• Sonuç bulunamadı

1.3. Örgütsel Adaletin Boyutları

1.3.2. Prosedürel (Süreç) Adalet

Adams (1965)’in Eşitlik teorisine dayanan dağıtım adaleti çalışmasının ardından, Thibaut ve Walker (1975) tarafından yapılan çalışmada geleneksel örgütsel adalet dağıtım perspektifinden işleme dayalı adalet temalarını kapsayacak şekilde genişletilmiştir (Szilas, 2011: 61). Thibaut ve Walker (1975), örgüt içinde çalışanların sadece girdilerin ve sonuçların dağıtılmış adaleti açısından adaleti algılamakla kalmadıklarını, aynı zamanda adaletin prosedürel adalet olarak sınıflandıran ve bu sonuçları belirleyen usuller açısından da algıladıklarını belirttiler (Usmani ve Jamal, 2013: 353).

Prosüdürel adaletin temeli, Thibaut ve Walker (1975)’ın “Süreç Adalet Teorisi” ve Leventhal vd. (1980)’nin “Dağıtım Adaleti Teorisi” ne dayanmaktadır (Greenberg, 2005: 8). İlk defa Thibaut ve Walker (1975) tarafından ortaya atılan Prosedür Adaleti Teori’sine göre, çalışanlara sonuçlara ulaşma sürecinde katılma hakkı verildiğinde, sonuçları daha adil olarak algıladıkları ifade edilmektedir (Usmani ve Jamal, 2013: 356).

Folger ve Konovsky (1989: 115), örgütlerde “Dağıtım adaleti, örgüt içindeki kaynakların çalışanlar arasında dağıtılması sürecinde algılanan adilliği iken; Süreç adaleti ise, bu dağıtım kararlarının verilmesinde kullanılan süreçlerin adilliği” şeklinde adalete ilişkin önemli bir fark olduğunu ifade etmektedir (Moorman, 1991:

845; Usmani ve Jamal, 2013: 356). Örgütsel adaletin dağıtımcı ve prosedürel boyutları adalet algılamasında önemlidir, ancak prosedürel adalet, farklı sonuçları öngörme konusunda daha iyi bir yetenek olması nedeniyle daha fazla popülerlik kazanmıştır (Szilas, 2011: 61).

İşlemsel adalet, karar verme süreci dinamiklerinin adil olduğuna karar verilen alandır. Başka bir deyişle, işlemsel adalet sonuçların dağıtıldığı veya kararların alındığı örgütsel prosedürlerin adilliği algısını içermektedir. İşlemsel adalet, kişinin sonuçlarla ilgili kararlar alınmasında ve prosedürlerde konuşma hakkının olup olmadığına dayanan bir algıdır (Srivastava, 2015: 668).

İşlemsel adalet, örgüt içinde kazanımların dağıtımında kullanılan prosedürün adilliğine ilişkin algı olarak belirtilmektedir (Robbins ve Judge, 2012: 225). İşlemsel adalet, çalışanların örgüt içinde sergiledikleri çaba karşılığında elde ettikleri ücret, terfi veya kazanımların hangi kriterlere göre ve nasıl belirlendiğini, bu kazanımların paylaşımında kullanılan karar alma prosedürlerin algılanan adilliğini belirtmektedir (Akyel, 2014: 52). Bu bağlamda, işlemsel adalet “süreçlerin algılanan adilliği veya sonuçların (çıktıların) dağıtım kararlarında kullanılan yöntemler” olarak tanımlanabilir (Szilas, 2011: 61).

Prosedürel adalet, işyerinde kararlar almak için kullanılan politikaların ve prosedürlerin adil bir şekilde anlaşılmasını ifade etmektedir. Ayrıca, prosedürel adalet, karar vermede kullanılan prosedürlerin güvenilir, şeffaf, etik, önyargısız, doğru, düzeltilebilir ve kabul edilip edilmediğine dair algılanan adilliği ifade etmektedir (Srivastava, 2015: 668).

Luo (2009) işlemsel adaleti, örgüt içindeki kazanımların dağıtımında ve yönetsel kararların alınmasında uygulanan formel prosedürlerle ilgili algılanan adalet olarak belirtmektedir (Luo, 2009: 384). Bu süreç ve yöntemler; ücret, terfi, performans değerlendirmeleri, ödüllendirmeleri ve fırsatların paylaşılmasını kapsamaktadır (Almansour, 2012: 76).

Prosüdürel adalet örgüt içinde çalışanların belirli davranışlarını göstermeleri sonucunda elde edeceği kazanımlarla ilgili kararların verilmesi için kullanılan süreçlere odaklanmaktadır (Folger ve Cropanzano, 1998: 26). Dolayısıyla prosedürel

adalet, çalışanlara örgüt içinde karar alma sürecinde ve elde edilen kazanımların dağıtımında söz hakkı verme ve yeterli açıklamalar yapılmasını sağlamaktadır (Chen McCain vd., 2009: 996). Ayrıca, prosedürel adalet örgüt içinde karar alma sürecinde çalışan sesliliği davranışıyla gelişmektedir (İşcan ve Naktiyok, 2004: 183; İçerli, 2010: 83). Çalışanlara, dağıtım kararlarının alınmasında söz hakkı vermek süreçlerin daha adil olarak algılanmasına ve örgütlerine, yöneticilerine ve alınan kararlara daha çok katılmalarını sağlamaktadır (Beugré, 2002: 1095).

Karar verme sürecinde çalışanların algılanan adilliği olan işlemsel adalet, yönetim tarafından alınan kararların gerekçelerinin adil olduğu algısına dayanmaktadır. İşlemsel adalet, bireyin kendisi ya da başkaları ile ilgili olarak karar vermedeki usul ve yöntemlerin doğruluğuna ya da yanlışlığına dair algısı veya ödüllendirme ve cezalandırma sürecinde uygulanan kural ve düzenlemelerle ilgili eşitlik algısıdır (Choudhry ve Kumar, 2011: 19).

Prosedürel adaletin “Süreç Kontrol ve Açıklamalar” olmak üzere iki önemli faktörü bulunmaktadır. Açıklamalar, örgüt içinde dağıtılan kazanımlar hakkındaki sebeplerin açıklanmasıyla ilgilenmektedir. Süreç kontrolü ise, çalışanların karar vericilere yani yöneticilere beklenen fayda konusunda kendi istek ve görüşlerini ifade etme imkânı verilmesiyle ilgilenmektedir (Robbins ve Judge, 2012: 225).

İşlemsel adalet, sonuçların nasıl dağıtıldığını, katılımcıların karar alma süreçleri içindeki rollerini belirleyen ve yöneten bazı ilkelerden oluşmaktadır (Cropanzano vd., 2007: 38). Levental vd. (1980), çalışanların prosedürel adalet algılamalarını etkileyecek altı önemli ilke olduğunu belirtmektedir. Bu doğrultuda, “örgüt içindeki prosedürlerin tutarlılığı, önyargıdan uzak olmak, kararların doğru bilgiye dayalı olması, alınan kararların düzeltme ve değiştirme fırsatının varlığının olması, tüm alıcıların isteklerini temsil edebilen ve etik standartlara dayalı prosedürler” gibi ilkelerin dikkate alınması sağlanmalıdır (Çakar ve Yıldız, 2009: 71; Szilas, 2011: 63).

Örgüt içinde süreç adaletini geliştirmek için çalışanlara söz hakkı vermek, konu üzerinde kendi bakış açılarını ve gerçeklerini sunmaya teşvik etmek gerekmektedir. Çalışanlar kafalarından geçenleri söyleme fırsatı bulduklarında

kendilerini daha iyi hissetmeye meyilli olmalarından dolayı söz hakkı aynı zamanda değer ifade edici işlevi sağlamaktadır. Karar verici, ön yargısız olarak algılandığında, tam ve doğru bilgiye dayandığında, mevcut politikaları tutarlı bir şekilde uyguladığında ve anlaşmazlık halindeki tüm tarafları dinlediğinde süreç adaleti daha yüksek olmaktadır (McShane ve Von Glinow, 2014: 101). Ayrıca, örgüt içinde işlemsel adalet algısının arttırılması, ücretten, terfi olanağından ve diğer bireysel koşullardan tatmin olmasalar dahi çalışanların yöneticilerini ve örgütlerini olumlu olarak algılamaları ihtimalini yükseltecektir (Robbins vd., 2012: 283).

Örgüt içinde kazançların dağıtımı için kullanılan süreçler adil olduğu sürece çalışanların istemedikleri sonuçları bile daha fazla kabullendikleri görülmektedir. Ayrıca, çalışanlar süreç içinde söz hakkına sahip olduğunda, süreç sonucunda en adil kazanımı elde etmeseler bile, bunun adil olduğuna inanma eğiliminde oldukları görülmektedir. Başka bir ifadeyle, örgüt içinde süreç adaleti algısı yüksek olduğunda, çalışanların açısından tercih edilmeyen sonuçlar bile adil olarak kabul edilmektedir (Miles, 2016: 186).

Yapılan çalışmalarda dağıtım ve prosedürel adalet algısının örgüt içinde çalışanlar üzerinde birbirinden farklı sonuçlar oluşturduğu görülmektedir. Dağıtım adaletine ilişkin algılamalar ücret tatmini, işten ayrılma niyeti ve iş tatmini gibi bireysel sonuçları etkilerken, prosedür adaletine ilişkin algılamalar ise örgütsel bağlılık, örgütsel destek, örgütsel vatandaşlık davranışı ve örgütsel güven gibi örgüte yönelik davranışları etkilediği görülmektedir (Folger ve Konovsky, 1989: 116; Robbins vd., 2012: 283).

Prosüdürel adaletle ilgili yapılan çalışmalarda, çalışanların adaleti sadece elde ettikleri kazanımlarının adilliği veya bu sonuçları elde ederken kullanılan süreçlerin eşitliği ile değil aynı zamanda bunların kendilerine açıklanış biçimi olarak algıladıkları etkileşim boyutuna odaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, örgütsel uygulamaların insani yönünü, özellikle yönetim ve çalışanlar arası ilişkileri ifade etmek için prosedürel adaletin bir alt boyutu olarak “Etkileşimsel Adalet” boyutu ortaya çıkmıştır (Ertürk, 2014: 84; Özkalp ve Kırel, 2016: 659).