• Sonuç bulunamadı

Eflâtun Cem Güney, Halk Şiiri Antolojisi (Başlangıcından Bugüne Türk

2.6.1 KÖROĞLU (16. Yüzyıl)

1-Tan yeri atmadan şafak sökende/Düşmanın üstüne hörelenmeli,

Yerden kalkan alıp kılınç çekende/Yiğit on beş yerden yaralanmalı (s. 24). 2-Mert dayanır namert kaçar/Meydan gümbür gümbürlenir,

Şahlar şahı divan açar/Divan gümbür gümbürlenir (s. 24). 3-Yiğitler silkinip ata binende/Derelerde boz kurtlara ün olur,

Yiğit olan döne döne döğüşür/Kötüler kavgadan kaçar dön olur (s. 25). 4-İki koçak bir meydana koşanda/Ağzı gemli küheylanlar coşanda,

Gün batarken kan gövdeyi aşanda/Titreşir yerle gök er savaşından (s. 25). 5-İki koçak bir araya gelende/Görelim ne işler meydan içinde,

Kesilir kelleler boşalır kanlar/Yeğin olur leşker meydan içinde (s. 26). 6-Muhanetlik etmek değil kârımız/Şehriyar sözüne uyanlardanız,

Meydana girende yoktur korkumuz/Kazaya ırıza diyenlerdeniz (s. 27). 7-Yiğit olan gümbür gümbür gürlesin/Yiğidi doğuran ana bin yaşa, Ak gövdede kızıl kanlar şarlasın/Yiğidi doğuran ana bin yaşa (s. 27). 8-Koşun at çatlasın kuvvet bacakta/Keyif günü değil köşe bucakta, Haydi savaş gerek kelle kucakta/Mevlânın aşkına çalın kılıncı (s. 28). 9-Yol verin dumanlı dağlar/Aşmaya Ayvaz geliyor,

Çağlasın soğuk pınarlar/İçmeye Ayvaz geliyor (s. 29). 10-Siyah kâküllerin dökmüş/Kızıl güllere güllere, Elâ gözlerini dikmiş/İnce yollara yollara (s. 30).

2.6.2 KUL MEHMET (16. Yüzyıl)

1-Be yarenler yine evvel bahardır/Bülbül intizarlık kılar durmayıp,

Kuşlar ahenk edip çığrışıp öter/Kalbim kasavetim siler durmayıp (s. 32). 2-Bugün koyun tuz taşına gelmedi/Elin kuzusu da kuzu olmadı,

Arayıp da kuzusunu bulmadı/Kuzum kuzum der de meler bir koyun (s. s: 32).

7 Eflatun Cem Güney, Halk Şiiri Antolojisi (Başlangıcından Bugüne Türk Şiiri: 2). Varlık Yayınları, İstanbul: 1947,

3-Behey ala gözlü canım/Kul olmağa geldim sana,

Gönül tahtında sultanım/Kul olmağa geldim sana (s. 33).

2.6.3 ÖKSÜZ DEDE (16. Yüzyıl)

1-Sabahtan uğradım ben bir güzele/Gördüm güzelliğin bildirip gider,

Yine kul oldum da durdum selâma/Kendin engelimden sakınıp gider (s. 34). 2-Badı saba eser seher vaktında/Kumrular ötüşür dallar üstüne,

Yârı gördüm gitti aklım başımdan/Yeşiller giyinmiş allar üstüne (s. 34). 3-Gül budanmış dal dal olmuş/Menevşesi yol yol olmuş,

Siyah zülfün tel tel olmuş/Biz şu yerlerden gideli (s. 35).

2.6.4 HAYÂLÎ (16. Yüzyıl)

1-Leylâm gelir deyü yollar gözlerim/Gelmedi gözümde kaldı hayali, Gizli sırrım beyan etmem gizlerim/Serimi sevdaya saldı hayali (s. 39)

2.6.5 OZAN (16. Yüzyıl)

1-Gerçek âşık olanların/Yüreciği yanar olur ,

Her canipten suriş ile/Şevki odu kenar olur (s. 40).

2.6.6 ÂŞIK (17. Yüzyıl)

1-Yüce dağlar duman olmaz/Çeşmim yaşı revan olmaz,

Değme kişiye kul olmaz/Ben gönlümü bilmez miyim (s. 43). 2-Kuğumu yâre gönderdim/Kuğum eğlendi gelmedi,

Selâmetle gelir dedim/Musa’m eğlendi gelmedi (s. 43). 3-Dünyayı gezdim dolaştım/Ayrılık gibi derd olmaz, Tatlı canımdan usandım/Ayrılık gibi derd olmaz (s. 44).

2.6.7 ÂŞIK HASAN (Tamaşvarlı)

1-Bilmem sarhoş mudur uykudan kalkmış/Taramış zülfünü gerdana atmış, Beyaz ellerine al kına yakmış/Dedim öpüşelim dedi ki yok yok (s. 45). 2-Gelinin alnına elif yazılmış/Elifin altına benler kazılmış,

Azrail gelince başı bozulmuş/Kız iken sevdiğim sen değil misin (s. 46). 3-Ne çeker kulların serhad ilinden/Bilinmez Hünkârım görülmeyince, Bunca memleketin kâfir elinde/Kaldı inanmadın ayrılmayınca (s. 46).

2.6.8 KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17. Yüzyıl)

1-Seni terk eylesem kaşları keman/Vefası olmayan yardan nem kaldı, Cefalım yok mudur göğsünde iman/Divane eyledin arda nem kaldı (s. 47). 2-Yücesi dumanlı boralı dağlar/İncitmen sunamı yol verin gitsin,

Eyyamı şitada bahar erişsin/Eline bir deste gül verin gitsin (s. 48). 3-Şu karşıki karlı dağlar/Başı dumanlı dumanlı,

İkilikte yâr sevenin/Gönlü gümanlı gümanlı (s. 48).

2.6.9 KULOĞLU (17. Yüzyıl)

1-İşit avazımı ben de var idim/Uçup gitme bunda konadur bülbül,

Senin hub nefesin kalbim evinde/Vücudum şehrini donatır bülbül (s. 49). 2-Evvelki yârımdan vaz geldim ise/Şimdiki sevdiğim ondan ziyade,

Bilmem huri midir gökten mi inmiş/Bir melek görmedim bundan ziyade (s. 50).

2.6.10 KÂTİBÎ (17. Yüzyıl)

1-Salınarak yürü ceylân kuzusu/Kaçma maral kaçma avcı değilim,

Seni sevmek imiş başım yazısı/Kaçma maral kaçma avcı değilim (s. 51). 2-Bir dem kararın yok dağlar başında/Nice bir mecnuna dönersin gönül, Cümle halkı âlem kendi işinde/Sen aşkın nârına yanarsın gönül (s. 51). 3-Sevdiğim vuslata ireyim deyü/Ciğerim kan ile dolagelmiştir,

Gözlerim lûtfunu göreyim deyü/Ağlayı ağlayı yola gelmiştir (s. 52). 4-Elâ gözlü dilberlerin lezzeti/Şeker midir şerbet midir bal mıdır,

Ne dökülmüş ak gerdanın üstüne/Kâkül müdür zülüf müdür tel midir (s. 50). 5-Evvel baharda açılır/Konca konca gülün dağlar,

Can ile serden geçilir/İçildikçe mülün dağlar (s. 53).

6-Badısaba melek yüzlü cananın/Bizi terketmesin var selâm eyle, Rakîpler başının o bivefanın/Sözünü tutmasın var selâm eyle (s. 54).

2.6.11 GEDAYÎ (17. Yüzyıl)

1-Deli gönül melûl olma/Giden maral gelir bir gün,

2.6.12 ÂŞIK HALİL (Bursalı-17. Yüzyıl)

1-Can bülbülüm cüda düştün gülümden/Zârımdan bezmedik dağlar mı kaldı , Ahu gözlü yârım senin elinden/Şikâyet etmedik beyler mi kaldı (s. 56).

2.6.13 KARACAOĞLAN

1-Sunayı da deli gönül sunayı/Ben yoluna terk ederim sılayı,

Armağan gönderdim telli turnayı/İner gider bir gözleri sürmeli (s. 57). 2-Ala gözlü benli dilber/Usul söyle söz ederler,

Gönül suyun akıtırlar/Gözlerimi buz ederler (s. 57).

3-Sevdiğim arzımı demek’çün sana/Bülbül söylediği dil gerek bana,

Şu bağrım kül oldu hep yana yana/Onu söndürmeğe sel gerek bana (s. 58). 4-Yâra selam söylen seher yelleri/Çıkıp şu yollara naz eylemesin,

Bağları ak güllü derin gölleri/Uçan turnaları kaz eylemesin (s. 59). 5-Dağlar geçit verin konup göçeyim/Bir daha bu illere gelmeyesiye, Bağrıma hançerin salan elleri/Bir daha dönüp de görmeyesiye (s. 59). 6-Değirmenden geldim beygirim yüklü/Şu kızı görenin del’olur aklı, Albıstan yanaklı Kürtler kadını/Bir kız bana emmi dedi n’eyleyim (s. 60). 7-Çıkıp yucasına seyran eyledim/Gördüm ak kuğulu göller perişan,

Bir firkat geldi de durdum ağladım/Öpüp kokladığım güller perişan (s. 61). 8-Eğer benim ilen gitmek dilersen/Eğlen güzel yaz olsun da gidelim,

Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz/Yollar çamur kurusun da gidelim (s. 61). 9-İncecikten bir kar yağar/Tozar Elif Elif diye,

Deli gönül hayran olmuş/Gezer Elif Elif diye (s. 62).

10-Bülbül ne yatarsın bahar erişti/Ulu sular göl olduğu zamandır,

Kat kat oldu gül yaprağı katıştı/Gene bülbül kul olduğu zamandır (s. 63). 11-Ağlayı ağlayı düştüm yollara/Karışayım boz bulanık sellere,

Adı sanı bilinmedik illere/Gitmeyince gönül yârdan ayrılmaz (s. 64). 12-Bir yavru götürdü beni bahçeye/Gördüm o bahçenin yolları sarhoş, Yağmurlar yağar da ürüzgâr eser/Eğümiş selvinin dalları sarhoş (s. 64). 13-Yeter olsun yeter olsun/Çok ağlattın yeter olsun,

Turralanmış sırma saçın/Çözen benden beter olsun (s. 65).

14-Ala gözlerini sevdiğim dilber/Ben güzel görmedim senden ziyade, Bilmem huri misin göklerden iner/Bugün güzelliğin dünden ziyade (s. 66).

15-Seher yelinin estiği/Esip bağrımı kestiği,

Ala gözlümün bastığı/Yollar ben olsam ben olsam (s. 67).

16-Ayağına giymiş altından nalın/Gel dudu dillim gel karşımda salın, Mevlâ’dan istedim bir taze gelin/İkbal geri döndü kızı rasgeldi (s. 67).

2.6.14 GEVHERÎ (17. Yüzyıl)

1-Bahar oldu yine güller açıldı/Bülbül feryadeder ağlar ne güzel,

Yârın dudağından dürler saçıldı/Safalar sürmeye bağlar ne güzel (s. 68). 2-Ala gözlerini sevdiğim dilber/Her gülün sözüne bülbül uyar mı,

Ben bir divaneyim bir şey bilmem ya/Güzel olmıyanı gönül sever mi (s. 68). 3-Kara gözlü yârım ben gider oldum/Sakınıp zülfünü yoldurmayı gör,

Ağlama sevdiğim yine gelirim/Hasretle aklım aldırmayı gör (s. 69). 4-Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu/Çağrışıp ötmenin zamanı geldi, Söğütler yeşerdi çiçekler doldu/Cana can katmanın zamanı geldi (s. 70). 5-Sözün bilmez bazı nâdan elinden/Erkân ağlar usul ağlar yol ağlar,

Bülbülün feryadı gonca gülünden/Gülşen ağlar bülbül ağlar gül ağlar (s. 70).

2.6.15 ÂŞIK ÖMER (17. Yüzyıl)

1-Be gaziler aşka düşeldenberi/Câmı mihnet bana yar oldu gitti,

Gam deryası serden aşaldanberi/Tutuştu vücudum nar oldu gitti (s. 71). 2-Dedim dilber yanakların kızarmış/Dedi çiçek taktım gül yarasıdır, Dedim tane tane olmuş benlerin/Dedi zülfün değdi tel yarasıdır (s. 72). 3-Göğsün açıp bana karşı/Çıkma beni öldürürsün,

Gözlerini süze süze/Bakma beni öldürürsün (s. 72).

2.6.16 HÂKÎ (17.-18. Yüzyıl)

Hâkî, 17. veya 18. yüzyılda yaşamıştır. Yaşamı hakkında bilgi yoktur. 1-Bülbül ne durursun kılagör figan/Vakti şita erer gül gelir geçer,

Daima ağlatmaz kulunu Yezdan/Akar gözlerinden sel gelir geçer (s. 74).

2.6.17 HASAN DEDE (Karpuzu Büyük Hasan Dede)

Hasan Dede, kimi kaynaklara göre 15. yüzyılda, kimi kaynaklara göre ise 17. yüzyılda yaşamıştır. Vakıf ve tapu kayıtlarında Hasan Dede’nin asıl ismi “Şeyh Hasan Fakih Veled-i Yakub Fakih" olarak geçmiştir.

Bostancılık yaptığı için de Karpuzu Büyük Hasan Dede diye anılmıştır. 17. yüzyılda yaşayan Tamaşvarlı Gazi Âşık Hasan ile oldukça karıştırılmıştır.

1-Eşref oğlu al haberi/Bahçe biziz gül bizdedir,

Biz bir Mevlânın kuluyuz/Yetmiş iki dil bizdedir (s. 75).

2-Dağda kulak verdim ben bir figana/Göreyim ne söyler şu Leyli Leyli,

Sen gel dedin ben de geldim şu yana/Çekerim karşımda hu Leyli Leyli (s. 76).

2.6.18 ÂŞIK SEFER (17. Yüzyıl)

Sefer, 17. yüzyılda yaşamıştır. Hayatı hakkında bilgi yoktur. 1-Bâdı saba eser seher vaktında/Kumrular dökülür dallar üstüne,

Yâri gördüm gitti aklım başımdan/Yeşiller giyinmiş allar üstüne (s. 77).

2.6.19 KEREM (17. Yüzyıl)

1-Bizden selâm eylen nazlı dilbere/Çıkıp yüce yaylaları yaylasın,

İntizarım kaldı yüzün görmeğe/Elim yetmez bir bergüzar yollasın (s. 78). 2-Kara gözlüm hasretinden derdinden/Sarardı gül benzim hâr oldu bugün, Benim derdim gayrılara benzemez/Bana bir acayip hal oldu bugün (s. 78). 3-Melemez dağından indi sürüsü/Kaç kuzulu ceran yad avcı geldi,

Sürüsünden ayrı düşmüş birisi/Kaç kuzulu ceran yad avcı geldi (s. 79). 4-Hey ağalar nice olur/Hali yardan ayrılanın,

Varır bir engine düşer/Yolu yardan ayrılanın (s. 80).

5-Eğlen Murat eğlen haber sorayım/Akıp gitme dur eğleni eğleni,

Gözlerim âlemde dertli kim imiş/Sözüm dinle dur eğleni eğleni (s. 80). 6-Sana geldim Zengi dağı/Şu dumanın az olmaz mı,

Ne solun belli ne sağın/Evvel bahar yaz olmaz mı (s. 81). 7-Her kaçan göründü dağlar/Derdim bin oldu bin oldu, Aktı şu gözümün yaşı/Görün sel oldu sel oldu (s. 82).

8-Aşa indim karlı dağın ardına/Aslım gitmiş eller konmuş yurduna,

Ben de düştüm bu yavrunun oduna/Han Aslım aklıma düştü ağlarım (s. 82). 9-Silkinip boyun uzatma/Turna ben avcı değilim,

Irak yolları gözetme/Turna ben avcı değilim (s. 83).

10-Medet medet Aslı senin elinden/Öldürmeden gayrı dar bize n’eyler, Ezelden geçmişiz can ile serden/Şimdi namus ile âr bize n’eyle (s. 84).

2.6.20 EMRAH (Erzurumlu)

1-Gönül gitmek ister gurbet illere/Velâkin bizleri yâr eğlendirir, Ezelden mailiz konca güllere/Bülbülü şeydayı zar eğlendirir (s. 87). 2-Bir sabah uğradım göl kenarına/Sunam beni gördü yüzmeye durdu, Çalındı çırpındı çıktı kenara/Elâ gözlerini süzmeye durdu (s. 87). 3-Sabahtan uğradım ben bir fidana/Dedim mahur musun dedi ki yok yok, Ak elleri boğum boğum kınalı/Dedim bayram mıdır söyledi yok yok (s. 88). 4-Bir nazenin bana gel gel eyledi/Varmasam incinir varsam incinir,

Nazik miyanından ince belinden/Sarmasam incinir sarsam incinir (s. 88). 5-Tutam yâr elinden tutam/Çıkam dağlara dağlara,

Olam bir yaralı bülbül/İnem bağlara bağlara (s. 89). 6-Gönül gurbet ele çıkma/Ya gelinir ya gelinmez,

Her dilbere meyil verme/Ya sevilir ya sevilmez (s. 89). 7-Şu karşıki karlı dağlar/Pare pare duman şimdi,

Sevişmesi bir hoş ama/Ayrılması yaman şimdi (s. 90). 8-Arasam yâri bulurum/Yoluna serim veririm,

Bir gün görmesem ölürüm/Gör n’eyledi yaman şimdi (s. 91). 9-Kerem kıl ey sâki yüz verme bana/Gönül o yüzlerden farıdı gitti, Sevda illetinden açma söz bana/O illet bana bir nâr idi gitti (s. 91).

2.6.21 DERTLÎ (Bolulu)

1-Şâirlik dâvasın sürme ey gönül/Huzuru devlete, âkılane var,

Varlık kapısından girme ey gönül/Bus eyle dâmenin dervişâne var (s. 92). 2-Yâr neden hazzeder neden hoşlanır/Bilmem o yâr nenin müptelâsıdır, Gönül gâh sever gâh ateşlenir/Ne çare çekmeli dost belâsıdır (s. 92). 3-Haraba kul olduk bezmi Âdemde/Bünyad olsak da bir olmasak da bir, Düştük çare, nedir dâma âlemde/Azad olsak da bir olmasak da bir (s. 93).

2.6.22 ZİHNÎ (Bayburtlu)

1-Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş/Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı,

Câmlar şikest olmuş meyler dökülmüş/Sâkiler meclisten çekmiş ayağı (s. 94). 2-Saba gider isen bizim diyare/Benim vasfı hâlim o yâre söyle,

3-Yıkmış çadırların göç etmiş Leylâ/Vardım ki boş kalmış yâr otakları, Dağı mesken etmiş biçare Mecnun/Akıtmış gözünden kan ırmakları (s. 95).

2.6.23 SEYRÂNÎ (Everekli)

1-Mahkeme meclisi icat olduğu/Çeşmei rüşvetin ahmaklığından, Kaza belâ ile âlem dolduğu/Kazların kadıya uçmaklığından (s. 96). 2-Kavuşmadım cananıma/Gözüm yaşı pınar m’ola,

Gelse acep yâr yanıma/Yağmur gibi diner m’ola (s. 96). 3-Şu kimsesiz sahralarda/Diken oldu gülüm benim,

Uğrun uğrun tenhalarda/Ağlamaktır halim benim (s. 97). 4-Ne hikmettir ki şu dünya/Gelen ağlar giden ağlar,

Soralım yoksula baya/Aslı nedir neden ağlar (s. 98).

5-Aşkın arasına düşürme telâş/İster isen benden bal kara gözlüm,

Muhabbet istersen semtime dolaş/Kadir yaratmaya dal kara gözlüm (s. s: 99). 6-Hüsne mağrur olma ey yüzü mâhım/Niceler yokuştan inişten geçti,

Kâr etmedi sana feryad ü zârım/Tiri âhım kûhi Keşiş’ten geçti (s. 99).

2.6.24 NURİ (Tokatlı)

1-Ey Felek bir derde düşürdün beni/İşim gücüm aldın kâr senin olsun, Aklım baştan alıp şaşırttın beni/Farkettim namusu ar senin olsun (s. 100).

2.6.25 DADALOĞLU (19. Yüzyıl)

1-Kalktı göç eyledi Avşar elleri/Ağır ağır giden eller bizimdir,

Arap atlar yakın eder ırağı/Yüce dağdan aşan yollar bizimdir (s. 101). 2-Ilgınca sılgınca görünen dağlar/Yoksa Türkmen ili başın boran mı,

Deli gönül kaynayıp da coşunca/Hey ağalar coştucağım güman mı (s. 101). 3-Yürü yiğit yürü yoluna yürü/Ağustosta erir dağların kan,

Gayet güzel olsa yiğidin yarı/O yiğit yanıma nazınan gelir (s. 102).

2.6.26 DELİ BORAN (19. Yüzyıl)

1-Evvel bahar yaz aylan gelende/Seli boz bulanık akar Tuna’nın,

Bülbüller ötüşür bahçelerinde/Gülü burca burca kokar Tuna’nın (s. 103). 2-Kadir Allahım kadir/Kullara verme bu derdi,

2.6.27 KUSÛRÎ (Darendeli)

Kusûrî, 1773 veya 1779 yılında Darende’nin Ayvalı bucağına bağlı Kızılcaşar köyünde doğmuştur. 1853 yılından sonra vefat etmiştir. Asıl adı Ömer’dir.

1-Neyleyim Feleğin ihmal işini/Beni bu sevdaya düş etti bugün,

Gül yüzlü yârımı ellere verdi/Düşmanın gönlünü hoş etti bugün (s. 104). 2-Başımıza erdi belâ tufanı/Hazan erdi bu gülşende nem kaldı,

Bürüdü koncayı harın yaprağın/Pinhan etti gülistanda nem kaldı (s. 105). 3-Ey zülfü siyahım fettan bakışlım/Sana yeşiller de allar da kurban,

Yanakları lâle sümbül kokuşlum/Bülbül dillerine güller de kurban (s. 106).

2.6.28 İRFÂNÎ (18.-19. Yüzyıl)

İrfânî, tahminlere göre 18. yüzyılın ikinci yarısında veya 19. yüzyılın başlarında yaşamıştır.

1-Gezer iken derde düştüm gaziler/Şu benim derdimden bilen olmadı, Meğer Haktan imiş kara yazılar/Ağlarım gözyaşım silen olmadı (s. 107). 2-Gizli aşka düşüp sevda çekenler/Elbet anlar bir gün ayana çıkar,

Çek gönül bir zaman derdi mihneti/Bilmem bunun sonu ne yana çıkar (s. 107). 3-Gitme yârim bir Mevlâyı seversen/Eğlen gülüm sana bir deyişim var,

Mevci aşkım birbirine karıştı/Yine bugün efkârlıyım cûşum var (s. 108).

2.6.29 RUHSÂTÎ (Deliktaşlı)

1-Mansur aşkı Hakla kendini dâra/Kementleyip aşmış deyü kınaman, Ferhat Şirin için sarp kayaları/Külünk ile kesmiş deyü kınaman (s. 109). 2-Toplanıp toplanıp gelmen yanıma/Yüreciğim yaralıca güzeller,

Beni öldürüp de girmen kanıma/Gam yükümüz törelice güzeller (s. 110). 3-Gönül eğlenir mi gurbet ellerde/On dokuz bölüklü kız olmayınca,

Garip bülbül gibi öter dillerde/Açılıp gülleri yaz olmayınca (s. 110). 4-Mevlâyı seversen doğruyu söyle/Bu yeşili alı kime düzüyon,

Tavus kuşu gibi her yanın uygun/Bu zülüfü teli kime düzüyon (s. 111). 5-Yine bahar geldi bülbül sesinden/Sada verip seslendin mi yaylâlar,

Çevre yanın lâle sümbül bürümüş/Gelin olup süslendin mi yaylâlar (s. 111). 6-Keklik gibi taştan taşa sekerek/Gerdan açıp gelişini sevdiğim,

7-Siyah sürme çeksin elâ gözüne/Eller beni kınar deyü korkmasın,

Aldanmasın rakiplerin sözüne/Eski sözden döner deyü korkmasın (s. 113). 8-Bölük bölük olmuş gelir güzeller/Önde giden boz mayaya kurbanım, Benim gelin ile çoktur amanım/Şu salman kız mayaya kurbanım (s. 113). 9-Belâ babında nasibim/Bol eyledin sabreyledim,

Kaç yüz yıl el kapusunda/Kul eyledin sabreyledim (s. 114).

10-Bir vakte erdi ki bizim günümüz/Yiğit belli değil mert belli değil, Herkes yarasına derman arıyor/Deva belli değil dert belli değil (s. 115). 11-Acep sizler hangi ilden gelirsiz/Bir haber sorayım durun turnalar, Sılada yârımdan neler bilirsiz/Bana bir teselli verin turnalar (s. 115).

2.6.30 YUSUF KÖKTEN (Âşık Zülâlî)

1-Hey ağalar efkârım var gamım var/Âşık derdi maşuk derdi yar derdi, Gurbet Süleyman’ı tahttan indirir/Mekân derdi vatan derdi yar derdi (s.).

2.6.31 MİNHÂCÎ (Deliktaşlı)

1-Aman seher yeli çar sende kaldı/Yavru keklik sekişliden bir haber,

Gene bahar geldi bulandı gönlüm/Göğsü elvan nakışlıdan bir haber (s. 117). 2-El’aman elinden ey suna boylum/Büktün elif kaddim dal ettin gitti,

Sildirmedin bir dem didem yaşını/Akar damlaları sel ettin gitti (s. 117). 3-Neme şad olayım neme güleyim/Gönül gamlı iken gülünmez imiş,

Arşa direk direk oldu tütünüm/Bu duman haşredek silinmez imiş (s. 118).

2.6.32 ÂŞIK NECİP (19. Yüzyıl)

Necip, 19. yüzyılın ikinci yarısında Sivas bölgesinde yaşamıştır. 1-Karakuşum gökte uçar/Göğüs gerer kanat açar,

Kara gündür gelir geçe/Gamlanma gönül gamlanma (s. 119). 2-Gece rüyada sohbetin/Gündüz dillerde dillerde,

Canda gizli mahabbetin/Gördün illerde illerde (s. 119).

2.6.33 CELÂLÎ (Bayburtlu)

1-Karadeniz olsa âşıkın aşkı/Yüksektir yaylamız coşamaz burda,

2.6.34 KAYA SALİH (Âşık Muhibbî)

1-Seherde uğradım göl kenarına/Geldi yeşil başlı sunalar geçti,

Al yanak üstünde güller dizili/Çekilmiş kameti minalar geçti (s. 121). 2-Pencereden melül melül/Bakan dilber kiminsin sen,

Yârın koyup yad illere/Akan dilber kiminsin sen (s. 121).

2.6.35 CEYHÛNÎ (Zileli)

1-Tıflı nâzım yine geldin hâtıra/Gurbet ilde ağlıyayım bir zaman,

Mahabbetnamemi kimler götüre/Kime hâlim anlatayım bir zaman (s. 122).

2.6.36 KEMÂLÎ (Kastamonulu)

1-Dedim dilber niçin eylersin cefa/Dedi güzellerde eski âdettir,

Dedim gayrilere edersin vefa/Dedi mutlak âşıklara nisbettir (s. 122).

2.6.37 ALİ (Sefil Ali-19. Yüzyıl)

19. yüzyılda yaşayan Sefil Ali hakkında bilgi bulunmamaktadır. 1-Üç turna uçurdum Yozgat dağından/İzin aldım ağasından beyinden, Başı boz dumanlı Çavuş köyünden/Erzurum iline konun turnalar (s. 123).

2.6.38 ÇOLAK HACI (Âşık Serdarî)

1-Yiğit de yiğidin sırrını gizler/Sırası geldikçe dağları düzler ,

Kötüler yiğidin fırsatın gözler/Nasıl kaynamasın canı yiğidin (s. 125).

2.6.39 FİKRÎ (19.Yüzyıl)

Fikrî, 19. yüzyılda yaşamış olup hayatı hakkında bilgi yoktur. 1-Gurbetten özendim geldim/Gördüm ki ben nazlım gitmiş, Sıla bana hor göründü/Salınıp gezenim gitmiş (s. 125).

2.6.40 BİÇARE (19. Yüzyıl)

Biçare, 19. yüzyılda yaşamış olup hayatı hakkında bilgi yoktur. 1-Bir selâm gönderdim cânan iline/Acep bu selâmlar yetişir m’ola,

2.6.41 ŞEVKÎ (19.-20. Yüzyıl)

Şevkî’nin hayatı hakkında bilgi yoktur. 19. yüzyılda veya 20. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir.

1-Mektup selâm eyle bizden vatana/Söyle bizim için eller ağlasın, Gözü yaşlı düştüm gurbet illere/Iraktır aramız yollar ağlasın (s. 127).

2.6.42 MESLEKÎ (Kangallı)

1-Dolanı dolanı gelir/Ölüm yavaşça yavaşça,

Kalem alıp yaz derdimi/Gülüm yavaşça yavaşça (s. 127). 2-Bugün bir özge gamım var/Fidan boylu yârım gitti, Yüreğimde bir ahım var/Dört köşeye zârım gitti (s. 128).

2.6.43 SİYAHÎ (18. Yüzyıl)

Siyahî, 18. yüzyılda yaşayan halk şâirlerindendir. Hayatı hakkında bilgi yoktur. 1-Birkaç dilber gördüm dostlar geçende/Böyle düş gören can hiç uyanmasın, Mest olup da kalsa ömrü içinde/Uyusun bu devran hiç uyanmasın (s. 129).

2.6.44 ZÜLÂLOĞLU (Karslı)

Zülâloğlu, 1874 yılında Kars’ın bir köyünde doğmuştur. Asıl adı Yusuf’tur. 1-Düşmanın acı sözleri/Kara bağrım hun olmaz mı,

Kıldığın cevrü sitemler/Sinemde döğün olmaz mı (s. 129).

2.6.45 HIFZÎ (Kağızmanlı)

1-Ecel tuzağını açamaz mısın/Açıp da içinden kaçamaz mısın,

Âzad eyleseler uçamaz mısın/Kırık mı kanadın kolların hani (s. 130).

2.6.46 AHMET KANAR (Âşık Noksanî)

Ahmet Kanar, 1899 yılında Sivas’ın Kangal ilçesinde doğmuştur. 5 Mayıs 1972 tarihinde vefat etmiştir.

1-Beyhude gamlanma divane gönül/Cümle âlemlerin rızkın veren var,