• Sonuç bulunamadı

Cahit Öztelli, Halk Şiiri XIV – XVII Yüzyıllar

2.8.1. BAHŞÎ (16. Yüzyıl)

1-Sultan Selim Cülûsunda/Salâ dedi de yürüdü, Gidelim Mısır’a doğru/Yola dedi de yürüdü (s. 46).

2.8.2. HÜSEYİN (Kul Hüseyin 16. Yüzyıl)

Hüseyin 16. yüzyılda yaşayan Alevî-Bektaşî şâirlerdendir. 1-Salınuben dost iline giderken/Ne acayip yolu vardır yaylanın,

Servi boylum gonca gülün verirken/Açılur belli gülü yaylanın (s. 50). 2-Ey şahin bakışlım bübül âvazlım/Bir eli kadehlim bir eli sazlım,

İşte ben gidiyom kal âhu gözlüm/Ne sen beni unut ne de ben seni (s. 51). 3-Âdem oğlu dünyaya gelince/Taze açılmış fidana benzer,

Bir yaşına kadem basınca/Bülbül gibi şakır, gülşene benzer (s. 52).

2.8.3. ÂŞIK KEREM (16. Yüzyıl)

Kerem, 16. yüzyılda yaşamış olup hayatı hakkındaki bilgiler “Kerem İle Aslı” hikâyesinden alınmaktadır.

1-Ala gözlerine kurban olduğum/Hep senin derdinden yanar ağlarım, Kime arzedeyim garip halimi/Ellerin yanında görür ağlarım (s. 55). 2-Şakı bülbül şakı bahar erişti/Şakıyıp ötmenin zamanı geldi,

Kırmızı gül budağına erişti/Koparıp kokmanın zamanı geldi (s. 56). 3-Nic’edeyim gönül senden/Ben dönerim gönül dönmez,

Bir yavruya düştü gönül/Ben dönerim gönül dönmez (s. 57).

4-Yüksekliğinde yavru şahin beslenir/Yıldız Dağı niçin kalkmaz dumanın, Alçağında kumru bülbül beslenir/Yıldız Dağı niçin kalkmaz dumanın (s. 58). 5-Hey ağalar ben bir derde düş oldum/Şu benim derdimden bilen olmadı, Gözüm yaşı deryalara karıştı/Hiçbir tabiplerden silen olmadı (s. 59). 6-Medet medet âlemleri yaradan/Başa bir hal geldi çekip giderim,

Yeni düştüm gurbet elin yoluna/Gözlerimden yaşlar döküp giderim (s. 60). 7-Adamı, hayvanı tanıyıp bilmez/Vakıtlar gelende abdestin almaz,

Ezanlar okunur namazın kılmaz/Camilere gider minber beğenmez (s. 61).

8-Ağlayı ağlayı düştüm yollara/Başıma gelmedik haller mi kaldı,

Bir âhu gözlünün meftunu oldum/Dîdemden akmadık seller mi kaldı (s. 62). 9-Gurbet elde yaman oldu halimiz/Sılaya varmaya nice çağlar var,

Ah ederim elim erişmez yâre/Aramızda yıkılası dağlar var (s. 63).

2.8.4. ÂŞIK GARİB (16. Yüzyıl)

1-Arzulayıp çıktım gurbet eline/Ağlarım sızlarım kimsem yok benim,

Yazık oldu düştüm ben ilden ile/Ağlarım sızlarım kimsem yok benim (s. 68). 2-Dinleyin ağalar tarif edeyim/Açılır baharda gülü Tebriz’in,

Düğünde bayramda atlas geyerler/Bozulmaz yeşili alı Tebriz’in (69). 3-Bir sözile ben tuzağa tutuldum/Bu garip ellerde yaktı nâr beni,

Hasretin nârına yandım kül oldum/Âhu gözlüm ne haldeyim gör beni (s. 70). 4-Nâme geldi vatanımdan/Vaktı, varayım gideyim,

Kanlı yaşlar gözlerimden/Aktı varayım gideyim (s. 71). 5-İşte geldim gidiyorum/Sen olasın Halep şehri,

Çok ekmeğin, tuzun yedim/Helâl Halep şehri (s. 72).

6-Gurbet elde baş yastığa gelende/Gayet yaman olur işi garibin,

Gelen olmaz, giden olmaz yanına/Siyah toprağiyle taşı garibin (s. 72). 7-Koluna bağladım teli/Konuşurdun yetmiş dili,

Unuttun mu sazım beni/Konuş sazım benim ile (s. 78).

2.8.5. ÖKSÜZ DEDE (16. Yüzyıl)

1-Be bu kudret dilidir/Cümle yaradılmış Hakkın kuludur,

Beylere armağan Şahın gülüdür/İmirza’mı hoşça tutun ağalar (s. 79). 2-Sultan Murad’ın arslanı/Acem’i seyrettin mi geldin,

Kesdin dâvânın ar’sını/Ahd-emân ettin mi geldin (s. 80).

2.8.6. KUL MEHMET (16. Yüzyıl)

1-Be yârenler yine evvel bahardır/Bülbül intizarlık kılar durmayıp, Kuşlar ahenk edip çığrışıp öter/Kalbin kasavetin siler durmayıp (s. 82). 2-Bunca demdir hasretliğin çekerim/Gel sevdiğim, geld’ayrılık günleri, Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim/Sil sevdiğim, gel’ayrılık günleri (s. 83). 3-Her dem yüzüme gül gibi/Gülen dilberin kuluyum,

4-Behey elâ gözlü canım/Gönül tahtında sultanım,

Gönül tahtında sultanım/Kul olmaya geldim sana (s. 85).

2.8.7. KUL ÇULHA (16. Yüzyıl)

1-Uş gafil çıktın gittin elimden/Ah yiğitlik yavı kıldım ben seni,

Andelibim ayrı düştüm gülümden/Vah yiğitlik yavı kıldım ben seni (s. 86).

2.8.8. ARMUTLU (16. Yüzyıl)

1-Murad Reis geldi gülbenk çektirdi/Dîn-İslâm sancağın diktiği vaktın, Padişah uğruna niyet eyledi/Çıkıp Cezayir’den gittiği vaktın (s. 87).

2.8.9. OZAN (16. Yüzyıl)

1-Gerçek âşık olanların/Yüreciği yanar olur,

Her cânibden sûriş ile/Şavkı odu kanar olur (s. 88).

2.8.10. GEDA MUSLÎ (16.-17. Yüzyıl)

1-İspanya Cezayr’e haber göndermiş/Komazım oğlumu alurum demiş, Eğer vermezlerse kıyametedek/Ben de bu dert ile ölürüm demiş (s. 89). 2-Gör imdi ne demiş Cezayirli de/Vermeziz oğlunu bilmiş ol,

Biz anı gönderdik Sultan Ahmed’e/Kara haberin almış ol (s. 90). 3-Bahar eyyâmı erdi de/Şadoluben güldü dağlar,

Şirin’e gönül verdi de/Ferhad seni deldi dağlar (s. 91).

4-Şol fenâ mülkünün vefası yoktur/Konan göçtü nöbet bizim, yol bizim, Belâsı, kazası, mihneti çoktur/Murat bizim istek bizim hâl bizim (s. 92).

2.8.11. HAYÂLÎ (16. Yüzyıl)

1-Leylâm gelir deyü yollar gözlerim/Gelmedi gözümde kaldı hayâli, Gizli sırrım beyan etmem gizlerim/Serimi sevdaya saldı hayâli (s. 93). 2-Turnam gider olsan bizim illere/Vezir Ardahan’dan göçtü diyesin, Karşı geldi Kızılbaşın Hanları/Çıldır’da da döğüş oldu diyesin (s. 94).

2.8.12. ÂŞIK (17. Yüzyıl)

1-Tâ kıyamete dek gözlerim seni/Bu hasta gönlümün mihmânı tez gel, Yad ellerde garip eyledin beni/Eğlenme hûbların sultanı tez gel (s. 95).

2-Dîvâneyim aklım kalmadı serde/Bir kaşları keman aldı da gitti,

Aşkın deryasına acuben yelken/Bî-kıyas ummana daldı da gitti (s. 95). 3-Âlem bîzar oldu benim zarımdan/Bir âşık bülbülüm gülden usandım, Ayırdılar beni nazlı yârimden/Çeşmim yaşının selinden usandım (s. 97). 4-Be güzel senin derdinden/Dünü gün gezer ağlarım,

Ah eyleyip inleyüben/Göz yaşı döker ağlarım (s. 98). 5-Şu karşıdan bin naz ile/Gelen dilbere aşk olsun, Lûtf edüp hâtırım ala/Alan dilbere aşk olsun (s. 99).

2.8.13. KÂTİBÎ (17. Yüzyıl)

1-Yürü hey ahdine durmaz ikrarsız/Seni benden ayıranlar gülmesin, Âşık olan olabilir mi yârsız/Seni benden ayıranlar gülmesin (s. 100). 2-Fidandan açılmış bir lebi gonce/Cennet bahçesinin gülüdür şimdi, Kararım kalmadı onu görünce/Gözüm yaşı Tuna selidir şimdi (s. 101). 3-Deli gönül melûl olup gam yeme/Elbet ağlamanın gülmesi vardır, Adûya intikam kalur mu böyle/Herkes ettiğini bulması vardır (s. 102). 4-Evvel baharda açılır/Gonca gonca gülün dağlar,

Can ile serden geçilir/İçildikçe mülün dağlar (s. 103).

2.8.14. KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17. Yüzyıl)

1-Gele dilber gel Allah’ı seversen/Gel ağlatma beni eller içinde, Ne acayip olur şu halk-ı âlem/Söyleşirler bizi diller içinde (s. 104). 2-İptida Bağdad’a sefer olanda/Atladı hendeği geçti Genç Osman,

Vuruldu sancaktar, kaptı sancağı/İlletti bedene dikti Genç Osman (s. 105). 3-Bugün ben bir güzel gördüm/Yeşiller geymiş ağ üzre,

Bir bakışta aklım aldı/Dururken ben ayağ üzre (s. 106).

2.8.15. ÂŞIK ÖMER (17. Yüzyıl)

1-Devlet hümâsını tutayım derken/Uçurdum kolumdan baz elden gitti, Cehdedip ardından yeteyim derken/Hazır turna ile kaz elden gitti (s. 107). 2-Şunda bir dilbere gönlüm düşürdüm/Aldı beni kaşlarının âresi,

Hûp cemâlin gördüm aklım şaşırdım/Yaradan Mevlâya kaldı çâresi (s. 108). 3-Kurulalı neler çekmiş/Yalan dünyaya sorsana,

4-Salınıp seyran yerine/Çıkan dilber kiminsin sen,

Siyah zülfün mah yüzüne/Döken dilber kimisin sen (s. 110). 5-Şu karşıdan gelen, dilber/Boyu selvi dala benzer,

Yanında bir kızla bile/Gonca açmış güle benzer (s. 111).

2.8.16. GEVHERÎ (17. Yüzyıl)

1-Ey vefasız sana gönül vereli/Bana hasm- olamadıki iller mi kaldı,

Destan eyledin sen beni dillere/Ahvalim söylemek diller mi kaldı (s. 112). 2-Bâd-ı sabâ sevdiğime gidersem/Ol güneş yüzlüye var selâm eyle,

Sevap kazanırsın hizmet edersen/Aman karşısında dur selâm eyle (s. 113). 3-Şunda bir dilbere gönül düşürdüm/Yanakları benzer nar tanesine,

Divanesi olup aklım şaşırdım/Asılaydım zülfün her tanesine (s. 114). 4-Bizden selâm olsun gül yüzlü yâre/Salınıp sevdiğim bağlara gelsin, Severim dilberi elde ne çare/Yürekte eriyen dağlara gelsin (s. 115).

2.8.17. ÖKSÜZ ÂŞIK (17. Yüzyıl)

Öksüz Âşık, 17. yüzyılın ünlü âşıklarındandır. 16. yüzyıl şâirlerinden olan Öksüz Dede ile Öksüz Âşık’ın şiirleri oldukça karıştırılmıştır.

1-Ala gözlerine kurban olduğum/Ecelim gelmeden öldürme beni, Gizlice uğrunca severim seni/Sırrımı kimseye bildirme beni (s. 116). 2-Misal-i cennettir evvel baharı/Açılır kırmızı gülü Tuna’nın,

Öter bülbülleri leyl-ü neharı/Eser bâd-ı sabâ yeli Tuna’nın (s. 117). 3-Dağlar yârimi gördün mü/Pâyine yüzler sürdün mü,

Güzel hatırın sordun mu/Mecnunu çok güzel dağlar (s. 118).

2.8.18. ÂŞIK HASAN (Tamaşvarlı)

1-Bilmem sarhoş mudur uykudan kalkmış/Taramış zülfünü gerdana dökmüş, Beyaz ellerine al kına yakmış/Dedim öpüşelim dedi ki yok yok (s. 119). 2-Bugün ben bir güzel gördüm/Gül cemali ala benzer,

Çıkmış bahçede salınır/Boyu selvi dala benzer (s. 120).

2.8.19. KULOĞLU (17. Yüzyıl)

1-Uzaktan özledim geldim eline/Misafirim kaldım bir han içinde,

2-Âlemde doğdu dost yoktur/Dedikleri gerçek imiş, Kulunu saklayan Hak’tır/Dedikleri gerçek imiş (122). 3-Dağlar başı oldu yurdum/Ağlayıp gezer yürürüm,

Günden güne arttı derdim/İnleyip gezer yürürüm (s. 123).

2.8.20. EMRAH (Ercişli)

1-Baktım ki yurduna bülbülü susmuş/Selvi göçmüş viran kalmış otağı,

Câmlar şikest olmuş meyler dökülmüş/Sâkîler meclisten kesmiş ayağı (s. 124). 2-Ben bir garip seyyah olsam/Gezsem karayı karayı,