• Sonuç bulunamadı

Kutsal Kitaplara KarĢı Tutumları

BÖLÜM 2. MÂTÜRÎDÎ’NĠN EHL-Ġ KĠTABA BAKIġI

2.1. Mâtürîdî’ye Göre Din

2.3.3. Ahiret Ġnançları

2.3.4.1. Kutsal Kitaplara KarĢı Tutumları

Mâtürîdî‟ye göre Yahudiler daha önce vahiyle tanıĢmıĢ bir topluluk oldukları için peygamberlik ve ilahî kitap gibi konularda belli bir bilgi birikimine sahiptirler. Bu nedenle Allah Teâlâ, “Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım

erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız Ehl-i zikre (bilenlere) sorun.”948

ve “İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir

delil değil midir?”949

mealindeki ayetlerde belirtildiği üzereYahudi din âlimlerinin

Tevrat‟tan öğrendikleri Kur‟an ve Hz. Muhammed‟e iliĢkin bilgilerini, Hz. Muhammed‟e karĢı çıkan Arap müĢriklerinin dikkatine sunmuĢtur.950

Mâtürîdî, Yahudilerin kitap inançlarını genellikle Kur‟an verilerinden hareketle951

kendi kitaplarına karĢı olan olumsuz tutumları çerçevesinde eleĢtirmiĢtir. Ona göre, Yahudiler Tevrat hakkında ihtilafa düĢerek, ona karĢı üç farklı tutum sergilemiĢlerdir. Bunlardan birincisi, Tevrat‟a iman etme ve onu inkâr etme konusunda kendi aralarında ihtilafa düĢmeleridir. Zira onlardan bir kısmı Tevrat‟a iman etmiĢ, bir kısmı da onu inkâr etmiĢlerdir. Ġkincisi, Kur‟an‟da iĢaret edildiği üzere952

Tevrat‟ı eksiltme, arttırma,

946

Mâtürîdî, Te’vîlât, XIII, 327.

947

İleri sürülen bu tezler için bk. Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 63-69; Öztürk, “İslâm Tefsir Geleneğinde Ehl-i Kitapla İlgili Bazı Telakkilerin Epistemik Değeri”, Kur’an’ın Farklı İnanç Mensuplarına Yaklaşımı, s. 24-50.

948

en-Nahl, 16/43.

949

eş-Şu’arâ, 26/197.

950

Mâtürîdî, Te’vîlât, III, 250; VI, 110; VIII, 114; IX, 261; Kitabu’t-Tevhid, s. 250-251.

951

Mâtürîdî, Yahudilere karşı eleştiri yöneltirken genellikle Kur’an ayetlerini ve bunların nüzul sebeplerini dikkate almıştır. Özellikle Tevrat’ın tahrif edilmesi, tahriften kastın ne olduğu ve neyin tahrif edildiğini tespit etmede başvurduğu temel kaynak Kur’an-ı Kerim olmuştur. Bu nedenle o, gerek Kitâbü’t-Tevhîd’de gerekse Te’vîlât’ta Tevrat ve İncil metinlerinden örnekler vermemiştir. Kanaatimizce bunun sebebi onun, daha çok Kur’an’da Allah’ın konuyla ilgili neyi kastettiğini belirlemeye çalışmış olmasıdır.

952

186

değiĢtirme, dönüĢtürme ve tahrif etme gibi farklı tutumlar sergileyerek ihtilaf etmiĢlerdir. Üçüncüsü de Tevrat‟a iman edip onu kabul ettikten sonra, Tevrat‟ın manası ve te‟vil edilmesinde ihtilafa düĢmüĢlerdir.953

Mâtürîdî, üçüncü maddede zikrettiği ihtilafın Kur‟an-ı Kerim için de geçerli olabileceğine dikkat çeker.954

Ancak ilk iki Ģıkkın Kur‟an için geçerli olmadığını, zira “Şüphesiz o zikri (Kur‟an‟ı) biz indirdik biz!

Onun koruyucusu da elbette biziz.”955 ve “Ona ne önünden ne de ardından batıl

gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.”956

ayetlerinde belirtildiği üzere, Allah Teâlâ‟nın Kur‟an‟ı koruma altına aldığını, bu nedenle de tebdil, tahvil, tahrif, arttırma ve eksiltmenin Kur‟an için mümkün olamayacağının altını çizer. Ona göre Ģayet Kur‟an‟a bir Ģey eklenirse yahut ondan bir Ģey değiĢtirilirse veyahut da bir bölümü tahrif edilirse, bu hemen fark edilir. Çünkü Kur‟an-ı Kerim, içinde takdim ya da tehir yapıldığında hemen fark edilebilecek bir Ģekilde, insanların kalplerine ve dillerine kolaylaĢtırılmıĢtır. Bu nedenle Kur‟an‟ın hükümlerinin insanlar tarafından neshedilmesi ya da kanunlarının değiĢtirilmesi mümkün değildir.957

Öte taraftan Allah Teâlâ, hikmeti gereği nübüvveti Hz. Muhammed ile sona erdirmiĢtir ve kendisinden sonra bir daha peygamber göndermeyecektir. Bu nedenle Allah Teâlâ, Hz. Muhammed‟in ümmetini dinin ana hükümlerini değiĢtirmeyecek bir konumda yaratmıĢ ve onlara kendi korumasına aldığı bir kitabı (Kur‟ân-ı Kerîm‟i) lütfetmiĢtir. Bu kitap sayesinde dinde ortaya konulacak değiĢtirme teĢebbüsleri teĢhis edilebilecek ve onun getirdiği öğreti kıyamete kadar devam edecektir.958 Bu çerçevede Mâtürîdî, Kur‟an için geçerli olan bu ilahî korumanın geçmiĢ semavî kitaplar için söz konusu olmadığını belirtir.959

Çünkü ona göre, önceki kitapların

953

Mâtürîdî, Te’vîlât, VII, 244-245.

954

Mâtürîdî’nin bu tespitinin oldukça isabetli olduğunu düşünüyoruz. Zira, Kutsal metinleri yanlış okumak veya ilgili ayetleri kendi görüşlerini destekleyecek şekilde yorumlamak ya da dini yanlış anlamak, İslâmiyet dahil her din için geçerlidir. Nitekim bu tür tahrif eylemlerine İslâm tarihinde de yapıldığına şahit olmaktayız. İslâm inanç mezhepleri içerisinde değerlendirilen Haricilik, Şiîlik türü akideler buna örnek verilebilir. Bk. Ramazan Biçer, “Kelâm Bilginlerinin Yahudi ve Hıristiyanlara Yaklaşımı”, İÜİFD, Yıl: 2007, sy. 16, s. 187.

955 el-Hicr, 15/9. 956 el-Fussilet, 41/42. 957 Mâtürîdî, Te’vîlât, VII, 245. 958 Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevhîd, s. 249. 959 Mâtürîdî, Te’vîlât, VII, 245.

187

korunması Mâide 5/44. ayetinde960

iĢaret edildiği üzere Yahudi ve Hıristiyan din âlimlerine bırakılmıĢtır.961

Mâtürîdî, Yahudilerin Tevrat‟a iman emri ile karĢı karĢıya geldiklerinde ilk yaptıkları Ģeyin inatlaĢmak ve yüz çevirmek olduğuna dikkat çekerek onların bu tavırlarını:

“Hani, sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve „Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab‟ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün‟ demiştik. Bundan sonra yine yüz çevirdiniz. Allah‟ın bol nimeti ve merhameti olmasaydı herhalde ziyana uğrayanlardan olurdunuz”962

mealindeki ayetleri naklederek sergilemeye çalıĢır. Bu çerçevede o, Allah Teâlâ‟nın Yahudilerden Tevrat‟a iman ve onunla amel edeceklerine dair söz aldığınına dikkat çekerek, onların Hz. Mûsâ‟nın Tevrat‟ı getirmeden önce onunla amel edeceklerine dair Allah‟a söz verdiklerini, ancak Hz. Mûsâ Tevrat‟ı getirdiğinde bu sözlerinden yüz çevirdiklerini, üzerlerine Tur dağın indirilmesi tehdidiyle karĢılaĢınca Tevrat‟ı kabul etmek zorunda kaldıklarını, daha sonra da Tevrat‟taki hükümlerin, ahkâmların ve Ģeraitlerin uygulanmasını zor gördükleri için Tevrat‟ı tekrar inkâr ettiklerini belirtir. 963

Yahudilerin kendi kitaplarına karĢı sergiledikleri olumsuz davranıĢlarından bir diğeri de Bakara 2/85. ayette ifade edildiği üzere Tevrat‟a pek az iman etmeleri ve onunla gerektiği gibi amel etmemeleridir.964

Bu çerçevede Mâtürîdî, Yahudilerin Tevrat‟ta yer alan hükümlerin bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr ettiklerini belirtir ve buna örnek olarak da Hz. Muhammed‟in nitelikleri ve sıfatlarını gösterir.965

Mâtürîdî‟ye göre, onlar kitaplarını hakkıyla okuyup onunla amel etmiĢ olsalardı Hz. Muhammed‟e kesinlikle iman ederlerdi. Çünkü onun peygamber olacağı bilgisi kitaplarında vardı. Bu nedenle onlar, aslında onun peygamber olduğunu biliyorlardı, fakat buna rağmen bu

960

Ayetin meali şöyledir: “Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler onunla Yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.”

961

Mâtürîdî, Te’vîlât, IV, 236; VII, 245.

962 el-Bakara, 2/63-64. 963 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 148-149; I, 179; VI, 99-100. 964 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 225. 965 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 171.

188

bilgileriyle amel etmediler.966 Mâtürîdî, “Tevrat‟la yükümlü tutulup da onunla amel

etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah‟ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”967

ayetini de bu bağlamda değerlendirir. Ona göre, bu ayette Yahudiler kitaplarına karĢı bu olumsuz tutumları sergiledikleri için kitap yüklü merkebe benzetilmiĢtir. Bu çerçevede Mâtürîdî, Yahudilerin Tevrat‟ı önce yalanladıklarını sonra da zorla onu kabul ettiklerine, bu nedenle de ondan gerektiği gibi istifa edemediklerine dikkat çeker. Çünkü onlar, Tevrat‟ı bilmelerine rağmen onu gereği gibi yüceltmediler ve yalanladılar. Bunu yapmakla da Tevrat‟ın kadrini ve kıymetini bilmez bir duruma düĢtüler. Bu sebeple onlar, taĢıdığı kitapların kıymet ve kadrini bilmeyen merkebin durumuna benzetilmiĢtir. Zira merkep de tıpkı onlar gibi kitapları değerini ve önemini bilmeden taĢır.968

Diğer taraftan Mâtürîdî, Tevarat‟ta yer alan Hz. Muhammed‟in peygamber olacağına dair bilgilerle amel etmemelerini onların hem Tevrat‟ın hem de peygamberlerin bir kısmına iman ettiklerine, bir kısmını ise inkar ettiklerine delalet ettiğini söyler.969

Bu anlamda, Yahudilerin bu olumsuz tutumlarını Bakara 2/91. ayetinde iĢaret edildiği üzere Tevrat‟ın dıĢındaki ilahî kitaplara karĢı da sergilemiĢ olduklarına dikkat çekerek, kitaplar ve peygamberler arasında ayrım yapmakla küfre düĢdüklerini belirtir ve konuya iliĢkin eleĢtirilerini Ģu Ģekilde yöneltir: “Yahudilere Hz. Peygambere indirilen Kur‟an‟a iman edin denildiğinde, onlar „kendimize indirilen Tevrat‟a iman ederiz, dediler. Oysa onlar, Tevrat‟a iman etmiyorlardı. Eğer ona iman etmiĢ olsalardı, bu imanları gereği Hz. Muhammed‟e ve ona indirilene, bütün peygamberlere ve onlara her indirilene iman ederlerdi. Çünkü Tevrat‟ta bütün peygamberlere ve kitaplarına iman etme emri vardı. Bu nedenle onlardan birine iman edilmesi bütün kitaplara iman manasına gelmektedir. Çünkü kitaplar birbirini tasdik ederler ve birbirleriyle uyum içerisindedirler. Halbuki onlar, Tevrat‟tan sonra gelen Ġncil‟i ve Kur‟an‟ı inkâr etmiĢlerdir. Hz. Mûsâ‟dan sonra gönderilen Hz. Îsâ‟yı ve Hz. Muhammed‟i de inkâr etmiĢlerdir.”970

966 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 225, 265; XI, 53. 967 el-Cum’a, 62/5. 968 Mâtürîdî, Te’vîlât, XV, 154-155. 969 Mâtürîdî, Te’vîlât, I, 175; III, 254. 970

189

Mâtürîdî, Yahudilerin Tevrat‟a iman ettiklerine iliĢkin iddialarında samimi olmadıklarını belirtir, bu görüĢünü de onların aralarındaki bazı hukukî davalar için Hz. Peygamber‟i hakem tayin etmelerini göstererek temellendirmeye çalıĢır. Bu bağlamda o, Yahudilerin doğruladıkları Ģeyi (Tevrat‟ı) bırakıp yalanladıkları Ģey (Kur‟an) ile aralarında hüküm verilmesini Hz. Peygamber‟den istemelerinin kendilerinin akılsızlıklarına delalet ettiğini belirtir ve bunu Ģu Ģekilde açıklar: “Onlar, Tevrat‟ı ve içindeki hükümleri doğrularken Hz. Muhammed‟i yalanlıyorlardı. Doğruladıkları Ģeyle amel etmeyince, yalanladıkları Ģeyle nasıl amel etsinler. Bu da onların akılsızlıklarının ve inatlarının ne derece ileri bir boyutta olduğunu göstermektedir.”971

Dolayısıyla Mâtürîdî göre, Yahudilerin ilahî kitaplara karĢı olan bu tutumları hem kendi kitaplarına hem de diğer kitaplara karĢı bakıĢlarını ve samimiyetsizliklerini göstermektedir.