altın standart sistemi (gold standart system) ortaya konulabilir. Altın standart sistemi dünya çapındaki 1929 bunalımından sorumlu tutulmaktadır. Altın standardı sistemine karşı esnek kur sistemi daha uygun bir sistem olarak gözükmektedir. Öyleyse çok bölgeli bir ülkede ortak para alanının oluşturulmasının doğru bir strateji olup olmadığı benzer bir tartışma konusudur. Daha farklı bir ifade ile altın standart sisteminde bir ülkede ortaya çıkan durgunluk dış ticaret çarpanı yolu ile diğer bir ülkeye transfer edilmekteydi. Benzer şekilde bir para alanında tamamıyla aynı nedenden ötürü bir ülkedeki durgunluk diğerine transfer edilebilir. Eğer altın standart sistemi ulusal ekonomilerde sert bir disiplin sağlayıp aynı zamanda iktisadi dalgalanmaların yayılmasına neden oluyorsa ortak bir para aynı durumlara yol açabilir. Günümüzde esnek kur sistemi daha fazla taraftar kazanmıştır. Dolayısıyla ulusal paralar olmayıp bölgeler kurulması ve bölgeler arasında esnek kur sisteminin uyugulanması bize optimum para alanını gösterebilir.

Uluslararası ticaret teorisinin Ricardocu varsayımı; üretim faktörlerinin dahili olarak mobil ancak uluslararası düzeyde immobil (hareketsiz) olduğudur. Mundell (1961) çalışmasında Ricardocu varsayımların yumuşatılmasının ticaretin para politikası ve özellikle esnek kur teorisi için çok önemli sonuçlara sahip olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Ulusal paralar arasında kurulan esnek kur sistemi sadece Ricardocu varsayımlar altında geçerlidir. Eğer faktör mobilitesi ülke içinde yüksek ve uluslararası mobilite düşük ise ülke paraları arasında kurulan bir esnek kur sistemi yeterince etkin şekilde çalışacaktır. Ancak eğer bölge içinde sınırlar kaldırılırsa bu durumda esnek kur sistemi sadece bölge bazında ülke paraları yeniden düzenlendiğinde geçerli olacaktır.

Optimum para alanı, faktör hareketleri ile açıklanmaya çalışmasının yanı sıra optimum para alanı teorik olmaktan ziyade ampirik bir konudur. Diğer bir deyişle optimum para alanı iç faktör mobilitesinin olduğu ancak dış faktör mobilitesinin olmadığı alandır.