• Sonuç bulunamadı

Refah Devleti Uygulamaları Açısından Refah Devleti Rejimleri

Çoğu demokrasiler, kendi refah devletini kurduğundan dolayı, bunların ülkeden ülkeye yapısının değiştiğini görebiliriz.281. Bazı ülkeler refah devleti uygulamalarına neden diğer ülkelerden daha fazla harcama yapıyor? Araştırmalar, bir refah devleti tarafından harcanan gayri safi milli hâsılanın oranının öncelikle zenginlik seviyesine bağlı olduğunu gösteriyor. Daha zengin ülkeler fakir ülkelere göre refaha ulusal gelirlerinin daha yüksek bir oranını harcıyor. Merkezi devletler (İngiltere gibi) ve sol partilerin yönetimde baskın olduğu devletler (İsveç gibi) yüksek harcama yapma eğilimdedir. Benzeri durum, Katolik partilerin temel yönetim gücüne sahip olduğu ülkelerde de (Avusturya gibi) görülmektedir. Bu eğilimlerin aksine düşük harcama yapma eğilimi ise çeşitli federal devletler (Birleşik Devletler gibi) ve sağın daha nüfuzlu olduğu devletlerde (İtalya gibi) görülmektedir. Ancak refah devletleri arasındaki niteliksel ayrımlar bu basit harcama rakamlarından daha önemlidir. Bunlar refah devletinin tüm yapısını ve vatandaşların buna yaklaşımını etkiler.282

Bu açıklamalar ışığında, refah devleti kavramı gibi refah devleti sınıflandırmaları da tartışmalı bir konudur. Bu konuda yukarıda da belirtildiği gibi farklı bakış açıları, farklı sınıflandırmalar söz konusudur. Ancak bu konuda en detaylı ve en çok kabul gören çalışma Danimarkalı akademisyen Gosta Esping- Andersen tarafından yazılan “The Three Worlds of Welfare Capitalism” adlı eserde yapılmıştır. Çeşitli araştırmaların büyük bir çoğunluğu bu sınıflandırmayı kullanmaktadır.

Esping-Andersen haricinde bu konuda Maurizio Ferrera “The Southern Model of Welfare in Social Europe”, Vic George ve Paul Wilding “Ideology and Social Welfare”, Ramesh Mishra “Globalization and Welfare State” ve Gulliano Bonoli, “Classifying Welfare State: Two Dimension Approach” adlı eserlerinde ve daha birçok yazar çeşitli çalışmalarında model geliştirme çabaları içinde olmuştur ve Esping-Andersen’e yönelik eleştiriler de söz konusudur.283

281

Bkz. Harold L. Wilensky, Rich Democracies, University of California Press. California, 2002, ss. 211-212.

282

Hague, Harrop ve Breslin, s. 412.

283 Gulliano Bonoli, “Classifying Welfare State: Two Dimension Approach” Journal of Social Policy Vol. 26, (3),1997, ss. 351- 352.

91 Esping-Andersen'in yaptığı sınıflandırmaya göre, "sosyal demokrat refah modeli", sıralamanın üstünde yer almakta, onu “muhafazakâr refah modeli” izlemekte, en alt sıralarda ise "liberal refah modeli" yer almaktadır.284 Aşağıda yer verilen Tablo 9, sınıflandırmanın anlaşılırlığı açısından faydalı olacaktır. Bu tabloda refah devletleri mukayeseli olarak sınıflandırılmış ve her bir grubun özellikleri ortaya konmuştur.

Tablo 9: Refah Devleti Türleri

Rejim “Liberal” “Muhafazakâr” “Sosyal Demokrat”

Başlıca örnekleri ABD, İngiltere Almanya İsveç Felsefi temeli Klasik liberalizm Muhafazakar

sosyal politika Sosyalizm Marksizm Dekomüdifikasyon285 Düşük

Orta Yüksek Sosyal haklar İhtiyaç temelli Katkıya dayalı Evrensel Refah önlemleri Karma hizmetler Transfer

ödemeleri Kamu hizmetleri

Haklar Düz oranlı

ödenekler Katkıya dayalı Yeniden dağıtıcı Sosyal politika

sağlayıcı kurumlar Piyasa Devlet Devlet

Kaynak: Bernhard Ebbinghaus, Philip Manow, “Introduction: Studying Varieties of Welfare Capitalism”, Comparing Welfare Capitalism: Social Policy and Political Economy in Europe, Japan and the USA, London: Routledge, 2001, s. 8. ; Rebecca A. Van Voorhis, “Different Types of Welfare States? A Methodological Deconstruction of Comparative Research”, Journal of Sociology and Social Welfare, Vol.: XXIX, No: 4, December 2002, s. 5.; Özdemir, Küreselleşme ve Refah Devleti, s. 132.

1. Liberal veya Sınırlı Refah Devleti

Bu refah devletleri, bireysellik ve piyasanın üstünlüğü ile özdeşleştirilirler. Yani, pazarın, örneğin özel emeklilik planlarının, işlemesi hükümet tarafından teşvik

284

C. Pierson, Beyond The Welfare State, ss. 174-175. 285

“Dekomüdifikasyon” (Decommodification): Piyasadan bağımsız olma durumunu gösteren bir

kavramdır. Temel ihtiyaçların piyasa dışından sağlanabilmesi, piyasa dışına çıkartılabilmesini ifade etmektedir. Yani, piyasada kişiler ne durumda olursa olsun, belirli sosyal haklara sahip olmalı ve bireyler / aileler iş piyasasına katılma şartı olmaksızın iyi bir yaşam standardı sürdürebilmelidir. Türkçeye, “Metalaştırmama” olarak çevrilebilir. Kavram, özellikle Esping–Andersen tarafından, çeşitli refah devleti türlerini sınıflandırmak amacıyla kullanılmıştır. Bkz. Gosta Esping–Andersen,

The Three Worlds of Welfare Capitalism”, Polity Press, Oxford, 1990, ss. 21–22.; Özdemir,

92 edilir. Ayrıca, liberal refah devletleri varlık yada ortalama testli (mean-tested) desteğe, mütevazı uluslararası transferlere ve mütevazı sosyal sigorta planlarına bağlıdır. İmkânlar, temel olarak düşük gelirli kişilere sağlanır, bu kişiler genellikle işçi sınıfındandırlar ve devlete bağlıdırlar. Liberal refah devleti modelinde sosyal reform süreci, geleneksel, liberal çalışma etik normlarından ciddi ölçüde etkilenir.286

Bu sistem, gece bekçisi287 devleti veya sınırlı refah devleti şeklinde de tanımlanır.288 Liberal veya sınırlı refah devletinde yardım elde etme kuralları sıkıdır. Kazançlar eşit olarak mütevazıdır. Talepte bulunanlar nüfusun küçük işsiz kesimidir. Bu tip refah devleti örnekleri Birleşik Devletler, Kanada ve Avustralya olup, kısmen de olsa İngiltere ve Yeni Zelanda bu gruba dâhil edilebilir289.

Liberal refah modeli, piyasa çözümlerine yönelmekte, özel refah önlemlerini norm olarak teşvik etme stratejisi izlemekte, piyasa başarısızlıklarında kamu sorumluluğunu sınırlandırmaktadır. Ulusal sağlık hizmeti hariç, hâkim anlayış, devletin yalnızca muhtaç durumda olanları seçerek, onlara yarar sunması anlamına gelen artık refah devleti yaklaşımıdır. Dolayısıyla, gelir araştırmalarının290 gittikçe zorlaştırılmasıyla, vatandaşlar özel refah piyasasına katılmaya teşvik edilmektedir. Çalışma yaşamı dışında kalan insanlara yönelik sosyal refah hizmetleri, ancak muhtaç olup olunmadığının araştırılması sonucunda söz konusu olabilmekte ve son derece minimum düzeyde bulunmaktadır.291

2. Muhafazakâr veya Korporatif Refah Devleti

Muhafazakâr refah devleti, sosyal hakların ve eşitliğin çok önemli bir sorun olarak görülmediği Korporatist – devletçi bir temelden gelir. Diğer bir ifadeyle, bu rejimi benimseyen ülkelerde, sosyal haklar açısından bir geleneğin varlığı açıktır. Bu yapıda, statünün önemli olduğu unutulmamalıdır; haklar, statü ve sınıflara

286

Esping-Andersen, The Three Worlds of Welfare Capitalism, s. 26.

287 Nightwatchman State karşılığı olarak minimal devleti ifade etmek için kullanılmıştır. 288

Hague, Harrop ve Breslin, s. 412. 289

C. Pierson, Beyond The Welfare State, s. 174-175.

290 Burada gelir araştırmasından kasıt "Means-test": Önceden de ifade ettiğimiz üzere sosyal yardım

programlarına başvuran kişilerin, kamu fonlarından yararlanıp yararlanamayacağını belirlemek üzere, bu kişilerle ilgili mali açıdan resmi bir araştırmadır.

291 Özdemir, Küreselleşme Sürecinde Refah Devleti, s. 136; Gosta Esping-Andersen, “Towards The Good Society, Once Again?” Why We Need a New Welfare State Ed. Gosta Esping-Andersen, Duncan Gallie, Anton Hemerijk, John Myers, 1. Edition, Oxford Uni. Pres, Newyork, 2002, s. 15.

93 bağlıdır. Aralarında Peter Flora’nın da olduğu kişilerin bulgularını inceleyen Esping- Andersen, bu rejimlerin genel olarak kilise tarafından şekillendirildiğini iddia etmektedir. Bu, söz konusu rejimlerin geleneksel aile yapılarına oldukça bağlı olduğu anlamına gelmektedir.292 Refah devleti çocuklu aileleri desteklemek için bu ailelere vatandaşlardan aldığı vergilerle finanse edilen çocuk parası gibi genel, yani bütün çocuklu ailelerin faydalanabileceği nakdi yardımlarda bulunur ve onlar için bazı vergi kolaylıkları sunar.

Muhafazakâr veya korporatist refah devletinde, devlet ana hizmet sağlayıcıdır. Ancak yardımlar işlerle bağlantılıdır, ödeme prensibine göre ve maaşa uygun olarak dağıtılan yardımlardır. Devlete hizmet eden meslekler özellikle devlet memurları, hastalık yardımı ve emekli maaşında cömert muamele görür. Avusturya, Fransa, Almanya, İtalya ve Belçika bu türe uygun düşecek refah sistemlerine sahiptir. 293 Pierson da “Beyond The Welfare State” adlı eserinde devlete hizmet eden memurlara cömertliği şu şekilde açıklıyor:294 “Bu tür refah devletlerinin

başlangıçları demokrasi öncesi veya otoriter rejimlerdir ve sosyal politikalarını, çalışan sınıfların harekete geçme tehlikesini uzaklaştırmak için kullanmışlardır (Almanya’da Bismarck, Avusturya’da Taafe). Almanya, genelde bu rejimle ilgili

değerlendirmelerde ele alınan temel örnektir. Kıta Avrupa’sının korporatif refah devleti ve üçüncü sektörlere veya sivil topluma ait olan yarı kamusal refah kuruluşları tarafından paylaşılarak refah üretimi yerine getirilmektedir. Çalışanlar ve onların ailelerinin sosyal güvenliği ve muhtaç kesimin geçimine ilişkin yükümlülük söz konusudur.

Özet olarak bu rejimde çalışma hakkı yerine, çalışamayanlara sosyal güvenlik hakkının sağlanması söz konusudur. Yine bu sistemde sosyal hizmetlerin sunumunun, subsidiarite ilkesine dayalı olarak gerçekleştirilmesi benimsenmiştir.295

3. Sosyal Demokratik veya İskandinav Modeli Refah Devleti

Sosyal demokratik, İskandinav modeli ya da Beveridge modeli şeklinde de ifade edilir.296 Evrensellik ve piyasanın yönlendirilmesi ile karakterize edilir. En düşük

292

Esping-Andersen, The Three Worlds of Welfare Capitalism, s. 26 293 Özdemir, Küreselleşme Sürecinde Refah Devleti, s. 139.

294

C. Pierson, Beyond The Welfare State, s. 174. 295 Yılmaz, s. 25.

94 ihtiyaçlarda eşitlik değil en yüksek standartlarda eşitlik sağlayan bir refah devleti olarak tanımlanır.297 Eşitlik ilkesine dayanan İskandinav modelinde refah üretimi devlet tarafından yerine getirilmektedir. Devlet bir (sosyal) hizmet devletidir298

Bu tür refah devleti tipleri genellikle İskandinav ülkelerinde bulunur ve genellikle yüksek ölçüde meta olmaktan çıkarma (demodification) ve evrenselcilik ile özdeşleştirilir. Bu ülkelerdeki sosyal reformlar ve yüksek standartların eşitliğine dayanır, yani orta sınıf da sosyal desteklerden yararlanabilir. Diğer bir ifade ile işçilerin, daha iyi durumda olan sınıfların sahip olduğu haklara tamamen katılma hakları vardır. İşçiler, beyaz yakalı çalışanlarla ya da memurlarla aynı haklara sahiptirler. Liberal rejimin aksine, sosyal demokratik rejim, piyasayı pek desteklemez ve refah devletleri için önemli bir ulusal dayanışma inşa eder.299

Yukarıda belirtildiği üzere bu sistem, vatandaşlar arasında ayrım yapılmaksızın eşit, sabit oranlı yardım prensibine dayanır. Savaş dönemi İngilteresi’nde Lord Beveridge tarafından etkili bir raporda savunulmuştur. Tam istihdam politikası refah devletinin bir parçasını da oluşturabilir. Yardımların makul olması durumunda bu pahalı bir sistemdir. Katkılar çok yüksek tutulmazsa (İsveç gibi) etki; örneğin şirket maaşları için minimum devlet yardımının fazlalaştırıldığı iki bağlı sistem (iki bağlı ücret yapısı) olma eğilimindedir. Bu tür rejimlere sahip diğer ülkeler Norveç, Danimarka, Hollanda ve Finlandiya'dır. Bu tür rejimlerde öne çıkan ilkeler, evrensellik, sosyal dayanışma ve sınıflar arasında eşitliktir. Yararlar, büyük oranda, yüksek vergi düzeyleri getiren ve temel refah aktörü durumunda olan devlet tarafından sağlanmaktadır. Orta sınıf ve çalışan sınıf için yüksek yararlar söz konusudur.300

296

Hague, Harrop ve Breslin, s. 412. 297

C. Pierson, Beyond The Welfare State, s. 175.

298 Xavier Kaufman, “Refah Devletinin Varyasyonları- Alman Sosyal Devletinin Uluslararası Mukayesesi”, Çev. Cüneyd Dinç, Dem Dergi, Eylül-Aralık 2009, s. 59.

299

Esping-Andersen, The Three Worlds of Welfare Capitalism, s. 28.

300 Özdemir, Sosyal Gelişim Düzeyleri Farklı Refah Devletlerinin Sınıflandırılması Üzerine Bir İnceleme, ss. 10-13.

95

II. REFAH UYGULAMALARI: REFAH HİZMETLERİ, REFAH HİZMETİ SAĞLAYAN BİRİMLER VE REFAH HİZMETLERİNİN FİNASMANI