• Sonuç bulunamadı

Petrol Arz-Talep Dengesi:

Petrole endüstriyel perspektiften bakıldığında; önemli bir üretim girdisi olması nedeniyle dünya ekonomileri için çok değerli bir emtia olduğu ve fiyatının arz-talep şokları tarafından yönlendirildiği söylenebilmektedir.

Petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların petrol arzındaki, üretici ülkelerdeki arz kısıtlamaları, üretimdeki karışıklıklar nedeniyle yaşanan üretim kesintileri gibi beklenmedik değişiklikleri yansıttığı düşünülmektedir (Byrne, Lorusso ve Xu, 2018: 1). Literatürde ve uygulamada petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar küresel petrol talebindeki değişikliklere, petrol arzındaki aksaklıklara ve ihtiyati nedenler gibi çeşitli güçlere dayandırılmaktadır. Bu güçlerin nispi önemi ise büyük ölçüde tartışma konusu olmaktadır. Daha önceleri literatürde; 1970’lerin petrol şoklarını incelemek için; petrol fiyatlarının önceden belirlendiği varsayılmaktaydı ve petrol arz şoklarının sonucu olarak fiyatlardaki değişiklikler yorumlanmaktaydı. Bu bakış açısıyla yapılan çalışmalarda petrol fiyatlarındaki değişikliğin yaklaşık %80’inin petrol arz faktörleri tarafından oluşan petrol şokuna bağlı olduğu belirtilmiştir. Yakın tarihli literatürde ise kısa dönemde petrol arz esnekliğinin sıfır olduğu, petrol fiyatlarının petrol üretimindeki ve küresel talepteki hareketlere eş zamanlı olarak tepki verdiği varsayılmaktadır. Bu varsayım, petrol talep şoklarının petrol fiyatlarının önemli etkeni olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla petrol fiyatlarının talep odaklı olduğu söylenebilmektedir (Caldara, Cavallo ve Iacoviello, 2018: 1).

144

Petrole talep, kısa dönemde fiyattaki dalgalanmalardan çok fazla etkilenmediğinden dolayı petrol talebinin fiyat esnekliğinin düşük olduğu söylenebilmektedir. Bunun en önemli nedeni ise kıymetli bir emtia ve önemli bir enerji kaynağı olan petrole yakın ikame bir malın olmamasıdır. Uzun dönemde ise petrol talebinin fiyat esnekliğinin kısa döneme göre daha esnek olduğu söylenebilmektedir. Nitekim petrolde dalgalanan fiyatlar karşısında tüketiciler, ikame olmasa da alternatif enerji kaynaklarına yöneleceklerinden talep miktarı daha fazla etkilenecektir. Dünya ham petrol fiyatlarının tarihi seyri incelenecek olursa fiyatların artış trendi gösterdiği ve bunun nedeninin de petrol talebindeki artış olduğu söylenebilmektedir. Petrole olan talep arttıkça petrol arzının da artması gerekmektedir. Aksi takdirde petrol talep fazlası ve arz eksikliği oluşacak ve buna bağlı olarak petrol fiyatlarında artış yaşanacaktır. Bunun tam tersi düşünüldüğünde petrol arzı fazla gerçekleştiğinde ise petrol rezervlerinin ömrü daha da azalacak ve gelecekte petrol fiyatlarında artış yaşanacaktır. Sonuç olarak; petrolde arz eksikliği durumunda bugün, arz fazlası durumunda ise gelecekte fiyat yükselişi gözleneceği söylenebilmektedir.

Petrol fiyatlarındaki değişiklikler; gelecekte oluşacak olan petrol arzlarına dair piyasa kaygıları ile ilgili toplam ya da ihtiyati talep nedeniyle değişen miktarlarda gerçekleştirilmektedir. Petrol kıt bir kaynak olduğu için talep artmaya devam ederken üretim azalmakta ve artan arzın düşüşe geçmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler ise petrol fiyatlarının daha önce görülmemiş seviyelere yükselmesine neden olmuştur. Ham petrol piyasasının dünyadaki en dalgalı piyasalardan biri olduğu kanıtlanmıştır (Pan, Haidar ve Kulkarni, 2009: 177). Geçmiş yıllara ait petrol fiyat verileri incelendiğinde 1999’da 16$/varil olan petrol fiyatlarının 2004 yılında 41$/varile ve 2008 yılında ise petrol fiyatları 100$’ı aşmış, Haziran ve Ekim 2008’de 147.96$/varil ve 69$/varil arasında dalgalanmış olduğu görülmektedir. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere petrol piyasasının volatilitesi oldukça yüksektir.

Ham petrol piyasasının dünyadaki en değişken piyasalardan biri olmasının temel nedenleri; ekonomik ve politik istikrarsızlık yaşayan ülkelerin davranışları ile şekillenen petrol arzı için talebin artışı, ham petrol talep ve üretiminin askeri

145

çatışmalar, doğal afetlerin ortaya çıkması ve spekülatörlerin varlığı gibi dış etkenler ile de oldukça fazla ilişkilidir (Barunik ve Malinska, 2016: 366) Ham petrol piyasasında benzeri görülmemiş olan artış ve dalgalanmalar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerinde önemli etkiler meydana getirmektedir. Ham petrol fiyatlarındaki dalgalanma ve şoklar, gerek petrol ithal eden gerekse ihraç eden ülkelerde ekonomik istikrarsızlığı beraberinde getirerek ekonomik krizlere yol açan olumsuz makroekonomik etkilerin ana kaynağı olmuştur. Bu nedenle petrol fiyatlarının tahmini finansal aracılar ve politika yapıcılar için hayati öneme sahiptir.

Petrol Piyasası ve OPEC:

Petrol piyasasında ilk hakimiyet ‘7 Kız Kardeşler’ olarak anılmakta olan büyük petrol şirketlerinin elinde olmuştur . 1960 yılında OPEC kurulmuş fakat büyük petrol şirketlerinin hakimiyeti Büyük Buhran’dan sonra dünyadaki en önemli ekonomik krizi yaşatan 1973 yılındaki ilk petrol fiyat şokuna kadar sürmüştür. 1973’ten sonra OPEC yavaş yavaş piyasaya hakim olmaya başlamış ve dolayısıyla petrol fiyatlarında etkin rol oynamıştır. OPEC’in petrol piyasası üzerindeki hakimiyeti 1980’li yılların ikinci yarısında serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte azalmıştır (Noguera, 2017: 298-299; Wood, Mason ve Finnoff, 2016: 66-67). Bu dönemden sonra petrol fiyatları uluslararası piyasalarda kendiliğinden oluşmakta fakat OPEC dahil olmak üzere bir çok faktör fiyatlar üzerinde etkili olmaktadır.

OPEC ve OPEC dışındaki ülkelerin petrol üretim politikaları petrol üretimini şekillendirerek petrol fiyatları üzerinde önemli rol oynamaktadır. Referans olarak kullanılan WTI, Brent ve Dubai petrollerinin işlem gördükleri NYMEX, ICE ve DME borsaları, uluslararası bütünleşik petrol piyasasının birlikte hareket eden borsalarıdır.

OPEC üyesi ülkeler petrol arz miktarını ve buna bağlı olarak petrol fiyatlarının belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. OPEC’ in petrol piyasası ile ilgili en önemli kararları ‘piyasa değerlendirmeleri’ ve ‘kota ayarlamaları’ kararlarıdır. OPEC’in bildirilerinde açıklanan kota kısıtlamaları petrol fiyatlarında etkili

146

olmaktadır (Lin ve Tamvakis, 2010: 1010-1011). OPEC, petrol talebinin azaldığı durumlarda fiyatları yüksek seviyede tutmak için üretim kotalarını kısmaktadır.

Petrol piyasasında herhangi bir andaki gerçek petrol arzı önde gelen OPEC ülkelerine bağlı olarak belirlenmektedir. OPEC’in dışında, maliyet ve fiyatlar, fiyatların esnek olduğu petrol yatırımlarını ve daha sonraki arzları koşullandırmaktadır. Yani OPEC dışındaki ülkelerde petrol arzları, maliyetler ve fiyatlar ile belirlenmektedir. Bu sayede daha yüksek fiyatlar daha fazla miktarda petrolün arz edilmesine neden olmaktadır. Dünya petrol piyasası temelde rekabetçi bir piyasa olmakla birlikte uzun teslim süreleri fiyat ve arz değişikliklerinin senkronize olmadığı anlamına gelmektedir. Petrol piyasasının arz yönüyle oligopol ve eksik rekabet piyasası olduğu söylenebilmektedir. Son yıllarda maliyetler ve teslim süreleri azalmış olsa da, ağır maliyetler ve uzun teslim süreleri petrol çıkarımının belirgin özellikleridir. OPEC ülkelerinde özellikle de Orta Doğu ülkeleri, gelir elde etmek amacıyla petrol yatırımı ve arzını gerçekleştirmektedirler (Noreng, 2006: 103-104).

Belirlenen petrol fiyatı üzerinden arz ve talep dengesinin sağlanmasına yardımcı olan OPEC, zamanında tekelci bir kartel olsa da özellikle serbest piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte ve üyelerinin üretim kota sınırlarına riayet etmemesi nedenleriyle petrol piyasasındaki etkin rolünü kısmen kaybetmiştir.

Petrol Üretim Maliyeti:

Petrolün üretim maliyetindeki en önemli etken petrolün türü ve çıkarıldığı yerdir. Nitekim yoğunluğu ağır olan ve daha zor çıkarılan petrolün üretim maliyeti daha yüksektir. Karadan çıkarılan petrolün maliyeti özel ekipman ve sondaj gerektirdiğinden dolayı yüksek, denizden çıkarılan petrolün maliyeti ise daha düşüktür. Ortadoğu’da üretilen petrol daha hafif olduğundan maliyeti ABD petrolüne kıyasla daha düşüktür. Üretim maliyetleri, yeni petrol rezervlerinin keşfedilmesinin ve petrol çıkarılmasının zorlaşması gibi nedenlerden dolayı zaman içerisinde artmıştır. Petrol üretimindeki sürekliliğin sağlanabilmesi için artan üretim maliyetlerini dengeleyebilecek ölçüde piyasa fiyatına ulaşılması gerekmektedir.

147

Dolayısıyla petrol üretim maliyetleri arttıkça petrol fiyatlarının da yükselmesi gerekmektedir.

Kıtlık Rantı:

Kanıtlanmış petrol rezervleri, petrolün yenilenemeyen bir kaynak olması nedeniyle, 21. Yy sonlarında dünyada petrol rezervlerinin ömrünün son bulabileceğini göstermektedir. Artan talebi karşılamak için petrol üretimi artarken petrol çıkarılan rezerv miktarı azalmakta ve kıtlık rantı oluşmaktadır. Kıtlık rantı bir nevi ‘arbitraj’ kuralıdır. Kıtlık rantı, yenilenemeyen bir kaynak olan petrolün rezerv ömrünün de giderek azalması durumunda petrol fiyatlarının her yıl finansal varlıkların faiz getirisi kadar artması gerektiği aksi halde arbitraj söz konusu olmaktadır. Bu durumda ya yakın zamanda petrol çıkarılmayacak ya da hemen çıkarılıp finansal varlığa dönüştürülecektir (Yetkiner ve Berk, 2008: 12).