• Sonuç bulunamadı

Cahit Öztelli, Halk Şiiri XVIII Yüzyıl

2.9.1. ÂŞIK ALİ (18. Yüzyıl)

1-Her taraftan ferman oldu üstüne/Başına bir çare bul Osman Oğlu,

Tam dört vezir tâyin oldu üstüne/Kırkbin asker ile bil Osman Oğlu (s. 16). 2-Elvedâ sutanım gayrı gider oldum/Mübârek hatırın uruşan olsun,

Bir sâdık kulunum dua ederim/Gün-be-gün devletin âlişan olsun (s. 17).

2.9.2. HÜKMÎ (18. Yüzyıl)

1-Eyyâm-ı devlette Osman Oğlu’ydum/Yoluna fedâdoır ser Padişahım,

Bir gelmiş bir dahi gelir mi bilmem/Ben gibi kahraman er Padişahım (s. 18). 2-Nahnü Kasemna’da bizlerin yâhu/Atıldı gurbete danelerimiz,

Derunumdan çıkmaz gam keder kaygu/Pek fena göründü mânalarımız (s. 19).

2.9.3. HOCAOĞLU (18. Yüzyıl)

1-Nasuh Paşa ile hacca gidenler/Acep nam kodular Arabistan’a,

Varup Beytullah’A tavaf edenler/Müstahak değil mi Bağ-ı cenâna (s. 20).

2.9.4. KÂTİBÎ (18. Yüzyıl)

1-Acep âhir zaman oldu gaziler/Büyük küçük birbirini beğenmez,

Her mümin münâfık cennet arzular/Tanrı nasip ettiğini beğenmez (s. 21).

2.9.5. ÂŞIK ŞERMÎ (Üsküdarlı)

1-Gurbet ellerinde gitti efendim/Acep dostlar gine tezce gelir mi,

Zevk işret içinde zülfü kemendim/Benim bunda çektiğimi bilir mi (s. 22). 2-Gönlünden giderme ben derd-mendi/Ey bîvefâ yârim dualar seni,

Başım alıp gidem hurşid menendi/Mah yüzlü dildârım dualar seni (s. 23).

2.9.6. MEHMET (Kabasakal Mehmet-18. Yüzyıl)

1-Fukara kulların arzıhal kıldı/Ahvaller ziyade perişan oldu,

Mâsumlar mektepte okumaz oldu/Mâsumlar mektepte okumaz oldu (s. 24).

2.9.7. KIYMETÎ (18. Yüzyıl)

1-Dilberâ kâmiller etsin midhatin/Cebînde bî-bahâne kaşların,

Ferman eyler her ne ise hizmetin/Salsın beni Hindistan’a kaşların (s. 26). 2-Dilberâ yolunda çok derd-mendim/Eyle âşikâra hemen kiminsin,

Geşt ettim cihanı ey bî-menendim/Söyle hey kaşları keman kiminsin (s. 27).

2.9.8. LEVNÎ (18. Yüzyıl)

1-Tut atalar sözünü kalbi selîm ol/Gönülden gönüle yol var demişler, Gider yavuzluğun tab’ı halim ol/Sert sirke kabına zarar demişler (s. 29).

2.9.9. NEŞÂTÎ (17.-18. Yüzyıl)

1-Niyet ettik Beytullah’a gitmeye/Hacer-ül-esved’e yüzler sürmeye, Arafat’ta hem vakfe’ye durmaya/Takdir her tedbiri bozar dediler (s. 31).

2.9.10. MECNUNÎ (18. Yüzyıl)

1-Karşıdan salınma dilber/Sana kurban olayım mı, İsmin okur gönül ezber/Sevdi canım öleyim mi (s. 35).

2-Gel güzel gezelim dâr-ı fenâda/Bana Ferhad sana Şirin desinler, Arab’da Acem’de bay-ü gedâda/Pesend edip sad-âferin desinler (s. 36). 3-Mecnun gibi çıktım gittim/Gözün sevem Leylâ unutma beni,

Felek saldı bizi gurbet ellere/Gözün sevem Leylâ unutma beni (s. 37). 4-Bana akın peymânesin içirdin/Şimdi ben olmuşum mestin rûzigâr, Kimini şad edüp konup göçürdün/Bana mı muhalif esdin rûzigâr (s. 38). 5-Sevdiğim lûtfüne ereyim deyü/Gözlerim kan ile dolagelmiştir,

İki gözlerimle göreyim deyü/Ağlayı ağlayı yolagelmiştir (s. 39). 6-Âhir bu dert beni sine götürür/Onulmaz yâreler em em üstüne, Feryâdım işiden aklın yitirir/Gitti safâ geldi gam gam üstüne (s. 40). 7-Kadir Mevlâm senden bir yar isterim/Remz ile dîvâne gönül alıcı, Hem musâhib olsa haber anlasa/Gayet zarif olsa halden bilici (s. 41). 8-Gurbet elde bir hal geldi başıma/Feleğin sitemi bana fendoldu,

2.9.11. ÂŞIK CİVAN (Diyarbakırlı)

1-Derd-ü gamdan göz açmadım ağalar/Dua edin kara bahtım uyansın,

Her kim beni kem bildirmiş o yâre/Bugün yarın al kanlara boyansın (s. 43).

2.9.12. ÂŞIK NURİ (18. Yüzyıl)

1-Devir tamam oldu ey Gazi Hünkâr/Öksüz oldu Bağdat bil Pâdişahım, Bunca yıl eyledim düşmana ılgar/Matemdir Bağdat bil Pâdişahım (s. 43).

2.9.13. REİSOĞLU (18. Yüzyıl)

Reisoğlu, 18. yüzyılda yaşayan saz şâirlerindendir. 1741 yılında sağ olduğu şiirlerinden anlaşılmaktadır.

1-Şunda bir güzele gönül düşürdüm/Bunu gönlümün zârı hesaba gelmez, Gafletle serimi derde düşürdüm/Bu bağrımın nârı hesaba gelmez (s. 45).

2.9.14. ÂŞIK ABDÎ (18. Yüzyıl)

1-Görmedim dünyada rahat yüzünü/Yanılıp bu aşka başım koşalı, Bu babta ben gibi cahil olursa/Deryâlar menendi biz de coşalı (s. 46).

2.9.15. ÂŞIK KÂMİL (18. Yüzyıl)

1-Mevlânın fermânı budur yâranlar/Sarpa sardı yazık yolu Bender’in, Yardım etmedi erenler gaziler/Kâfirlere kaldı ili Bender’in (s. 47).

2.9.16. MAHTÛMÎ (18. Yüzyıl)

1-Gamzen oklarını ciğerde ara/El sunma ey keman-ebrû kandile, Beni helâk etti o kalbi kara/Katilimdir o zalimden kan dile (s. 49). 2-Dilberan ahd-ü vefayı/Unuturlar unuturlar,

Edip uşşaka cefayı/Unuturlar unuturlar (s. 50).

3-Duadan unutma bu mehcûrunu/Nûr-ı çeşm-i cânım dualar seni, Hakka ısmarladım her umurunu/Ey şâh-ı hûbanım dualar seni (s. 51).

2.9.17. ÂŞIK SAİD (18. Yüzyıl)

1-Güzeli severler güzele bakılır/Âdettir evvelden ezelden güzel,

2.9.18. ÂŞIK BAĞDADÎ (18. Yüzyıl)

1-Şükür ben cennetin gördüm mislini/Melekler yurt tutmuş sordum aslını, Bülbüller çağrışıp eder faslını/Açılmış gonca gülü var Hazne’nin (s. 53). 2-Taht tavusunu gördüm/Ayağına yüzüm sürdüm,

El bağlayıp divan durdum/Şâhım Sultan Selim’dir bu (s. 54).

2.9.19. ÂŞIK SÜLEYMAN (18. Yüzyıl)

1-Her dem arzularım bahçesin bağın/Gitmez hayalimden nârı sılanın, Kaldım gurbet elde gidemez oldum/Öldürür yiğidi ârı sılanın (s. 56). 2-Kalktı göç eyledi gönül kervanı/Gidem de eğlenem belki gelmeyem, Garip illerde mihmet-i devrânı/Çekem de eğlenem belki gelmeyem (s. 57). 3-Gitme turnam sana bir sualim var/Turnam neden düştün sen bu diyâra, Arzedecek sana gizli sırrım var/Turnam neden düştün sen bu diyâra (s. 58). 4-Garip idim geldim ben ilinize/Misafir olmuşum bir han içinde,

Dost deyü deyü arayup da buldum/Cevahir kânısın mercan içinde (s. 59).

2.9.20. ÂŞIK HALİL (Bursalı-18. Yüzyıl)

1-Mestâne bakışlı nazlı cânanım/Benim sende hak nazarım kalsın mı,

Harâmî gözlerdir her dem kan eden/Gamzen oku ciğerimi delsin mi (s. 60). 2-Ay efendim, hasretinden/Ah edip ağlar gezerim,

Gece gündüz firkatinden/Sînemi dağlar gezerim (s. 61). 3-Hak’tan inâyet olunca/Kulun melil derler,

İsmin diline alınca/Şeytan olur zelil derler (s. 62). 4-Kıvrılıp yassılan yollar/Garip midir bencileyin,

Çağlayuben akan seller/Garip midir bencileyin (s. 63).

2.9.21. TALİBÎ (Zileli)

Talibî, Tokat ilinin Zile ilçesinde doğmuş ve yine burada 1813 yılında vefat etmiştir. 1-Ey mertlik dâvasın süren gel beri/Mert olan namusta arda bell’olur,

Hak için çekelim sadakat gayret/Metanet sadakat darda bell’olur (s. 64). 2-Şu dâr-ı fenanın çürük binasın/Yıkan yıksın sağlayanlar sağlasın, Ateş-i hicrile yakmış sinesin/Yakan yaksın dağlayanlar dağlasın (s. 65).

3-Hani senin eski çağın sevdiğim/Pek belâlı salunurdun bir zaman,

Ben de senin kulun âşıkın iken/Cihanda bir bulunurdun bir zaman (s. 66).

2.9.22. FEDÂYÎ (Zileli)

Fedâyî, Talibî’nin çıkaraklarından olup hayatı hakkında bilgiler sınırlıdır. Zileli olup 18. yüzyılın son yarısı ile 19. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. 1-Gönlümün ateşin keşfetsem eğer/Bu cihan baştan başadek yanar,

Şimdi bir ah etme tâ arşa değer/İmdada benim’çin melekler iner (s. 67). 2-Seyyah olup şu âlemi gezerken/Râhî kıldı bizi yolu Elif’in,

Kaşlar değer onsekiz bin âlemi/Dökülmüş gerdana teli Elif’in (s. 68). 3-Arzıhal eyledim şahlar şahına/Kıl derdime derman el’aman dedim, Özüm türab ettim ben dergâhına/Dahi birliğine yok güman dedim (s. 69).

2.9.23. ÂŞIK MÜMİN (Zileli)

Mümin’in Zileli olduğu tahmin edilmekte olup, Napolyon’un Mısır’ı zaptı (1798) üzerine söylediği destanından tanınmıştır.

1-Nice bir yatursun, gafletten uyan/Bu işlere agâh ol Pâdişahım, Birkaç rical ile Valide Sulan/Muindir kâfire bil Pâdişahım (s. 70).

2.9.24. RÂŞİT (18. Yüzyıl)

Râşit, 18. yüzyılda yaşamış halk şâirlerindendir. Tâlibî’nin çırağı olduğu düşünülmektedir.

1-Aman olsun aman senin elinden/Senin isediğin veremem gönül,

İnsaf eyle kese geçmem yolundan/Her nerede gezsen aramam gönül (s. 72).

2.9.25. BAHŞÎ (18. Yüzyıl)

Bahşî’nin yaşamıyla ilgili hiçbir bilgi yoktur. 18. yüzyılda yaşadığı, 16. yüzyılda yaşayan Bahşî’den ayrı bir âşık olduğu bilinir.

1-Sallanı sallanı geçen güzel yâr/Eğlen bir karşımda dur nazlı nazlı,

Ben senin derdinden olmuşam hasta/İnsafa gel halim sor nazlı nazlı (s. 74). 2-Hazret Hüdâ’nın sırr-ı hikmetine/Yetmiş yok ettik yok yetecek yok,

2.9.26. CİHÂDÎ (18. Yüzyıl)

Cihâdî, 18. yüzyıl âşıklarından olup hayatı hakkında bilgi yoktur.

1-Gönlümün süruru serv-i bülendim/Terkin kılmazam ben bir kan olursa, Ne mümkün ayrılmaz çıkmadan cânım/Âlemde kâinat düşman olursa (s. 76).

2.9.27. ÂŞIK FAİK (18. Yüzyıl)

Faik, 18. yüzyılda yaşamıştır. Hayatı hakkında bilgi yoktur.

1-Sevdâ-yi zülfünden kıldım ferâgat/Yürü ey bî-vefâ hercâyi dilber,

Şimden gerü sen sağ ol ben selâmet/Yâd eyle gel bu ben şeydâyı dilber (s. 77).

2.9.28. SEYİDYAROĞLU (18. Yüzyıl)

Seyidyaroğlu, 18. yüzyılda yaşamış saz şâirlerindendir.

1-Çünkü dilber gönlüm alıp gidersin/Hoşça tut yanında mihmânın olsun, Beni ferdâlara salup nidersin/Unutma ahdile amanın olsun (s. 78). 2-Şöyle bir dilbere müptelâyım ki/Bilmezem ol dilber memden incinür, Ol şah-ı hûbâna ben gedâyım ki/Ağlasam incinür gülsem incinür (s. 79). 3-Hayrola şu gözlerim seğiriyor/Bir hayrılı haber gelse yârimden,

Aşılmaz dağların ardında kaldım/Hidâyet umarım Ganî Kerimden (s. 80).

2.9.29. ÂŞIK SİPAHÎ (18. Yüzyıl)

Sipahî, 18. yüzyılda yaşayan halk şâirlerindendir. 1-Atladım bahçene girdim/Açılmamış gülün derdim,

Ak gerdanda neler gördüm/Sırasın saydım duydun mu (s. 81). 2-Hercayi sevdiğim geyer eğnine/Biri yeşil biri siyah biri al,

Hûp yaraşur anın güneş yüzüne/Biri kâkül biri giysu biri hâl (s. 81). 3-Şu karşıdan gelen şâhin bakışlı/Yüzü çifte benli bilmem kimindir, Sabah seherinde keklik sekişli/Yüzü çifte benli bilmem kimindir (s. 83).

2.9.30. ÂŞIK OSMAN (18. Yüzyıl)

Osman, 18. yüzyılda yaşayan saz şâirlerindendir. 1-Güzellerin sultanısın/Hûp yaratmış Hüdâ dilber, Bildim Yusuf-i sanîsin/Sana canım fedâ dilber (s. 84).

2-Nazar eyleyin ağalar hâlime/Kendi yaralarım deşdim ne dersiz,

Böyle imiş bize Hakkın fermanı/Kırklar ile devran sürdüm ne dersiz (s. 85).

2.9.31. ÂŞIK MEVZUNÎ (18. Yüzyıl)

Mevzunî, 18. yüzyılda yaşamış olan saz şâirlerindendir.

1-Nâmeler yazmışım o nazlı yâre/Acep bu derdime derman olur mu, Aman bâd-ı sabâ söyle yârime/Bir gececik bize mihman olur mu (s. 86).

2.9.32. SEVDAYÎ (18. Yüzyıl)

Sevdayî, 18. yüzyıl saz şâirlerindendir.

1-Ey peri-zât bu pendimi gûş eyle/Şazlığıla yetir ya sına beni,

Yâr hüsnünde iki şeyden korkarım/Ya gamzın öldürür ya sîne beni (s. 87).

2.9.33. MEFTUNÎ (18. Yüzyıl)

Meftunî, 18. yüzyılda yaşamış halk şâirlerindendir.

1-Hüsnünü dildârın tahrir ederdim/Neyleyim ey gönül dehâna sığmaz, Şive-i cünbüşün takrir ederdim/Velâkin defter-ü divana sığmaz (a.g.e,. 88). 2-Attı müjgân okun şuh-i cihanım/Ciğerim sad-pâre kana boyandı,

Ne müşkül yaradır ciğer yarası/Ah-u zârım vardır arşa dayandı (s. 89). 3-Yeni bir dilbere kul oldu gönül/Mübarek vücudu gümüşe benzer, Zümre-i hubanda o iki fülfül/Lâal-renk lebleri yemişe benzer (s. 90).

2.9.34. NAKDÎ (18. Yüzyıl)

1-Mağrib illerinden ey Şâh-ı âlem/Sultan Cezayir’den habarın var mı, Sehâyet madeni ey cûd-ü kerem/Sultan Cezayir’den habarın var mı (s. 91). 2-Yedi kıral düştü senin kasdına/Gaflet uykusundan uyan Cezayir,

Donanmalar tâyin oldu üstüne/Hazır ol vaktına dayan Cezayir (s. 92).

2.9.35. SEFERLİOĞLU (18. Yüzyıl)

1-Cezayir Dayısı ol Mehmet Paşa/Dünyâlar durdukça sen binler yaşa,

2.9.36. MAĞRİBLİ OĞLU (18. Yüzyıl)

1-Gurbet illerine saldı yâr beni/Acâyip hayrette kaldım Cezayir, Çok kızlar yatağı dediler seni/Arzuladım seni geldim Cezayir (s. 95). 2-Tunus’un üstüne arslanlar saldın/Mevlâ’ya tefekkül oldun Cezayir, Sen bu salışları şahandan m’aldın/Evvelki nâmını buldum Cezayir (s. 96).

2.9.37. HAMZA (Kara Hamza-18. Yüzyıl)

1-Gelin ey gaziler hayra yoralım/Dün gece gördüğüm kara düşleri,

Gezdim seyreyledim tâ Kaf’tan Kaf’a/Lâl-ü yâkut mercan yatar taşları (s. 97). 2-Yedi başlı ejder gibi dem çeker/Küffârın bağrını odlara yakar,

Eri boz bulanık sel gibi akar/Sen mi yaradırsın kulu Cezayir (s. 98).

2.9.38. ÂŞIK SIRRI (Kütahyalı)

1-Anca yıllar bunca günah işledim/Ne amel işleyim ben şimdengerü,

Hakka tâat yolun eyvah boşladım/Çürür toprak olur ten şimdengerü (s. 106). 2-Dünyâ yuvasından bir kuş uçurdum/Adı Rıdvan idi cennete gitti,