• Sonuç bulunamadı

Pertev Naili Boratav; Halil Vedat Fıratlı, İzahlı Halk Şiiri Antolojisi

2.5.1 BAHŞÎ (16. Yüzyıl)

1-Sultan Selim cülûsunda/Salâ dedi de yürüdü, Gidelim Mısır’a doğru/Yola dedi de yürüdü (s. 75).

2.5.2 USÛLÎ (16. Yüzyıl)

Usûlî, 16. yüzyıl ozanlarındandır. Doğum yılı bilinmeyip, 1534’te ya da 1538’de öldüğü sanılmaktadır. Rumeli’de Vardar Yenicesi denilen kasabada yetişmiştir. 1-Gönül geç olmaz havâdan/Gel gurbete gidelim gel,

Uçur kuşu bu yuvadan/Gel gurbete gidelim gel (s. 76). 2-Yarenler ecel gelmeden/Gözümüz toprak dolmadan, Felek bizden öc almadan/Hele biz bir dem sürelim (s. 77).

2.5.3 HÜSEYNÎ (17. Yüzyıl)

Hüseynî’nin, 17. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmiştir. Alevî-Bektaşî edebiyatının sevilen ozanlarından olup yaşamıyla ilgili ayrıntılı bilgi yoktur.

1-Şunda bir dilberin sallanışında/Serviye benzettim dallar içinde,

Derya kenarında ırmak yüzünde/Turnaya benzettim göller içinde (s. 78).

2.5.4 HAYÂLÎ (16. Yüzyıl)

1-Turnam gider olsan bizim illere/Vezir Ardahan’dan göçtü diyesin, Karşı geldi Kızılbaşın Hanları/Çıldır’da da döğüş oldu diyesin (s. 79). 2-Leylâm gelir deyü yollar gözlerim/Gelmedi gözümde kaldı hayali, Gizli sırrım beyan etmem gizlerim/Serimi sevdayı saldı hayali (s. 80).

2.5.5 KÖROĞLU (16. Yüzyıl)

1-Osman Paşa eydür devletli Hünkâr/İnşallah Sultanım Şirvan bizimdir,

Sen himmet eyle inayet Allah’tan/Mürvet Ali’nindir meydan bizimdir (s. 81). 2-Osman Paşa Tebriz’de ölür olunca/Malım teslim eylen Sultan Murad’a, Biri birin buldu arşın yüzünde/Zarım teslim eylen Sultan Murad’a (s. 82).

6 Pertev Naili Boratav;Halil Vedat Fıratlı, İzahlı Halk Şiiri Antolojisi (1943). Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul: 2000

ss. 267. Pertev Naili Boratav ve Halil Vedat Fıratlı, bu eseri 1943 yılında oluşturmuştur. Tezimize ise eserin 2004 yılında yayımlanan baskısı alınmıştır. Şiirlerin ilk dörtlüklerindeki sayfa numaraları bu basıma aittir.

2.5.6 ÖKSÜZ DEDE (16. Yüzyıl)

1-Misâl-i cennettir evvel baharı/Açılır kırmızı gülü Tuna’nın, Öter bülbülleri leyl ü nehari/Eser bâd-ı saba yeli Turna’nın (s. 83). 2-Be bu söyleyen dil kudret dilidir/Cümle yaradılmış Hakkın kuludur, Beylere armağan Şah’ın gülüdür/İmirzamı hoşça tutun ağalar (s. 84).

3-Gül budanmış dal dal olmuş/Menekşesi yol yol olmuş/Siyah zülfün tel tel olmuş, Biz şu yerlerden gideli/Gurbet illere düşeli (s. 85).

4-Dağlar yârimi gördün mü/Pâyine yüzler sürdün mü,

Güzel hatırın sordun mu/Mecnunu çok güzel dağlar (s. 85). 5-Terk eyleyip vatanını ilini/Hani bizim şunda gelenlerimiz,

Arıyalım biz onları bulalım/Hani dostlarımız yarenlerimiz (s. 86).

2.5.7 KUL MEHMET (16. Yüzyıl)

1-Be yarenler yine evvel bahardır/Bülbül intizarlık kılar durmayıp, Kuşlar ahenk edip çığrışıp öter/Kalbin kasavetin siler durmayıp (s. 87). 2-Bunca demdir hasretliğin çekerim/Gel sevdiğim geld’ ayrılık günleri, Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim/Sil sevdiğim geld’ ayrılık günleri (s. 88). 3-Yavrum kuzum seni aldırdım elden/Kuzum kuzum der de meler bir koyun,

Usandım da bezdim bu tatlı candan/Kuzum der de meler bir koyun (Boratav-Fıratlı, 2000, s. 88).

2.5.8 KUL DEVECİ (17. Yüzyıl)

1-Alaylar bağlandı Murad Paşa’ya/Bayraklar açtığın seyran eyledim, Geldi çarkalandı Kalenderoğlu/Bozulup kaçtığın seyran eyledim (s. 90).

2.5.9 GAZİ ÂŞIK HASAN (Tamaşvarlı)

1-Ne çeker kulların serhad ilinde/Bilinmez Hünkârım görülmeyince, Bunca memleketin kâfir elinde/Kaldı inanmadın ayrılmayınca (s. 91). 2-Eşrefoğlu al haberi/Bahçe biziz gül bizdedir,

Biz de Mevlânın kuluyuz/Yetmiş iki dil bizdedir (91).

3-Senin yazın kışa benzer/Bir sevdalı başa benzer/Çok içmiş sarhoşa benzer, Duman eksilmeyen dağlar/A dağlar ah ulu dağlar/Eşinden ayrılan dağlar (s. 92).

2.5.10 ÂŞIK (17. Yüzyıl)

1-Ulu ulu kervan geçmiş/Yollar gibi inilerim, Karlı karlı dağlar aşan/Seller gibi inilerim (s. 94). 2-Girit defteri irsal olundu/Hâk-i izzetine bil Padişahım,

Venedik Kıralı âh edip ağlar/Sen gül gibi açıl gül Padişahım (s. 95). 3-Ağalar beyler zülüm değil mi bize/Demirden yayımız çekilmez oldu, Kanlar da saçarlar yaralı dağlar/Gözlerimiz kandan açılmaz oldu (s. 95). 4-Yüce dağlar duman olmaz/Çeşmim yaşı revan olmaz,

Değme kişiye kul olmaz/Ben gönlümü bilmez miyim (s. 96). 5-Be güzel senin derdinden/Dün ü gezer ağlarım,

Ah eyleyip inleyüben/Göz yaşı döker ağlarım (s. 96).

6-A sultanım düşman gözü kör olsun/Gel seninle dolaşalım dağları, Bunda kalan rakiplere yer olsun/Gel seninle dolaşalım dağları (s. 97). 7-Sabah sabah esen bahar yelleri/Benim sevdiğime benden aşk eyle, Irmak olur akar çeşmim selleri/Benim sevdiğime benden aşk eyle (s. 97). 8-İl diline bakıp nefsin incitme/İl dili yamandır hey kara gözlüm,

Bana türlü türlü cefalar etme/Ayrılık hemendir hey kara gözlüm (s. 98). 9-Dünyayı gezdim dolaştım/Ayrılık gibi derd olmaz,

Tatlı canımdan usandım/Ayrılık gibi derd olmaz (s. 98).

2.5.11 KÂTİBÎ (17. Yüzyıl)

1-Ah meded Allahım sendedir meded/Aklım alındığı yerlere geldim, Muhabbet kaniyle karışıp taşıp/Sinem delindiği yerlere geldim (s. 100). 2-Kış eyyamı gidip bahar gelince/Açılır gafletten gözü dağların,

Donanır zeyn olur gonca gülleri/Bülbüllere geçmez nazı dağların (s. 100). 3-İşte gider olduk senden/Kal indi Bağdat çölleri,

Melâmet namesin benden/Al indi Bağdat çölleri (s. 101).

4-Havâ vü hevesten kaçmak isterim/Beni bana komaz divane gönül,

Geceyi gündüzden seçmek isterim/Beni buna komaz divane gönül (s. 102). 5-Gönül aşk atına bineldenberi/Muhabbet menzilin alagelmiştir,

Pervane veş şem’a yanaldanberi/Benzimiz sararıp solagelmiştir (s. 102). 6-Gurbet ile düştü yolum/Ağlayıp gezer yürürüm,

2.5.12 KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17. Yüzyıl)

1-Hazret’i Eyub’da kılıç kuşandı/Gittiği yollara kumaş döşendi,

Kızılbaş da korktu kendi uşandı/Sultan Murad geldi açılın dağlar (s. 104). 2-İptida Bağdat’a sefer olanda/Atladı hendeği geçti Genç Osman,

Vuruldu sancaktar kaptı sancağı/İletti beden dikti Genç Osman (s. 104). 3-Burcumuz evliya serhad bekleriz/Padişahın doğru kulları bizd’ olur, Ter kübeylân atlar biz de besleriz/Alaylar bozucu erler bizd’olur (s. 105). 4- Yücesi dumanlı boralı dağlar/İncitmen sunamı yol verin gitsin,

Eyyam-ı Şitâda bahar erişsin/Elime bir deste gül verin gitsin (s. 106). 5-Eğer sorarsan halimden/Bir cansız ölüyüm şimdi,

Aldayıp gönlüm alaldan/Divane deliyim şimdi (s. 106).

2.5.13 KULOĞLU (17. Yüzyıl)

1-Âlemde doğru dost yoktur/Dedikleri gerçek imiş, Kulunu saklayan haktır/Dedikleri gerçek imiş (s. 107).

2-Sultan Murad eydür şimdi zamâne/Bana da kalmadı beyler elvedâ, Büküldü kametim döndü kemana/Gazip seyrettiğim iller elvedâ (s. 107).

2.5.14 KARACAOĞLAN

1-Bana kara diyen dilber/Gözlerin kara değil mi,

Yüzünü sevdiren gelin/Kaşların kara değil mi (s. 109). 2-İncecikten bir kar yağar/Tozar Elif Elif diye,

Deli gönül abdal olmuş/Gezer Elif Elif diye (s. 110). 3-Çıktım yükseğine baktım/Konup göçen ilin gördüm,

Pazarın seyrana durdum/Antakya’nın şarın gördüm (s. 111). 4-Ala gözlü nazlı dilber/Sen d’olasın benim gibi,

Zülfün sökük boynun bükük/Sen d’olasın benim gibi (s. 112). 5-İzin ver hey ağam ben de gideyim/Ah çekip de arkam sıra ağlar var, Bakarım bakarım sılam görünmez/Aramızda yıkılası dağlar var (s. 112). 6-Gönül ne gezersin sarp kayalarda/İniver aşağı yola gidelim,

Bir güzel sevmeyle gönül eğlenmez/Güzeli çok olan ile gidelim (s. 113). 7-Hey ağalar böyle m’olur/Hâli yârden ayrılanın,

8-Yüce dağlar kararıp pusarsın/Aştı derler nazlı yâri başından,

Oturmuş derdime dert mi katarsın/Âlem sele gitti gözüm yaşından (s. 114). 9-Çıktım ucasına seyran eyledim/Dost ile gezdiğim yerler perişan,

Bir başıma olsam gam çekmez idim/Bir ben değil bütün iller perişan (s. 114). 10-Çukurova bayramlığın giyerken/Çıplaklığın üzerinden soyarken,

Şubat ayı kış yelini koğarken/Cennet demek sana yakışır dağlar (s. 115). 11-Nedendir de kömür gözlüm nedendir/Şu geceki benim uyumadığım, Çetin derler ayrılığın derdini/Ayrılık derdine doyamadığım (s. 115). 12-Hazır ol vaktine Nemse Kıralı/Yer götürmez asker ile geliyor,

Patriklerin inmiş tahttan diyorlar/Bir Halife kalmış o da geliyor (s. 116). 13-Ak kuğular sökün etti yurdundan/Köçyiğitler yatamıyor derdinden, Sabah yatamıyor derdinden/Saydım altı güzel indi pınara (s. 117).

14-Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u/Acep gezsem ala gözlüm var m’ola, Güzeller durağı Tokat Engürü/Acep gezsem ala gözlüm var m’ola (s. 117).

2.5.15 GEVHERÎ (17. Yüzyıl)

1-Hey ağalar zaman azdı/Düşmüşe ile üşür oldu, Küllükte sürünen eşek/Cins atla yarışır oldu (s. 119).

2-Gönlümüz bağlandı zülfün teline/Alınmaz gözleri mestim alınmaz, Sencileyin cevredici kuluna/Bulunmaz gözleri mestim bulunmaz (119). 3-Ben âşıkım deyü lâf urma bülbül/Hayran u sergerdan olduğun var mı, Naz edip açılmaz dersin gonca gül/Hiç mâil-i insan olduğun var mı (s. 120). 4-Bir gün Mecnun olup çıkar giderim/Bize dağlar olsun il deyü deyü,

Kayalar başımı mesken ederim/Mecnun olup gezem bel deyü deyü (a.g.e,. 120). 5-Âh elinden zülfü kemendim benim/Müjen urdu sinem yaralandı gel,

N’eyleyim n’işleyim unulmaz derdim/Dilber gam başımdan aralandı gel (s. 121). 6-Bâd-ı saba efendime gidersen/Ol güneş yüzlüye var selâm eyle,

Sevap kazanırsın hizmet edersen/Aman karşısında dur selâm eyle (s. 121). 7-Ala gözlü nazlı dilber/Seni kandan sakınırım,

2.5.16 ÂŞIK ÖMER (17. Yüzyıl)

1-Kurulalı neler çekmiş/Yalan dünyaya sorsana,

Nice bin türlü kan etmiş/Akan deryaya sorsana (s. 123).

2-Gam yükleri ile yükümüz tuttuk/Hicran katarının kervanıyız biz,

Feleğin ağusun aşında bulduk/Mihnet tekkesinin mihmanıyız biz (s. 124). 3-Çün garip garip ötersin/Yahşi söyler dilin bülbül,

Âşıklara dert katarsın/Açıldıkça gülün bülbül (s. 124). 4-Şu karşıdan gelen dilber/Gelir amma neden sonra, Bir selâma nâil oldum/Verir amma neden sonra (s. 125). 5-Gel dilberim kan eyleme/Seni kandan sakınırım,

Doğan aydan esen yelden/Seni günden sakınırım (s. 125).

2.5.17 ÇIRPANLI (16. Yüzyıl)

1-Gazi Murad Reis’ten haber soranlar/Vardır bahadırı yarar delisi, Her kande bû desek gelir yetişir/………. (s. 126).

2.5.18 GEDA MUSLÎ (16.-17. Yüzyıl)

1-İspanya Cezayir’e haber göndermiş/Komazam olumu alırım demiş, Eğer vermezlerse kıyamete dek/Ben de bu derd ile ölürüm demiş (s. 127). 2-Gör imdi ne demiş Cezayirli de/Vermeziz oğlunu bilmiş ol sen de,

Biz onu gönderdik Sultan Ahmed’e/Kara haberin alış ol sen de (s. 127). 3-Bahar eyyamı erdi de/Şâd oluban güldü dağlar,

Şirine gönül verdi de/Ferhad seni deldi dağlar (s. 128).

2.5.19 BENLİ ALİ (17. Yüzyıl)

1-Padişahım Cezayir’in/Yarar arslan yatağıdır,

Zav(i)yesidir Resûl’ün/Gerçek erler otağıdır (s. 128).

2.5.20 HAMZA (Kara Hamza-18. Yüzyıl)

1-Gelin ey gaziler hayra yoralım/Dün gece gördüğüm kara düşleri,

2.5.21 NAKDÎ (18. Yüzyıl)

1-Yedi kıral düştü senin kasdına/Gaflet uykusundan uyan Cezayir, Donanmalar tâyin oldu üstüne/Hazır ol vaktine dayan Cezayir (s. 133). 2-Mağrib İlleri’nden ey Şâh-ı âlem/Sultan Cezayir’den haberin var mı,

Sahavet madeni ey cûd u kerem/Sultan Cezayir’den haberin var mı (s. 133).

2.5.22 EMRAH (Erzurumlu)

1-El çek tabib el çek yaram üstünden/Sen benim derdime deva bilmezsin, Sen nasıl tabibsin yoktur ilâcın/Yaram yürektedir sarabilmezsin (s. 135). 2-Gönül gurbet ile varma/Ya gelinir ya gelinmez,

Her dilbere meyil verme/Ya sevilir ya sevilmez (s. 135). 3-Aramızı karlı dağlar alınca/Gayri dost iline gidip gelinmez,

Gayri dost iline gidip gelinmez/Beyhude lâf ile menzil alınmaz (s. 136). 4-Ben beyan edeyim derd-i derunum/Sen dinle ey şâh-ı levendim,

Zülfünün telinden elim çekmezem/Çekilse destinle kemendim benim (s. 136). 5-Yine bahar oldu açıldı güller/Bülbülü Şeydalar bağlarda gezer,

Bir saçı Leylâya gönül verenler/Elbet Mecnun olur dağlarda gezer (s. 137). 6-Ben bir seyyah arap olsam/Giysem karayı karayı,

Yitirdim nazlı yârimi/Bulsam arayı arayı (s. 137). 7-Tutam yâr elinden tutam/Çıkam dağlara dağlara, Olam bir yaralı bülbül/İnem bağlara bağlara (s. 138).

2.5.23 DERTLÎ (Bolulu)

1-Telli sazdır bunun adı/Ne ayet dinler ne kadı,

Bunu çalan anlar kendi/Şeytan bunun neresinde (s. 139).

2-Girdâb-ı mihnette kapandım kaldım/Vermedin bir yandan ses kara bahtım, Anladın gafilim uykuya daldım/Deli poyraz gibi es kara bahtım (s. 140). 3-Gerçi esb-i naza süvar olmuşsun/Ne kaçar ne kovar ne tutulursun, Bir yüze gülücü mekkâr olmuşsun/Ne candan sevilir ne atılırsın (s. 140). 4-“Nahnü kassemnâ” da taksimde Mevlâ/Bu noksan kısmeti bana mı verdin, Âleme safalar eyledin atâ/Derd ile mihneti bana mı verdin (s. 140).

5-Bahar seli gibi dağlar başında/Gör nice duruldum nice bulandım, Bir darüşşifadan boşanmış gibi/Sürüyüp zinciri hayli dolandım (s. 141).

2.5.24 ZİHNÎ (Bayburtlu)

1-Vardım ki yurdundan ayak götürmüş/Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı,

Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş/Sâkîler meclisten çekmiş ayağı (s. 142).

2.5.25 SEYRÂNÎ (Everekli)

1-Ne hikmettir şu dünyaya/Gelen ağlar giden ağlar, Soralım yoksula baya/Aslı nedir neden ağlar (s. 143).

2-Kaçan validemi rüyada görsem/Kan ağlar gözleri yaşlı görünür, Bize edenlerin defterin dürsem/Ejder olmuş yedi başlı görünür (143). 3-Gönül bir boyadan rengin alındı/Her boyaya tavus dalıyor,

Cehennem nârına hacet kalmadı/Aşk oldu içimde daim yanıyor (s. 144). 4-Mahkemede meclisi icad olduğu/Çeşme-i rüşvetinden akmaklığında, Kaza belâ ile âlem dolduğu/Kazların kadıya uçmaklığından (s. 144). 5-Muhabbet küpünün olsam şarabı/Yâr beni doldurup içer mi bilmem, Mamur olmak için gönül harabı/Bir mimar eline geçer mi bilmem (s. 145). 6-Eski libas gibi âşıkın gönlü/Söküldükten sonra dikilmez imiş,

Güzel sever isen gerdanı benli/Her güzelin kahrı çekilmez imiş (s. 145). 7-Pintinin dik kulaklısı/Boynu yoğun eşek olur,

Pek mülâyim yolaklısı/Sanma tunçtan gevşek olur (s. 145).

8-Gönül serden geçer yârden geçemez/Bağlanmış ikrara kavi özlüyüm,

Her sözüm dinliyen özüm seçemez/Sırat köprüsünden ince sözlüyüm (s. 146).

2.5.26 DADALOĞLU (19. Yüzyıl)

1-Dumanlıdır Aladağ’ın alanı/Ortasında sarı çiçek savranı,

Yiğit durağı da aslan yatağı/Dilberleri hep de böyle ola mı (s. 147). 2-Kalktı göç eyledi Avşar illeri/Ağır ağır giden iller bizimdir,

Arap atlar yakın eyler ırağı/Yüce dağdan aşan yollar bizimdir (s. 148). 3-Ilgıt ılgıt seher yeli esiyor/Gâvur Dağları’nın başı dumanlı,

Gönül binmiş aşk atına aşıyor/Bire beyler cünunluğun zaman’ mı (s. 148). 4-Mağara çölünde kavga kuruldu/Öttü tüfek davulbazlar vuruldu,

Duydum Bozoklu’nun beli kırıldı/Bin atlıya yamaç onu beylerin (s. 149). 5-Bereket var toprağında taşında/Kırık kırık eser yelin Binboğa,

6-Dinden ağarlar birem birem söyeyim/Arşı çarşı gider yolun var dağlar, Kamalaklı kar’ardıçlı sekiler/Selvili söğütlü şarın var dağlar (s. 150). 7-Yürü yiğit yoliye yürü/Ağustosta erir dağların karı,

Gayet güzel olsa yiğidin yâri/O yiğit yanına nazınan gelir (s. 151). 8-Şu yalan dünyaya geldim geleli/Severim kır atı bir de güzeli,

Değip on beşime kendim bileli/Severim kır atı bir de güzeli (s. 152). 9-Çıktım yücesine seyran eyledim/Cebel önü çayır çimen görünür,

Bir firkat geldi de çoştum ağladım/Al yeşil bahçeli Kaman görünür (s. 152). 10-Yine tuttu Gâvur Dağ boranı/Hançer vurup acarladın yaramı,

Sana derim Mıstık Paşa öreni/İçindeki bunca Beyler nic’oldu (s. 153). 11-Cerit Rakiyi’den sökün eyledi/Bir fikat geldi de serime doğru, Altı arab Avşar Beyleri/Çek atın başını Urum’a doğru (s. 154).

2.5.27 DELİ BORAN (19. Yüzyıl)

1-Çıktım yücesine baktım/Baktım Mumbuç illerine, Eğbez eğbez evler konar/Yücesine bellerine (s. 156). 2-Haydi bire deli gönül/Alevden mi dışın senin, Haydi bire deli gönül/Alafıcrık işin senin (s. 157).

2.5.28 RUHSÂTÎ (Deliktaşlı)

1-Perişan halim göre mi geldin/Gel bizim bahçede şakı bülbülüm

Görelim dünyada dertli kim imiş/Aşkın kitabını oku bülbülüm (s. 158). 2-Vardım nazlı yârin ziyaretine/Dedim kalk gidelim dedi varamam,

Dedim bu kadar mı vazgeldin benden/Dedi vazgelmedim ama varamam (s. 158). 3-Gene bahar geldi bülbül sesinden/Seda verip seslendin mi yaylalar,

Çevre yanın lâle sümbül bürümüş/Gelin olup süslendin mi yaylalar (s. 159).

2.5.29 SÜMMÂNÎ (Erzurumlu)

1-Şu karşıki yüce dağlar/Acep bizim dağlar m’ola,

Kara yaslı benim anam/Oğul der de ağlar m’ola (s. 160).

2-Ko desinler ateşin yok közün yok/Dahi yâre yalvaracak yüzüm yok,

2.5.30 CELÂLÎ (Bayburtlu)

1-Yurt yuva kıldığın tenli mereği/Düzüp kotardığın tepir eleği,

Şu kavdan yaptığın tecir tereği/Dîvan-ı Bâri’ye yadigâr götür (s. 162). 2-Karşı yatan ulu dağlar/Kar kusar bellerin senin,

Yazın kışın belli olmaz/Sert eser yellerin senin (s. 163).

3-Çekmiş gam kervanın yük tutmuş Leylâ/Gözüne aldırmış pek ırakları, Vardım ki oturmuş hicran köşküne/Dağıtmış başımdan hep çırakları (s. 163). 4-Göçümü kaldırdım yurttan/Gelen ağlar geçen ağlar,

Elbet bir devasız dertten/Dolam göz bir zaman ağlar (s. 164).

2.5.31 MESLEKÎ (Kangallı)

1-Azrail serime çöktüğü zaman/Kırılır kanadım kol yavaş yavaş,

Mevlâm nasib etsin din ile iman/Akar gözlerimden sel yavaş yavaş (a.g.e,. 165). 2-Ayrılık bâdesin tatlı mı sandın/Ne tez tebdil olmuş çimenin dağlar,

Bu güzellik geçer sana da kalmaz/Daha neye bağlı gümanın dağlar (s. 165).

2.5.32 HIFZÎ (Kağızmanlı)

Hıfzî, 1893 yılında Kars’ın Kağızman ilçesinde doğmuştur. 1918 yılında Ermeni kuvvetleri tarafından öldürülmüştür. Asıl adı Recep’tir.

1-Sefil baykuş ne gezersin bu yerde/Yok mudur vatanın illerin hani,

Küsmüş müsün vatanın selâmımı almadın/Şeyda bülbül şirin dillerin hani (s. 167). 2-Emmi zade küsmemişem ben senden/Ölüm lâl eyledi dillerim yoktur,

Ölüm lâl eyledi büktü belimi/Kalkamam ayağa hallerim yoktur (s. 169). 3-Dertli firkatli hasretli/Na’ralar ishak kuşları,

Nedir suçum yüz bin yerden/Yaralar ishak kuşları (s. 170).

2.5.33 ALİ COŞKUN (Âşık Huzûrî)

Ali Coşkun, 1885-1887 yılları arasında Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı Zor köyünde doğmuştur. 1951-1957 yılları arasında vefat etmiştir.

1-Yeni bir destanı eyledim ical/Dinleyen ahbaba yadigârım var,

2.5.34 SABİT YALÇIN ATAMAN (Âşık Müdâmî)

Sabit Yalçın Ataman, 1918 yılında Kars’ın Poshof kazasına bağlı Varızna (Demirdöver) köyünde doğmuştur. 08 Kasım 1668 tarihinde vefat etmiştir.

1-Kan ağlar gözlerim hicran elinden/Döker tane tane Atatürk.,

Bizi sen kurtardın düşman elinden/Dünyaya değerdi başın Atatürk (s. 175).

2.5.35 VEYSEL ŞATIROĞLU (Âşık Veysel)

Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde doğmuştur. 21 Mart 1973 tarihinde vefat etmiştir.

1-Dinle çiftçilerin garip halini/İlkbaharda çifte koşar çiftçiler,

Hiçbir zaman işten çekmez elini/Durmaz yıl on ik’ay işleri çiftçiler (a.g.e,. 176).

2.5.36 ÂŞIK ALİ İZZET ÖZKAN

Ali İzzet Özkan, 1902 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Höyük köyünde doğmuştur. 10 Ekim 1981 tarihinde vefat etmiştir.

1-Benden yâre selâm edin turnalar/Bir gün varıp divanına durunca,

Sormazsa bell’etmen gidin turnalar/Pek perişan diyesiniz sorunca (s. 177). 2-Yönümü döndermiş sabah gününe/Eser küfür küfür yellerin Üyük,

Ufacık dağları almış sağına/Mor çiçekler tutmuş solların Üyük (s. 178).

2.5.37 HACI BEKTAŞ COŞKUN (Âşık Talibî Coşkun)

Hacı Bektaş Coşkun, kendi dediğine göre 1898, nüfus kaydına göre 1904 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Tonus (Altınyayla) köyünde doğmuştur. 1976 yılında Ankara’da vefat etmiştir.

1-Hakka tapınan âşıklar/Ayrılmaz bir yola gider,

2.6. Eflâtun Cem Güney, Halk Şiiri Antolojisi (Başlangıcından Bugüne Türk