• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.1. TİTO döneminde ve Kosova

1.1.1. Rankoviç terörü ve protestolar

Arnavutların tarihi süreç içinde Arnavutluk’la birleşme talepleri ve bu yöndeki söyleme dayalı küçük eylemleri, Yugoslavya’nın geleceğini tehdit edebilecek en önemli neden olarak görülmeye başlanmıştır. Sırp aydın ve yazarların sürekli bu konuyu gündemde tutması, Sırpların konuya müdahil olmasına etki etmiştir. Buna paralel olarak, Kosova’da Arnavut nüfus ve Arnavutça eğitime ilginin artması ve baskı döneminde bölgeyi terk edenlerin dönüşleri, milliyetçi Sırp kesimi memnun etmediği gibi Arnavutlara karşı sindirme politikalarının artmasın da hız kazandırmıştır. Bu dönemde özellikle Radovan Rankoviç önderliğindeki silahlı güçlerin bölgede baskılarını artırarak, baskı sonucunda Arnavutlara karşı bir göç dalgasının yaratılması hedeflenmiştir. Bunun nedeni, sürekli artan Arnavut nüfusu ve Sırpların bölgede egemenliğini pekiştirme girişimleri olarak gösterilebilir.

Yugoslavya Komünist Parti ile Arnavutluk Komünist Partileri arasındaki fikir farklılıkları iki ülke ilişkilerini etkilediği gibi Kosova’daki Arnavut nüfusunun da geleceğine negatif anlamada etki etmiştir. Tito’nun çizdiği kardeşlik – birlik

çizgisinde ilk kuruluş yıllarında büyük ayrıcalıklara sahip olan Kosovalı Arnavutlar, değişen şartlara endeksli olarak da zorluklarla karşı karşıya kalmaya başlamışlardır. Bu fikir ayrılığını fırsat olarak gören Sırplar, Arnavutluk kartını da oynayarak, Kosova’da güvenlik güçleri üzerinden yoğun bir baskı politikasını uygulamaya sokmuşlardır. Komünist maskesi altına da saklanmaktan çekinmeyen Sırplar, devletin güvenlik mekanizmalarını da dışlamadan, tarihten gelen intikamlarına ağırlık vermiştirler.22 Bu çerçevede, işgal ve yeni devlet kuruluşı sürecinde rafa veya

çekmecelerde bulunan dosyalar oryaya çıkarılarak, Arnavutlara yönelik sindirme politikaları bu çerçevede de yürütülmeye başlanmıştır. Bu çerçevede aydın, gazeteci, öğretmenlerle ilgili eski veya yeni dosyalar oluşturularak entelektüel kadronun bölgeden göç ettirilmesi yönünde ciddi bir çalışma hayata sokulmuştur. Kosova’daki Arnavutlar üzerinde derin izler bırakan Rankoviç döneminde seri tutuklama ve sorgulamalara Arnavutları silahsızlaştırma çalışmaları da eklenmesi, Sırpların uzun zamandan beri istediklerini yapma şansını da yakalamıştırlar. Yapılan silah toplama baskınlarıyla 35 bin kadar hane basılarak, aramalara karşı koyan 400 Arnavut da olay mahallinde öldürülmüştür.23

Sırp milliyetçilerinin Arnavutları kötüleme ve ülkenin istikrarını tehdit ettiğine dayandırarak oluşturdukları göç oyununa Tito’nun da dahil edilmesiyle 1953 yılında Split’te Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile “Centilmenlik Anlaşması” imzalanarak, Arnavutlara Türkiye’ye göç yolu açılmıştır. 24

Bu anlaşmayla baskı altında yaşamaktan bıkan Arnavutlar, çareyi Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştırlar. 1953-66 döneminde kimi kaynaklara göre 231 bin kişinin Türkiye’ye göç etiğini savunurken, tarihçi Jusuf Buxhovi25 ise bu süreçte yarın

milyona yakın insanın Kosova’yı göç ettirilmeye zorlandığına vurgu yapmaktadır. Bu göç dalgası Sırpların uzun zamandan beri üzerinde durdukların projenin hayata geçirilmesinin başarısı olarak da yorumlanmıştır.

Yugoslavya’nın Kominform’dan atılıp SSCB ile yollarını ayırmasının

22 Jusuf Buxhovi, Kthesa Historike, Lufta e Perendimit per Kosoven, Faik Konica yayınları, Priştine,

2009, s.379.

23 Buxhovi, a.g.e., s.366. 24 Dreshaj, a.g.e., s.8. 25 Buxhovi, a.g.e., s.366.

ardından, Arnavutluk SSCB’nin müttefiki olarak kalmıştır. Bunu bir fırsat olarak gören Arnavutlar, Kosova’da 1955-56 yıllarında özerklik isteğiyle toplu gösteriler düzenlemiştir. Bu gösterileri takiben bölgede olağanüstü hal ilan edilerek, Rankoviç tarafından sert bir devlet terörü ile gösteriler bastırılmıştır.26

Gösterilere katılan çok sayıda kişiye de SSCB ajanı yaftası vurularak, bu gerekçeyle göz altına alınarak, cezalandırılmıştır.27

Rankoviç döneminde uygulanan baskı sonucunda örgütlü bir hal almaya başlayan Arnavut direnişinin ve artan milliyetçi gösterilerin önünü almak için 1960’larda kısmi reformlar yapılmıştır. Reformlar sayesinde federal düzeydeki hizmetlerin önemli bir bölümü cumhuriyetlere ve özerk bölgelere devredilmiştir. Nisan 1963’te yürürlüğe konulan yeni Anayasa, ülkenin adını “Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti” olarak değiştirmiş, cumhuriyetlerin devletin kurucu unsurları olduğu ilkesini belirginleştirmiş, Yugoslavya’nın Güney Slav halklarının ulusal devleti olmadığının altını çizmiştir.28

Reform taleplerine karşılık 1963 yılında yeni bir anayasa kabul edilmiş ve bu anayasada gerek ekonomik gerekse siyasi bir serbestleştirmeye gidilmiştir. Yeni anayasa, cumhuriyetlere federal hükümetten bağımsız hareket edebilme hakkı tanımış ardından 1974 yılında yapılan değişiklikler ile de bu durum pekiştirilmiştir.

Ülke içinde uygulanmaya başlanan baskı rejimine karşı 6 Ekim 1968 yılında Prizren Birliği binası önünde ikinci dünya savaşından sonra ilk protesto gösterisi düzenlenerek, Arnavutlara uygulanan politikalar eleştirilirken, Kosova’nın bağımsızlığı ve milli sembollerin kullanılmasına izin verilmesi talep edilmiştir. Bu protestoların kısa sürede diğer şehirlere de sıçraması ve halk desteğini arkasına alması, Priştine Üniversitesinin kurulması ve yeni yasal düzenlemelerin yapılmasına ön ayak olmuştur.29

Bu protestoların önemi, 1971 yılında özerklik konusunda bir önerge

26 Sabit Syla – Hamit Kaba, 1981 Demostratat e Kosoves ne Arkivin Kombetar te Londres, Instituti

Historise (Tarih Enstitüsü) 2017, Priştine, s. 81.

27 Qosja, a.g.e., s.203.

28 Nesrin Kenar, Bir Dönemin Perde Arkası: Yugoslavya, İstanbul, Palme Yayıncılık, 2005, s. 78 29 Daha detaylı bilgiler için; Nexhat Qoqaj, Shtigjeve te Lirise, NGLB Kosova Yayınları, Prizren

2004, Sabit Syla – Hamit Kaba, 1981 Demostratat e Kosoves ne Arkivin Kombetar te Londres, Instituti Historise (Tarih Enstitüsü), Priştine 2017.

verilerek, Kosova’nın statüsünde değişikliklerin yapılması konusunda bir yasal düzenlemeye imza atılmıştır. Bu önergeyi takiben, 1974 yılında Yugoslavya Federatif Cumhuriyeti Anayasasına da dahil edilerek, Kosova’nın Sırp idaresi altından çıkarılmıştır.30