• Sonuç bulunamadı

2.1 Dünya Enerji Kaynaklarının Genel Durumu

2.1.2 Petrol Rezerv ve Tüketim Değerleri

Dünya çapında petrol rezervlerinin ortalama %50’si Orta Doğu Ülkelerinde, %19’u Orta ve Güney Amerika’da, %18’i Venezuela bölgesinde, %16’sı ise Suudi Arabistan bölgesinde bulunmaktadır. Ülke ve bölgelerin sahip oldukları petrol rezervlerinin miktarını gösteren veriler Tablo 2-3 ve Tablo 2-4’de sunulmuştur.

Tablo 2-3 Bölgelere Göre Kanıtlanmış Petrol Rezervleri

BÖLGE Miktar

(MilyarVaril) Dünya Toplamındaki Payı (%)

Orta Doğu 804 47,3%

Güney ve Orta Amerika 329 19,4%

Kuzey Amerika 238 14,0%

Avrupa ve Avrasya 155 9,1%

Afrika 129 7,6%

Asta Pasifik 43 2,5%

Dünya Toplamı 1698 100 %

Kaynak: (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2017 Erişim Noktası: http://www.elder .org. tr/Content /yayinlar/enerji%20bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20yay%C4%B1n.pdf, Erişim Tarihi:26.02.2020)

Yukarıdaki verilere ilave olarak 2019 yılı itibariyle devletlerin yeni güç mücadele alanı haline gelen Doğu Akdeniz’de yapılan sondaj ve sismik araştırmalarda Kıbrıs Adası, Suriye, Lübnan ve İsrail arasında kalan Levant Havzası bölgesinde 1,7 milyar varil petrol rezervinin olduğu düşünülmektedir; bu durum ise enerji devlerinin ilgi odağını bu bölgeye yoğunlaştırmalarına neden olmaktadır(Yurdakul, 2019). Bu kapsamda bölgede ABD ve AB. Ülkeleri başta olmak üzere; Mısır, İsrail, İtalya ve Türkiye gibi Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler son 3 yılda ciddi bir rekabet içerisine girmiş bulunmaktadırlar. Türkiye’nin son zamanlarda başta Libya olmak üzere Akdeniz’e komşu ülkeler ve Kuzey Afrika ülkeleri ile yapmış olduğu anlaşmalar, KKTC.’nde kurmayı planladığı deniz ve hava üsleri ile sahada izlemiş olduğu aktif politikalar ile bölgede ciddi bir üstünlüğü ele geçirdiğini söyleyebiliriz. Bütün bu bölgede yaşanan ittifak ve rekabetlerin temel sebebinin deniz altında tespit edilmiş zengin doğalgaz ve petrol yatakları olduğu, yine bölgeye egemen olan güç unsurlarının kıyı devletlerindeki petrol kaynaklarının çıkarılmasından tüketiciye sevkine kadar önemli bir avantaj kazanma mücadelesi olduğu bilinmektedir.

Tablo 2-4 Bazı Ülkelerin Kanıtlanmış Petrol Rezervleri

BÖLGE Miktar

(MilyarVaril) Dünya Toplamındaki Payı (%)

Venezuela 300,9 17,7% Suudi Arabistan 266,6 15,7% Kanada 172,2 10,1% İran 157,8 9,3% Irak 143,1 8,4% Rusya 102,4 6,0% Kuveyt 101,5 6,0%

Birleşik Arap Emirlikleri 97,8 5,8%

ABD 55,0 3,2%

Libya 48,4 2,8%

Nijerya 37,1 2,2%

Kazakistan 30,0 1,8%

Dünya Toplamı 1698 100 %

Kaynak:(Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2017, http://www.elder.org.tr/Content/yayinlar

/enerji%20bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20yay%C4%B1n.pdf, ErişimTarihi: 13.03.2020)

Dünyada kanıtlanmış petrol rezervleri bakımından Venezuela, 3,9 Milyar varillik potansiyeli ile dünyadaki en büyük petrol rezervine sahip ülkedir. Bununla birlikte Venezuela’da özellikle siyasi iç karışıklıkların yaşanması, petrol çıkarmanın maliyetlerinin yüksek olması ve ABD dış baskılarının bir sonucu olarak petrol açısından zengin olan diğer ülkeler kadar gelir elde edememektedir. Bir ülkenin dünyadaki en büyük petrol rezervine sahip olması demek o ülkenin yüksek oranda kar sağlayacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü üretim maliyetlerinin yüksek olması; elde edilen kar marjını ciddi oranda düşürmektedir. Venezuela ve Kanada ülkelerindeki petrolün daha çok ağır ham petrol ya da yağ kumları olmasından dolayı petrolün çıkartılma maliyeti çok yüksektir. Bu nedenle Venezuela ve Kanada’nın zorlu coğrafi koşulları petrolden diğer ülkelerin kazandıkları kadar kazanç sağlamalarına engel olmaktadır. Bu duruma karşın Suudi Arabistan ise petrolü varil başına 3 dolara çıkartmakta ve maliyeti en düşük petrol çıkartan ülke olarak bu ülkede petrol siyah altın olarak adlandırılmaktadır. Bu coğrafi avantajından dolayı da Suudi Arabistan’ın en önemli gelir kaynağı petrol üretimidir (İHA, 2019).

Ortak Petrol İstatistikleri Girişimi (JODI) tarafından açıklanan 2018 yılı Aralık ayı verilerine göre günlük ortalama petrol üretiminde liderliği 11 milyon 658 varil ile Amerika Birleşik Devletleri alırken, petrol üretiminde lider ülkelerin sıralamasında Rusya, Suudi Arabistan’ın önüne geçerek 10 milyon 738 varil ile ikinci sırada yer almıştır. Suudi Arabistan, 2018 yılı Aralık ayında günlük 10 milyon 643 varillik üretim ile üçüncü olmuş ve bu üç ülkenin dünya petrol üretimindeki toplam payları %38,4’dür (Jodi, 2019). Dünya enerji sektöründe petrol üretiminde durum yukarıda belirttiğimiz şekildeyken; petrol tüketim durumuna bakacak olursak; bölge bazında petrol tüketim değerleri Tablo 2-5’de verilmiştir.

Tablo 2-5 Bölgelere Göre Petrol Tüketimi

BÖLGE Miktar

(Milyon Ton) Dünya Toplamındaki Payı (%)

Asya Pasifik 1.501 34,7%

Kuzey Amerika 1.036 23,9%

Avrupa ve Avrasya 862 19,9%

Ortadoğu 426 9,8%

Güney ve Orta Amerika 323 7,5%

Afrika 183 4,2%

Dünya Toplamı 4331 100 %

Kaynak: (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,2017, Erişim Noktası: http://www.elder .org. tr/Conten /yayinlar/enerji%20bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20yay%C4%B1n.pdf, Erişim Tarihi: 26.03.2020)

British Petroleum (BP) 2018 ‘’Dünya Enerjileri İstatistik Görünüm Raporu’’ ve geçmiş senelerdeki raporlar analiz edildiğinde Amerika Birleşik Devletleri dünya çapında bulunan petrolün %20,2'sini sadece tek başına tüketimini gerçekleştirerek bu alanda zirveye oturmaktadır. Bununla birlikte 2017 yılında ABD’nin petrol tüketimi 2016 yılına göre %1 yükseliş göstererek günlük takribi 19,88 milyon varile yükseldiği ifade edilmektedir. BP petrol verilerinin elde edilmeye başlandığı 1965 yılından günümüze kadar ABD’nin, küresel petrol tüketimi açısından liderliği başka bir ülkeye bırakmadığı da görülmektedir.

Küresel arenada üretim ekonomisi kapsamında ABD en fazla enerji tüketimi yapmaktayken, 2030 yılına gelindiğinde en fazla enerji tüketiminin Çin tarafından yapılacağı tahmin edilmektedir. Önümüzdeki yakın gelecekte Afrika pazarının hızla

değer kazanmasıyla birlikte Avrupa’yı geçeceği değerlendirilmektedir. Enerji tüketimi ile ilgili olarak yalnızca 11 yıl sonrası ile ilgili projeksiyona göre sırası ile Çin, ABD, Hindistan, Afrika ve Avrupa ülkelerinin enerji tüketiminde ön sırada olacakları ön görülmektedir. Son zamanlarda kaya petrolü üretiminde önemli bir aşama kaydeden ABD’nin önümüzdeki 15-20 yıllık süreç sonunda şimdiki petrol rezervleri de hesaplandığında dünyanın en fazla petrol üreten ülkesi durumuna gelmesi beklenmektedir. En çok petrol ihraç edecek olan ülkeler arasında ise Suudi Arabistan’ın ilk sırada olacağı ön görülmektedir.

Dünyada belirli yerlerdeki elektrik kullanımının yükselmesi, kömüre ve petrole olan talebi zayıflatsa da genellikle küresel ticaret taşınma alanlarından; denizcilik, uzun yol kara taşımacılığı ve havacılık gibi bazı önemli alanların günümüzdeki teknolojiler kapsamında elektriğe hazır olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte gelecek yıllarda petrolün dünyadaki enerji portföyü içerisindeki birinciliğini koruyacağı ve sanayi alanlarındaki kullanım durumundan dolayı doğal gazın ise kömürü geride bırakıp ikinci sıraya yükselmesi ön görülmektedir. Yeni Asya piyasalarına yollar kuran Rusya’nın dünyadaki en büyük doğal gaz ihracatçısı olarak devamlılığını sağlaması da önümüzdeki dönem için tahminler arasında yerini almaktadır (Bilirgen, 2019).

Özellikle 2015-2019 fosil yakıt arzında kısıntı yaşanması ve istikrarsız fiyat politikalarının olması piyasada fosil yakıtlara olan güveni önemli oranda sarsmaktadır. Bundan dolayı IEA, 2019 yılı Kasım ayında hazırlamış olduğu raporunda; en düşük maliyette olan ve hızlı enerji dönüşümleri için daha akıllı, temiz ve verimli enerji teknolojileri ile ilgili olarak yatırımların hızlandırılması gerektiği belirtilmektedir. Aynı zamanda Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) istatistiklerine göre, toplamda 1,8 trilyon dolarlık enerji yatırımlarının %13’ü (yaklaşık olarak 235 milyar dolar) 2017 yılında enerji verimliliği ile ilgili olarak gerçekleşmiş, bu alanda gerçekleştirilen yatırımlar 2016 yılına göre %3 artış göstermiştir. Son olarak IEA raporunda enerjinin uzun vadeli geleceğinin özel sektörden ziyade devletlerin politikalarının şekillendireceği vurgulanmıştır.