• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: SANCAĞIN EKONOMİK DURUMU

20. Yüzyıl Başlarında Tekfurdağı Sancağı’nda Bulunan Ticarethaneler

3.7.1. Panayırlar ve Pazarlar

Osmanlı ticaret hayatının önemli unsurlarından biri olan panayırlar, yerli ve yabancı tüccarların mallarını pazarladığı ticari mekânlardı. Osmanlı panayırları, yılın belirli zaman dilimlerinde bir veya bir kaç defa kurulurlardı. 1hafta ile 1,5 ay arası açık kalan panayırlar, serbest ticaretin gerçekleştiği ve zaman zaman devlet müdahalesinin139 olumlu yönde kullanıldığı bir nevi fuar alanlarıydı (Şen, 1996: 9).

Klasik devir Osmanlı panayırları daha çok Rumeli’de yoğunlaşmış, Anadolu’da ise nadir olarak görülmektedir (Şen, 1996: 9; Faroqhı, 2010:164). Anadolu’da kurulan panayırlar140 ulusal ölçekte olmasına rağmen, Rumeli panayırları141 ise geniş bir bölgeyi içine alan uluslararası bir pazar görünümündeydi. Bu yönüyle Rumeli panayırları, Osmanlı tüccarı ile Avrupalı tüccarın buluşma noktasıydı. Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın başlarından itibaren yeni panayırlar kurma yoluna gitmiş ve bu yüzyılda mal ve işlem hacmi yüksek panayırlar karşımıza çıkmaktadır142 (Şen, 1996: 10-11).

Osmanlı kaynaklarından hareketle panayır ve pazarları yapı olarak birbirinden ayırt etmek gerekmektedir. Panayırlar, yılın belli dönemlerinde bir ya da birkaç kez, bir gün ile birkaç hafta arasında değişen sürelerde kurulurken, pazarlar ise haftada bir kurulup en fazla bir gün içinde sona ermekteydi (Faroqhı, 2010:165). Ayrıca panayırlar, yerli ve yabancı tüccarın katıldığı hem perakende hem de toptan ticaretin gerçekleştiği büyük ölçekli ticaret merkezleriydi. Panayırların organizasyonu merkezi otorite tarafından sağlanırken, haftalık pazarlar ise mahalli idarenin kontrolündeydi (Şen, 1996: 10-11). 20. yüzyıl başlarında Tekfurdağı Sancağı’nda pazarlar, sıklıkla “Nefs-i Tekfurdağı” denilen kaza merkezinde kurulmaktaydı. Burada, haftada iki defa Cuma ve Pazartesi

139

Osmanlı Devleti, üretim ve ticaret üzerinde sıkı bir şekilde uyguladığı müdahalecilikle, ekonomide malın kalitesini yükseltmek, mal talebini artırmak ve fiyatı düşük tutmayı amaçlamıştır (Genç, 2000: 48).

140

Ankara-Yapraklı, Zile, Amasya, İzmir-Buca, Balıkesir, Çan ve Gönen Panayırları.

141

Tekirdağ, Uzuncaâbad-ı Hasköy, Şarköy, Siroz, İslimye, Şumnu, Dolyan, Alasonya, Serfiçe, Selanik-Luka vs.

142

175

günleri “Kömür Pazarı” denilen yerde hayvan pazarı kurulur ve her çeşit hayvan alım satımı yapılırdı. Yine kaza merkezinde, Cuma ve Pazartesi günleri pamuk, meyve, sebze gibi çeşitli erzak ile Tekirdağ’da imal edilen bezlerin satıldığı pazarlar mevcuttu143. Ayrıca İnecik kasabasında da Çarşamba günleri bir pazar kurulmaktaydı (EVS, 1310: 670-671). Malkara’da Pazartesi günleri kurulan pazar ile Hayrabolu’da Çarşamba günleri kurulan pazar ise geniş kapsamlı olup her nevi ürünün alım satımının yapıldığı mekânlardı (EVS, 1319:1112-1122).

1902/1903 yılı itibariyle Edirne Vilayeti sınırları içerisinde Nisan- Eylül ayları arasında 34 panayır kurulmaktaydı. Bu panayırların isimleri, kuruluş tarihleri, süresi ve hangi bölgelerde kurulduklarıyla ilgili bilgiler aşağıdaki gibidir.

Tablo 47

Edirne Vilayeti Genelinde Kurulan Panayırlar

Sayı Panayırın İsmi

Tarihi Süresi Kurulduğu Yer

1 Kırkpınar Nisan 20 3 Gün Ortaköy dâhilinde Semavine ve Sarı Hızır Köyleri arasında ve Edirne Caddesi üzerindedir.

2 Kayacık Baba

Mayıs 20 1 Gün Ortaköy dâhilinde Kurfallar Köyü yakınında

3 Elmalı Yayla Ağustos 15 3 Gün Ortaköy dâhilinde Akçaalan Köyü yakınında

4 Manastır Ağustos 22 2 Gün Ortaköy dâhilinde Ilıca Köyü yakınında

5 Manastır Eylül İptidası 30 Gün Mustafa Paşa’da Gebran (Gayrimüslim) Mahallesi 6 Paskalya Mart 27 4 Gün Dimetoka Kasabası 7 Hayvan Eylül 14 3 Gün Kırcaali Kasabası 8 Uzunköprü Her sene 10’ar gün

fark ile Mart ve Nisan arası

3 Gün Cisr-i Ergene (Uzunköprü) Kasabası

9 Balçık Ağustos 18 15 Gün Vize Kazası’ndadır

10 Sergen Ağustos 15 1 Gün Vize Kazası’nda Sergen Köyü 11 Yenice Nisan İçinde 1 Gün Vize Kazası’nda Yenice Köyü 12 Kosti Mayıs 21 1 Gün Ahtapoli Kazası’nda Kosti Köyü 13 Ulgari Mayıs 21 1 Gün Ahtapoli Kazası’nda Ulgari Köyü 14 Ayastefanos Mayıs 21 1 Gün Ahtapoli Kazası’nda Ayastefanos

Köyü

15 Pordigoz Mayıs 21 1 Gün Ahtapoli Kazası’nda Portigoz Köyü

143

Kelemen Mikes’in verdiği bilgilere göre 18. yüzyılda da şehir merkezinde işlem hacmi yüksek bir Pazar kurulmaktadır. “Şehrin pazarı çok geniştir. Tavuk, kaz gibi kümes hayvanlarının her çeşidi, meyve, sebze burada ucuzdur.” (Mikes, 2014: 44).

176

16 Pordigoz Ağustos 15 1 Gün Ahtapoli Kazası’nda Portigoz Köyü arasında

17 Bergos Mart İptidası 15 Gün Lüleburgaz Kasabası 18 Hayvan Mart 24 3 Gün Gümülcine Kasabası 19 Seyit Baba Ekim iptidası 5 Gün Sultanyeri Kazası

20 Hayvan Ağustos 25 3 Gün Türbedere Köyü (Çerkezköy) 21 Hayrabolu Mart İçinde 1 Hafta Hayrabolu Kasabası

22 Kalivri Ağustos 23 1 Hafta Malkara Kazası’nda Kalviye Köyü 23 Hayvan Ağustos 6 3 Gün Şarköy Kasabası

24 Hayvan Ağustos 15 7 Gün Şarköy Kasabası 25 Ilıca Ağustos 10 8 Gün Keşan Kasabası

26 Ilıca Mayıs 1 1 Gün Sofulu Kazası’nda Büyük Derbent Köyü

27 Yayla Temmuz 18 1 Gün Sofulu Kazası’nda Büyük Derbent Köyü

28 Kayacık Temmuz 20 1 Gün Kayacık Köyü 29 Sultan Eylül 25 1 Gün Küçük Derbet Köyü 30 Sofulu Mayıs 9 3 Gün Sofulu Kasabası 31 İpsala Ağustos 9 3 Gün İpsala Kasabası 32 Fere Ağustos 9 7 Gün Ferecik Kasabası 33 Takavur Ağustos 15 3 Gün Tekfurdağı Kasabası

34 Zalef Ağustos 29 2 Gün Havsa Kazasında Zalef Köyü

Kaynak: EVS, 1319: sayfa belirtilmemiş.

Tablodan da görüldüğü üzere, Edirne Vilayeti panayır bakımından zengin bir bölgeydi. Ancak Tekfurdağı Sancağı vilayet genelinde en az panayır kurulan sancaklardandı. Edirne Vilayeti’ne bağlı 6 sancaktan biri olan Tekfurdağı Sancağı, vilayet içerisindeki panayırlardan % 12’lik pay ile sonlarda bulunmaktadır. Sancakta Takavur, Malkara Kalivri, Hayrabolu ve Türbedere hayvan panayırı olmak üzere 4 panayır kurulmaktaydı. Diğer sancaklardaki panayırlara göre oldukça kısa süreli olan bu panayırlar 3-7 gün arasında sürmekteydi.

Edirne Vilayeti’nde kışın panayır kurulmazdı. Panayırlar, ilkbahar mevsiminde kurulmaya başlar ve sonbahar mevsimine kadar devam ederdi. Panayırlar arasında bir işbirliği mevcut olup açılış ve kapanış tarihleri birbirine çakışmayacak şekilde organize edilirdi. Panayırların başlangıç tarihleri belli bir sıraya konulmuş ve bir panayıra mal getiren tüccar, sırasıyla diğer panayırlara geçmekteydi. Böylece arka arkaya açılan panayırlar, tüccarları Trakya bölgesinde uzun süre tutmaktaydı. Bu durum bize 20. yüzyıl başlarında Trakya’da ticari hayatın oldukça canlı olduğu izlenimini vermektedir.

177

Öte yandan devlet, panayırların seri olarak farklı tarihlerde düzenlenmesini istiyor ve panayırların birbirleriyle rekabet etmesine müsaade etmiyordu. Çünkü panayırlar arasında oluşabilecek bir rekabet, bir panayıra olan ilgiyi arttırırken diğerini azaltabilirdi. Bu durum, panayırdaki mal ve işlem hacminin düşmesine hatta zayıf düşen panayırın iptaline neden olmaktaydı. Buna bağlı olarak da devletin vergi gelirleri düşüyordu. Bu cümleden olarak devlet, her iki panayırın da devamlılığını sağlama adına panayırların açılış ve kapanış tarihlerini kontrol altına almıştır (Şen, 1996: 12). Ayrıca bu durum tüccarın da işine geliyordu. Büyük bir ticari organizasyonun içine ulaşan mallar, bir panayırda satılamaz ise diğer panayıra naklediliyor ve burada gerekirse indirime tabi tutularak satılıyordu (Faroqhı, 2010:165).

Tabloyu incelediğimizde Tekirdağ sınırlarında kurulan panayırlarda kuruluş sırasına dikkat edildiği görülmektedir. Ancak Ahtapoli Kazası’na bağlı Kosti, Ulgari ve Ayastefanos köylerinde kurulan panayırların 21 Mayıs tarihinde kurulduğuna şahit olmaktayız. Bu panayırların aynı kazaya bağlı köylerde 1 günlük kurulması, geniş kapsamlı organizasyonlar olmaması ve daha çok yerel nitelik taşıması nedenlerinden dolayı merkezi idarenin bu panayırlara müdahalesinin olmadığı kanaatindeyiz.

Yeni bir panayır kurulmak istendiğinde de diğer panayırların kuruluş tarihleri ile çakışmamasına özellikle dikkat ediliyordu.1846 yılında Tekirdağ’da yeni bir panayır açılması bölgeden talep edilmişti. Bu panayırın açılış tarihinin, Uzuncaâbad panayırı ve diğer panayırlara zarar verip vermeyeceği bilindikten sonra gerçekleşebileceği devlet tarafından ifade edilmişti. Panayırın kurulması halinde Uzuncaâbad, Çirpan ve Zağra-i atik panayırlarının zarar göreceği ve dolayısıyla hazine gelirlerini düşüreceğinin tespit edilmesinden sonra bu panayırın açılışından vazgeçilmişti. Devlet, bu panayırın kurulmasına, diğer panayırlarda alışveriş yapan tebaanın zararına sebep olmamak için izin vermemişti (Şen, 1996: 18).

Panayırların sadece ticari ürünlerin pazarlandığı mekânlar olmadığını da biliyoruz. Nitekim Tekfurdağı Sancağı’na bağlı Çorlu Kazası Türbedere Köyü’nde, Ağustos ayının 25’inde hayvan panayırı kurulmaktaydı. 3 gün süren panayır da hayvan alım satımı yapılmaktaydı. Ayrıca Şarköy, Gümülcine ve Kırcaali kasabalarında da hayvan pazarının kurulduğunu görmekteyiz.

178

Tabloda dikkat çeken bir başka husus ise, panayırların daha çok kırsal alanlarda kurulduğuyla ilgilidir. Kaza merkezlerinde kurulmasına müsaade edilmeyen panayırlar, köylerde ve kasabalarda kurulmuştur. Osmanlı devletinde bu durum genel bir kaideydi. Merkezi idare bu uygulama ile hem yerli şehir esnafını koruma altına almış hem de ticaretin en ücra köşelere kadar yayılmasını sağlamıştır. Tekirdağ Sancağı’nda panayırlar, biri dışında diğerleri köy ve kasabalarda kurulmuştur. Takavur Panayırı merkez kazada kurulurken, Çorlu, Hayrabolu ve Malkara panayırları kırsal alanlarda kurulmuştur.

Panayırların kırsal bölgelere kurulması, eşkıyalık hareketlerini de beraberinde getirmiş ve devlet, tüccarların zarar görmemesi için emniyetin sağlanmasına özen göstermiştir. 1889 yılında Tekfurdağı ve Çorlu civarında artan eşkıya baskınları yöre halkını bezdirmiş ve halk kaza dışına çıkamaz olmuştu. Eşkıya ile mücadelede Çorlu’daki beş kişilik zabıta kuvvetinin yetersiz kaldığı ve böyle bir ortamda Ağustos ayının 18’inde gerçekleşecek olan Balçık panayırına gelecek birçok tüccarın etkileneceği endişesiyle acilen gerekli tedbirlerin alınması istenmiştir (BOA. DH. MKT. 1649/94). 1909 yılında kurulacak olan panayırların güvenliğini sağlamak üzere Marmara Ereğlisi’ne Musul Torpidosu gönderilmiş ve panayırların bitimine kadar ilgili torpido güvenliği sağlamıştır. Yine Edirne’den Tekfurdağı, Malkara ve Marmara Ereğlisi’ne birer süvari bölüğü gönderilerek panayırların güvenliği sağlanmaya çalışılmıştır (BOA. DH. MKT. 2822/64). 1890 yılı Ağustos ayının 15’inde gerçekleşen Takavur panayırında Ermeniler arasında olaylar çıkmış ve 20 Ermeni tutuklanarak tüccarların zarar görmesi engellenmiştir (BOA. DH. MKT. 1771/120; BOA. DH. MKT. 1815/24). 1887 yılında Türbedere’de açılacak olan panayıra gelip giden tüccar ve halkın güvenliğini sağlamak amacıyla Çorlu’da bulunan seyyar süvari birliğinin yarısı buraya gönderilmiştir (BOA. DH. MKT. 1446/85).

Devlet, panayırların güvenliğini sağlamada vilayet ve mutasarrıflıklarla koordinasyonu sağlayarak, yerel yöneticilerden panayırların vukuatsız olarak gerçekleştiğine dair raporlar istemiştir. Osmanlı belgelerinde Edirne Vilayeti’nde kurulan panayırların vukuatsız geçtiğine dair raporların merkeze gönderildiğini görmekteyiz. 1901 yılı Ağustos ayının 15’inde geceli gündüzlü 3 gün kurulan Takavur Panayırı’nın vukuatsız olarak sona erdiği (BOA. DH. MKT. 2530/118), 1902 yılı Ağustos ayında gerçekleşen

179

kilise panayırının (Takavur Panayırı) vukuatsız olarak sona erdiği (BOA. DH. MKT. 578/2), 1905 yılı 31 Mart’ında Hayrabolu’da kurulan Hayvan pazarının vukuatsız olarak gerçekleştiği (BOA. DH. MKT. 956/51), 1906 yılı Ağustos ayının 18’inde Vize Kazası Balçık ve Malkara Kazası panayırlarına gelen tüccarların sağ salim geri döndükleri (BOA. DH. MKT. 1121/83), 1908 yılı Mart 24’ünde Hayrabolu’da, Nisan 1’inde Gümülcine’de kurulan hayvan panayırların vukuatsız olarak gerçekleştiği (BOA. DH. MKT. 1252/54) gibi raporlar merkeze gönderilmiştir.

Tekfurdağı’nda ekonomik ve ticari alanlarda faaliyet gösteren panayırlar olduğu gibi dini ve sosyal içerikli panayırların da kurulduğunu görmekteyiz. Tekfurdağı Sancağı merkez kazada her yıl geleneksel olarak kurulan ve Ermeni Kilisesi tarafından organize edilerek 3 gün süren “Takavur Panayırı” bu tür panayırlara en güzel örnektir (BOA. DH. MKT. 899/80). Bu panayırın kuruluşu eskilere dayanmaktadır. Panayırın geleneksel olarak her yıl kurulduğuyla ilgili en eski belge 1847 tarihlidir (BOA. CD. 251/12509).

Tekfurdağı Sancağı merkez kazada Takavur Ermeni Kilisesi’nde bulunan bir kuyunun ziyareti vesilesiyle her sene Ağustos ayının 19’unda144 kurulan Takavur Panayırı’na İstanbul’dan ve diğer kentlerden çok sayıda Ermeni katılmaktaydı. Devlet, Takavur Panayırı’nın her sene düzenli olarak kurulmasına önem vermiştir. Dâhiliye Nezareti, 1894 yılında yapılacak panayırın izdihama sebep olacağı gerekçesiyle iptalini istemiş, ancak mesele Meclisi-i Vükela’da görüşülerek gerekli tedbirlerin alınması kaydıyla panayırın iptal edilmemesi kararı alınmıştır (BOA. MV. 81/7).

Merkezi İdare, Takavur Panayırı’nın kuruluş tarihlerinde diğer kentlerden Tekirdağ’a gelecek olan Ermeniler’in ulaşımlarına da kolaylık sağlamıştır. 1909 yılında Ağustos’un 15’inde gerçekleşen panayıra gelen Ermeniler’in nakli için İdare-i Mahsusa’nın İnebolu ve Nimet vapurları seferber edilmiştir. Dönemin siyasi şartları gereği Tekfurdağı halkının Yunan vapurlarını boykot ettikleri zamanda, panayıra Yunan vapurlarıyla gelen Ermeniler bir süre karaya çıkamamış ve kısa bir süre şehre girişte sıkıntı yaşamışlardı.

144

Takavur Panayırının kuruluş tarihi hakkında Osmanlı belgelerinde farklılıklar göze çarpmaktadır. 1847 tarihli belgede panayırın kuruluş tarihi her sene Ağustos’un 15’i denilmekte iken (BOA. CD. 251/12509), 1894 tarihli başka bir belgede 19 Ağustos (BOA. MV. 81/7), 1909 tarihli diğer belgede ise 15 Ağustos geçmektedir (BOA. DH. MKT. 2914/92). Anlaşıldığı kadarıyla sadece 1894 tarihinde panayırın kuruluşu 4 gün ileri kaydırılarak 19 Ağustos’ta olmuş, diğer zamanlarda ise panayırın 15 Ağustos’ta kurulmuştur.

180

Dâhiliye Nezareti’nin devreye girmesiyle mesele çözüme kavuşmuş ve Ermeniler’in sevkiyatında yukarıda adı geçen vapurlar görevlendirilmiştir (BOA. DH. MKT. 2914/92).