• Sonuç bulunamadı

Y. Ö.K DÖKÜMANTASYON MERKEZİ TEZ VERİ FORMU

2.4 Azerbaycan Cumhuriyetinin Devlet Petrol Fonu

2.4.8 Petrol Sektörünün Getirdiği Olumsuzluklar

Petrol ve gayri petrol sektörlerinin gelişmesiyle, yukarıda söylediğimiz akış devam ettikçe bu tür sosyal sorunların daha da büyüyeceği bekleniliyor. Bunun için de petrol gelirlerinin daha verimli olması ister kamuoyunun, ister uluslararası teşkilatların dikkatindedir.

Bunu gerçekleştirmek için petrol ve gayri-petrol sektörleri arasında dengeli gelişmeleri sağlamak gerekir. Böyle durumlarda ise yeni iş yerlerinin açılması, fakirliğin azaltılması mümkündür. Yalnız petrol sektörünün gelişmesi, diğer alanları da petrol sektörüne bağlayacak ki, bununla da ülkeye büyük ölçüde döviz girişi olacaktır, fiskal giderler artacak, enflasyon yüzdesi artacak, gayri-petrol sektörleri tüm olanlardan büyük zarar görecektir.

Bununla da petrol sektöründen elde edilecek gelirler milli ekonomiye girdikçe daha hızlı parite politikasının izlenmesi önemlidir. Özel sektör imkanları likit seviyededir. Petrol sektöründen elde edilecek gelirlerin başarıyla kullanılacak taktiksel durum fiskal siyaset olacaktır.

Bundan başka artan gelirlerin Petrol Fonuna ve dolayısıyla ülke dışına girişimini artırmak amacıyla fiskal temizleme politikası izlenmelidir, bu da döviz kurunu düzenleyecek, "Hollanda Hastalığı"nın önünü alacaktır.

Yakın gelecekte Azerbaycan’ın amacı gayri-petrol sektöründe bulunan ürünlerin rekabet kabiliyetini artırmak, onun piyasada yer almasına yardım etmektir. Yerli piyasa hem üretim, hem tüketim kaynakları bakımından küçük olduğundan

ticaret ve yatırımlarla dünya pazarına çıkış sağlamak en önemli sorunlardır. Bununla da ekonomide yeni alanlar gelişecek, bu da işsizlik sorununun çözülmesi, bölgelerin gelişmesine, yeni teknolojik gelişmelere teşvik edilmesine yardımcı olacaktır.

Q. İbadoğlu’ya78 göre Azerbaycan ekonomisinde görülen değişiklikler petrol gelirlerinin verimli şekilde kullanılmamasının nedenleri aşağıdaki gibidir;

1. Azerbaycan ekonomisinin yapılanmada geriliği,

2. Petrol ve doğal gaz gelirlerinin yönetiminde gerekli tecrübenin olmaması,

3. Ülkede rüşvet ve yolsuzluğun büyük çapta olması,

4. Gayri-petrol alanında yatırım cazipliliğinin olmaması,

5. Mali sektörün esnekliği ve enflasyonun başlaması,

6. Menkul kıymetler piyasasının gelişmemesi,

7. Dürüstlük, toplumsal kontrolün olmaması,

8. Vatandaş toplum düşüncesinin gelişmemesi .

Azerbaycan ekonomisinin geriliğini enerji sektöründe liberalleştirme yönünde (fiyat ve mülkiyet) reformların geç olması, yönetim yapısının çağdaş taleplere uygun gelmemesi, yeterli kanunların (Petrol hakta kanunun kabul edilmemesi, Petrol Fonunun yönetiminin hukuksal düzenlenmemesinin) olmamasıdır. Hammadde gelirlerinin artışında kaydedilen değişiklikler doğrultusunda ona bağlı olan devletlerin yapılanması ile ilgili olara Tornel ve Seyn bu yönde birtakım araştırmada bulunmuşlar. Örneğin, 1975 senesinde Kamerun’un kahve gelirleri 1995-1997 senelerinde GSYİH yüzde 9 artmıştır, bununla da mali işlemler yüzde 0.4 yükselmiş, aynı zamanda Kosta Rica ve Cote’Divuar’ın gelirlerine uygun olarak yüzde 11 ve 20 artmıştır. Araştırmacılara göre devlet gelirlerinin verimsiz yatırım projelerine

yatırılması ekonomi için sorunlar yaratmaktadır. Bu fikri Salo Martin ve Subramanya’nın araştırmalarında daha ileri seviyede götürülmüştür. 1978-1980 senelerinde Nijerya’da ihracat 12 milyar dolardan 28 milyara çıkmıştır. Sonraki iki senede onun seviyesi 13 milyar dolara kadar inmiştir. Petrol patlayışı yılları zamanında federal bütçe gelirleri uğrunda yerel hakimiyetler arasında büyük rekabet yaranmıştır,bu da büyük kayıplara neden olmuştur

Qubad İbadoğlu’ya göre Azerbaycan’da petrol gelirlerinin yönetiminde tecrübe faktörü eksiktir. Böyle bir durumda ülkenin stratejik amaçları belli değil, mekanizma ve vasıtalar somut bir şekilde gösterilmemiştir. Azerbaycan’da hükümetin bu stratejinin düzenlenmesi için yapması gerek olan bu programların hiçbiri mevcut değildir.

Araştırmacılara göre, ülkede rüşvet seviyesinin artmasını uluslararası kurumların araştırmalarında ispat edilmiştir. Azerbaycan 2004 senesi için en fazla rüşvet alan ve veren ülkeler sırasındadır, yani dünyanın 146 ülkesi arasında 140’cı sıradadır.79

Enerji sektöründe rüşvetin kaynaklarına dikkat eden Q. İbadoğlu bazı önemli gerçekleri açıklıyor. Birincisi, ACDPŞ’nin hasıl ettiği petrol ve doğalgazın maliyeti bölgedeki ve hatta burada iş yapan yabancı şirketlerin maliyetinden daha fazladır. Hasıl edilen petrolün bir tonu Arap ülkelerinde 8 dolar, Rusya’da 13 dolar olduğu halde ACDPŞ’nin ürettiği petrolün fiyatı 42 dolar teşkil ediyor. Ama Azerbaycan’daki yabancı şirketler bir ton petrolün 12 dolara mal olduğunu söylemektedirler. Araştırmacılara göre, ACDPŞ ve ACUPŞ’nin hasıl ettiği aynı hacimde petrol %300 daha pahalıya mal olur. Bu fark bir taraftan da yatakların teknolojik gerilikten kaynaklansa da diğer kısmı ise bazı giderlerin kasti olarak büyütülmesidir.

Diğer sorun ise dünya pazarlarında petrolün fiyatı arttıkça ACDPŞ’inin bütçe aktarmaları azalmaktadır. Buna göre; 2002’de petrolün fiyatı bir ton için 170

dolardıysa ACDPŞ bütçeye her ton için 7 dolar öderken, 2004 yılında bir ton petrolün fiyatı 260 dolar olduğu halde 3.5 dolar ödüyordu.

İkincisi, Uluslararası Enerji Ajansının bilgilerine göre son birkaç senede Azerbaycan dünyada en fazla enerji tüketen ülkeler arasındadır. İspanyada 1226, İtalya’da 1083, Almanya’da, 1615, Rusya’da 950, Ukrayna’da 950, Azerbaycan’da ise 1750 kilovat/saat enerji tüketilmiştir.

Azerbaycan doğal gaz tüketimine göre de dünyada liderdir. 2002 yılında İtalya’da 1085, Almanya’da 1038, İngiltere’de 1537, Azerbaycan’da ise 1600 milyon metreküp doğal gaz tüketilmiştir.

Her iki listede Azerbaycan’ın lider olması kuşkuyla karşılanıyor. Çünkü ülkede enerji buhranı vardır, bölgeler enerji verilmesinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Bunun nedeni kayıt sisteminin dürüst olmaması, kayıpların tüketim gibi kaydedilmesidir.

Üçüncüsü ise, 2003’e kadar enerji masrafları bütçeden ödenmiyordu. Uluslararası Örgütlerin baskılarıyla 2003’den sonra bu tür ödemeler bütçeden yapılmaya başladı. 2004 yılında enerji sektöründe ödenmeyen kısım için devlet bütçesinden 1 trilyon 850 milyar (307 milyon dolar), doğal gaz sektörü için 326.7 milyar dolar (65 milyon dolar), kimya sanayisi için 155.2 milyar manat (31 milyon dolar) harcamalar yapılmıştır.

Şimdi İMF’nin enerji sektöründe mali disiplinin artırılmasına dair taleplerine ilişkin olarak devlet bütçesinden ayrılan para miktarların azaltılması yönünde çalışmalar başlanmıştır. 2005 yılında devlet bütçesinden yalnız "Azerenerji" için ödemeler yapıldı, bundan başka "Azerigaz", "Azerkimya" gibi devamlı devlet bütçesinden mali yardım alan şirketlere 2005’te bütçeye dahil edilmemesi kararlaştırılmıştır. Bu tedbirlerle ACDPŞ’den aldıkları petrol ürünlerinin maliyetini tam olarak ödemeli ve yalnız bundan sonra ACDPŞ bütçe sorumluluklarını yerine

yetirmelidir. Araştırmacılara göre, devlet bütçesinden ödenmelerin iptal edilmemesi enerji sektöründe olan rüşvetin dayanağıdır.80

Petrol sektöründe yatırım cazipliğinin artırılması, engellerin kaldırılması yönünde hükümetin tedbirleri yeterli değildir. Böyle durumda ülkede müteşebbislik için gerekli ortamın bulunmamasından dolayı gayri-petrol sektörüne yatırım yapma yolunda sınırlanmalar oluşur. Dünya Bankasının 145 ülkede yaptığı " 2005 Yılın İş Hayatı: Sorunlar Ve Çözümler" konulu araştırmalarında Azerbaycan iş ve yatırım ortamına göre gruplara göre dördüncü gruba dahil edilmiştir ki, bu çok kötü bir sonuçtur. Mukayese yapmak için Rusya, Gürcistan, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan bu listede daha iyi iş ortamı bulunan ikinci grupta yer almışlar. Araştırmalara göre, Azerbaycan’da özel iş yapmak isteyen müteşebbise gerekli prosedürlerden muaf olmak için 123 gün gereklidir. Bölgede ise bunun için sadece 42 gün gerekmektedir. Avrupa İşbirliği konseyine üye olan ülkeler için gereken süre 25 gündür. Bundan başka, iş hayatı kurmak için geçilmesi geren olan prosedür sayısı Azerbaycan’da 14’dür. Bu rakam ise bölgede 9, Avrupa İşbirliği Konseyine üye olan ülkelerde ise 5’tir.

Araştırmada dikkat çeken başka bir husus da gizli ekonominin seviyesidir. Araştırmacılara göre gölge ekonomisinin gayri safi yurt içi hasıladaki payı %60.6, bölgelerde % 37.7, Avrupa İşbirliği Konseyine üye olan ülkelerde ise % 16.8’dir.

Yazara göre, bankacılık sektörünün sınırlı mali kaynaklar ortamında gelişmesi, ve büyük gelirlerine gerekli reaksiyon verememesi petrol gelirlerinin sonuçta milli ekonomiyi zora sokacağı kesindir. Son iki senede ülkeden çıkan paraların geri dönmemesi, iç pazarda gizli para akışının hızlanması enflasyonu ikili rakamlara götürmüştür. Bankacılık sektörünün bu alanı kontrol altına almaması ve enflasyonu düşürmek yolundaki tedbirleri kötü yönden etkilemiştir. Merkez Bankasının verilerine göre, 2005 senesinin nisan ayında tüketim fiyatları yüzde 8.6 artış göstermektedir.

G. İbadoğlu menkul senetler piyasasının da hayali bir şey olduğuna da değinerek bunun sakıncalarını anlatmaktadır. Son bilgilere göre, petrol hasılası ve gelirlerin yönetiminde sosyal kontrol imkanları büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Bu konuda verilen bilgiler çok genel olup kuşku doğurmaktadır. Ülkede petrol hasılasını yapan tek devlet şirketi olan ACDPŞ’ti kamuoyunun, uluslararası teşkilatların baskılarını göz ardı etmekte, şimdiye kadar petrol hasılasıyla, ihracatıyla ve satışıyla olan herhangi önemli bilgilerini açıklamamaktadır. Bir müddet bundan önce ACDPŞ’de yeni yapılanma hakta cumhurbaşkanının fermanından sonra şirkette bürokratik, tek kişiye bağlı yönetim oluşturulmuştur. Ülke kanunlarına göre bu tür kuruluşların devamlı olarak kendi bilançolarını açıklaması şartı olsa bile hükümet bu kanunu uygulamamaktadır. Uluslararası örgütlerin baskıları da bir işe yaramamaktadır. Büyük ısrarlardan sonra 2000 yılında "Arthur Andersen" şirketi ACDPŞ’de mali denetimler yapılmış, bu işi yapan ACDPŞ’nin 1999-2000 yıllarında olan faaliyetinde yolsuzlukları ortaya çıkarılmıştır. İMF, Azerbaycan hükümetinden ortaya çıkan sorunları çözmesini talep etmiş, hükümet de bazı tedbirler almıştır. Ama bu araştırmalar sona kadar götürülememiştir. Şirketin bazı altyapılarında, özellikle petrol imalatı fabrikalarında buna benzer araştırmalar yapılmamiştir. Sonraki beş senede hükümet ACDPŞ’nin her sene mali araştırmalar yapılması konusunda aldığı sorumlulukları yerine getirmemiştir. Petrol Fonu’nda biriken paraların milli ekonominin ve kamuoyunun çıkarları doğrultusunda kullanımı bir çok kez hükümet tarafından beyan edilse de, Petrol Fonunun Gözlemciler Kurulunda kamuoyu temsil edilmemektedir. Petrol Fonundaki sermaye ve onun kullanımını konusunda kamuoyu en genel bilgilere bile ulaşamamaktadır.

Vatandaş topluluğunun tesisatlarının faaliyetine karşı konulan engeller (kayıt işlemleri, sosyal vergiler) bu sektörün gelişiminin de önünü kesmektedir. Demokratikleştirilme yolundaki sorunlar toplumun bu tür enstitülerinin potansiyelinden yararlanma imkanlarını azaltmaktadır.

Petrol gelirlerinin kullanım verimliliği artırmak amacıyla aşağıdakiler yapılabilir:

2.Petrol gelirlerinin fonlarda toplanması

3.Maden sanayisinde dürüstlük ve açıklık teşebbüslerinin (Toni Bleyer, 2003) gerçekleştirilmesinde Azerbaycan’ın pilot ülke gibi seçimi

Bunun için gerekli fonların kurulmasıyla devlet, gelirlerini bu kuruluşlarda biriktirmekte, diğer taraftan onların yan etkilerini engellemektedir. Onların kullanımı alanında sorumluluğa da kendisi üstlenmektedir. İstenen durumda verimli ve dürüst yönetim olursa bunun gelirleri de giderlerinden daha fazla olacaktır. Ama Azerbaycan’da şimdiki durumda bu mümkün değildir.

Yazar sonda konuyla ilgili tahminde bulunuyor.Yazara göre petrol 67 yıl içerisinde tamamen tüketilecektir. Bu dönem içerisinde yeni enerji kaynaklarının bulunması gerekmektedir. Ama şimdi dünya teknolojisinde lider konumunda olan Japonya’nın enerji tüketiminde alternatif enerji kaynakları yüzde 1’den daha fazla bir rakamı oluşturuyor. Her halde geleneksel enerji kaynakları bir müddet daha kullanılacaktır. Bu durumda hasılanın modernleştirilmesinden elde edilen gelirlerden bir kısmı daha az verimli kuyulara yatırılacaktır. Bunun için önümüzde duran en önemli sorun petrolümüzün bittikten sonra dünyanın belli-başlı petrol şirketleri ile rekabete gire bilecek milli şirketin oluşturulmasıdır. Bu şirketin yabancı devletlerin petrol sektörüne yatırım yapma gücüne sahip olmalıdır.81

2.5 Azerbaycan’ın Petrol-Doğal Gaz Kaynaklarının Verimli Bir Şekilde