• Sonuç bulunamadı

Peygambere Ġnanmamak Ġçin Bahaneler Ġleri Sürmeleri

BÖLÜM 2. MÂTÜRÎDÎ’NĠN EHL-Ġ KĠTABA BAKIġI

2.1. Mâtürîdî’ye Göre Din

2.3.1. Ulûhiyet Ġnançları

2.3.2.3. Peygambere Ġnanmamak Ġçin Bahaneler Ġleri Sürmeleri

Mâtürîdî‟nin Yahudilerin peygamberlik inançlarına iliĢkin eleĢtiri getirdiği bir diğer husus da Allah‟a ve peygamberlerine iman etmede birtakım bahane ve Ģartların ileri sürülmesidir. Mâtürîdî, Yahudilerin peygamberlere karĢı sergiledikleri bu olumsuz davranıĢlarını Hz. Mûsâ‟ya karĢı olan tavırlarını gözönünde bulundurarak yöneltmiĢtir. Mâtürîdî, Ġsrailoğulları‟nın Hz. Mûsâ‟ya ihanet ettiklerine, yakıĢıksız sözler söylediklerine ve ondan ölçüsüz isteklerde bulunduklarına dikkat çekmiĢ, bu bağlamda iman etmek için Allah‟ı açıkça görme Ģartını koymaları,690 kendilerine ibadet etmek için put yapılmasını istemeleri691

ve “Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız”692 diyerek ellerindekiyle yetinmemelerini buna örnek göstermiĢ ve bu davranıĢlarını çeĢitli yönlerden eleĢtirmiĢtir.693

Ġsrailoğulları Hz. Mûsâ‟dan peygamberliğini destekleyecek bir takım mucizeler istemiĢler, fakat bu mucizelerin kendilerine gösterilmesine rağmen onun peygamberliğine iman etmeyerek inkârcı bir tavır sergilemiĢlerdir. Bu bağlamda Mâtürîdî, Ġsrailoğulları‟nın Hz. Mûsâ‟nın sayesinde Firavun‟un esaretinden kurtulmalarına, denizin yarılarak oradan geçmelerine;694 taĢtan pınarların

688 Mâtürîdî, Te’vîlât, IV, 184. 689 Mâtürîdî, Te’vîlât, IV, 185. 690 Bk. el-Bakara, 2/55; en-Nisâ, 4/153. 691 Bk. el-A’râf, 7/138. 692 Bk. el-Bakara, 2/61. 693 Mâtürîdî, Te’vîlât, XV, 135. 694 eş-Şu’arâ, 26/63-68.

140

fıĢkırtılması,695

gökten kudret helvası ve bıldırcın indirilmesi696 gibi nimetlerin ve mucizelerin kendilerine verilmesine rağmen üzerlerine dağın yükseltilip indirilmesi697

tehdidiyle karĢılaĢıncaya kadar Tevrat‟a iman etmediklerine, iman ettikten sonra da bu tehdit ortadan kalkınca onu tekrar inkâr ettiklerine dikkat çekmiĢtir.698

Yine bu çerçevede Mâtürîdî, Hz. Mûsâ‟nın gösterdiği tüm mucizelere rağmen onu ve Allah‟ı inkâr ettikleri, altından buzağa yaparak ona taptıkları hususu üzerinde önemle durmuĢ, Allah‟a ve peygamberlerine karĢı sergiledikleri bu olumsuz davranıĢlarındaki çeliĢkileri

“Andolsun, Mûsâ size açık mucizeler getirmişti de, arkasından sizler nefislerinize zulüm ederek buzağıyı ilah edinmiştiniz.”699

ayeti çerçevesinde ortaya koymaya çalıĢmıĢtır.700 Matürîdî‟ye göre, onlar henüz Hz. Mûsâ hayatta iken ondan tapınmak için kendilerine put yapmalarını istemiĢler, daha sonra buzağı heykeli yaparak onu ilah edinmiĢlerdir. Böylece onlar hem bir peygambere hem de Allaha karĢı saygısızlığın en aĢırısını yapmıĢlardır. Mâtürîdî, Hz. Mûsâ‟dan put yapmasına yönelik bu taleplerini

“İsrailoğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onların tanrıları olduğu gibi, sen de bizim için bir tanrı yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi”701

mealindeki ayete dayanarak eleĢtiriye tabi tutar.702 Bu çerçevede o, ayette Ġsrailoğulları‟nın bu taleplerinin, yolda karĢılaĢtıkları müĢriklerin kendilerine: “Çirkin

bir iş işledikleri vakit, “Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler.”703

ayetinde ifade edildiği gibi “Putlara tapmamızı emreden Peygamberlerdir” demeleri ile ilgili olduğunu ifade eder. Zira ona göre müĢrikler, “Putlara tapmamızı emreden Peygamberlerdir.” sözünü onlara söyleyince Ġsrailoğulları da Hz. Mûsâ‟dan tıpkı müĢriklerin tanrıları gibi, kendilerine de bir tanrı yapmasını

695 el-A’râf, 7/160. 696 el-Bakara, 2/57. 697 el-A’râf, 7/171. 698

Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 99-100; IV, 97. Ayrıca bk. Te’vîlât, I, 179; VIII, 367.

699 el-Bakara, 2/92. 700 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 178-179. 701 el-A’râf, 7/138. 702 Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 43. 703 el-A’râf, 7/28.

141

istemiĢlerdir.704

Mâtürîdî, burada onların ibadet edecek bir ilah istemeleriyle, Allah‟ı inkâr etmeleri ya da peygamberlerini yalanlamaları anlamında olmadığına dikkat çeker. Ġsrailoğulları kendilerini Allah‟a ibadete ve hizmete layık görmedikleri için Hz. Mûsâ‟dan kendileri ile Allah arasında aracı olacak ve kendilerini Allah‟a yaklaĢtırılacak bir ilah istemiĢlerdi. Çünkü onlar bu ilaha ibadet etmekle Allah‟a yaklaĢacaklarını düĢünüyorlardı. Böyle bir düĢünce, Allah‟ı inkâr ve baĢkasına ibadeti has kılma anlamına gelmemekte, aksine Allah‟ı yüceltme ve O‟na duyulan derin saygıyı ifade etmekle birlikte Ģirktir. Mâtürîdî, bu tespiti yaptıktan sonra onların bu yöndeki tutumları ile Arap müĢriklerinin kendilerini Allah‟a yaklaĢtırsın diye putlara tapmaları arasında fark olmadığını, her iki tutumun da tevhid inancına aykırı olduğunu önemle vurgular ve Ģu yorumu yapar: “Tevhid ehli ise ibadeti sadece Allah‟a has kılar. Üzerinde olduğu dini terk etmesi için dünyanın bütün hazineleri saçılsa, kendisine her türlü vaatte bulunulsa dahi asla onu terk etmez. Çünkü kiĢi üzerinde mutlaka herkesin bileceği Ģekilde Allah‟ın nimetlerinin açık izleri vardır.”705

Diğer taraftan o, “Musa'nın kavminden hak

ile doğru yolu bulan ve onun sayesinde âdil davranan bir topluluk vardır.”706

Mealindeki ayete istinaden Hz. Mûsâ‟nın kavminin hepsinin bir olmadığına aralarında iyilerin de bulunduğuna, Allah Teâlâ‟nın, onlardan bir kısmını övdüğüne bir kısmını ise yerdiğine dikkat çeker. Ayrıca, bu ayette Allah Teâlâ‟nın onlardan bir kısmını hidayet, adalet ve hakka tabi olmakla, A‟râf 7/138. ayetinde ise diğer bir kısmını akılsızlık, anlayıĢ kıtlığı ve dinde zayıflıkla nitelendirildiğini ifade eder. Ona göre bu son gruptakiler Allah‟ın nimetlerini takdir etmedikleri, ayetlerini ve delillerini düĢünmedikleri için buzağıyı ilah edinip ona tapmıĢlar, bu nedenle de cahillik eden bir kavim olarak vasıflandırılmıĢlardır.707 Zira onlar, düĢünemeyen, konuĢamayan ve onları kendisine ibadet etmeye davet edecek bir dili olmayana ibadet etmiĢlerdir. Bu davranıĢları onların akılsızlıklarını, ibadeti ve ilahlığı Allah‟tan baĢkasına tahsis etmeleri de zalim olduklarını gösterir.708 Bu bağlamda Mâtürîdî, onların kolaya kaçmaya çalıĢan, akıllarına göre değil de nefsin isteklerine göre hareket eden bir

704 Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 44. 705 Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 42. 706 el-A’râf, 7/159. 707 Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 66. 708 Mâtürîdî, Te’vîlât, VI, 67-68.

142

topluluk olduklarına dikkat çeker ve Tevrat‟ı inkâr etmeleri ve buzağa tapmalarını bu özelliklerine bağlar. Zira onlar, hükümlerin uygulanmasını zor gördükleri için Tevrat‟ı inkar etmiĢler, nefislerine daha kolay geldiğini için de buzağa tapmıĢlardır. Mâtürîdî‟ye göre, Ģayet onlar bu vasıflara sahip olmasalardı, peygamberlerinin davetinden yüz çevirmez, buzağa da tapmazlardı.709

Diğer taraftan Mâtürîdî, “Musa, kavmine: Allah bir

sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: Bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi. O da: Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım, demişti.”710

mealindeki ayete iĢaretle onların daha sonra bu inançlarından vaz geçip tövbe ettiklerini ve Allah‟a ibadete yöneldiklerine dikkat çeker. Ona göre, Allah Teâlâ “Allah size bir sığır kesmenizi

emrediyor” buyurarak onlara sığır kesmelerini emretmekle tövbelerinde samimi olup

olmadıklarını ortaya çıkarmayı ve onları imtihan edip kalplerinden buzağ sevgisini söküp atmayı amaçlamıĢtır.711

Mâtürîdî, Ġsrailoğulları‟nın Hz. Mûsâ‟ya karĢı sergiledikleri olumsuz davranıĢlarını onun mucizelerinin özellikleri üzerinde de durarak eleĢtiri getirmiĢtir. Bu bağlam da Mâtürîdî, “Andolsun Musa size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından,

zalimler olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.”712

mealindeki ayetin tefsirinde, öncelikle

mucizelerin peygamberliğin ispatındaki önemine değinir ve Ģu yorumu yapar: “ayette geçen „açık mucizeler‟ ifadesi, aciz bırakan ve hayret verici deliller anlamındadır. Tüm bunlar, Hz. Mûsâ‟nın risaletini, nübüvvetini ve onun davet ettiği Ģeylerde doğru söylediğine dair apaçık birer hüccetlerdir. Aynı zamanda bunlar Allah katından gerçekleĢtiğinin de birer delilidir.”713

Mâtürîdî‟ye göre, Hz. Mûsâ‟nın göstermiĢ olduğu mucizeler aklî değil hissî mucizelerdir. Bunların hissî olmasının nedeni de Ġsrailoğulları‟nın akıllarının hissedilebilenleri anlama ve idrak etmede yetersiz olmaları ve delil getirilerek anlatılan Ģeylerin kapasitelerin üzerinde olmasıdır.714

Mâtürîdî‟nin konuya iliĢkin üzerinde önemle durduğu bir diğer husus, onların Hz. Mûsâ‟dan Allah‟a ve kendisine iman etmek için Allah‟ı açıkça görme talebinde

709 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 180. 710 el-Bakara, 2/67. 711 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 156. 712 el-Bakara, 2/92. 713 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 178-179. 714 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 131.

143

bulunmalarıdır. Mâtürîdî, onların bu taleplerini Ģu ayete dayanarak sergilemeye çalıĢır:

“Hani siz, “Ey Mûsâ! Biz Allah‟ı açıktan açığa görmedikçe sana asla inanmayız” demiştiniz...”715

Ona göre bu ayet Ģu Ģekilde yorumlanabilir: “Gözlerimizle apaçık ayan beyan görmedikçe O‟nun ilah olduğu konusunda sana iman etmeyiz, O‟na da ibadet etmeyiz.” Mâtürîdî, bu talepte bulunan kimselerin, her iki anlamda da bu sözleri söylemiĢ olabilirler.716

Mâtürîdî‟ye göre, onların bu talepleri, doğru yolu bulmaya değil inatçılık etmeye yöneliktir. Çünkü ona göre, Ģayet istekleri doğru yola eriĢmek için olsaydı, kendilerine bu mucizeler geldiğinde iman ederlerdi.717

Kur‟an‟da geçen

“Böylece zulümleri sebebiyle onları yıldırım çarptı”718

ifadesi de onların Allah‟ı görme taleplerinden değil de kendilerine gösterilen mucizelerden sonra inatçılık ederek inkâr etmelerinden dolayı azabı hak ettiklerine delalet eder. Zira Allah‟ı görmek istemelerinden dolayı azabı hak etmiĢ olsalardı, Hz. Mûsâ; “Rabbim! Bana (kendini)

göster, sana bakayım”719

demezdi. Bu da gösteriyor ki azap, onları inatlarından ve Hz. Mûsâ‟nın mucizelerle Allah‟ın elçisi olduğu kendilerine belli olduktan sonra inkâr etmelerinden dolayı kuĢatmıĢtır. Dolayısıyla Ġsrailoğulları‟nın Hz. Mûsâ‟nın nübüvvetini gördükleri büyük mucize ve delillere rağmen inkâr etmeleri, onların peygamberlerine inanmaya iliĢkin mucize taleplerinin doğru yolu bulmak istemelerine değil inatçılık edip iĢi yokuĢa sürmelerine delalet etmektedir. Zira istekleri doğru yolu bulmak için olsaydı, kendilerine bu mucizeler geldiğinde ona kesinlikle iman etmiĢ olurlardı.720

Mâtürîdî‟ye göre, Yahudiler bu tutumlarını sadece Hz. Mûsâ‟ya değil çeĢitli mucizelerle kendilerine gönderilen diğer peygamberlere karĢı da sergileyerek, onları ya yalanlamıĢlar ya öldürmüĢler ya da öldürmeye teĢebbüs etmiĢlerdir. Nitekim onlar, Hz. Zekeriya, Hz. Îsâ ve Hz. Yahya gibi peygamberlerden çeĢitli mucizeler istemiĢler, onlar da bu mucizeleri göstermiĢlerdir. Fakat buna rağmen onlar, Hz. Zekeriya ve Hz.

715

el-Bakara, 2/55. Ayrıca bk. en-Nisâ, 3/153; el-Furkân, 25/21.

716 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 132. 717 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 179; IV, 96-97. 718 en-Nisâ, 4/153. 719 el-A’râf, 7/143. 720 Mâtürîdî, Te’vîlât, IV, 96-97.

144

Yahya‟yı öldürmek için ellerinden gelen gayreti sarf etmiĢler, Hz. Îsâ‟yı da öldürdüklerini iddia etmiĢlerdir.721