• Sonuç bulunamadı

Şehitoğlu (2010) tarafından yapılan “Örgütsel Sessizlik Örgütsel Vatandaşlık Davranışı ve Algılanan Çalışan Performansı İlişkisi” adlı çalışma, çalışan sessizliği ve çalışan sesliliği ile örgütsel vatandaşlık davranışının çalışan performansı üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Türkiye’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren ve ülkemizdeki büyük 500 sanayi kuruluşu listesinde, ilk 100 kuruluş içinde yer alan işletmelerdeki ulaşılabilen toplam 1323 çalışan alınan veriler doğrultusunda, Kabul edilmiş seslilik, Savunma amaçlı seslilik, Örgüt yararına seslilik ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışının üç alt boyutu (Özgecilik/Nezaket, Bilinçlilik, Sivil Erdem) ile Çalışan Performansı arasında pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca, Savunma amaçlı seslilik, örgüt yararına seslilik, Özgecilik/Nezaket, Bilinçlilik, Sivil Erdem ile Çalışan Performansı arasındaki ilişki pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.

Çetin ve Çakmakçı (2012) tarafından yapılan “Çalışan Sesliliği Ölçeğini Türkçeye Uyarlama Çalışması” adlı çalışma, Van Dyne ve Le Pine (1998) tarafından geliştirilen Çalışan Sesliliği Ölçeğinin Türkçeye uyarlamayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, okul, özel sektör ve kamu kuruluşu gibi örgütlerde çalışan toplam 94 öğretmen, mühendis, tekniker, teknisyen ve memurun katılımından alınan veriler doğrultusunda, çalışan sesliliği ölçeğinin seslilik ve sessizlik konusunda yapılacak araştırmalarda kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu tespit edilmiştir.

Durak (2013), tarafından yapılan “Yöneticilerle Açıkça Konuşabilme Düzeyinin Genel Konuşma Nedenlerine Etkisi: Üniversitelerde Bir Araştırma” adlı çalışma, ülkemiz üniversitelerinde görev yapan öğretim elemanlarının yöneticileriyle (bölüm başkanı, dekan rektör vb.) açıkça konuşabilme düzeyinin onlarla genel olarak konuşabilme nedenlerine etkisini belirlemeyi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, 82 üniversiteden toplam 321 öğretim elemanından alınan veriler doğrultusunda, öğretim elemanlarının çeşitli konularda yöneticileriyle konuşmalarının, onlarla açıkça

konuşabilme durumuna göre genel olarak farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Ayrıca, yöneticileriyle açıkça konuşabilen öğretim elemanlarının, çeşitli nedenlerle konuşma eğilimleri genel olarak daha yüksek çıktığı tespit edilmiştir.

Özdemir ve Uğur (2013) tarafından yapılan “Çalışanların “Örgütsel Ses ve Sessizlik” Algılamalarının Demografik Nitelikler Açısından Değerlendirilmesi: Kamu ve Özel Sektörde Bir Araştırma” adlı çalışma, kamu ve özel sektör çalışanlarının “örgütsel ses ve sessizlik” algılamalarını demografik nitelikler açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Sivas ilinde 434 kamu ve özel sektör çalışanından alınan veriler doğrultusunda, cinsiyet faktörüne göre çalışanların örgütsel ses algılamalarında, statü durumuna göre de örgütsel sessizlik algılamalarında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Ayrıca, pozisyon durumuna ve sektöre göre ise çalışanların hem örgütsel ses hem de örgütsel sessizlik algılamalarında önemli farklılıklar tespit edilmiştir.

Öztürk (2014) tarafından yapılan “Şeffaf Liderlik ve Katılımcı İklimin Çalışan Sesine Olan Katkısında Kişilik Ve Örgütsel Özdeşleşmenin Şartlı Değişken Olarak Rolü” adlı çalışma, çalışanların “ses çıkarma” davranışını etkileyen öncelleri incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Türkiye’de 11 ayrı sektörde faaliyet gösteren 31 büyük şirkette çalışan 404 beyaz yakalı çalışandan alınan veriler doğrultusunda, katılımcı iklim ve şeffaf liderlik ile çalışan sesi arasında anlamlı pozitif bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca, duygusal dengenin hem katılımcı iklim hem de şeffaf liderlik ile çalışan sesi arasındaki ilişkide şartlı değişken olarak rol oynadığı; duygusal denge düşük olduğunda ilişkinin zayıfladığı tespit edilmiştir.

Özçınar vd. (2015) tarafından yapılan “Çalışanların Örgütsel Adalet Algıları ve Örgütsel Sessizlik Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” adlı çalışma, çalışanların, olumlu veya olumsuz örgütsel adalet algılamaları ile örgütsel sessizlik davranışı arasındaki böyle bir bağlantı olup olmadığını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada örgütsel adalet, dağıtımsal, işlemsel ve etkileşimsel boyutları ile örgütsel sessizliğin, savunmacı ses verme (defensive voice), sosyal amaçlı ses verme (prosocial voice) ve savunmacı sessizlik (defensive silence) boyutları ile ele alınmıştır. Beş işletmede toplam 337 çalışandan alınan veriler doğrultusunda, prososyal seslilik ile dağıtımsal adalet, prosedürel adalet ve etkileşimsel adalet

arasında pozitif ilişki olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan savunmacı seslilik ile örgütsel adaletin alt boyutları arasında bir ilişki tespit edilememiştir.

Arun ve Polat (2015) tarafından yapılan “İşgören Sesi Çeşitliliği: Kurumsal ve Bireysel Bilişim Teknolojilerinin İşgören Sesi Üzerine Etkisi” adlı çalışma, gelişen bilişim teknolojilerinin işgören sesi üzerindeki etkisini bireysel ve kurumsal boyutta incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Merkez binasında 100 kişiden alınan veriler doğrultusunda, kurumsal bilişim teknoloji uygulamaları ile yapıcı ve destekleyici seslilik arasında olumlu yönde bir ilişki tespit edilmiştir.

Göktaş Kulualp (2016) tarafından yapılan “Çalışan Sesliliği ile Bazı Kişisel ve Örgütsel Özellikler Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi: Öğretim Elemanları Üzerine Bir Araştırma” adlı çalışma, çalışan sesliliği konusuna odaklanmak ve bu doğrultuda içsel kontrol odağının çalışan sesliliği üzerindeki etkisini ve iş tatmininin çalışan sesliliğinden etkilenme durumunu incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Bülent Ecevit Üniversitesi’nde görev yapmakta olan 166 öğretim elemanından alınan veriler doğrultusunda, içsel kontrol odağının çalışan sesliliği üzerinde ve çalışan sesliliğinin iş tatmini üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.

Kesen ve Akyüz (2016) tarafından yapılan “Algılanan Örgütsel Destek ve Çalışan Sesliliğinin Bağlamsal Performans ve İşe Gömülmüşlüğe Etkisi: Devlet Hastanesi Çalışanları Üzerine Bir Uygulama” adlı çalışma, algılanan örgütsel destek ve çalışan sesliliğinin bağlamsal performans ve işe gömülmüşlüğe etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Çanakkale’de doktor, hemşire, ebe ve yardımcı personel olarak görev yapan 253 kişiden alınan veriler doğrultusunda, çalışan sesliliğinin bağlamsal performansı arttırmakta olduğu ve bağlamsal performans işe gömülmüşlüğü olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca çalışan sesliliği işe gömülmüşlüğü anlamlı bir şekilde etkilemediği tespit edilmiştir.

Turgut ve Arun (2016) tarafından yapılan “Örgütsel Adalet ile Örgütsel Sinizm Arasındaki İlişkide Psikolojik Sermaye ve Çalışan Sesliliğinin Ara Değişken Rolü” adlı çalışma, örgütsel adalet ile örgütsel sinizm arasındaki ilişkinin araştırılması ve psikolojik sermaye ile çalışan sesliliğinin bu ilişkideki ara değişken rollerinin

incelemeyi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, farklı endüstri kollarındaki firmalardan toplam 205 çalışandan alınan veriler doğrultusunda, örgütsel adaletin örgütsel sinizm üzerinde negatif ve anlamlı bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, psikolojik sermaye ve çalışan sesliliğinin örgütsel adalet ile pozitif, örgütsel sinizm ile negatif ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Bulut ve Bayramlık (2016) tarafından yapılan “Öğretmenlerin “Çalışan Sesliliği” Davranışlarının İncelenmesi: Balıkesir Devlet Okullarında Bir Araştırma” adlı çalışma, öğretmenlerin seslilik davranışlarının demografik değişkenlere göre ne derecede farklılaştığını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Balıkesir il merkezinde devlet okullarında görev yapan 386 öğretmenden alına veriler doğrultusunda, öğretmenlerin seslilik davranışı ile cinsiyet, eğitim durumu ve çalıştığı okuldaki çalışma süresi ile aralarında anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir. Ancak, meslekteki çalışma süresi ile anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir.

Arslan ve Yener (2016) tarafından yapılan “İşgören Sesliliği Ölçeğinin Türkçe’ye Uyarlanması Çalışması” adlı çalışma, işgören sesliliği ölçeğinin Türkçe alan yazında geçerlik ve güvenirlik araştırmasını yapmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Konya’da faaliyet gösteren bir hazır yemek firmasında bölüm şefi ve vasıfsız işgören pozisyonlarında çalışan 189 kişiden alınan veriler doğrultusunda, ölçeğin Türkçe alan yazında kullanılabileceği tespit edilmiştir.

Bulut (2016) tarafından yapılan “Liderlik Tarzlarının Çalışan Sesliliğine Etkisi: Kamuda Bir Araştırma” adlı çalışma, kamu kurumunda gösterilen liderlik tarzlarının çalışan sesliliğine etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Ankara’da görev yapan 401 orta ve alt kademe yöneticileri ile çalışanlarından alınan veriler doğrultusunda, demografik değişkenlerin çalışan sesliliği davranışına bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, görev odaklı liderlik tarzı ile çalışan sesliliği davranışı arasında pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiş, değişim odaklı ve ilişki odaklı liderlik tarzı ile çalışan sesliliği davranışı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir.

Çiçek (2016) tarafından yapılan “Değer Merkezli Liderliğin Etik İklim ve Çalışan Sesi Üzerindeki Etkisi” adlı çalışma, organizasyonlardaki değer merkezli liderliğin, etik iklim ve çalışan sesi üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, Türkiye ve Almanya’da faaliyette bulunan bir otel zincirinin 528 çalışan ve yöneticilerden alınan veriler doğrultusunda, etik iklimin çalışan sesliliğini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca, değer merkezli liderliğin, etik iklim ve çalışan sesliliğini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir.

Büyükbeşe vd. (2017) tarafından yapılan “İş Gören Sesliliğinin Demografik Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi: Çokuluslu Bir Örneklem Üzerinde Çalışma” adlı çalışma, çalışan sesliliğinin demografik değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, NATO bünyesinde Afganistan’da bulunan kamplarda görev yapan 13 ayrı ülkeden 598 personelden alınan veriler doğrultusunda, çalışan sesliliğinin medeni hal, yaş, toplam çalışma süresi, Afganistan’da çalışma süresi, gelir durumu gibi demografik değişkenler açısından anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.

Güven (2017) tarafından yapılan “Algılanan Liderlik Tarzlarının Çalışan Sesine Etkisinde Örgütsel Güvenin Rolü ve Bir Araştırma” adlı çalışma, algılanan liderlik tarzlarının çalışan sesine etkisinde örgütsel güvenin düzenleyici rolünü belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, İstanbul ve Bursa illerinde otomotiv (üretim) sektöründe görev yapan 262 beyaz yakalı çalışandan alınan veriler doğrultusunda, çalışanların liderlerini daha çok etkileşimci lider olarak algıladıkları görülmüştür. Bunun yanında dönüşümcü, etkileşimci ve tam serbestlik tanıyan olmak üzere üç liderliğin de çalışan sesi üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ancak en fazla etkiye sahip olanın dönüşümcü liderlik olduğu görülmüştür. Ayrıca, güvenin etkileşimci ve tam serbestlik tanıyan liderlik ve çalışan sesi arasındaki etkileşimde çok az da olsa moderatör role sahip olduğu ancak dönüşümcü liderlik ile çalışan sesi arasındaki etkileşimde herhangi bir rol üstlenmediği tespit edilmiştir.