• Sonuç bulunamadı

C. Belge Çeşitleri

3. Elektronik İmzalı Dijital Belgelerin Sahtecilik Suçunun Konusunu

Öncelikle elektronik imza ile imzalanmamış dijital yazı ve belgelerin, örneğin e-mail ile gönderilmiş bir yazının sahtecilik suçu anlamında bir belge olmadığını, TCK’nın sahtecilik suçunun konusunu oluşturan belgenin unsurlarını taşımadığını belirtmekle yetinelim.

53 Koca, Üzülmez, s. 678.

54 Yargıtay 11. CD’nin 31/03/2008 tarihli 1522-2268 sayılı kararı.

Bunun yanında 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun55 (EİK) yürürlüğe girmesiyle birlikte, elektronik imza hem resmî hem de özel bir takım dijital dokümanların düzenlenmesinde oldukça yaygınlaşmıştır. Bu Kanuna uygun olarak oluşturulmuş bir elektronik imzayla imzalanmış dijital bir dokümanın TCK anlamında sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışma konusudur. Bu başlık altında öncelikle ilgili Kanun uyarınca elektronik imza kavramına değineceğiz. Ardından doktrindeki görüşler ve yargı kararları ışığında bu tip dokümanların sahtecilik suçunun konusunu oluşturup oluşturmayacağı hususunu değerlendirmeye çalışacağız.

EİK’in tanımlar başlıklı 3. maddesinde; elektronik veri kavramı, “elektronik, optik veya benzeri yollarla üretilen, taşınan veya saklanan kayıtlar”; elektronik imza kavramı ise, “başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veri”

biçiminde tanımlanmıştır.

Anılan Kanun’un 4. maddesinde güvenli elektronik imza; “münhasıran imza sahibine bağlı olan, sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan, nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan, imzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan elektronik imza”

şeklinde tanımlanmıştır.

Son olarak EİK’in 5. maddesinde ise güvenli elektronik imzanın, ıslak imza ile aynı hukukî sonucu doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Bu anlamda güvenli elektronik imzada gerçekleştirilecek teknik bir sahtecilik veya bir başkasının güvenli elektronik imzası ele geçirilerek içeriği sahte hazırlanan ve elektronik imza ile imzalanan bir verinin hangi suça vücut vereceği tartışılmalıdır.

Doktrinde güvenli elektronik imza ile imzalanmış belgelerin sahtecilik suçuna konu olabileceği görüşüne yer verildiği gibi56 belgede sahtecilik suçlarının oluşabilmesi için mutlaka fiziki olarak bir belgenin varlığına ihtiyaç duyulduğu, güvenli elektronik imza ile imzalanmış olsa da dijital verilerde gerçekleştirilen bu tür eylemlerde TCK’nın 244. maddesinde yer verilen sistemi engelleme, bozma, verileri

55 23/01/2004 tarihli ve 25355 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

56 Arif Gözel, Belgede Sahtecilik Suçlarının Konusu Olarak Belge ve Elektronik Belge. Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2015, Cilt: 5 Sayı: 1, s. 190.

yok etme veya değiştirme suçunun oluşabileceği düşüncesi de dile getirilmiştir.57 Bunun yanında bu tür belgelerin doğruluğunun sistem üzerinde teyit edilebildiği, fiziki olarak çıktısı alındığında, imzanın kontrol edilemeyeceği, böyle bir belgenin de hukuki sonuç doğuramayacağı da savunulmuştur.58

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için TCK’nın 244. maddesinde düzenlenen suça da kısaca değinilmesi gerekmektedir.

TCK’nın 244. maddesinin konumuzla ilgili ikinci fıkrası gereğince; bir bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme veya erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme, var olan verileri başka bir yere gönderme eylemleri ile suç oluşacaktır.

Doktrinde anılan suçun mala zarar verme suçunun özel görünüş biçimi olduğu, bu suçla mülkiyetin korunduğu görüşü dile getirilmiştir.59 Bunun yanında bu suçlarla mülkiyetin yanında bir bütün olarak bilişim sisteminin ve verilerin güvenliğinin korunduğu da savunulmuştur.60

Kanaatimizce suçun maddi konusu bilişim sistemi içerisindeki verilerdir. Bu suçlar genel kastla işlenebilen suçlar olup, kastın bilişim sistemindeki verileri bozmaya, yok etmeye, değiştirmeye, erişilmez kılmaya, başka bir yere göndermeye ya da sisteme veri yerleştirmeye yönelik olması gerekir.

Görüldüğü gibi anılan suçta failin kastı bilişim sistemindeki verilere yönelmekte olup, fail sahte belge düzenleme amacıyla hareket etmemektedir. Kaldı ki bu suçlarda EİK anlamında elektronik imzayla sahte bir belge de oluşturulmuş değildir. Failin hukuka aykırı olarak bilişim sistemine erişimi (örneğin görevli kişinin şifre ve kullanıcı adı bilgilerini ele geçirerek bilişim sistemine girmesinde olduğu gibi) güvenli elektronik imzayla belge oluşturulması eyleminden tamamıyla farklıdır. Güvenli elektronik imza ile bir belgenin imzalanarak sahte olarak oluşturulmasında failin amacı bilişim sistemine yönelik olmayıp, sahte belge üretmek şeklinde karşımıza çıkmaktadır. EİK’in 5. maddesi, sahteciliğe konu belgelerin mutlaka fiziki olarak bulunması şeklindeki uzun yıllardır uygulanmış fikre ve anlayışa bir istisna getirmektedir. Anılan hükmün bu şekildeki elektronik verilere yönelik bir özel

57 Gökhan Güler, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eylül, 2018, Gökhan Güler.pdf (cankaya.edu.tr) E.T.: 03/01/2021, s. 51.

58 Mustafa Kemal Gökmen, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2019, s. 18.

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=T1mWGp9MngYYkCSgiJvtVqdF_n7WXlM11wqB74NkCdDzDhW8 hP7QyW0K0YWlaWUL E.T: 03/01/2021.

59 Tezcan, Erdem, Önok, s. 828.

60 Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınları, 12. Baskı, Eylül, 2017, s. 953.

düzenleme niteliğinde olduğu, gelişen teknoloji ve günümüz dünyasında elektronik verilerin büyük önem arz ettiği, bu nedenle bu şekilde oluşturulmuş belgelerin güvenliğinin sağlanması gerektiği açıktır.

Yargıtay CGK da konuya ilişkin önemli gördüğümüz bir kararında61 failin, aralarında gönül ilişkisi olduğu bir kişinin ders notlarını, üniversitenin ders notlarının yer aldığı bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girerek değiştirmesi şeklinde gerçekleşen somut olayda; sanıkların eyleminin bilgileri otomatik işleme tâbi tutmuş bir sistemi veya verileri değiştirmelerinden ibaret olduğunu ve TCK’nın 244.

maddesinin 2. fıkrasındaki suçu oluşturacağını belirtmiştir. Genel Kurul kararında ayrıca sanıkların bu eylemleri sonucunda sahte resmî belge kullanıldığına dair iddianamede bir anlatım bulunmadığı, bu nedenle sahtecilik suçunun da gündeme gelmeyeceği vurgulanmıştır.

Bu konuda bir örnek vermek gerekirse; birlikte görev yaptığı Cumhuriyet savcısının güvenli elektronik imzasına ulaşan ve bu imzanın şifresini de bilen bir zabıt katibinin, elektronik imzayla ceza infaz kurumunda bulunan bir yakınının tahliyesine yönelik içeriği sahte bir elektronik veri düzenlediğini ve bunu Cumhuriyet savcısının elektronik imzasıyla imzaladığını düşünelim. Bu durumda zabıt katibinin kastının UYAP adını verdiğimiz bilişim sistemini değiştirmek, UYAP Sistemine veri yerleştirmek, buradaki verileri başka yere aktarmak olmadığı kanaatindeyiz.

Belirtilen örnek olayda kanaatimizce TCK’nın 244. maddesinde yer alan suç oluşmayacaktır. Burada görevi kötüye kullanmak suçu da oluşmayacaktır zira tahliye evrakını düzenlemek görevi zabıt katibinin görev alanı içerisinde değildir.

Verdiğimiz örnekte failin kastı bilerek ve isteyerek sahte bir belge oluşturmak ve bunu kullanmak suretiyle haksız bir menfaate ulaşmak şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Güvenli elektronik imzayla imzalanmış verinin, elle imzalanmış belge gibi hukuki sonuç doğuracağına ilişkin kanuni düzenleme de dikkate alındığında burada artık failin belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasında bir engel olmadığı kanaatindeyiz.

Son olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmış elektronik verilerin aldatma kabiliyeti yönünden nasıl bir incelemeye tabi tutulacağı hususu da tartışılmalıdır.

Kanaatimizce burada güvenli elektronik imzanın geçerliliği ilgili mevzuat uyarınca

61 Yargıtay CGK’nın 09/10/2007 tarihli ve 44-200 sayılı kararı.

incelenip, geçerli kabul edilecek olursa belgenin ıslak imzalı olarak imzalanmış bir belge gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu şekildeki belge artık ıslak imzalı bir belge gibi hâkim tarafından aldatma kabiliyeti yönünden incelenebilecektir.

II. BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARINDA KORUNAN HUKUKSAL