• Sonuç bulunamadı

İktisadi Kurumlar Liva Muhasebe Kalemi Liva Muhasebe Kalemi

BÖLÜM 1: ŞEHRİN TARİHİNE GENEL BAKIŞ VE SANCAKTAKİ İDARİ YAPILANMA İDARİ YAPILANMA

1.3. Sancağın İdari Yapısı

1.3.2. İktisadi Kurumlar Liva Muhasebe Kalemi Liva Muhasebe Kalemi

Sancakta, mutasarrıftan sonra yetkili görevli muhasebecidir. 1871 Nizamnamesi’nin 37. maddesine göre Muhasebeci, Umûr-ı Mâliye-i Vilâyet Nizamnamesi’nin tayin ettiği hükümlerin liva idaresiyle ilgili kısmının icraatından ibaret olup, hesapların idaresini vilayet defterdarının vali vasıtasıyla mutasarrıfa tebliğ ettiği görevi yerine getirmektir (Düstur, I. Tertip, C.1, 1871 İ.U.N, s.634). 1900-1902 yıllarında Tekfurdağı Sancağı’nın muhasebe kaleminde 11 görevli bulunmaktaydı. Bu görevliler; Muhasebeci Şakir Efendi, Muhasebeci Muavini Vasıf Efendi, Mukayyıtlar İbrahim Efendi ve Hamdi Bey, Hazine Dava Vekili İsmail Efendi, Kâtipler Eşref Efendi ve Münip Bey, Merkez Kâtibi Emin Efendi, Muavini Hasan Efendi, Sandık Emini Ahmet Hamdi Efendi ve Evrak Mukayyıdı İbrahim Efendi’ydi (EVS, 1317: 216; EVS, 1319: 818).

Defter-i Hâkânî İdaresi

Defter-i Hâkânî İdaresi, sancaktaki tapu-kadastro işlerinin yürütüldüğü kurumdu. 1871 Nizamnamesi’nin 39. maddesine göre Defter-i Hâkânî memurunun görevleri, arazi ve emlâkın idaresi hakkında geçerli olan kanun, nizâmât ve talimatın yürütülmesini sağlamak ve vilayetten gelen emirlere uygun hareket etmektir (Düstur, I. Tertip, C.1, 1871 İ.U.N, s.635). 1900-1902 yıllarında Tekfurdağı Sancağı’nın Defter-i Hâkânî

55

İdaresi görevlileri; Memur Ahmet Bey, Başkâtip Ahmet Efendi ve Tapu Kâtibi Mehmet Rıfat Efendiler’di (EVS, 1317: 216; EVS, 1319: 819).

Tahrir Vergi İdaresi

Sancaktaki bütün gelirlerin tahakkuk ve tahsil işlemleriyle ilgili takibat ve muhaberatın yürütüldüğü idaredir. Önemli sancaklarda kâtiplerin yardımcılığını yapan yeteri kadar görevli bulundurulurdu (Öztel, 2007: 28). Bu bağlamda 20. yüzyıl başlarında Tekfurdağı Tahrir Vergi İdaresi’nin 6 personeli bulunuyordu. Bunlar; Memur Mehmet Rıfat Efendi, Vergi Kâtibi Necmettin Bey, Vergi Kâtibi Yardımcısı Abdi Efendi, İnecik Nahiyesi Vergi Kâtibi Ali Efendi, Naip Nahiyesi Vergi Kâtibi Süleyman Efendi, Ereğli Nahiyesi Vergi Kâtibi Müfit Efendi’ydi (EVS, 1317: 217; EVS, 1319: 819).

Ticaret ve Sanayi Odası

1902’de Başkanlığını Remzi Efendi’nin yaptığı Tekfurdağı Ticaret ve Sanayi Odası’nın 6 üyesi ve 1 kâtibi bulunmaktaydı. Üyeler; Ahmet Bey, Hacı Mehmet Efendi, Sarandi Efendi, İstifnaki Efendi, Mehteryan Bedros Efendi, Bahor Ağa ve Kâtip Hasan Efendi’ydi (EVS, 1319: 819).

Ziraat Odası

Osmanlı Devleti’nde ziraat odalarının başkanlığını bizzat belediye başkanının yaptığını görmekteyiz. Bu durum, devletin tarıma verdiği önemi göstermektedir. 1902 yılında Tekfurdağı Sancağı Ziraat Odası’nın 1 başkanı, 1 ikinci başkanı ve 6 üyesi vardı. Başkanlığını Belediye Reisi Adil Bey’in yaptığı odanın, ikinci başkanlığını Etine Deros Efendi yürütmekteydi. Üyeler; Emin Bey, Ahmet Niyazi Bey, Ahmet Ziya Bey, Vasilaki Efendi, Kozmidi Efendi, Ersen Mehteryan Efendi, Şuşanyan Kirkor Efendi’ydi (EVS, 1319: 821).

Rüsûmât (Gümrük) Dairesi

Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet’in ilanına kadar Maliye Nezareti’nden bağımsız olarak çalışan Rüsûmât Emaneti, meşrutiyetin ilanından sonra Maliye Nezareti’ne bağlanmıştır. 1908-1911 yılları arasında görev yapan maliye nazırları Ziya Paşa ve Mehmet Cavit Beyler zamanında mali idare alanında önemli yapısal değişiklikler

56

yapılarak, Düyûn-ı Umûmiye İdaresi’ne bırakılan gelirlerin dışındaki devlet gelirlerinin hepsi Maliye Nezareti bünyesinde toplanıp, mali alanda merkezileşmeye gidildi (Öztel, 2007: 6-7). Tekfurdağı gümrük gelirlerinin toplanmasında ve hazineye aktarılmasında önemli bir görevi ifa eden sancaktaki Rüsûmât Dairesi’nde 8 görevli bulunuyordu. Bunlar; Müdür Raif Efendi, Başkâtip Hasan Efendi, İkinci Kâtip Halim Efendi, Sandık Emini Baha Bey, Üçüncü Kâtip Süleyman Efendi, Manifesto Memuru Pandalaki Efendi, Ambar Memuru Yorgi Efendi, Mubassır Mehmet Efendi’ydi (EVS, 1319: 822).

Liman İdaresi

Bütün Osmanlı liman kentlerinde olduğu gibi Tekfurdağı’nda da liman idaresi bulunmaktaydı. 1900-1902 yılları arasında şehirdeki liman idaresi reisi Şevket Bey’dir (EVS, 1317: 221; EVS, 1319: 824). Ayrıca Naip Nahiyesi’nde liman reisi Ahmet Efendi, liman çavuşu Tayyip Efendi, Ereğli Nahiyesi’nde ise liman reisi Tevfik Efendi’ydi (EVS, 1317: 225; EVS, 1319: 828).

Acenteler

II. Mahmut devrinde buharlı gemilerin satın alınması ve 1839’da Tersane-i Amire’nin bünyesinde Vapurculuk Nezareti’nin kurulması, Osmanlı deniz ticaretinde yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Devlete ait Fevaid-i Osmaniye, İdare-i Aziziye, İdare-i Mahsusa gibi isim değiştirerek birbirinin yerine kurulan vapur idareleri, Osmanlı deniz ticaretinde önemli bir yere sahiptirler. İdare-i Mahsusa’nın 1909 yılında İngilizlere devredilmesiyle, 1910 yılında Seyr-i Sefain İdaresi kurulmuştur (Sözer, 2006: 8-12). Bu dönemde devlete ait olan, gerek İdare-i Mahsusa ve gerekse Seyr-i Sefain İdareleri birçok Osmanlı liman kentinde acenteler kurarak deniz ticaretinde söz sahibi olmaya çalışmışlardır.

II. Abdülhamit döneminde Tekfurdağı Sancağı’nda, İdare-i Mahsusa Acentesi faaliyet göstermiştir. 1902 yılında acente sahibi Alladdin Bey ve kâtip Ahmet Efendi’ydi (EVS, 1319: 822). Ayrıca Naip Nahiyesi’nde acente çavuşu İsmail Efendi ve Ereğli Nahiyesi’nde acente memuru olarak Zaferaki Efendi görev yapmaktaydı (EVS, 1317: 225). 1909’da İdare-i Mahsusa’nın İngilizler’e geçmesiyle, 1910 yılından itibaren Seyr-i Sefain İdaresi Osmanlı deniz ticaretinde ön plana çıkmıştır. Bu dönemde

57

Tekfurdağı’nda Seyr-i Sefain İdaresi’nin Ahmet Efendi isminde bir acentesi bulunuyordu79 (BTS, 1329: 70). Ayrıca sancakta, Avusturya Lloyd Kumpanyası’nın da bir acentesi faaliyet göstermekteydi (BOA. BEO. 2873/215461; BOA. BEO. 2835/212561).

Ziraat Bankası Şubesi

Osmanlı Devleti’nde Ziraat Bankası 15 Ağustos 1888 tarihli Nizamname ile kurulmuştur. Bankanın ilk nüveleri Mithat Paşa’nın Tuna valiliği sırasında ortaya çıkmıştır. Bu dönemde tarımsal kredileri teşkilatlandırmak için 1867’de memleket sandıkları kurulmuştu. Zaman içerisinde memleket sandıkları yaygınlaşarak, 1883’te menafi sandıklarına dönüştürüldü. Ancak bu düzenlemeler köylülerin problemlerini çözememiş ve tarımsal canlanmayı bir türlü gerçekleştirememiştir. Böylece 1888 yılında, sermayesi memleket sandıklarına dayanan, Ziraat Bankası kurulmuş oldu (Yüzgün, 1985: 771).

20. yüzyıl başlarında, Tekfurdağı Sancağı merkez kaza ile Çorlu, Malkara ve Hayrabolu kazalarında birer Ziraat Bankası şubesi bulunmaktaydı. Sancakta faaliyet gösteren bu bankaların personel bilgileri şöyleydi: Merkez Kaza Ziraat Bank şubesinin Reisi Hacı Mehmet Efendi, muavini Hüseyin Efendi, memuru İzzet Efendi, kâtibi Mehmet Efendi ve azaları Tahsin Bey, Vasilaki Efendi ve Serkis Efendi’ydi (EVS, 1319: 820). Çorlu Kazası’nda Reis Halil Ağa, muhasebe kâtibi Hasan Efendi, azalar Keryazi Ağa ve Ahlif Ağa’dır (EVS, 1319: 830). Malkara Kazası’nda Reis İbrahim Efendi, Muhasebe Kâtibi Recep Hamdi Efendi, Muhasebe Refiki Safer Hayri Efendi, azalar Raşit Efendi, Sava Efendi, Hacı Oseb Ağa (EVS, 1319: 835). Hayrabolu Kazası’nda Reis Hacı Bozok İbrahim Ağa, Muhasebe Kâtibi Cevdet Efendi, Muhasebe Refiki Selim Efendi, azalar Ali Şefik Bey ve Nikoli Efendi’dir (EVS, 1317: 237).

1902 yılında Tekirdağ Ziraat Bankası için yeni bir bina yapılması gündeme gelmiştir. Ticaret ve Nafia Nezareti’nin Şûrâ-yı Devlet’e havale ettiği tezkire Maliye Dairesi’nde

79

1913 tarihli Bahriye-i Ticariye Salnamesi’nden edindiğimiz bilgilere göre, Osmanlı sularında Seyr-i Sefain İdaresi, Hilâl Şirketi ve Gümüşciyan Şirketi gibi acenteler faaliyet göstermekteydi. Tekirdağ’da sadece Seyr-i Sefain İdaresi’nin acentesi bulunmaktaydı. Bununla birlikte Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Ünye, Samsun, Sinop, İnebolu, Cide, Bartın, Zonguldak, Ereğli, Bandırma, Marmara, Karabiga, Erdek, Bayburt, Çanakkale, İzmir, Karamürsel, Cidde gibi 21 Osmanlı liman kentinde de adı geçen idarenin acentesi vardı. Ayrıntılı bilgi için bkz. (BTS, 1329: 70-71).

58

görüşülmüş, zemini devlete ait olmak üzere 23.082 kuruş 30 para maliyetle yeni banka binasının yapılmasına karar verilmiştir (BOA. İ. TNF. 11/ 9).

Osmanlı Bankası Şubesi

Osmanlı Devleti’nde, ekonomik gelişmelerden dolayı 19. yüzyılın ortalarında bir devlet bankasına ihtiyaç duyulmuştur. Zira bu dönemde devlet gelirleri ile giderleri arasındaki belirginleşen dengesizliği giderecek avans ve hazine bonolarının düzenlenmesi; dış borçların alınmasında ve bu borçlara ait anapara ve faiz ödemelerinde Batılı devletlerin güvendiği bir sistemin oluşturulması gerekiyordu. Bu cümleden olarak, imparatorluk içinde bir banka kurma teklifi ilk olarak İngiliz şirketlerinden gelmiştir. Bu teklifin kabul edilmesiyle de 1856’da İstanbul’da “Ottoman Bank” adında merkezi Londra’da ve ana büroları İstanbul’da olmak üzere kurulmuştur. Bu bankanın faaliyetleri zaman içerisinde Osmanlı Hükümeti tarafından benimsenmiş ve bankanın daha güçlü olması için Fransız sermayedarlar da ortak edilmiştir. Böylece 4 Şubat 1863 tarihli fermanla “Banque İmperiale Ottomane” yani “Bank-ı Osmanî-i Şahane (Osmanlı Bankası)” kurulmuştur (Kazgan, 2014: 66-67).

1910 yılına kadar Tekfurdağı Sancağı dâhilinde Osmanlı Bankası şubesi yoktu. Sancakta bir şube açılması hususu, Edirne Vilayeti tarafından Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen 12 Ağustos 1903 tarihli yazı ile gündeme gelmiştir. Buna göre, Tekirdağ’ın Rumeli Vilayet-i Şahanesi sahilinde 2. derecede önemli bir ticaret merkezi olduğu, şehirde Osmanlı Bankası şubesinin bulunmamasının ticari hayatı olumsuz etkilediği, tüccarların ani ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntılar çektiği belirtilmiştir. Şehirde açılacak bir Osmanlı Bankası’nın tüccarların nakit ihtiyacında büyük kolaylıklar getireceği için ülke ticaret hacmine önemli katkılar sağlayacağı anlaşılmıştır. Bu bağlamda Dâhiliye Nezareti meselenin önemine binaen 10 Eylül 1903 tarihli yazı ile durumu Maliye Nezareti’ne bildirmiş ancak sancakta Osmanlı Bankası şubesinin açılışı gerçekleşmemiştir (BOA. DH. MKT. 661/43).

1909 yılında mesele tekrar gündeme gelmiş ve İstanbul merkezli Osmanlı Bankası tarafından Tekirdağ’da bir şubenin açılması için ruhsat talebinde bulunulmuştur. Bu konudaki Maliye Nezareti’nin tezkiresi, Meclis-i Vükela’da görüşülerek 6 Ocak 1910 tarihli irade ile ilgili banka şubesinin açılmasına izin verilmiş ve şubenin 24 Haziran

59

1863 tarihli imtiyazname hükümlerine göre faaliyette bulunması vurgulanmıştır (BOA. İ. ML. 85/32). Açılan şubenin güvenliği, imtiyaznamenin 11. maddesine göre ülkedeki diğer şubelerde olduğu gibi yeterli miktarda jandarma kuvveti ile sağlanacaktı (BOA. BEO. 3687/276500; BOA. DH. MUİ. 54-1/45; BOA. İ. ML. 85/32). 1910 yılında Tekfurdağı Osmanlı Bankası Şubesi Direktörü Mösyö Haralembidis (SDAO, 1326: 262), 1912 yılında ise bankanın müdürü Mösyö Haralembidis ve kontrol memuru Mösyö Bavenet idi (SDAO, 1328: 326).