• Sonuç bulunamadı

Politik konjonktür dalgalanmaları teorisi

1.2. Teorik Temeller: Politika Ekonomi Đlişkilerini Açıklayan Görüşler

1.2.4. Politik konjonktür dalgalanmaları teorisi

Ekonomideki dalgalanmaları açıklamaya çalışan “konjonktür dalgalanmaları teorileri” çok uzun zamandan beri iktisatçıların ilgilendikleri bir konudur. Đktisatçılar arasında, konjonktür dalgalanmalara tarihsel gelişmelere dayalı olayların neden

101

olduğu kanısı genel kabul görmektedir. Özellikle 18. yüzyılda ülkelerin sanayileşmeleriyle ortaya çıkan konjonktür dalgalanmalarla birlikte, ekonomistler sürekli büyüyen dünyadaki bu depresyonları açıklamaya çalıştılar. 1848’de Marks ve Engels’in “Komünist Manifesto”larında “ticari kriz” olarak tanımladıkları konjonktür dalgalanmaların, kapitalizmin doğal özelliği olduğunu ileri sürmüşlerdir. 19. yüzyılda Jevons tarafından öne sürülen teoriye göre konjonktür dalgalanmaların sebebi, güneş lekelerinin bazı yıllar bolluk bazı yıllar ise kötü hasada neden olmasından kaynaklanmaktaydı102. Jevons gibi neo klasik iktisat düşüncesine sahip olan Marshall ise konjonktür dalgalanmaları, emek süreçlerindeki ve bunlar arasındaki uzmanlaşma ve karşılıklı etkileşim ile açıklamıştır.

Keynes ise ekonominin kendiliğinden dengede olacağı fikrine karşı çıkmış ve hükümetin müdahalesi ile konjonktür dalgalanmaların kontrol edilebileceğini savunmuştur. 1929 bunalımıyla klasik yaklaşımın gözden düşmesiyle, Keynes’in “genel teorisi” popüler olmuştur. Keynes hükümetin ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla kriz zamanlarında genişletici iktisat politikalarını uygulamalarını önerirken, “politikacıların kamu yararına hareket edecekleri, kendi çıkarları doğrultusunda politika araçlarını kullanmayacakları” yönünde iyimser bir varsayımı kabul etmektedir. Monetarist iktisadın öncüsü Friedman ise Keynes’in talep yanlı politika önerisinin tersine, para arzının fazla veya eksik olmasının reel ekonomiyi etkilediği ve reel ve parasal faktörler arasındaki bu açığın konjonktür dalgalanmalarını körüklediğini ileri sürmüştür. Friedman, kurala dayalı politika ile devletin ekonomiye müdahalesinin önlenerek para ve maliye politikası araçlarının politikacıların eline verilmemesinin popülist politikaları da önleyeceğini düşünmektedir. Yeni klasik iktisatçılar, rasyonel beklentiler varsayımını ortaya atarak; ekonomik aktörlerin, devlet politikalarının sonuçlarını öngörebildikleri için beklentilerini ona göre revize edeceklerinden politika uygulamalarının başarılı olamayacağını ileri sürmüşlerdir. Yeni Klasik iktisatçıların konjonktür dalgalanmalara yönelik teorileri, “eksik bilgi”, “reel konjonktür” ve “sektörel değişim” teorileri olmak üzere üç sınıfta toplanabilir. Her üç teori de konjonktür dalgalanmaları açıklamakta farklı yaklaşımlar getirmelerine rağmen üçü de fiyat ve ücretlerin esnek olduğunu kabul eder. Bunun üzerine Yeni Klasikçilere karşıt görüş olarak Yeni Keynesci iktisatçılar ise, ücret ve

102

fiyatların esnek olduğu ve piyasanın kendiliğinden dengeye geleceği görüşünü reddederek, devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunmuşlardır103.

Konjonktür dalgalanmalar çerçevesinde şimdiye kadar kısaca bahsedilen geleneksel ekonomi teorileri, hükümetin rolünün sosyal faydayı maksimize etmekten ibaret olduğunu ileri sürmektedirler. Bu teoriler hükümet davranışlarının ekonomiye etkisini her yönüyle incelemediklerinden dolayı ekonomideki iniş çıkışları açıklamada yetersiz kalmaktadırlar. Bununla birlikte bazı iktisatçılar iktisadi düşüncenin tarihsel gelişimine paralel olarak çok uzun zamandan beri konjonktür dalgalanmalara alternatif bir yaklaşım olarak siyasetin etkisini ele alan “Politik Konjonktür Dalgalanmaları” teorisini geliştirmişlerdir. Bu teorinin çıkış noktası, nasıl ekonomik birimler kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlarsa iktidardaki politikacıların da kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecekleri ve politikacıların politikaları uygulamak için iktidarı talep etmedikleri, iktidara gelmek için politika uyguladıkları savıdır. Başka bir deyişle, politikacılar iktidara gelmek için politika üretmektedirler, politika üretmek için iktidara gelmemektedirler104.

Politik Konjonktür Dalgalanmaları Teorisi’ne göre, kendi çıkarlarını düşünen iktidar politikacıları seçimlerden önce konjonktür ekonomiyi manipüle edici politikaları uygulamaya koymaktadırlar. Çünkü seçmen davranışlarını belirleyen en önemli unsurlardan biri, hükümetin başarısını simgeleyen ekonomik performans göstergeleridir. Dolayısıyla PBC teorisine göre, yeniden seçilme şanslarını arttırmak isteyen hükümet, seçmenlerin oyunu kazanabilmek amacıyla seçimlerden önce vergileri azaltma, kamu harcamalarını ve para arzını arttırma gibi genişletici politikalar uygulamakta, seçim sonrasında ise seçim öncesinde uygulanan politikalar neticesinde ortaya çıkan bütçe açıklarını gidermek ve enflasyonu düşürmek amacıyla daraltıcı politikalar izlemektedirler. Sonuçta bir seçimden diğerine eşit olan bu politik hareketlerin sonucunda politik konjonktür dalgalanmalar meydana gelmektedir.

103 Erkan Özata, “Türkiye’de Konjonktürel Dalgalanmaların Zaman Serisi Analizi”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007), s.72-102.

104 Anthony Downs, “An Economic Theory of Political Action in A Democracy”, Journal of Political

PBC teorisi literatürüne bakıldığında, başlangıç kabul edilebilecek olan Downs’un “oy maksimizasyonu modeli”nin siyaset ve ekonomi ilişkisine dikkat çektiği görülmektedir. Kamu harcamalarının artışına dikkat çeken Downs’a göre politikacılar seçmen taleplerine yanıt vermek ve böylece onların oylarıyla yeniden iktidara gelmek güdüsüyle hareket etmektedirler. Downs çalışmasında hükümet ile ilgili üç noktaya dikkat çekmektedir. Birincisi, hükümetin sosyal fonksiyonu ile özel amaçları benzer değildir. Đkincisi, hükümetin özel amacı sosyal faydayı maksimize etmek değil oy oranını arttırmaktır. Üçüncüsü, hükümet diğer partilerle iktidar konusunda rekabet eden bir konumdadır105. Bu durumda ekonominin gidişatı hükümetin bu rekabetten galip çıkmasının anahtarıdır. Bu çerçevede kamu harcamalarının yanı sıra politik kaynaklı ekonomik dalgalanmaların fiyat, çıktı ve istihdam düzeyi üzerindeki etkilerine ilişkin çalışmasıyla Kalecki teoriye önemli katkıda bulunmuştur. Kalecki, Keynes’in iyimser yaklaşımıyla politikacıların sosyal refahı arttırmak ve ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla politika üretecekleri varsayımına karşı çıkmaktadır106.

Hükümet davranışı konusuna vurgu yapan Downs’dan sonra Frey ve Lau 1968107 yılında yapmış oldukları çalışmalarıyla, matematiksel bir model ile hükümet davranışını ortaya koymuşlardır. Frey ve Lau’nun modeli, ekonomideki politik nedenli dalgalanmaların analizini ve açıklamasını yapmaktadır. Hükümet davranışı modeli olarak adlandırılan bu modele göre,

- Ağırlıklı bir ideolojinin olmadığı ülkelerde politik sistemin ekonomide dalgalanmalar meydana getirmesi mümkündür.

- Ekonomik değişkenlerin durağan oldukları varsayımı altında, bir seçimden diğerine kadar hemen hemen eşit uzunluktaki dalgalanmalar, tesadüfi olumsuzluklara rağmen ve modelin dışsal faktörlerinin değişmediği durumda aynen tekrarlanmaktadır.

- Hükümet davranışı modeline göre, iktidardaki parti eğer tekrar seçileceğinden eminse, seçimlerden önce fırsatçı politikalara başvurmak durumunda kalmamaktadır.

105 Downs, a.g.e. pp.135-150. 106 Kalecki, a.g.m., pp.322-331.

107 Bruno S. Frey and Lawrance J. Lau, “Towards a Mathematical Model of Goverment Behaviour”,

Downs’un düşüncesini dinamik optimizasyon metodunu kullanarak matematiksel bir şekilde kanıtlayan Nordhaus, politik konjonktür dalgalanmalarının teorik temellerini oluşturmuştur. Nordhaus’a göre bir siyasi parti rakiplerini egale etmek için her seçim dönemi içerisindeki belirli bir zaman diliminde işsizlik ve enflasyon politikalarını belirli bir yönde şekillendirebilir. Bu durum bir seçimden diğerine politik kaynaklı bir konjonktür yaratacaktır. Nordhaus modelinde, iktidar partisinin seçimlerden önce kitleleri memnun edecek ekonomi politikaları üzerinde yoğunlaşmaktadır ve yalnızca iki değişken “enflasyon ve işsizlik” ile ilgilenmektedir. Nordhaus politikacıların seçimlerden önce hızlı büyüme yaratacak ve işsizliği düşürecek toplam talebi arttırıcı politikalar takip ettiğini ve seçimlerden sonra bu politikanın sonucunda ortaya çıkacak enflasyonist baskıları giderici politikalar benimsediklerini ileri süren fırsatçı PBC modelini ileri sürmüştür. Nordhaus’un orijinal modelinin varsayımları aşağıdaki gibidir;

- Ekonomi Phillips eğrisi tarafından tanımlanmaktadır - Enflasyon beklentileri adaptiftir

- Politikacılar toplam talebi doğrudan etkileyen bir politika aracını kontrol etmektedirler. Bu enflasyonun doğrudan politikacılar tarafından kontrol edildiği anlamına gelmektedir.

- Politikacılar fırsatçıdır. Onlar sadece iktidarda kalmayı amaçlamaktadırlar ve partizan hedefleri yoktur.

- Seçmenlerin hafızası zayıftır ve geçmişe dönüktür. Onlar hükümetin performansını iktidar partisinin iktidarı süresince ele almakta ve genellikle geçmiş gözlemleri hesaba katmamaktadırlar.

- Seçimlerin zamanlaması dışsal olarak sabittir.

Bu varsayımlara dayalı olarak Nordhaus ampirik çalışmalarında aşağıdaki sonuçları elde etmiştir108,109;

- Her hükümet aynı şekilde takip ettikleri politika ile iktidar süresinin sonuna doğru kısa dönem Phillips eğrisinin avantajını kullanarak seçimlerden önce ekonomiyi genişletici politikalar uygulamaktadırlar,

108 Nordhaus, The Political Business Cycle a.g.m.

109 William Nordhaus, Alberto Alesina and Charles L. Schultz, “Alternative Approaches to The Political Business Cycles”, Brookings Papers on Economic Activity, 1989, 1989 (2), pp.1-68.

- Genişletici politika sonucunda enflasyon seçim dönemlerinde artmaktadır, - Enflasyon seçimlerden sonra ekonomik daralmaya neden olan daraltıcı

politikalarla azaltılmaktadır,

- Ekonomi enflasyon eğilimi gösterir,

Nordhaus(1975) dokuz sanayileşmiş ülke (Avusturalya, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Yeni Zelanda, Đsveç, Đngiltere, Amerika) için yapmış olduğu çalışmasında bu sonuçlar için ampirik kanıtlar sunmuştur. 1947-1972 yılları arasındaki dönem için işsizlik oranlarını kullandığı çalışmasında, Almanya, Yeni Zelanda ve ABD için önemli oranda politik konjonktür dalgalanmaların olduğu, Fransa ve Đsveç’te daha zayıf etkilerin olduğu, Avusturya, Kanada, Japonya ve

Đngiltere’de ise çok daha zayıf etkinin olduğu sonucuna ulaşmıştır110

.

Ryan Amacher ve William Boyes çalışmalarında, 1952-1975 yılları arasındaki ABD başkanlık seçimlerini iktidardaki partinin kazanıp kaybetmesine göre gruplayarak, öncelikle seçimlere kadar ve seçim sonrası dönemde işsizlik oranının hareketlerini üç aylık sekiz dönemde gözlemişlerdir. Amacher ve Boyes seçim öncesinde iktidar olan parti kazandığında işsizliğin önemli ölçüde azaldığını görmüştür111.

Politik konjonktür dalgalanmalar ile ilgili yapılmış olan çalışmalara bakıldığında bu konuyla ilgili literatürün iki dalgada gelişmiş olduğu görülmektedir. Birincisi yukarıdaki çalışmalarda olduğu gibi 1970’li yıllardaki, fırsatçı ve partizan olmak üzere iki sınıfta ele alınan geleneksel yaklaşımdır. Đkinci olarak, 1980’li yıllarda popüler olan “rasyonel beklentiler teorisi” ile birlikte politik konjonktür dalgalanmalar teorisi ciddi bir eleştiriye uğramış olsa da, yapılan ampirik çalışmalarla rasyonel beklentiler varsayımının geçerli olması halinde de PBC teorisinin açıklayıcı olabileceğine ilişkin pozitif bulgular elde edilmiştir. Böylece faydacı hükümetlerin davranışlarını özellikle hükümetler ve vatandaşlar arasındaki bilgi asimetrisinden faydalanarak açıklamayı hedefleyen, rasyonel bekleyişler ve oyun teorisi yaklaşımını içeren, “modern politik konjonktür dalgalanmaları teorisi” geliştirilmiştir.

110 Nordhaus, The Political Business Cycle, a.g.m.

111 Ryan C. Amacher and William J.Boyes, “Unemployment Rates and Political Outcomes:An Incentive for Manufacturing a Political Business Cycle”, Public Choice, 38, 1982, pp.197-203.