• Sonuç bulunamadı

Y. Ö.K DÖKÜMANTASYON MERKEZİ TEZ VERİ FORMU

1.5 Azerbaycanın Dış Ticareti

2.1.4 Dünya Petrol Rezervleri

Dünya’da enerji talebinde planlanan artışı karşılamaya yetecek miktarda enerji kaynağı bulunmaktadır. Petrol rezervleri yeterlidir ancak 2030’daki petrol talebini karşılamak için yeni rezervler bulunmalıdır. Doğalgaz ve kömür rezervleri de yeterlidir, ayrıca nükleer enerji üretimi için gerekli olan uranyumda da kaynak sıkıntısı bulunmamaktadır. Yenilenebilir enerji üretimi için fiziksel potansiyel de yüksektir. Fakat maliyet, jeolojik ve teknik faktörlere karşın artan enerji arzının coğrafi kaynakları gelecek otuz yılda yön değiştirecektir. Kısaca, enerji üretimindeki artışın tamamına yakın kısmı OECD üyesi olmayan ülkelerde gerçekleşecektir. Büyük hidrokarbon kaynaklarının bulunduğu Ortadoğu ve eski Sovyetler Birliği’nde üretimin artmasıyla dünya petrol ve gaz talebindeki artış karşılanacaktır.

Gelecek otuz yıldaki global petrol talebindeki artışın %60’nın özellikle Ortadoğu’daki OPEC üyesi üreticiler tarafından karşılanacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş bölgelerden özellikle Kuzey Amerika ve Kuzey Denizi’nin verimi gitgide azalmaktadır. Rusya ve Hazar bölgesinden daha çok petrol elde edilir hale gelecektir ve petrol ithal eden ülkeler için arz kaynaklarının çeşitliliği önem arz etmektedir. Global ham petrol rafineri kapasitesi yıllık ortalama %1.3 artış ile 2030’da 121 mb/d’ ye ulaşacaktır. Artan kullanım oranları ve bazı rafineri darboğazlarının aşılması sonucunda kapasite artışı rafine edilmiş ürünlere olan talebin artışından biraz daha az olacaktır. %80’den fazla yeni rafineri kapasiteleri çoğu Asya’da olmak üzere OECD üyesi ülkeler dışında oluşacaktır. Rafineriler, ağır petrol ürünleriyle ilişkili olan taşıt yakıtlarını artırmalı ve ürünlerin kalitesini yükseltmelidir

Uluslararası enerji ticareti, özellikle de fosil yakıtların ticareti, çarpıcı olarak genişleyecektir. Enerji ticareti 2030’da mevcut durumun iki katı olacaktır. Tüm petrol ithal eden ülkeler, üç OECD üyesi bölge de dahil olmak üzere, özellikle Orta Doğu’dan olmak üzere daha çok petrol ithal edeceklerdir. Bu artış en çok Asya

ülkelerinde göze çarpacaktır. Doğalgaz piyasasının gelişimi daha çok ithalata dayalı hale gelecektir. Tam anlamıyla, Avrupa en büyük artışı gaz ithalatında görecektir. Sınır ötesi doğalgaz boru hattı projeleri katlanacak, sıvılaştırılmış doğalgaz ticareti artacaktır46 1999-2020 yılları arasında petrol tüketiminin ortalama yıllık %1,9 oranında artarak, günlük 73 milyon varilden, 113 milyon varile yükselmesi beklenmektedir. Söz konusu dönemde sanayileşmiş ülkelerin toplam enerji tüketimi içindeki payında yaklaşık 11 puanlık bir gerileme beklenirken, gelişmekte olan ülkelerin payı %19,8’den, %28,4’e yükselecektir. 1999 verileriyle dünya petrol üretiminin yaklaşık %41’i OPEC üyesi ülkeler tarafından üretilmektedir.

1999 verileriyle dünya petrol üretiminin yaklaşık %41’i petrol rezervlerinin %78’ine sahip olan OPEC üyesi ülkeler tarafından üretilirken, tüketimin %30’u Kuzey Amerika, %22’si Avrupa ülkeleri ve %27’si Asya-Pasifik ülkeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bilinen petrol rezervleri açısından bakılacak olursa, 1999 yılında gerçekleştirdiği üretim miktarı ile dünyanın 41 yıllık petrol rezervi mevcuttur. OPEC için bu oran 77 yıl olup, bilinen petrol rezervlerinin dörtte birine sahip olan Suudi Arabistan’a ait rezervlerin ömrü ise 88 yıldır.47

46 Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Bakışı 2002 (DEB 2002)’de hazırladığı 2000-2030 dönemini kapsayan son enerji projeksiyonu, enerji kullanımının değiştirilemez şekilde artacağı, fosil yakıtların enerji kaynakları arasında baskın bir yere sahip olmaya devam edeceği ve ticari enerjinin en büyük müşterisi olarak gelişmekte olan ülkelerin OECD ülkelerine hızla yaklaşacağı bir geleceği öngörmektedir

47http://vizyon2023.tubitak.gov.tr/teknolojiongorusu/paneller/enerjivedogalkaynaklar/raporlar/dunyae

Grafik 5: Dünya Petrol Rezervleri

Kaynak:Oil And Gus Journal 2002 2.1.5 OPEC

Ellilerin sonunda petrol fiyatlarında aşırı bir düşüş görüldü. Buna sebep olarak petrol piyasasına yeni girmeye çalışan ve bağımsız petrol şirketlerinin pazarda yer edinmek için fiyatları çok aşağıya çekmesi ve Sovyetlerin takas anlaşmalı ya da ucuz petrol politikasıyla dünya pazarına girmeye çalışması gösterilir. Bu muazzam fiyat düşüşünden etkilenen petrol üreticisi ülkeler 1960 yılında OPEC’i kurmuştur.

(Organization of Petroleum Exporting Countries) bu örgütün amacı, başta, petrol fiyatlarını eski düzeyine çıkarmaktı. 48

Kısa adı OPEC olan ve “Petrol İhraç Eden Ülkeler” olarak ifade edilen bu kuruluş; 14 Eylül 1960 tarihinde İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezüella tarafından ortak bir petrol üretimi ve fiyatlandırması politikası izlemek üzere Bağdat’ta imzalanan antlaşmayla kurulan örgüttür.

Petrol ihtiyaçlarının, arzı sınırlı ve çok önemli bir hammadde kaynağına sahip olmalarına karşı, petrol fiyatlarının uzun yıllar düşük yüzeyde kalması, OPEC'i kurulmasında rol oynayan en önemli faktördür. OPEC'in üye ülkelerin petrol ihtiyaçlarının, kotalarla sınırlandırarak petrol fiyatlarını artırma politikası 1972-1981 yılları arasında fiyatlarını %750 artmasını sağlamıştır. Bu artışların önemli bir kısmı 1973 ve 1979 yıllarında gerçekleşmiştir.1980'lerin başında OPEC'in dünya petrol fiyatları üzerinde ki etkisi azalmaya başlamıştır. Batılı sanayileşmiş ülkelerin başta kömür ve nükleer enerji olmak üzere farklı enerji kaynaklarına yönelmesi, kendi ülkelerinde, petrol arama ve çıkarma çalışmalarına ağırlık vermesi, enerji talebini, kısmaya yönelik, tasarruf önlemleri almaları Meksika, SSCB gibi başka ülkelerden petrol gereksinimleri karşılama gayretleri, bu ülkelerin OPEC ülkelerinde üretilen petrole bağımlılığını azaltmıştır.OPEC 1982'de petrol fiyatlarını düşürmek, üretimini kısmak zorunda kalmıştır. Batının petrol talebini düşürmesinin örgütün kendi içindeki anlaşmazlıklar ve İran Irak savaşı nedeniyle zayıflamış olan iç bütünlüğünün daha da bozulmasına neden olmuştur.

Günümüzde Katar (1961) , Libya (1962) , Endonezya (1962) , Birleşik Arap Emirlikleri (1967) , Cezayir (1969) , Nijerya (1971) , Gabon (1975) , İran (1960) , Irak (1960) , Kuveyt (1960) , Sudi Arabistan (1960) , Venezuella (1960) , ülkelerinde oluşan 12 üyeli OPEC petrol üretimi ve fiyatlandırması dışında gelişmekte ülkelere petrol ihracatçılarına yapılan ekonomik yardımları koordinatörlüğünü de yapmaktadır. Kurucu üyelerin, yeni üyelerin kuruluşa kabul edilmesinde sahip oldukları veto hakkından başka ayrıcalıkları yoktur. Net petrol ihracatçısı olan ve petrol konusundaki çıkarları OPEC üyeleriyle aynı doğrultuda olan ülkeler kuruluşa

katılabilirler.OPEC, bir kartel değil, bağımsız petrol üreten ülkeler arasında işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir kuruluştur. Öte yandan petrol fiyatlarını ve üretim miktarlarını belirlemesi açısından kartel özelliği göstermektedir. Ancak uygulamada Örgüt'ün aldığı kararlara uyulmasını fiilen sağlayacak bir mekanizma yoktur. Bu sebeple örgüt üyelerinin çoğu kez örgütün aldığı kararlara uymadıkları gözlemlenmiştir.49