• Sonuç bulunamadı

İsteğe bağlı sigorta primleri, ait oldukları aydan itibaren en geç 12 ay içinde, 89. maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak olan gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte ödenmemesi durumunda, bu süreler hizmet olarak değerlendirilmezler302 (SSGSSK. m. 52/3).

İsteğe bağlı sigorta primlerinin, söz konusu 12 aylık sürenin geçmesinden sonra ödenmesi durumunda ödenen primler, 89. maddenin üçüncü fıkrasına göre iade edilirler (SSGSSK. m. 52/3). Şöyle ki; bir isteğe bağlı sigortalının, 2010 yılının Nisan ayına ait primini, 30.03.2011 tarihinin mesai saati bitimine kadar ödememesi halinde, 2010 yılının Nisan ayı, hizmet süresi olarak değerlendirilmez. Bu sigortalının prim borcunu 15.05.2010 tarihinde ödemesi durumunda ise bu primler, Kanun’un 89. maddesine göre iade edilirler.

Görüldüğü üzere 5510 sayılı Kanun, SSK.da yer alan ve üç ay üst üste prim ödenmemesi halinde isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren düzenlemeden farklı olarak sigortalılara, geçmiş on iki aylık prim borçlarını ödemek suretiyle, isteğe bağlı sigortalılıklarını devam ettirme imkânı tanımıştır. Buna karşın, bu on iki aylık süreden sonra ödenen primler ilgiliye iade edilecek ve bu anılan süreler sigortalılık süresinden sayılmayacaktır. Dolayısıyla, primlerin öngörülen süre içinde ödenmemesi halinde dahi isteğe bağlı sigortalılık sona erdirilmeyecek, sadece primi ödenmeyen süre, sigortalılık süresinden sayılmayacaktır303. Bu durumun, uzun süre

302 İsteğe Bağlı Sigorta İşlemleri Hakkında Tebliğ’de yer alan düzenlemede ise, “…kendileri veya bunların hak sahipleri tarafından …ödenmemesi..” şeklinde bir ifade bulunmaktır.

303 İlgili olduğu aya ait primin belli bir süre ödenmemesi sonucu, bu sürelerin sigortalılık süresinden sayılmayacağına ilişkin düzenleme, sigortalılığın sona ermesi sebebi olarak değerlendirilmiştir (Akın, Tek Çatı, s. 177). Kanaatimizce, Kanun’un ifadesinden bu sonuca ulaşılamayacağı gibi, mevzuatta, isteğe bağlı sigortalılığın sona erme sebepleri arasında, ilgili olduğu aya ait primin belli bir süre ödenmemesi hali gösterilmemiştir.

ödenmediğinden takibi yapılamayan ve bir süre sonra af konusu edilen isteğe bağlı sigorta primleri hususunda bir çözüm yolu oluşturduğu belirtilmiştir304.

506 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde bir görüşe göre; belli bir süre isteğe bağlı sigorta primi ödemiş olup, bu sigortalılığını devam ettirmek istemeyen bir sigortalının, bundan vazgeçerek, ödemiş olduğu primlerin iadesini talep etmesi, mümkün görülmüştür305. Buna karşın, bu durumun Türk sosyal güvenlik sistemine yabancı olduğu görüşü de ileri sürülmüştür306.

Kanun’un 89. maddesinin ikinci fıkrasına göre; Kurumun prim veya diğer alacaklarının süresi içinde ve tam ödenmemesi halinde, ödenmeyen kısmı, sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede, her bir ay için % 3 oranında gecikme cezası uygulanarak arttırılacaktır. Bakanlar Kurulu, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar artırmaya, bu oranı % 1 oranına kadar indirmeye ya da yeniden kanunî oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetkilidir. Bunun yanında, gecikme cezası ile her ay için bulunan tutarlara, ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığı tarafından açıklanacak ve bir önceki aya ait olan TL cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanmak suretiyle gecikme zammı hesaplanacaktır. Dava ve icra takibi açılmış olması halinde dahi, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için, gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanacaktır.

Burada belirtelim ki, 5510 sayılı Kanun öncesi dönemde isteğe bağlı sigortalılığın bir özelliğinin de ödenmeyen primler için, Kurumun icra takibine başvuramayacağıydı307. Zorunlu sigorta primlerinden farklı olarak isteğe bağlı

304 Sözer, Sosyal Sigortalara İlişkin Hükümler Üzerine, s. 137.

305 Tuncay/Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, 1. Bası, s. 166.

306 Centel, s. 48; Çenberci, Mustafa, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi: Bağımsız Ek Kitap, Ankara, Olgaç Matbaası, 1979, s. 188.

sigorta prim borçları, 6183 sayılı Kanun’a göre takip edilememekteydi308. Kanımızca bu görüş, 5510 sayılı Kanun döneminde de geçerliliğini koruyacaktır. Hatta 5510 sayılı Kanun’dan bu hususun daha açık bir şekilde anlaşılabileceği söylenmelidir. Zira Kanun’un 52. maddesinde, ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde, gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen sürelerin sigortalılık süresinden sayılmayacağı, bu süreden sonra ödenen primlerin ise iade edileceği hükmü yer almaktadır. Kanun, tahsil edilemeyen değil, ödenemeyen prim demiş ve 12 ay içinde ödenmeyen sürelerin sigortalılık süresinden sayılmayacağını öngörmüştür. Bu ifadelerden, Kurumun isteğe bağlı sigorta prim borçları için icra takibine başvuramayacağı sonucuna ulaşılabilir.

Prim borcunun ait olduğu aydan itibaren 12 ay içinde ödenmeyip, 12 aylık süre geçirildikten sonra ödenmesi halinde 89. maddenin üçüncü fıkrası uygulanacağından, isteğe bağlı sigortalıların ödemiş olduğu primler, kanuni faizi ile birlikte iade edilecektir (SSGSSK. m. 89/3). Yine aynı madde hükmü uyarınca kanuni faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanacaktır.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ne göre, 12 aylık süreden sonra ödenen primler, sigortalının veya bunların hak sahiplerinin talebi üzerine iade veya sigortalının doğacak borçlarına mahsup edilirler (SSİY. m. 94/3).

Kanun hükmünün emredici nitelikte olması sebebiyle, yanlış veya yersiz olarak tahsil edilmiş olan primlerin, ilgililerin talebi olmaksızın, Kurum tarafından kendiliğinden iade edilmesi gerekirken, uygulamada ancak talep halinde geri ödeme yapıldığı belirtilmiştir309.

Kanaatimizce, Kanun’un gerek 52. maddesindeki “iade edilir”; gerekse de atıfta bulunulan 89. maddesinde yer alan “geri verilir” ifadeleri karşısında, iadenin ancak talep halinde yapılacağı sonucuna varılmamalıdır. Kanun koyucunun

308

Aslanköylü, Kanun Şerhi, s. 1068.

amacının, Yönetmelikte düzenlendiği gibi, sadece talep halinde iade olduğunu düşünmüyoruz. Eğer böyle olsaydı bu, ilgili kanun maddesinde açıkça öngörülürdü. Dolayısıyla Kurum, ilgililerin primlerin iadesine yönelik taleplerinin olup olmadığına bakmaksızın, kendiliğinden iade işlemini yapması gerekir. Belirtelim ki, Kanun’un lâfzî yorumuna uygun olan bu görüş, sosyal sigortanın amacına da uygun düşecektir.

Yukarıda yapmış olduğumuz açıklama, anılan primlerin iadesi yerine, sigortalının doğacak borçlarına mahsup edilebileceği hükmüiçin de geçerli olacaktır. Zira Kanun’un ilgili maddelerinde, primlerin doğacak borçlara mahsup edilebileceğine yönelik bir ifade yer almamasına rağmen, sırf Kurum’un iktisadi geleceği düşünülerek Yönetmeliğe böyle bir ifadenin konulmuş olması, kanaatimizce yerinde olmamıştır. Bununla birlikte sigortalının, ilgili primi, doğacak borçları için ödemek istemesi halinde, erken ödeme yöntemine başvurabilecektir.

Kanun’un 52. maddenin üçüncü fıkrası gereği, primleri iade edilen isteğe bağlı sigortalıların, aylık, gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri halinde, ödenen aylık, gelir ve ödenekler ile sağlık hizmetleri durdurulacaktır. Aylık, gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma koşullarının yitirilmiş olmasına rağmen bu ödeme ve hizmetlerin sağlanması durumunda, yapılan bu yanlış ve yersiz masraflar, Kanun’un 96. maddesine göre ilgililerden geri alınacaktır (SSGSSK.m. 89/son).

Daha önce belirtildiği üzere310, ayın belli bir kısmında zorunlu sigortalı olarak çalışanlar dışındaki isteğe bağlı sigortalıların, her ay için otuz tam gün prim ödemeleri zorunludur (SSGSSK. m. 88/8). İşte, kısmi süreli çalışanlar dışındaki isteğe bağlı sigortalıların, beyan ettikleri prim tutarından daha az miktarda prim ödemiş olmaları halinde, ilgili ay isteğe bağlı hizmet süresi olarak değerlendirilmeyecektir. Örneğin, isteğe sigortalılığı 01.01.2009 tarihinde başlayan sigortalının, 2009 yılı Mart ayı primini 2010 yılı Şubat ayı sonuna kadar ödememesi halinde, bu sigortalının 2009 yılı Mart ayı hizmet süresi olarak

310

değerlendirilmeyecektir. Bununla birlikte, eksik ödenen tutarların toplamı, beyan edilen prim tutarı ve buna ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammını karşılaması halinde en eski aydan başlamak üzere prim borçlarına mahsup edilecektir (2009/5 sy. Gen. , 9.4.).

Kanun’un 4/I, (b) bendi kapsamında zorunlu sigortalılıkları sona erenlerden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanların, zorunlu sigortalılık nedeniyle prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tabi ödenen primler öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilecektir (SSGSSK. m. 52/son). Buna göre, isteğe bağlı sigortanın başlangıç tarihinden önce, zorunlu sigortalılık dönemine ait bir borcun bulunması durumunda, isteğe bağlı sigortalılık için ödenen prim, öncelikle zorunlu sigortalılık dönemine ait borca mahsup edileceğinden, söz konusu borç bitmeden, isteğe bağlı sigortalılık hizmet süresi başlamayacaktır (2009/5 sy. Gen. ,9.4.).

2009/5 sayılı Genelge’ye göre, 506, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara tabi isteğe bağlı sigortalı olup bu sigortalılıkları devam edenlerin, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarının bulunması durumunda bu primleri, 5510 sayılı Kanun’a göre311; 5434 sayılı Kanun’a tabi olanların prim borçları ise 5434 sayılı Kanun’a göre tahsil edilecektir (Gen. , 9.4.).