• Sonuç bulunamadı

Bilindiği gibi, ülkemizde mevsimlik işçi niteliğine sahip olan işçi grupları yoğunluklu olarak faaliyet göstermektedirler. Yılda sadece birkaç ay süren ve ivedi olarak yapılması gerekli olan geçici nitelikte işlerde çalışan işçilerin oranının çokluğu göz ardı edilemez.

Uygulama alanı geniş olmasına rağmen, anılan işlerin kapsamı mevzuatımızda tam olarak belirlenmemiştir256. “Mevsim ve kampanya işi” kavramı/kavramlarının hangi işleri kapsamına aldığı, 4857 sayılı Kanun’da açıkça tanımlanmış değildir. İş Kanunu’nun 29. ve 53. maddeleri, 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun’un 4. maddesinde, mevsim ve kampanya işi kavramına rastlanılmakla beraber, buna ilişkin herhangi bir tanımlama yer almamaktadır.

Diğer taraftan, İş Kanunu’nun, yıllık ücretli izin hakkını düzenleyen 53. maddesi, mevsim ve kampanya işlerini, niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren işler olarak nitelendirmiştir. Kanun’da açık bir tanım yer almasa da mevsim ve kampanya işlerinin bir yıldan az sürmesi gerektiği hususu bu hükümle saptanmış bulunmaktadır. Bununla birlikte hemen burada belirtilmelidir ki; bir yıldan az süren bütün işler mevsim veya kampanya işi olarak nitelendirilemez. Bir iş yılın sekiz ayı devam etmiş ise, artık bu işin süreklilik arz ettiğinden söz edilir ve dolayısıyla ne

256

Taşkent, Savaş, Mevsim ve Kampanya İşleri, İstanbul Barosu Dergisi, C. 50, S. 11-12,

mevsim ne de kampanya işinin niteliğine uygun bir sözleşmenin varlığından bahsedilebilir257.

Öğretide yer alan bir görüş, mevsimlik işleri, işyerinin yıl içinde faaliyet gösterdiği süreyi ölçüt alarak, yılın belli bir döneminde çalışılan veya çalışmanın belli bir dönemde arttığı işyerlerinde yapılan işler olarak tanımlamıştır258. Kampanya işi ise, yine bir yıldan az süren; fakat yılda birkaç ayı aşmayan çalışmayı ifade eder259. Yargıtay’ın, yakın tarihte vermiş olduğu bir karara göre, çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde sürdürüldüğü veya tüm yıl çalışılmakla birlikte çalışmanın yılın belirli dönemlerinde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanır260. Görüldüğü üzere, mevsimlik iş ile kampanya işi aynı nitelikteymiş gibi telakki edilmekle birlikte, farklı iki kavramı ifade etmektedir. Buna karşın, uygulanacak olan hükümler bakımından, her iki tür iş arasında bir farklılık söz konusu olmayacaktır.

Mevsim ya da kampanya işi için akdedilen iş sözleşmeleri, belirli süreli olabileceği gibi, belirsiz süreli de olabilecektir261. Bu tür iş sözleşmelerinin belirli süreli olup olmadığının belirlenmesi, yıl içinde çalışılmayacak olan sürelerin akıbetinin ne olacağının saptanması bakımından önem arz etmektedir. Zira yılın dört

257 Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 52.

258 Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 40. ; Saymen, Ferit H. , Türk İş Hukuku, İstanbul, Hak Kitabevi, 1954, s. 252. Yargıtay da bu yöndeki görüşü benimsemiştir (Yarg. 9. HD. , 10.10.2008, E. 2007/27615, K. 2008/26209, http://mevzuat.dominanthukuk.com.tr/ictihatt.php?id=166846). 259 Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 40. Yazara göre, kampanya işi özellikle belirli bir ürünün toplanması veya işlenmesinin acil olduğu zorunlu durumlarda söz konusu olmaktadır (Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 40).

260 Yarg. 9. HD. , 13.10.2009, E. 2008/10212, K. 2009/26966,Yargıtay Kararları Dergisi, Yargıtay Yayınları, C. 36, S. 2, Şubat 2010,s. 244 vd.

261 Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 41. Yazara göre, bu durumda, tarafların iradelerinin gelecek dönem veya mevsimde birlikte çalışmaya yönelik olup olmadığının tespit edilmesi buna göre iş sözleşmesinin belirli veya belirsiz süreli olduğu sonucuna ulaşılmalıdır (Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 43). Yargıtay’ın yakın tarihli sayılabilecek bir kararına göre de iş sözleşmeleri belirli süreli olabileceği gibi, belirsiz süreli olarak da yapılabilecektir (Yarg. 9. HD. , 16.04.2009, E. 2007/36309, K. 2009/10880, http://mevzuat.dominanthukuk.com.tr/ictihatt.php?id=158537).

ayında mevsimlik bir işte çalışan bir işçinin iş sözleşmesinin, yılın geri kalan altı ayında devam edip etmeyeceği veya ne şekilde devam edeceği, sözleşmenin türüne göre belirlenebilecek bir husustur. İş sözleşmesi, şayet belirli süreli olarak akdedilmiş ise, mevsim veya kampanyanın sona ermesi ile herhangi bir ihbara gerek olmaksızın iş sözleşmesi de son bulacaktır262. Buna karşın iş sözleşmesi belirsiz süreli ise, çalışılmayan sürede iş sözleşmesi sona ermeyip, askıda kalacaktır263. Diğer bir deyişle, tarafların sözleşmeye ilişkin asli edimlerini yerine getirmeleri, yeni mevsim veya kampanyanın başlangıcına264 kadar ertelenecektir265. Bir iş sözleşmesinin temel edimleri ise, işçinin bağımlılık ilişkisi çerçevesinde çalışması ve buna karşılık da işverenin işçiye ücret ödemesi yükümlülüklerinden oluşur266.

Mevsim veya kampanya işinde çalışan işçilerden, iş sözleşmeleri belirsiz süreli olup, yeni mevsim veya kampanyada da devam edecek olanların, askıda geçen sürede, sigortalılıklarının ne şekilde sağlanacağı araştırma konusu yapılmalıdır. Zira iş sözleşmesinin askıda kaldığı dönemde, yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, tarafların temel edimlerini yerine getirmeleri yeni döneme ertelenmektedir. Bu sebeple, işçiye ücret ödeme yükümlülüğü olan işveren, askıda kalan sürede bu borcunu yerine getirmekle mükellef değildir. Ücretin ödenmemesi dolayısıyla da sigorta primi tahakkuk etmeyecektir. Zira prime esas alınacak bir kazanç söz konusu değildir. Buna karşın, anılan işçilerin askıda geçen sürede sigorta primleri

262 Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 46.

263 İş sözleşmesinin askıda kalması hakkında geniş bilgi için bkz. Süzek, Sarper, İş Hukuku,*** Yargıtay’ın da, bu sürede iş sözleşmesinin askıda kalacağını kabul eden yöndeki görüşünü doğrulayan birçok kararı mevcuttur (Yarg. 9. HD. , 12.06.2007, E. 2007/8472, K. 2007/18732,

http://mevzuat.dominanthukuk.com.tr/ictihatt.php?id=130983; Yarg. 9. HD. , 15.09.2006, E. 2006/21611, K. 2006/22886, http://mevzuat.dominanthukuk.com.tr/ictihatt.php?id=118762; Yarg. 9. HD. , 08.12.2003, E. 2003/8914, K. 2003/20316,

http://mevzuat.dominanthukuk.com.tr/ictihatt.php?id=19198).

264 İşveren, bir sonraki dönemin ne zaman başlayacağını işçiye bildirmekle yükümlü olmakla beraber, işin başlangıç tarihinin öğrenilmesinin bir işyeri uygulaması haline gelmiş olması durumunda buna göre hareket edilecektir (Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 50).

265 Süzek, ****Esener, s. 135; Taşkent, Mevsim ve Kampanya İşleri, s. 47. 266 Çelik, N. , s. 72 vd.

ödenmemekle birlikte, sigortalı sıfatları devam etmektedir. Her ne kadar sigortalı olunsa da bu süreye ilişkin primler ödenmediğinden, sigortalının, bağlanacak olan aylıklar için gerekli olan prim ödeme gün sayısını doldurması güç hale gelecektir.

2009/5 sayılı Genelge’nin isteğe bağlı sigortalı sayılanlar bölümünde, mevsim ya da kampanya sonu bıraktığı işine, yeni mevsim ya da kampanyada devam edecek olması nedeniyle iş sözleşmesi askıda kalan işçilerin, koşullarını sağlamaları halinde isteğe bağlı sigorta kapsamında değerlendirilebilecekleri belirtilmektedir. Aslında, yukarıda belirttiğimiz gibi, anılan işçilerin askıda geçen sürede de sigortalılıkları devam ettiğinden, aynı zamanda isteğe bağlı sigortalı sayılmaları, sigorta tekniği bakımından mümkün görünmemektedir267. Buna karşın, sigortalının yararına bir yorum yapılması halinde, askıda geçen sürenin isteğe bağlı sigortalı olarak doldurulmasının olanaklı kılınması gerekecektir. Kanaatimizce, her ne kadar zorunlu sigortalı niteliğinin taşınması halinde isteğe bağlı sigortalı olunamayacaksa da sigortalının lehine bir yorum yapılmalı ve askıda kalan sürenin isteğe bağlı sigortalı olarak geçirilmesine imkân tanınmalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumunun anılan Genelgesinde de bu yönde bir düzenlemenin yer alması, benimsediğimiz görüş doğrultusunda bir yorumun kabul edilmesini kuvvetlendirmektedir.

Belirtelim ki, Yargıtay 10. HD. de 26.09.2000 tarihli bir kararında, “mevsimlik olarak çay bahçesinde çalışan sigortalı işyerinin kapalı olduğu dönemde isteğe bağlı sigortalı olabilir” şeklinde bir sonuca ulaşmıştır268.

5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce mevcut olan sosyal güvenlik mevzuatı içerisinde, yukarıda belirttiğimiz Genelge’de olduğu gibi bir düzenleme söz konusu olmamasına rağmen, Yüksek Mahkeme’nin askıda kalan süre

267 Yargıtay bir kararında, mevsim ya da kampanyanın bitimi ile yeni mevsim başlangıcı arasındaki askı süresi içerisinde sigortalılığın devam ettiği ve dolayısıyla bu sürede başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olunamayacağı sonucuna varmıştır (Yarg. 10. HD. , 26.03.1992, E. 1991/12885, K. 1992/3797, İş Hukuku Dergisi, Kazancı Matbaacılık, C. III, S. 1, Ocak/Mart 1993, s. 148-149). 268 Yarg. , 10.HD. , 26.09.2000, E. 2000/5590, K. 2000/5638, Aslanköylü, Kanun Şerhi, s. 1072’den naklen.

içinde isteğe bağlı sigorta başvurusunda bulunulabileceği yönündeki bu kararı da kabul ettiğimiz görüşü destekler niteliktedir.