• Sonuç bulunamadı

TCK’nın “Resmî Belge Hükmünde Belgeler” kenar başlığını taşıyan 210.

maddesinin 1. fıkrasında, özel belgede sahtecilik suçunun konusunu emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetnamenin oluşturması halinde resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Maddede sayılan belgeler resmî belge niteliğinde olmayıp, kanun koyucu özellikleri gereği bu belgeleri resmî belge hükmünde saymış ve bu belgelerde sahtecilik suçları açısından resmî belgede sahtecilik suçuna yollama yapmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde ise kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının düzenlediği sahte belge sonucunda cezalandırılmasına ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Doktrinde bu düzenlemenin hukuki niteliğinin belirsiz bulunduğu, hükmün kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliğinin bir çeşidi olduğu, sağlık mesleği çalışanlarının diğer kamu görevlilerine göre hakkaniyet ölçülerine uymayacak ölçüde kayrılarak koruma yoluna gidildiği, zira 3 yıldan 8 yıla kadar olan cezanın 3 aydan 1 yıla indirildiği belirtilerek TCK’nın 210. maddesinin 2. fıkrasının ilk cümlesi eleştirilmiştir.338 Oysa anılan düzenlemenin birinci cümlesinde özel belgede sahtecilik suçunun bir çeşidinin bulunduğu görüşündeyiz. Zira kamuda görev yapan sağlık mesleği mensuplarının kamu görevlisi olduklarında ve düzenledikleri sahte belgelerden dolayı kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliği suçundan dolayı cezalandırılacaklarında kuşku yoktur. Nitekim Yargıtay da bir kararında anılan hükümle kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği

338 Özen, Ceza Hukuku Özel Hükümler Dersleri, s. 621.

olarak düzenledikleri belgelerin gerçeğe aykırı olması haline özgü sahtecilik suçunun düzenlendiğini açıkça ifade etmiştir.339

Düzenlemenin ikinci cümlesinde belgenin düzenlenmesi sonucu bir menfaat sağlanmışsa veya kamunun ya da kişilerin zararına bir sonuç doğumuna neden olunmuşsa resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir.

TCK’nın 210. maddesinin 1. fıkrasında yer alan emre veya hamile yazılı kambiyo senetlerinden maksat TTK’da düzenlenen poliçe, bono ve çektir. Kambiyo senetlerinde sahteciliğin resmî belgede sahtecilik suçuna göre cezalandırılabilmesi için senedin yasada yer alan zorunlu unsurlarının bulunması gerekir. Bunlardan birinin eksik olması ve belgenin bu haliyle kullanılması durumunda özel belgede sahtecilik suçu gündeme gelebilecektir.340 Nitekim Yargıtay birçok kararında kambiyo senetlerinin zorunlu unsurlarında eksiklik bulunması halinde özel belgede sahtecilik suçunun gündeme gelebileceğini vurgulamıştır.341

Maddede yer alan emtiayı temsil eden belgeler, konşimento, varant, makbuz senedi, banka tasarruf cüzdanları, cari hesaplar, posta çekleri, seyahat çekleri, nakliye poliçeleri, depo edilen malları temsil eden makbuzlar ve benzerlerini kapsamaktadır.342 Yargıtay da makbuz senetlerini,343 posta çeklerini344 emtiayı temsil eden belge niteliğinde görmüş ve resmî belge hükmünde belge olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

6762 sayılı TTK’da düzenlenen hisse senetleri, yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da pay senedi ismiyle düzenlenmiştir. Yeni TTK’ya göre pay senetleri, anonim şirketler tarafından çıkartılan ve ortaklık hakkı veren kıymetli evraklardır. Tahviller ise tahvil çıkaran tarafında borçlanma aracı olarak, tahvil satın alınan yönünden ödünç vererek yatırım aracı niteliğinde kullanılan kıymetli belgelerdir.345

4721 sayılı TMK’nın 531. maddesi gereğince vasiyet, resmî şekilde veya miras bırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir. Resmî vasiyetname resmî belge niteliğinde olduğundan, bu belgede yapılacak sahtecilik TCK’nın 204. maddesi

339 Yargıtay 11. CD’nin 17/09/2020 tarihli ve 3449-4612.

340 Özen, Ceza Hukuku Özel Hükümler Dersleri, s. 627.

341 Yargıtay 11. CD’nin 21/12/2017 tarihli ve 4487-9214 sayılı kararı.

342 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 6392.

343 Yargıtay 11. CD’nin 07/10/2020 tarihli ve 3767-5518 sayılı kararı.

344 Yargıtay 11. CD’nin 08/06/2010 tarihli ve 6125-6875 sayılı kararı.

345 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 6394.

uyarınca cezalandırılabilecektir. Bu anlamda resmî vasiyetnameler TCK’nın 210.

maddesi kapsamında değildir. Sözlü vasiyetnamelerde de sahteciliğe konu olabilecek bir belge söz konusu olmadığından sadece el yazısı vasiyetnameler TCK’nın 210.

maddesi kapsamında resmî belge hükmünde kabul edilebilecektir. Nitekim madde gerekçesinde de burada söz konusu olan vasiyetnamelerin noter huzurunda yapılmamış olanlar olduğu, noter huzurunda yapılan vasiyetnamelerin resmî belge niteliğinde bulunduğu, burada geçen vasiyetnamenin ölen kişinin meydana getirdiği el yazısı ile yapılmış veya onun beyanı üzerine özel kişilerce saptanmış olması gerektiği vurgulanmıştır.

4721 sayılı Kanunun 538. maddesi uyarınca el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması gerekmektedir. Kanunda belirtilen bu zorunlu unsurlarda eksiklik bulunması halinde vasiyetnamenin resmî belge hükmünde sayılamayacağını, unsurları oluşur ise özel belgede sahtecilik suçunun gündeme gelebileceğini belirtelim.

Sözlü vasiyetname, miras bırakanın yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamadığı durumlarda, iki tanığa son arzularını içeren beyanda bulunması ve onların bu beyana uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları halinde söz konusu olur.346 Sözlü vasiyetnamenin kanunda belirtildiği şekilde yazıya döküldüğü andan itibaren, artık el yazılı vasiyetnameye dönüşeceği ve sahteciliğe konu olabileceği görüşündeyiz.347

TCK’nın 210. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve resmî belge hükmünde kabul edilen, emtiayı temsil eden belge, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, hisse senedi, tahvil veya vasiyetnamede yapılan sahteciliklerin aynı yasanın 204.

maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılabilmesi için, bu tür belgelerin özel yasalarında sayılan tüm unsurları taşımaları gerekir. Bununla birlikte, özel yasalarında sayılan unsurlarından birinin eksik olması halinde, anılan belgeler özel belge sayılır ve TCK'nın 207. maddesi uygulama alanı bulabilir.

Maddede yer alan belgelerde sahtecilik yapıldığı takdirde resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır denildiğinden, bu suçun unsurları yönünden inceleme yapılması gerekecektir. Maddede bahsedilen belgelerin zorunlu unsurlarından birinin eksik olması halinde ise bu belgeler sadece özel belge sayılacak

346 Sevük, s. 658.

347 Aynı görüş için bkz. Özbek, Doğan, Bacaksız, Tepe, s. 840.

ancak yine özel belgede sahtecilik suçunun unsurları yönünden değerlendirme yapılması daha doğru olacaktır. Nitekim Yargıtay TCK’nın 210. maddesinde yer alan belgelerin zorunlu unsurlarında eksiklik bulunması halinde özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için belgenin kullanılmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştır.348

Yargıtay bir kararında, özel hukuk tüzel kişisine ait olan sigorta poliçelerinin TCK’nın 210. maddesi kapsamında “emtiayı temsil eden belge” ya da “kambiyo senedi” olmadığından, bu belgelerin “özel belge” niteliğinde olduğunu belirtmiştir.349

Maddede resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağından bahsedildiğinden sadece resmî belgede sahtecilik suçundan ceza verilmekle yetinilmeyecek, yukarıda ele alınan resmî belgede sahtecilik suçunun tüm unsurları yönünden uygulama yapılması gerekecektir. Nitekim madde gerekçesinde de açıkça burada söz konusu olanın sadece resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değil, sayılan belgelerde sahtecilik yapılması durumunda, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin bütün olarak uygulanması olduğu vurgulanmıştır.

TCK’nın 210. maddesinin 2. fıkrasında kamu görevlisi olarak görev yapmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gerekleri olarak düzenledikleri belgelerde sahtecilik yapmaları halinde bu hükme göre cezalandırılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Maddede ayrıca düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir. İfade edelim ki burada sadece resmî belgede sahtecilik suçunun yaptırımına atıf yapılmış olduğundan düzenlenen belge, resmî belge hükmünde değildir.350 Burada maddede belirtilen zarar olasılığı gerçekleştiği takdirde sadece resmî belgede sahtecilik suçunun cezasına yönlendirme yapılmıştır.

Kişiye sağlanan haksız menfaatten maksat bir kişiye meşru olarak elde edemeyeceği bir çıkarın, yararın sağlanmasıdır. Belgenin kamunun veya kişilerin zararına sonuç doğurucu nitelik taşıması ise sahte belgenin kamu veya kişiler bakımından zarar tehlikesine neden olması anlamına gelmektedir. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmî belgede sahtecilik suçunun hangi

348 Yargıtay 11. CD’nin 17/03/2016 tarihli ve 2081-2429 sayılı kararı.

349 Yargıtay 11. CD’nin 03/06/2014 tarihli ve 23781-10789 sayılı kararı.

350 Gökcen, s. 111.

düzenlemelerine göre cezaya hükmolunacağının tartışılması gerekmektedir. Bu anlamda faile, TCK’nın 204. maddesinde yer alan sivil kişinin resmî belgede sahteciliğinin cezası mı yoksa kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliğinin cezası mı verilecektir?

Yargıtay’ımız kamu görevlisi olmayan sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği olarak düzenledikleri belgelerin gerçeğe aykırı olması halinde ve zarar şartının da gerçekleşmesi durumunda sivil kişinin resmî belgede sahteciliği suçunun oluştuğu görüşündedir.351 Doktrinde de TCK’nın 210. maddesinin 2.

fıkrasının 2. cümlesindeki eylemin tamamlanması durumunda uygulanacak hükmün asla 204. maddenin ikinci fıkrası olmaması, yalnızca ilk fıkra ile ceza verilmesi gerektiği savunulmuştur.352 Nitekim madde gerekçesinde de ikinci fıkradaki suçun oluşması için sağlık mesleği mensuplarının görevlerinin gereği olarak düzenledikleri belgeler açısından maddenin uygulanabileceği vurgulanmıştır. Kanaatimizce de burada sağlık mesleği mensuplarının görevleri gereği düzenledikleri belgeler suçun konusunu oluşturmaktadır. Örneğin bir hemşirenin, doktorun düzenlemekle görevli olduğu bir belgeyi düzenlediği halde bu madde uygulama alanı bulamayacak, genel sahtecilik hükümlerine göre değerlendirme yapılacaktır.

Bunun yanında diğer bir görüşe göre ise maddede sağlık mesleği mensuplarının fikri sahtecilikleri özel olarak düzenlenmiş ve cezalarının resmî belgede sahtecilik suçuna göre verileceği vurgulanmıştır. Gerçek bir resmî belgede fikri sahtecilik ise sadece kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilir ve TCK’nın 204. maddeninin 2.

fıkrasına göre cezalandırılır. TCK’nın 210. maddesinde, TCK’nın 204. maddesinin 1.

fıkrasına yollama yapılmamış, genel olarak resmî belgede sahtecilik suçuna vurgu yapılmıştır. Bu nedenle görevleri gereği düzenledikleri belge, kamunun zarar görmesine neden olduğu takdirde TCK’nın 204. maddesi gereğince cezalandırılma yapılacağı belirtilmiştir. Bize göre burada maddenin lafzının yanlış kaleme alınması nedeniyle bir tartışma var gibi görülse de, hükmün konuluş amacını vurgulayan madde gerekçesi ve sanık lehine yorum ilkesi dikkate alındığında Yargıtay tarafından ve doktrinde belirtilen görüş doğrudur.

Son olarak TCK’nın 211. maddesinde yer alan, belgede sahtecilik suçlarında cezayı azaltan bir hal olarak düzenlenen bir hukuki ilişkiye dayalı bir alacağın ispatı

351 Yargıtay 11. CD’nin 13/11/2018 tarihli ve 13383-9025; 12/04/2017 tarihli ve 8833-2782 sayılı kararları.

352 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 6415.

veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla işlenmesi hali TCK’nın 210. maddesi açısından da uygulama alanı bulabilecektir. Yargıtay da TCK’nın 210. maddesinde yer alan suçlar bakımından TCK’nın 211. maddesinin şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği görüşündedir.353