• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: FİNANSAL KRİZLER BANKA BAŞARISIZLIKLARI ve

1.1.3. Finansal Risk Oluşumu

1.1.3.1. Finansal Risk Kavramı ve Türleri

1.1.3.1.1. Piyasa Riski

Piyasa riski, genel anlamda, finansal fiyat ve oranlardaki hareketlilikten kaynaklanan risk olarak karşımıza çıkmaktadır (Tapiero, 2004: 14). Kupper (1999: 2) daha geniş bir ifadeyle “ finansal piyasalardaki bono, hisse senedi veya emtia fiyatlarındaki dalgalanmalardan, ya da faiz oranları veya döviz kurlarındaki değişimlerden kaynaklanan” riskleri piyasa riski olarak tanımlayarak bankaların, hem bilânço yönetimleri hem de alım satım faaliyetlerinden dolayı piyasa riskine meğilli olduklarını vurgulamaktadır. Basel Komitesi ise, piyasa riskini, “ bankaların bilânço içi ve bilânço dışı (on ve off balance sheet) hesaplarında tutulan pozisyonlarda piyasa fiyatlarındaki değişimler nedeniyle kayba uğrama riski” olarak tanımlamıştır (Bank for International Settlements

[ ]

BIS , 2006: 157). Bu açıdan piyasa riski, bankacılık sektörünün karşılaştığı risklerin en geniş kapsamlısıdır, denilebilir.

Bu çerçevede bankaların cari fiyat, ya da kurlarla değerlenerek (mark to market) bilânçolarında cari piyasa değerleri üzerinden gösterilmesi zorunlu bulunan;

• alım/satıma konu altın ve diğer kıymetli madenler,

• alım/satıma konu hisse senedi, yatırım fonu katılma belgeleri, tahvil ve bono gibi menkul değerler,

• her bir döviz cinsi itibariyle net kısa ve uzun bilânço içi ve bilânço dışı döviz pozisyonları,

• alım/satım hesapları/portföyü (trading book) ile ilgili pozisyonlardan kaynaklanan risklerden korunma (hedding), ya da riskleri azaltma amacıyla girilmiş faize dayalı veya cari değerleri faiz değişimlerine duyarlı türev (derivatives) sözleşmeler ve opsiyonlar piyasa riskinin konusuna girmektedir (Altıntaş, 2006).

Çizelge 1.3. Ticarî Bir Bankanın Bankacılık ve Alım/Satım Hesapları

AKTİFLER PASİFLER

Bankacılık Hesapları* Krediler Sermaye

Diğer likit olmayan varlıklar Mevduatlar

Bonolar (uzun) Bonolar (kısa)

Alım/Satım Hesapları Emtialar (uzun) Emtialar (kısa)

YP (Yabancı para-uzun) YP (Yabancı para-kısa)

Hisse senetleri (uzun) Hisse senetleri (kısa)

Türev ürünler** (uzun) Türev ürünler (kısa)

Kaynak: Saunders ve Cornett (2006) Financial Institutions Management: A Risk Management Approach (5. Basım), McGraw-Hill: Singapore, ss. 260.

Bankalarca tutulan finansal varlık ve pozisyonların (Çizelge 1.3) cari piyasa değerini etkileyecek dört temel fiyat değişkeni bulunmaktadır. Bunlar, Şekil 1.5’de de görüleceği üzere;

i. Menkul kıymet riski (Equity risk) ii. Faiz oranı riski (Interest rate risk) iii. Döviz kuru riski (Currency risk) ve

iv. Emtia fiyatı değişim riski (Commodity risk) dir.

Şekil 1.5. Piyasa Riski Bileşenleri Kaynak: Crouhy vd., (2001) age., ss. 38.

* Bankacılık hesapları/portföyü (banking book) esas olarak kredi riskine maruz olan orta ve uzun vadeli krediler ile menkul kıymet portföy işlemlerini içermektedir. Alım/satım hesapları/portföyü (trading book) ise, esas olarak piyasa riskine maruz olan ve bankaların kısa vadede fiyat hareketlerinden yararlanarak kar elde etmek ya da portföydeki diğer araçların risklerini minimize etmek amacıyla portföylerinde bulundurdukları finansal araçları ifade etmektedir. ** Türev ürünler, bilânço dışı (off balance sheet) kalemlerdir: Garanti ve kefaletler (Guarantees and warranties), Taahhütler (Commitments), Türev finansal araçlar (Derivative Financial Instruments).

Piyasa Riski Faiz Oranı Riski Döviz Kuru Riski Emtia Fiyatı Değişim Riski Menkul Kıymet Riski Gap (Boşluk) Riski Alım/Satım (Trading) Riski Spesifik Risk Genel Piyasa Riski

i. Menkul Kıymet Riski: Menkul kıymet portföyünde oynaklıktan kaynaklanan

riskler nedeniyle ortaya çıkan daha geniş bir ifadeyle, işletmeye ortaklık, ya da kâr payı alma hakkı tanıyan menkul kıymetlerin (hisse senetleri, gelir ortaklığı belgesi, yatırım fonları, iştirakler, bağlı ortaklıklar, bağlı menkul kıymetler ve benzerleri gibi) işletmenin dağıttığı temettü veya benzeri gelirlerin azalması nedeniyle, ya da genel ekonomik konjonktürde meydana gelen olumsuz gelişmeler neticesinde oluşan fiyat düşüşleri nedeniyle oluşan zarar olasılığıdır (Kaval, 2000; Babuşcu, 2005).

ii. Faiz Oranı Riski: Bessis (2005), faiz oranı riskini, oranlarındaki hareketlilik

nedeniyle gelirlerde bir azalma riski olarak tanımlamaktadır. Diğer taraftan, faiz oranı riski ile karşılaşan banka varlık ve yükümlülükleri arasında vade uyumsuzluğu (mismatch) ile karşı karşıya kalabilir (Saunders ve Cornett, 2007). Daha açık bir ifadeyle, bankalar yalnızca faiz oranlardaki değişimlerden değil bankanın bilânçosundaki varlık ve yükümlülük kalemlerinin vade uyumsuzluklarından da kaynaklanabilen yapısal faiz oranı (structural interest rate risk) riskine de maruz kalabilmektedirler.

Bu bakımdan, faiz oranı riskinin genel olarak iki şekilde ortaya çıktığı söylenebilir. Bunlardan ilki, bankanın yükümlülüklerine oranla daha uzun varlıklara sahip olmasından kaynaklanan refinansman riskidir (refinancing risk) ki; bankanın bu durumda uzun süreli olarak tuttuğu varlıkları finanse etmek için yeniden borçlanmak, ya da borçlarını uzatmak durumunda karşılaşabileceği maliyeti ifade etmektedir, diğeri ise; bankanın yükümlülüklerine oranla daha kısa vadeli varlıklar taşıyor olmasından kaynaklanan yeniden yatırım riskine (reinvestment risk) maruz kalabilir ki; bu da yeniden yatırılan fonların getirisinin söz konusu fonların maliyetinin altına düşmesi olasılığını ifade etmektedir (Saunders ve Cornett, 2006).

Bank for International Settlements (BIS: Uluslararası Ödemeler Bankası) Basel Komitesi yayınladığı “Faiz Oranı Riski Yönetim ve Gözetim İlkeleri” (Principles for the Management and Supervision of Interest Rate Risk) başlıklı dökümanda, söz konusu riskin etkin bir şekilde yönetilmesi için uyulması gereken hususları ve bankacılık denetleme ve düzenleme kurumlarının bu konuda yürütmesi gereken faaliyetlerin neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde açıklamaktadır (BIS, 2004a: 5-6). Basel Komitesi, faiz oranı riskine kaynaklık eden dört ana risk bileşenini;

• Vade farklılıkları nedeniyle riskin ve buna bağlı olarak banka bilânço kalemlerinin yeniden fiyatlandırılması (repricing risk),

• Verim eğrisindeki değişimlerden kaynaklanan verim eğrisi riski (yield curve risk),

• Aynı fiyatlandırma özelliklerine farklı enstrümanlara uygulanan faiz oranlarının ayarlanmasında yapılan hatalı korelasyondan kaynaklanan temel/baz riski (basis risk) ve

• Bankanın aktif ve pasifini oluşturan ürünler ve finansal anlaşmalardan dolayı muhatap olduğu karşı tarafların kullanabilecekleri bir seçim hakkı olduğu durumlarda meydana çıkan opsiyon riski (optionality risk) alt başlıklarıyla sıralamaktadır.

iii. Döviz Kuru Riski: En genel anlamda döviz kuru riski, “kurlarda meydana

gelen değişiklikler nedeniyle bir gelir, ya da sermaye kaybına uğrama” riskidir (Gup ve Kolari, 2005). Daha geniş bir ifadeyle, bankaların aldığı YP (yabancı para) pozisyonların beklenmedik yöndeki kur hareketleri nedeniyle gelirlerinde ve dolayısıyla özkaynaklarında, nakit akışlarında, aktif kalitesinde ve nihai olarak taahütlerini karşılamada yaratacağı olumsuzluklara ilişkin riskdir (Babuşcu, 2005).

Bankaların döviz piyasalarının doğal aracıları ve arz ve talebi karşılaştıran kurumlar olduğu göz önüne alındığında; hem müşterileri için döviz talebinde bulunmakta, hem de kendi hesaplarına önemli ölçüde döviz işlemleri yapmaktadırlar. Bu işlemler, spot piyasa işlemleri veya ileride döviz alım-satım hakkı tanıyan vadeli işlemler şeklinde gerçekleşmektedir. Bankalar piyasalarda arz ve talebi yaratırlarken çeşitli amaçlarla hareket etmektedirler. Öncelikle, döviz ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak spot piyasalardan döviz talep edilmekte veya döviz fonlarının fazlası bu piyasalara arz edilmektedir. Bir başka amaç ise, dövizli işlemlerin yaratacağı kur risklerinden korunmak üzere vadeli işlem piyasalarında döviz arz veya talebinin yaratılmasıdır. Bankalar bunun yanısıra çeşitli piyasalardaki değişik kur oluşumları arasındaki farklardan yararlanmak amacı ile arbitraj işlemlerine girmekte ve/veya spekülatif döviz arz veya talebi yaratmaktadırlar. Bu amaçlarla yapilan işlemler ise, bankaları döviz kuru riskine açık kuruluşlar haline getirmektedir. Döviz kuru riskine açık olunmasndan kaynaklanan tüm belirsizlikler ise, bankalarn likidite krizi ile

karşilaşmalarına kadar gidebilecek bir sürecin başlangıcını oluşturmaktadır (Delikanlı, 1999).

iv. Emtia Fiyatı Değişim Riski: Emtia kabaca, organize piyasalarda alım/satımı

yapılabilen tarım ürünleri, petrol, gaz, elektrik ve altın hariç (Basel ve BDDK düzenlemelerinde döviz kuru riski ile birlikte ele alınmıştır) kıymetli madenler gibi fiziksel ürünler olarak tanımlanmaktadır (Crouhy vd., 2001).

Emtia fiyatı değişim riski, genellikle piyasada oluşan arz üzerinden belirlenir. Diğer bir ifadeyle, arzın oynaklığı fiyatı belirleyen öğedir. Bu yönüyle emtia fiyatı değişim riski diğer risk türlerinden ayrılır ve bu sebeple emtia fiyatları genelde diğer finansal varlıklara göre daha yüksek bir oynaklığa sahiptir (Uzunoğlu vd., 2005).

Finansal varlık ve pozisyonlarla ilgili fiyat değişimlerinden (hisse, faiz, kur ve emtia risklerinden) kaynaklanan toplam zarar riski genel piyasa riski olarak adlandırılmaktadır. Ancak, finansal enstrümanların cari fiyatını etkileyebilmekle birlikte, piyasa riskinin dışında kalan bazı artık risklerde bulunmaktadır. Aktif ve pasifler arasındaki vade uyumsuzluklarından kaynaklanabilecek faiz riskini ifade eden boşluk (gap) veya fark (spread) riski, genel fiyat hareketlerinin birbirini vade açısından dengelediği kabul edilen enstrümanların fiyatlarına yansımasında oluşan farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan baz riski (basis risk) ve alım/satıma konu olan hisse senedi yatırım en sözü geçen artık risklere örnektir, tahvil, ya da bono gibi menkul kıymetlerin piyasadaki genel fiyat hareketlerinden bağımsız olarak bu menkul kıymetleri ihraç edenler (issuer) veya ödemesini garanti edenlerin yönetim, ya da finansal durumlarındaki gelişmeler nedeniyle karşılaşabilecekleri zarar olasılığını ifade eden spesifik risk bu tür artık risklere örnektir (Altıntaş, 2006; Şahin, 2004).