• Sonuç bulunamadı

1.2. Teorik Temeller: Politika Ekonomi Đlişkilerini Açıklayan Görüşler

1.2.3. Kurumsal iktisat teorisi

1.2.3.1. Kurum ve kurallar

Kurumlar, anayasalardan toplumsal kalıplara kadar uzanan yelpazede kurallar uygulandığı zaman ortaya çıkan sınırlayıcı kurallardır77. Kurumlar olası keyfilikleri ve insan etkileşimlerindeki fırsatçı davranışları sınırlayan insan yapısı kurallardan oluşmaktadır78. Sınırlayıcı kurallar, kişilerin seçimlerini ve bu seçimleri teşvik eden argümanları şekillendirir. Kurallar, toplumsal yaşamda insanların ve organizasyonların davranış ve eylemlerine rehberlik eden, izin veren ve aynı zamanda sınırlayan formel ve informel ilkeler ve normlardır. Kurumlar ise bu

74 Eggertsson, a.g.m. 75

North, Institutions, Institutional Change and Economic Performance, a.g.e., s.140-141.

76 Wolfgang Kasper and Manfred E.Streit, “Institutional Economics, Social Order and Public Policy”,

The Locke Institute, Cheltenham, Edward Elgar, 1988, pp.27-91.

77 North, a.g.e., s.65. 78

kurallar çerçevesinde, insanların zaman süreci içinde gösterdikleri davranışların, alışkanlıkların, geleneklerin, değerler ve inançlarının toplamını ifade eder79. Ekonomik düzenin kurallarının belirlenmesi ve bu kuralların etkili bir şekilde uygulanabilmesinin altında da kültürel ve ideolojik fikirlerin etkisine değinilmelidir. Bu konuyla ilgili hatırı sayılacak kadar çok sayıda iktisatçının çalışmasına rağmen ekonomik performansın şekillenmesinde kültürel inançların rolü üzerine bilinenler oldukça sınırlıdır. Örneğin geçmiş altı yüzyılda batı dünyasının üstünlüğü sadece mülkiyet haklarının yeniden yapılanmasıyla açıklamak yanlış olur ve kapitalizmin yükselişindeki Protestan etiğinin rolü göz ardı edilmemelidir80. Ayrıca Japonya’nın teknoloji transferinde gösterdiği başarının nedenlerini araştıran çalışmalardan elde edilen sonuçların başında, Japonya’nın kültürel değerlerine bağlı kalmasının gelmesi de kültürün ekonomiye olan etkisinin önemli bir kanıtıdır.

Kültürel değerlerin ortaya çıkardığı informel kuralların değiştirilmesi oldukça zordur. Formel kurallar ise hükümet tarafından kolayca değiştirilebilmektedir. Formel kurallar; politik (ve yargısal) kurallar, ekonomik kurallar ve sözleşmelerden oluşmaktadır. Politik kurallar devletin öncelik sırasını, onun temel karar alma yapısını ve gündeme ilişkin denetim niteliklerini geniş olarak tanımlamaktadır. Ekonomik kurallar da mülkiyet haklarını tanımlamaktadır. Sözleşmeler ise, alış verişteki belirli anlaşmalarda özel hükümleri taşır.

Đnformel sınırlayıcı kurallar, formel kurallar kadar kesin biçimde

tanımlanamaz. Onlar, işbirliği sorununa çözümler olarak gelişen anlaşmaları, yürütmenin bilinen standartları olan davranış normlarını ve kendi kendine dayatılan yürütme kodlarını içerir.

Formel ve informel kurallardan oluşan kurumların insanların ekonomik ve diğer işlemlerin katılımında büyük etkisi olduğu ve insanların kendi ekonomik refahlarını ve seçim özgürlüklerini arttıran kurumları tercih ettikleri, genel varsayım olarak kabul edilmektedir. Ancak her kurum toplum refahını arttırmakta ve

79 Coşkun Can Aktan, Kurumsal Đktisat, Kurallar, Kurumlar ve Ekonomik Gelişme, Ankara: SPK Yayını, 2006, s.45.

80 Douglas C.North, “The Contribution of the New Institutional Economics to and Understanding of the Transition Problem”, UNU/WIDER, Annual Lecture, 7 March 1997, çev.Gazi Sonkur, Yeni Kurumsal Đktisadın Geçiş Ekonomilerinin Sorununu Anlamaya Katkısı, http://www.canaktan.org/ekonomikurumsal-iktisat/makaleler/gazi-sonkur.html , 21.05.2009.

kurumların oluşumu bütünüyle insanların tercihleri ile oluşmamaktadır. Bu açıdan incelendiğinde kurumlar dahili ve harici kurumlar olarak iki şekilde sınıflandırılmaktadır. Dahili kurumlar uzun süre içerisinde insan deneyimleri tarafından oluşmaktadır. Đnsanlar kendi yararlarına olacak güvenilir düzenlemeleri keşfederler. Bu düzenlemeler gelenek haline gelmektedir. Böylece herkes tarafından kabul edilen kurallar daimi kurumları oluşturmaktadır. Ancak bazı kurallar politik süreci seçen ve toplum dışında hareket eden ajanlar tarafından dizayn edilir ve zorla kabul ettirilir. Bu kurallar yasallaştırılarak empoze edilmeye çalışılır. Bu tür kurallardan oluşan kurumlar ise harici kurumlar olarak adlandırılmaktadır. Kurumlar(kurallar) siyasiler veya bürokratlar gibi hariciler tarafından empoze edildikçe temel problemler ortaya çıkacaktır. Toplum yararına hareket eden politik birimler yerine, kendi amaçlarına ulaşma eğiliminde olanlar, kuralları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak için fırsat kollayacaklardır. Bu sebeple politika süreçleri kesin kurallara bağımlı olmaya gerek duymaktadır81.

Kurallar dizisi olarak tanımlanan kurum kavramı “oyunun kuralları” şeklinde daha geniş kapsamlı olarak da ifade edilmektedir. “Kural” kelimesini “oyun” ile bağlantılı açıklamak anlaşılmasını kolaylaştırması açısından tercih edilmektedir. Tüm oyunların kuralları vardır ve bu kurallar, oyuncuların hareketleri, kullanılan araçlar, oyun alanı, kazananın nasıl belirleneceği gibi parametreleri belirler. Kurumsal iktisadın öncüsü Douglas North’un “oyuncuların davranışlarını belirleyen oyunun kurallarıdır” sözü bu söylenenleri özetlemektedir.

Kurumlar, kaynak dağılımını sağlayan sistemleri ve mülkiyet hakkı sistemlerini oluştururlar. Sınırlı kaynakların adaletli bir şekilde dağıtımı için sınırlayıcı kurallara yani denetim mekanizmasına ihtiyaç vardır. Kurumsal iktisadın ilgilendiği önemli konulardan biri olan denetim sorunu, önemli bir iktisadi sorun olan işlem maliyetlerinin nedeni olarak görülmektedir. Kısaca işlem maliyetleri kaynakların belirsiz denetiminin sonucudur. Denetim sorunu, sınırlı kaynaklara yönelik rekabetin bir veya birtakım şekillerle çözülmesi zorunluluğu yüzünden ortaya çıkmaktadır. Bireyler kaynaklar üzerindeki uygun denetimin sağlanmasını devletten beklemektedirler. Ancak kaynakların kaybedilmesinin en önemli sebebinin

81

ortaklardan birisinin fırsatçı ve aldatıcı davranması olduğu gerçeği hatırlanacak olursa bireyler devlete güvenmekle hata etmiş olabilirler. Çünkü kaynak dağılımını etkin olarak sağlayamayan denetim düzenlemeleri, bazen hem politik olarak güçlü çıkar gruplarını tatmin etmek için hem de sınırlı bilgi dünyasında hükümetlerin geleceği yanlış tahmin ettikleri için uygulanabilmektedir. Đşlem maliyetlerinin düşük olması için bireylerin devletin denetim organlarına(kanunlar, polis, mahkemeler) güvenmeleri gerekmektedir. Devlete olan güvenin sağlanması ise güçlü bir kurumsal yapıya bağlıdır. Güçlü kurumsal çerçeve, iş yapmanın genel maliyetini etkilemekten çok daha fazlasını gerçekleştirerek, birçok alanda etkinliğin sağlanmasına ve örgütlenme türlerinin ilerlemesine katkıda bulunur82.