• Sonuç bulunamadı

Mehmed Fuad Köprülü, Saz Şâirleri I-V

2.4.1. KUL MEHMET (16. Yüzyıl)

1-Siyah ebrûların duruben çatma/Gamzen oklarını âşıka atma,

San gönül verdim beni ağlatma/Benim gözüm nûru, gönlüm süruru (s. 64). 2-Öğüttür verdiğim, tut benim sözüm/Severim demeye tutmadı yüzüm, Ay efendim benim ay iki gözüm/Benim gözüm nûru, gönlüm süruru (s. 64). 3-Tâkatım tâk oldu bi-can olmuşum/Gece gündüz döğünmeden seng ile, Bakup mah yüzüne hayran olmuşum/Yiyüp aşkın esrarından beng ile (s. 65). 4-Bunca demdir hasretliğin çekerim/Gel sevdiğim geld(i) ayrılık günleri, Gözlerimden kanlı yaşar dökerim/Gel sevdiğim geld(i) ayrılık günleri (s. 66). 5-Hakikî âşıkı bulmak istersen/Muradumuz gonca-femdir bize gel,

İçüp aşkın meyinden kanmak istersen/Her demimiz bile demdir bize gel (s. 67). 6-Yavrum kuzum seni aldırdım elden/Kuzum kuzum der de meler bir koyun, Usandım da bezdim bu tatlı candan/Kuzum kuzum der de meler bir koyun (s. 67). 7-Behey elâ gözlü canım/Kul olmağa geldim sana,

Gönül tahtında sultanım/Kul olmağa geldim sana (s. 69). 8-Her dem yüzüme gül gibi/Gülen dilberün kuluyum, Ben ağladıça yaşumu/Silen dilberün kuluyum (s. 70).

9-El-aman ey hubların şahı Süleymanım benim/Aklım aldı yüzünün mahı Süleymanım benim,

Âşık-ı üftâdene cevretme câna her zaman/Kıl vaslını gâhî Süleymân’ım benim (s. 71).

10-Ey dirîgâ yine bir cânâna düştü gönlümüz/Mısr içinde Yusuf-ı Ken’an’a düştü gönülüz,

Rûz-ü şeb feryâda âgaz eyleyim şimdengeru/Andelîbim gonca-i handana düştü gönlümüz (s. 71).

5 Mehmed Fuad Köprülü, Saz Şâirleri I-V (1930-1940). Akçağ Yayınları, Anakara: 2004, ss: 726. Mehmed Fuad

Köprülü, bu eserini 1930-1940 yılları arasında 5 cilt halinde oluşturmuştur. Tezimize ise eserin 2004 yılında yayımlanan 3. baskısı alınmıştır. Şiirlerin ilk dörtlüklerindeki sayfa numaraları bu basıma aittir.

2.4.2 ÖKSÜZ DEDE (16. Yüzyıl)

1-Be bu söyleyen dil kudret dilidir/Cümle yaradılmış Hakkın kuludur, Beylere armağan Şahın gülüdür/Imırzamı hoşça tutun ağalar (s. 73). 2-Bu garip gönlümün nesin sorarsın/Her dem yâr elinden yaralı sîne, Yâr merhem etmezse unulmaz yaram/Ölür de giderim yaralı sine (s. 74). 3-Bülbülün başladı feryad-ü zâra/Aç hüsnün bağını naz eyle bâri,

Kalmadı tâkatim cevrin çekmeye/İltifat yok cevrin az eyle bâri (s. 75). 4-Ela gözlerine kurban olduğum/Ecelim gelmeden öldürme beni,

Gizlice uğruna severim seni/Sırrımı kimseye bildirme beni (s. 75). 5-Hakkın kudret bahçesine girelim/Deste deste güllerini direlim,

A sevdiğim aç göğsünü görelim/Saçı sünbül, zülfü siyahım benim (s. 76). 6-Elâ gözlerini sevdiğim dilber/Dilberler içinde ben seni isterim,

Bu cihân içinde sendedir gönlüm/Hercai cevreder ben seni isterim (s. 77). 7-Düşüne düşüne be kömür gözlüm/Kendi kendimi öldürüm bir gün, İnan bu sözüme be kanlı zâlim/Kendi kendimi öldürürüm bir gün (s. 78). 8-Misâl-i cennettir evvelbahârı/Açılur kırmızı gülü Tunanın,

Öter bülbülleri leyl-ü nehârı/Eser bâd-ı sabâ yeli Tunanın (s. 78). 9-Aciz kaldım dilberimin elinden/Benim kara bağrım her dem nâr eyler, Bülbülümden, gonca gülden ayrıldım/Deli gönül dostu arar zâr eyler (s. 79). 10-Her sabah her sabah çıkar salınur/Doğan aylar gibi doğar dolunur,

Siyah zülfün mâh yüzüne bölünür/Sevdiğim bu benler başa belâdır (s. 80). 11-Neyleyim nice ideyim Allahım/Yârim iller ala diyu korkarım,

Varup bir güzele gönül vireli/Bana cefa ide diyu korkarım (s. 80). 12-Terkeyleyip vatanını, ilini/Hani bizim şunda gelenlerimiz, Arayalım biz anları bulalım/Hani dostlarımız yârenlerimiz (s. 81). 13-Sultan Muradın arslanı/Acemi seyrettin mi geldin,

Kesdin dâvânın arasın/Ahd emân ettin mi geldin (s. 82). 14-Gine evvelbahar oldu/Dalgalandı cûşum benim,

Dağlar yeşil don giyince/Küheylandır eşim benim (s. 83). 15-Kaşın hilâl gözün mestan/Geh doğar geh dolunursun, Âşıka cevretmek içün/Hirâmâni salınursun (s. 83). 16-Dağlar yârimi gördün mü/Pâyine yüzler sürdün mü, Güzel hatırın sordun mu/Mecnunu çok güzel dağlar (s. 84).

17-Gül budanmış dal dal olmuş/Menekşesi yol yol olmuş/Siyah zülfün tel tel olmuş, Biz şu yerden gideli/Gurbet illere düşeli (s. 85).

2.4.3 KÖROĞLU (16. Yüzyıl)

1-Yüce dağların başında/Kar bir yana kış bir yana, Depreşir ağzının içine/Dil bir yana diş bir yana (s. 86). 2-Siyah kâküllerin dökülmüş/Kızıl güllere güllere, Elâ gözlerini dikmiş/İnce yollara yollara (s. 86-87). 3-Selâm verdim selâm almaz/Selâmına salam seni, Akçasız pulsuz âşıkım/Nasıl benim kılam seni (s. 88). 4-Yürü bre kahpe Felek/Sende arzmanım kalmadı,

Sîneme sarıldı melek/Tende arzmanım kalmadı (s. 88-89). 5-Arabistan çöllerinde gezerken/Bana rast geldi orada dört gidi, Biri Urum biri Fellah biri Tat/Öbürü de benzer idi Kürt gidi (s. 89). 6-Kimisi pınar başında/Kimisi yolun dışında,

Al giyen on beş yaşında/İlle mavili mavili (s. 90).

7-Gayre bakma, yüzün göster/Ben gönlümü bilmez miyim, Günde padişahlık ister/Ben gönlümü bilmez miyim (s. 91). 8-Behey dörtlüler, beşliler/Gelin gelin duruşalım,

Kaplan postlu giyişliler/Gelin gelin duruşalım (s. 91).

9-Mürveti çok Hakkın nazargâhısın/Bizim iller karlı dağlar aşk olsun, Gerçek erenlerin seyrangâhısın/Bizim iller Çamlı Beller aşk olsun (s. 92). 10-Yücesinden baktım bir ulu kervan/İndi ovaya kondu Bezirgân,

Dedim yiğitlerim bacın vermen mi/Bana kahkahayla güldü Bezirgân (s. 93). 11-Benden selâm olsun Bolu Beyi’ne/Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır,

Ok gıcırtısından kalkan sesinden/Dağlar sedâ verüp seslenmelidir (s. 94). 12-Pınar başından bulanır/İner ovayı dolanır/Sende çok mallar talanur,

Dağlar duman oldu/Çayır çimen oldu/Ben yâri görmedim/Hâlim yaman oldu (s. 94- 95).

13-Yine ben bir öğüt aldım pirimden/İy(i)lik ettiğinden sakın kendünü, Hazreti Ali’den kalma erkandır/İy(i)lik ettiğinden sakın kendünü (s. 96). 14-Hemen Mevlâ ile sana dayandım/Arkam sensin kal’em sensin dağlar hey,

15-Osman Paşa eydür devletlü Hünkâr/İnşallah sultanım Şirvan bizümdür, Sen himmet eyle inâyet Allah’tan/Mürvet Alinindir meydan bizümdür (s. 97). 16-Osman Paşa Tebriz’de ölür ölünce/Malım teslim eylen Sultan Murad’a, Biribirin yoldu Arşın yüzünde/Zarım teslim eylen Sultan Murad’a (s. 98). 17-Çâr köşe fâni dünyada/Koç yiğitler olmasaydı,

Dünyayı zulmet alurdu/Ağlayanlar gülmeseydi (s. 99). 18-Yol verin dumanlı dağlar/Aşmaya Ayvaz geliyor, Çağlasın soğuk pınarlar/İçmeye Ayvaz geliyor (s. 99).

2.4.4 HAYÂLÎ (16. Yüzyıl)

1-Turnam gider olsan bizim illere/Vezir Ardahan’dan göçtü diyesin, Karşı geldi Kızılbaş’ın hanları/Çıldır’da döğüş oldu diyesin (s. 101). 2-Leylâ’m gelür deyü yollar gözlerim/Gelmedi gözümde kaldı hayâli, Gizli sırrım beyan etmem gizlerim/Serimi sevdâya saldı hayâli (s. 102).

3-Hâzır olun gâziler düşmanımı vardır bizim/Kız(ı)lbaş Cumhuruna meydânımız vardır bizim,

Sâdır oldu emr-i âli inkıyâd etmek gerek/Uğru açık bir veli Sultanımız vardır bizim (s. 103).

2.4.5 OZAN (16. Yüzyıl)

1-Gerçek âşık olanların/Yürecüğü yanar olur,

Her cânibten şûriş ile/Şevkı oldu kanar olur (s. 104).

2.4.6 BAHŞÎ (16. Yüzyıl)

1-Sultan Selim cülûsunda/Salâ dedi de yürüdü,

Gidelim Mısır’a doğru/Yola dedi de yürüdü (s. 105).

2.4.7 OĞUZ ALİ (16. Yüzyıl)

Oğuz Ali’nin hayatı hakkında bilgi yoktur. Turgut Reis’in ölümü üzerine söylediği şiirinden onun 16. yüzyılda yaşadığı anlaşılmaktadır.

1-Turgud Paşa eydür beyler/… Şimdi ölmüş demiş,

2.4.8 GEDA MUSLÎ (16.-17. Yüzyıl)

Geda Muslî, 16. yüzyılın ikinci yarısında ve 17. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Garp Ocakları’nda görevli asker bir şâirdir.

1-İspanya Cezay(İ)r’e haber göndermiş/Komazım oğlumu alırum demiş, Eğer vermezlerse kıyamete dek/Ben de bu derd ile ölürüm demiş (s. 107). 2-Gör imdi ne demiş Cezayirli de/Vermeziz oğlunu bilmiş ol senin,

Biz anı gönderdik Sultan Ahmed’e/Kara haberlerin almış ol senin (s. 107).

2.4.9 ÇIRPANLI (16. Yüzyıl)

Çırpanlı, 16. yüzyılda yaşamış Cezayir Ocağı’na mensup şâirlerdendir. 1-Gaz(i) Murad Reis’den haber soranlar/Vardır bahadırı yarar delisi,

Her kande hû desen gelür yetişür/……….. (s. 109).

2.4.10 ARMUTLU (16. Yüzyıl)

Armutlu, 16. yüzyılda yaşamış Cezayir Ocağı’na mensup şâirlerdendir. Murad Reis’in donanmasında bulunan deniz erlerindendir.

1-Murad Reis geldi gulbang çektirdi/Dîn-i (İ)slâm sancağın diktüğü vaktin, Padişah uğruna niyet eyledi/Çıkıp Cezayir’den gitdüğü vaktin (s. 110).

2.4.11 KUL ÇULHA (16. Yüzyıl)

Kul Çulha, 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. Murad Reis’in donanmasında bulunan deniz erlerindendir.

1-Üş gafil…çıktın gittin elimden/Ah yiğitlik yavı kıldım ben seni,

Andelibim ayrı düştüm gülümden/Aah yiğitlik yavı kıldım ben seni (s. 111).

2.4.12 KULOĞLU (17. Yüzyıl)

1-Sultan Murad, eydür şimdi zamâne/Bana da kalmadı beyler elvedâ, Büküldü kametim döndü kemâne/Gezip seyrettiğim iller elvedâ (s. 124). 2-İşit âvâzımı bende var idim/Uçup gitme bunda konadur bülbül,

Senin hûb nefesin kalbim evinde/Vücudum şehrini donatur bülbül (s. 125). 3-Şevkımı artıtır aşkımın lezzet vardır sözünde/Rûz-ü şep hayâli iki gözümde, Hudânın emriyle yârın yüzünde/Ak güller açılır güldüğü zaman (s. 125).

4-Uzaktan merhaba olmaz/Gel ey mestâne bakışlım, Kolların boynuma dola/Dile, mestâne bakışlım (s. 127). 5-Âlemde doğru dost yoktur/Dedikleri gerçek imiş,

Kulunu saklayan Hak’dır/Dedikleri gerçek imiş (s. 127).

2.4.13 KÂTİBÎ (17. Yüzyıl)

1-Gönül aşk atına binelden beri/Muhabbet menzilin alagelmiştir,

Pervene-veş şem’a yanaldanberi/Benzimiz sararıp solagelmiştir (s. 129). 2-Gönül senin ile kavil edelim/Ya sen yârdan ya ben serden geçeyim,

Yalan sözü, çürük fikri nidelim/Ya sen yârdan ya ben senden geçeyim (s. 130). 3-Bir dem kararın yok dağlar başında/Nice bir Mecnun’a dönersin gönül,

Cümle halk-ı âlem kendi işinde/Sen aşkın nârına yanarsın gönül (s. 130). 4-Ah meded Allahım sendedir meded/Aklım alındığı yerlere geldim, Muhabbet kanıyla karışıp taşıp/Sînem delindiği yerlere geldim (s. 131). 5-Fidandır yetişti bir lebi gonçe/Cennet bahöesinin gülüdür şimdi,

Kararım kalmadı seni görünce/Gözüm yaşı Tuna selidir şimdi (s. 132). 6-Gurbetlikten başa gelen hâlleri/Söylemeye varmaz dilimiz bizim, Kasdedip adûlar aldı yolları/Göze hayâl oldu ilimiz bizim (s. 133). 7-Kış eyyâmı gidip bahar gelince/Açılır gafletten gözü dağların,

Donanır zeyn-olur gonçe gülleri/Bülbüllere geçmez nazı dağların (s. 133). 8-Ben senden hakikat Mürvet beklerken/Senin aşkın bana nedâmet oldu, Seni ağyar ile gördüm gezerken/Sakin ol gün bana kıyâmet günü (s. 134). 9-Deli gönül melûl olup gam yeme/Ağlamanın elbet gülmesi vardır,

Adûya intikam kalır mı böyle/Herkes ettiğini bulması vardır (s. 135). 10-Yüzünde harâmi benler saçılmış/Var can ister kulundan senin,

Hüsnünün baharı taze açılmı/Emreyle dereyim gülünden senin (s. 136). 11-Görüp cemâlini âşık olduğum/Hakkı bir bilürsen ağlatma beni,

Uğruna serimi fedâ kıldığım/Hakkı bir bilürsen ağlatma beni (s. 136). 12-Deli gönül sana bir öğüdüm var/Eski dostu düşman olur yiğidin,

Yokla kend(i) özünü gafletten uyan/Eski dostu düşman olur yiğidin (s. 137). 13-Dil verelden sana düştüm dillere/Gel yetiş dil derdine imdâd ile,

14-Hevâ-vü hevesten geçmek isterin/Beni bana komaz divane gönül,

Geceyi gündüzden seçmek isterin/Beni bana komaz divane gönül (s. 138). 15-Evvel baharda açılur/Gonçe gonçe gül’ün dağlar,

Cân ile serden geçilür/İçildikçe mül’ün dağlar (s. 139). 16-Gurbet ile düştü yolum/Ağlayup gezer yürürüm, Efkâr ile deli gönlüm/Dağlayup gezer yürürüm (s. 140). 17-İşte gider olduk senden/Kal indi Bağdad Çölleri,

Melâmet nâmesin benden/Al indi Bağdad Çölleri (s. 141). 18-Ne kaçarsın elâ gözlüm/Âşüfte gönlüm sendedir,

Firakından benim yârim/Sanma kim cânım tendedir (s. 142).

2.4.14 KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17. Yüzyıl)

1-Arzıhâl eylesem ettiğin cevri/Muhabbet arzolur yüze gelince, Âşık öldürmekte akrânın yoktur/Bir dem şive nâza gelince (s. 143). 2-Çünkü dilber bana meylin yok idi/Ezelinden ikrar vermeye idin,

Muhabbettir güzelliğin nişanı/Uğrun uğrun bakıp gülmeye idin (s. 144). 3-Yücesi dumanlı boralı dağlar/İncitmen Suna’mı yol verin gitsün, Eyyam-ı şitâda bahar erüşsün/Eline bir deste gül verin gitsün (s. 144). 4-Kalktı yelken eyledi Murad Reis/Baş başa düşmana varırın demiş, Vaktinize hazır olun gâziler/Ya ser verir ya ser alırım demiş (s. 145). 5-Hazret-i Eyub da kılıç kuşandı/Gittiği yollara kumaş döşendi,

Kızılbaş da korktu kendi uşandı/Sultan Murad geldi açılın dağlar (s. 145). 6-Gece gündüz uku girmez gözüme/İntizârım elâ gözlü yâr deyu,

Gündüz hayâlimde gece düşümde/Selâmı çok bir efendim var deyu (s. 146). 7-Sabâ selâm eyle gül yüzlü yâre/ O mübarek hatırcığı hoş mudur,

Ben bendesi ayrı olalı gözden/Kadrin bilmezlerle hâli hoş mudur (s. 147). 8-Yâr mecliste gülse güller açılır/Sürâhi döndükçe gönül şen olur,

Hakikatli yârdan nice geçilir/Gâh ağlarım gah gülerim gün olur (s. 147). 9-Gönül bir belâdır sana düşerse/Beni ferdâlara salma sevdiğim,

Mâh yüzünü görüp aklım şaşırsa/Bana deli deyu gülme sevdiğim (s. 148). 10-Şunda bir dilbere gönül düşürdüm/Beyler divaneyim delüyüm şimdi, Gelene geçene ulu yol oldum/Rakipler geçecek yoluyum şimdi (s. 149).

11-Eğer sorarsan hâlimden/Bir cansız ölüyüm şimdi, Aldayup gönlüm alalden/Dîvane delüyüm şimdi (s. 150).

2.4.15 ÂŞIK (17. Yüzyıl)

1-Ağ(a)lar, beyler zulüm değil mi bize/Demürden yayımız çekilmez oldu, Kanlar da saçarlar yaralı dağlar/Gözlerimiz kandan açılmaz oldu (s. 151). 2-İl diline bakıp nefsin incitme/İl dili yamandır hey kara gözlüm,

Bana türlü türlü cefâlar etme/Ayrılık gümandır hey kara gözlüm (s. 151). 3-Yine dîvâneye döndürdü beni/O zâlim aklımı aldı da gitti,

Gamzelerin oktur gözlerin hûnî/Bu dertli sinemi deldi de gitti (s. 152). 4-Dinle gönül bülbülünün zârını/Bir gül ister ruhlerinin alından,

Gel söyündür yüreğimin nârını/Bir şerbet ver leblerinin balından (s. 153). 5-Sana lâyık mıdır şâhım/Beni ağlatmak, inletmek,

Revâ mıdır yüzü mâhım/Beni ağlatmak, inletmek (s. 154). 6-Behey elâ gözlü dilber/Hemen vazgeçtin mi benden,

Başın için doğru söyle/Hemen vazgeçtin mi benden (s. 154). 7-Küçücükten bir yâr sevdim/Ne öptüm ne koçabildim,

Ne mecliste oturup/Ne bir bâde içebildim (s. 155). 8-Dünyayı gezdim dolaştım/Ayrılık gibi dert olmaz, Tatlı canımdan usandım/Ayrılık gibi dert olmaz (s. 156). 9-Kuğumu yâre gönderdim/Kuğum eğlendi gelmedi,

Selâmetle gelür derdim/Mûsa’m eğlendi gelmedi (s. 157).

10-Kara gözlüm senden murad alınmaz/Câna cevrin çoktur ferdin bilinmez/Yandım elinden,

Tutsam belinden/Emsem lebinden/Efendim naz eder nazlıdır (s. 158).

11-Ah efendim ak gerdanda salınanlar tel midir/Âşıkı baştan çıkaran hemen tatlı dil midir,

Ben dururken iller sarsın gül tenin, bu yol mudur/Ne belâdır senin aşkın, beni mecnun eyledi (s. 158).

12-Bir lebi şîrîn için ustadın oldum ben senin/Geçmedi makbule hiç Ferhâdın oldum ben senin,

Âşınalık niyyet ettim yâdın oldum ben senin/Ey gönül sen suçlusun, cellâdın oldum ben senin (s. 159).

2.4.16 ÜSKÜDÂRÎ (17. Yüzyıl)

Üsküdârî, 17. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. Orduda yetişen yeniçeri şâirlerdendir. Asıl adı Ahmet’tir.

1-Sevdiğim, derdinden mecnun olmuşum/Dil-ü cânım sana vereldenberi, Günden güne hazan gibi solmuşum/Mübarek cemâlin göreldenberi (s. 160). 2-Dur a derviş, dur a haber sorayım/Tarîkat ne, erkan nedir, yol nedir,

Âşık isen gel haber ver göreyim/Bülbül nedir, gülşen nedir, gül nedir (s. 160). 3-Müjde gelip Ehl-i İslâm şâd oldu/Gazî Vezir feth-eyledi Uyvarı,

Nemçe lâîn kal’asındanyâd oldu/Gâzî Vezir feth-eyledi Eyvarı (s. 161).

2.4.17 KEŞFÎ (17. Yüzyıl)

Keşfî’nin Girit’in fethini anlatan şiirlerinden 17. yüzyılda yaşamış ordu şâiri olduğu anlaşılmaktadır.

1-Bihamdîllah hayır haberler geldi/Şâdûmanlık erdi cümle cihana,

Ümmet-i Muhammed şâd olub güldü/Sürûr hâsıl oldu işiden câna (s. 162). 2-Sadrıazâm Hazretleri bahâdır/Girid ceziresin aldı ceng ile,

Lûtf-ü ihsan edip Melîk-ül-kadir/Kal’asını yıktı top tüfenk ile (s. 163).

2.4.18 ÂŞIK HALİL (Bursalı-17. Yüzyıl)

Halil, 17. yüzyılda yaşamıştır. Bursalıdır. 1636 yılında vefat etmiştir. Kul Mustafa ile arkadaşlık yapmıştır. 18. yüzyılda yaşayan Bursalı Halil’den ayrı bir şâirdir. Birtakım cönkler ile antolojilerde iki âşığın kimliği ve ürünleri birbirine karıştırılmıştır.

1-Can bülbülüm cüdâ düştüm gülümden/Zârımdan bezmedik dağlar mı kaldı, Âhû gözlü yârim senin elinden/Şikâyet etmedik beyler mi kaldı (s. 164).

2.4.19 KUL DEVECİ (17. Yüzyıl)

Kul Deveci, 17. yüzyılın birinci yarısında yaşamış orduda bulunan şâirlerdendir. 1-Alaylar bağlandı Murad Paşaya/Bayraklar açtığın seyran eyledim,

Geldi çarkalandı Kalender oğlu/Bozulup kaçtığım seyran eyledim (s. 165).

2.4.20 İBRAHİM (17. Yüzyıl)

İbrahim’in, 4. Murad’ın vefatı üzerine söylediği şiirinden 17. yüzyılda yaşadığı anlaşılmaktadır.

1-Murad Hânım sefer kıldım ahrete/Hayır duâ edin, ruhum şâd edin, Kadem basıp duâ edin rahmete/Hayır duâ edin, ruhum şâd edin (s. 166).

2.4.21 KÂMİL (17. Yüzyıl)

Kâmil mahlasıyla şiirler yazan Kırım Hanı IV. Mehmed Giray Han’dır. 17. yüzyılda yaşamıştır.

1-Bu dehrin hâline eyledim nazar/Her biri derde giriftâr ancak, Kemâle erince hâr ile gülzâr/Bülbülün âdeti âh-ü zâr ancak (s. 168).

2.4.22 BENLİ ALİ (17. Yüzyıl)

Benli Ali, 17. yüzyılda yaşamış Cezayir Yeniçeri âşıklarındandır. 1-Padişahım Cezayirin/Yarar arslan yatağıdır,

Zav(i) yesidir hem Resûl’ün/Gerçek erler otağıdır (s. 169).

2.4.23 GAZİ ÂŞIK HASAN (Tamaşvarlı)

1-Ne çeker kulların serhad ilinden/Bilinmez Hünkârım görülmeyince, Bunca memleketin kâfir elinden/Kaldı, inanmadım ayrılmayınca (s. 170). 2-Bugün ben bir güzel gördüm/Gül cemâli ala benzer,

Çıkmış bahçede salınur/Boyu selvi dala benzer (s. 171).

3-Geldi düşman bağladı hep cümle râhım der Budin/Gelmeyen imdadıma çeksün günâhım der Budin,

Kalmışım küffâr elinden yalınız zâr-ü zebun/Ser çeküp burç-ü bedenden çıktı âhım der Budin (s. 172).

2.4.24 GEVHERÎ (17. Yüzyıl)

1-Ey güzel kapına dermana geldim/Derûnumda bir unulmaz yâre var,

Dertlerime derman ben seni buldum/Senden gayri bana kimden çâre var (s. 186). 2-Gönül verdim bir keremsiz zâlime/Kendisini benden sakınır oldu,

Terahhüm eylemez garip hâlime/Bana yadlar gibi bakınır oldu (s. 186). 3-Güzelim ben sana mâil olalı/La’l-i lebin deva imiş ecele,

Hasta düşmüş yatır bu tende canım/Söyleyin yârime gelsin acele (s. 187). 4-Bizim göle geldi bir yeşil başlı/Şahin pençe vurmuş pek yârelenmiş, Bağrımı hûn etti garip ötüşlü/Bölünüp telleri nep pârelenmiş (s. 187-188).

5-Bir gün mecnun olup çıkıp giderim/Bize dağlar olsun il deyu deyu,

Kayalar başını mesken ederim/Mecnun olup gezem bel deyu deyu (s. 188). 6-Aceplemen dostlar melûl gezdiğim/Derûnumda dağlar kadar gamım var, Ah edip taşlarla bağrım ezdiğin/Gül gül olmuş gözlerimde nemim var (s. 189). 7-Gönül melûl olup eyleme âhı/Âşıka ayrılık ola gelmiştir,

Gel sözümü dinle hubların şâhı/Ağlayanlar bir gün güle gelmiştir (s. 189-190). 8-Kara bulut gel nâdanlık eyleme/Açılmayan bâd-ı sabâ pusudur,

Her kime söylesem derdime yanar/Bu çektiğim dilberin yasıdır (s. 190). 9-Cihanı zeyn-etsin gonçe baharın/Ömrümde bir kere derdiğim yeter, Sencileyin haikatli hünkârın/Uğruna serimi verdiğim yeter (s. 191). 10-Güzelim ben sana mâil olalı/Destan olmuşum ben diller içinde, Ölünce severim etmem ferağat/Rüsvay olursam da iller içinde (s. 191). 11-Sorsa yâr halimi bile derdimi/Tenhada çıkarsa yâr yüze meni,

Bildirse cürmümü, çekse bıçağın/Nesîmi tek tutup yâr yüze meni (s. 192). 12-Ne nihan edersin benden yüzünü/Hastetinle hâlim yaman oldu gel,

Hak aşkına olsun göster yüzünü/Görmedim cemâlin zaman oldu gel (s. 192-193). 13-Elâ gözlüm geçer hubluğun çağı/İnan bu sözüme inan sevdiğim,

Deldi bağrımı şol gamzenin tîği/Hilâl kaşın olmuş keman sevdiğim (s. 193). 14-Uğra seher yeri dildâra söyle/Aduvler vaslına nâil olmasın,

Bir bir ahvalimi hikâyet eyle/Âşık ağlatmağa mâil olmasın (s. 194). 15-Dedim dilber cemâlin neyle ayan/Dedi âşık mısın ya ne sorarsın, Dedim kâküllerin olmuş perişan/Dedi olmuş ise sen mi tararsın (s. 194). 16-Ey bağban senden bir sualim var/Bu güller yanında hârın aslı ne, Çekerler bülbüller derd-ü belâyı/Ağyara yâr olur yârin aslı ne (s. 195). 17-Bizden selâm olsun gül yüzlü yâre/Salınıp sevdiğin bağlara gelsün, Severim dilberi elde ne çâre/Yürekte eriyen dağlara gelsün (s. 196). 18-Ne kaçarsın beden ceyran kuzusu/Kaçma beden ben yad avcı değilim, Seni sevmek imiş alnım yazısı/Kaçma benden ben yad avcı değilim (s. 196). 19-Kara bağrım hûn olmuştur derd ile/Dilberin cevri bize yamandır,

Altın zincir ile gümüş bend ile/Salın ömrüm, salınacak zamandır (s. 197). 20-Tâ bezm-i ezel’den âşıkım böyle/Bu dil-i şeydâmız yâre bağlıdır,

21-Bir padişah böyle âdil olunca/Hizmetin etmeğe kul incinür mü,

Aşk elinden dağı taşı delince/Ağlayup akmağa selin incünir mü (s. 198). 22-Ne yatarsın garip bülbül uyan hey/Gül açıldı yaz baharım gelmedi,

Sende bencileyin yârdan m(ı)-ayrıldın/Derde ilâç giriftârım gelmedi (s. 199). 23-El çek kahpe rakip, gonca gülümden/Bir dahi seni görmeyim sen yâr ile, Gözüm kan bürüdü kaçmam ölümden/Gayret beni helâk etti âr ile (s. 199). 24-Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu/Çağrışup ötmenin zamanı geldi, Serviler yeşerdi çiçekler doldu/Cana can katmanın zamanı geldi (s. 200). 25-Ben güzelim deyu hevadan uçma/İndirirler seni il yaman olur,

Siyah kâküllerin gerdana saçma/Bâd eser dağıtır yel yaman olur (s. 201). 26-Cemalin bağında seyran eyledim/Bülbül sesi, gonca sesi, gül sesi, Gûşüme dokundu ihsana geldim/Ayva sesi, turunç sesi, nar sesi (s. 201).