• Sonuç bulunamadı

PAZARLAMA ALANI PLANLAMA ANALĠZĠ

3. OTOMOTĠV YAN SANAYĠ SEKTÖRÜNE YÖNELĠK BĠR ARAġTIRMA

3.1. OTOMOTĠV YAN SANAYĠ SEKTÖRÜ

3.1.4. OTOMOTĠV YAN SANAYĠ SEKTÖRÜNÜN YAPISI VE SWOT ANALĠZĠ

Sektördeki bilgi birikimi, tecrübe, geniĢ ürün yelpazesi, yüksek ihracat potansiyeli ve Türkiye‟nin coğrafi avantajlarından dolayı, otomotiv yan sanayi sektörü yabancı yatırımcıları kendine çekmektedir. Otomotiv yan sanayisinde yaklaĢık 192 yabancı ortaklığı bulunmaktadır. Dünyada ki büyük Ģirketlerin pek çoğu Türk firmalarıyla ortak yaptırımlar yapmıĢlardır (Göral, 2009:160).

Türkiye‟de otomotiv yan sanayi, otomotiv sanayiindeki geliĢmelerin sonucunda hızla geliĢmiĢtir. Türk otomotiv yan sanayi yüksek kapasitesi, geniĢ ürün yelpazesi ve yüksek standartlarıyla otomotiv sanayine ve 14,2 milyon adet olan Türkiye taĢıt araçları parkına parça sağlamaktadır. Ayrıca ihracat potansiyeli yüksek bir sektördür. Otomotiv ana sanayiimizde 1964‟lerde %15 olan yerli parça kullanım oranı bugün bazı araçlarda %90‟lar seviyesini aĢmıĢtır (Sönmez, 2010:7).

Otomotiv sanayi; ülkelerin ekonomik büyümesine ivme kazandıran, ulusal gelirlerine, ihracatlarına ve istihdamlarına ciddi katkı sağlayan sektörlerin birisidir (Aktaran, Ünver, 2008:60).

Otomotiv endüstrisinin faaliyette olduğu her ülkede, ana ünite üreticisi firmaların kendi imalat programlarına dahil etmedikleri mamul ve yarı mamul parçaları temin eden bir endüstri kolu doğmuĢ ve bu kol, baĢlı baĢına bir sektör haline gelmiĢtir (Kıraç, 1972:155).

Otomotiv Yan Sanayii‟nde 1000‟in üzerinde firma faaliyet göstermesine rağmen, kabul edilebilir üretim standardlarına sahip, taĢıt araçları imalat sanayii‟ne direkt olarak orijinal parça imal eden, uluslararası pazarlarda rekabet ederek ihracat yapan firma sayısı 300 – 350 civarındadır. Diğer firmalar ise küçük ölçekli üretim tesislerini oluĢturmakta ve büyük çoğunluğu da genellikle yenileme pazarına yönelik üretim yapmaktadır (Tubitak, 2002:1).

Otomotiv yan sanayimizin, mamul üretim kapasitesi, mamul çeĢitliliği ve yakalamıĢ olduğu standartlar açısından, ülkemizde imal edilen taĢıt araçlarının parça ve ekipman ihtiyacının %85-90‟ını karĢılayabilecek düzeye ulaĢtığını söyleyebiliriz. Otomotiv yan sanayi, %80‟ini 150‟den az iĢçi çalıĢtıran küçük ve orta ölçekli iĢletmelerden oluĢmaktadır. Bu nedenle otomotiv yan sanayi (birkaç istisna haricinde) KOBĠ olarak düĢünülmelidir (YeĢilyurt, 2001:71).

TAYSAD üyesi 170 firma %80‟ni iĢçi, %11‟i memur, %6‟sı mühendis ve %3‟ü de yönetici olmak üzere, toplam 35.000 kiĢiyi istihdam etmektedir. (Aktaran, Ünver,2008:71) Genel olarak değerlendirildiği takdirde ise toplam 63.044 kiĢiyi istihdam etmektedir. (Bedir, 1999:102) Ġstihdam ile ilgili Ģu anda sanayimize 40.00

beyaz yaka çalıĢtığını söyleyebiliriz. 2011 yılına kadar tahmin edilen büyüme ile birlikte kısa vadede artı 20.000, orta vadede artı 25.000 beyaz yaka istihdam edilmesi öngörülmektedir (Aktaran, Ünver, 2008:71).

Otomotiv yan sanayii‟nin üretim kapasitesi, taĢıt araçları imalat sektörünün % 80 kapasite kullanımında çalıĢması ve ülkemizde imal edilen araçlarda % 60 yerli parça kullanımının sağlanması halinde, yılda yaklaĢık 9 milyar $‟lık üretim değeri yaratabilecek düzeydedir. Bu durumda otomotiv yan sanayii‟nin yılda 5,4 milyar $‟lık katma değer, 3 milyar $‟lık ihracat geliri, 450 milyon $‟lık yatırım potansiyeli mevcuttur. Otomotiv yan sanayii toplam 150.000 kiĢiye direk yaklaĢık 750.000 kiĢiye de indirek istihdam sağlamaktadır. Sektör, software ağırlıklı üretimi nedeniyle büyük ölçüde teknik personel istihdam etmektedir. Bu nedenle, ülkenin teknik kültür düzeyinin artmasına katkıda bulunmaktadır. Diğer taraftan, küçük iĢyerleri yaratma özelliği ile teknik kültürün topluma yayılmasına neden olmaktadır (Tubitak, 2002:5).

Bölgesel bağlamada değerlendirildiğinde, firmaların %75 „i Marmara, %13‟ü Ege, %7‟si Ġç Anadolu ve %5‟i de diğer bölgelerde faaliyette bulunmaktadır (ġan, 2001:65).

Otomotiv yan sanayii, teknolojinin en hızlı geliĢtiği sanayi kollarından biridir. Dünya pazarlarındaki hızlı değiĢim sürecini takip etmek ve rekabet düzeyini korumak amacıyla sektörün sürekli yatırım yapması gerekmektedir. Sektörün ideal olarak toplam cirosunun % 10‟u kadar yatırım yapması gerektiği halde, makro ekonomi, global rekabet, üretim ölçeklerinin küçük olması ve maliyetlerin yüksekliği gibi nedenlerle bu oran % 5‟leri aĢamamaktadır (Tubitak, 2002:2).

Yan Sanayi firmaları ölçeklerine göre üç ayrı gruba ayrılabilir (Ġto, 2003:13).

Birinci grup; tüm yönleri ile geliĢmiĢ, dıĢ pazarlarda rekabet gücüne sahip, organize olmuĢ, kaliteleri kanıtlanmıĢ firmalar Ģeklinde tanımlanabilir. Söz konusu firmalar genelde lisans, “know-how” anlaĢmaları yapmıĢ ve ya yabancı sermaye ile ortaklıklar, gerçekleĢtirmiĢlerdir. Ġç piyasada üretimini yaptıkları parçaların çoğunu OEM (Orijinal Ekipman Üreticileri) olarak karĢılamakta ayrıca,dıĢ pazara

da OEM olarak hizmet edebilmektedirler. Sayıları 100-120 civarında olduğu tahmin edilen söz konusu yan sanayi firmaları, ürünün çeĢidine göre bazı parçaları diğer yan sanayilerden tedarik ederek birinci halka yan sanayici konumuna da geçmektedirler. Birinci gruptaki firmaların neredeyse tamamı ileri teknolojiler kullanmakta, tüm dünyada aranan ISO 9000, QS 9000, TS 16949 gibi kalite sertifikalarına sahip bulunmaktadırlar. Bu gruptaki firmaların bir çoğu “sistem sunucusu” olma, ana sanayinin AR&GE çalıĢmalarına dahil olma gibi çağın gerektirdiği ihtiyaçlara yanıt vermek üzere ilerlemeler kaydetmenin yanı sıra henüz istenen seviyelere ulaĢmamıĢlardır.

Ġkinci grup; daha çok orta ölçekli, yarı organize olmuĢ, büyük ölçüde piyasaya çalıĢan ancak ana sanayinin ve birinci halka yan sanayinin ihtiyaçlarını da karĢılamakla birlikte genelde yedek parça piyasasına hitap eden firmalardır. Sayılarının 1.000 civarında olduğu tahmin edilen, çoğunun “aile Ģirketi” kimliğinden sıyrılamadığı gözlenen, pazar tercihlerini son yıllara kadar genelde yurt içi yedek parça pazarına yönelik gerçekleĢtirmiĢ firmalardır. Bu gruba giren firmaların büyük bir bölümünün ISO 9002 kalite belgesi bulunmaktadır. Son yıllarda yurt içi piyasadaki dalgalanmalar bu gruptaki firmaları yurt dıĢı pazarlara yönlenmelerine neden olmuĢ ve büyük bir kısmı ihracatçı kimliğine bürünmüĢtür. Önceleri komĢu ülkeler, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile sınırlı olan yurt dıĢı pazarı, söz konusu firmaların gösterdiği olağanüstü çaba ve beceri ile dünyadaki 160 ülkeye ulaĢmıĢtır.

Üçüncü grup ; küçük ölçekli, atölye bazında çalıĢan ve iç piyasada tamamen yedek parça ihtiyacını karĢılamaya yönelik çalıĢan iyi organize olamamıĢ firmalardır. Sayılarının 1.000-1.200 adet olduğu tahmin edilmekte olup, fazla teknoloji gerektirmeyen, basit sayılabilecek üretim yöntemlerini kullanarak sadece yurt içi yedek parça pazarına yönelik olarak imalat yapmaktadırlar. Yukarıdaki sınıflandırmayla birlikte tüm Türkiye genelinde otomotiv konusunda imalat yaptığı tahmin edilen 2.500-3.000 adet firma olduğu tahmin edilmektedir. Birinci grubu hariç tutarsak, firmaların teknoloji ve organizasyon olarak durumu bazı firmalarda 1980‟li yılların standartlarına uygunluk arz etmekle beraber özellikle Gümrük Birliği

süreci ile imalat sektörlerinde yatırım malları ithalatının cazip olması nedeniyle teknolojiler yenilenmiĢtir.

Otomotiv yan sanayi, know-how, hammadde ve değiĢik üretim yöntemleri ile yüzlerce parçayı içine aldığından, bu sektördeki firmalar belirgin farklılıklar göstermektedir. Otomotiv yan sanayinde üretim gerçekleĢtiren firmaların büyük bölümü optimal büyüklüklerinin altında ve dağınık Ģekilde çalıĢmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak üretim teknolojisi, maliyet ve nihai ürün bakımından geliĢmeler yakından takip edilmemektedir (Özbek, 2000:10).

Oto yan sanayi kalite belgelendirmeleri için yoğun çabalar sarf etmektedir. TAYSAD üyelerinden 115 tanesi ISO 9000 Serisi kalite belgelerine sahiptirler. Türk oto yan sanayicileri Avrupa Kalite Ödülleri‟nde (European Quality Award) Türk firmalarının öncüleri olmuĢlardır. Oto lastiği imalatçısı BRĠSA, 1996‟da Avrupa Kalite Ödülü‟nü alan ilk Türk firması olmuĢtur. Daha sonra BEKSA, 1997‟de KOBĠ dalında Avrupa Kalite Ödülü‟nü almıĢtır. 1987‟de kurulmuĢ olan BEKSA, lastiklerde kullanılan çelik kuĢaklar ve yüksek basınç hortumları için hortum telleri üretmektedir. 2003 yılında, dünyanın ikinci en büyük otomotiv sistemleri üreticisi Bosch Grubuna ait Bosch San. ve Tic. Aġ Bursa Fabrikası, dünyanın kurumsal mükemmellik alanında en saygın ödülleri arasında yer alan Avrupa Kalite Büyük Ödülü'nü kazanmıĢtır. Bosch San. ve Tic. Aġ enjektör, enjektör gövdesi, raylı sistemler için enjektör üretmektedir. Bosch Bursa fabrikası 2008 yılında aynı ödülü ikinci kez alan tek Türk firması olmuĢtur (Sönmez, 2010:8). Tübitak‟ın 2002 yılında otomotiv yan sanayi için özel olarak hazırlamıĢ olduğu Vizyon 2023 adlı raporda sektör hakkında Swot analizi yapılmıĢ ve çıkan sonuçlar kamuoyu ile paylaĢılmıĢtır. Bu rapora göre (Tubitak, 2002:36-38);

Otomotiv Yan Sanayi‟nin Güçlü Yönleri:

-Sürekli artan ihracat, -Teknik ve ticari yetkinlik,

-Uzun yıllara dayanan tecrübesi ve bilgi birikimi ile yan sanayii “know how” ının önemli bir aĢamaya gelmiĢ olması,

-GloballeĢme sürecine uyum yeteneği,

-Konjoktürdeki değiĢimlere ve değiĢen dünya standartlarına uyum sağlayabilme, düĢük miktarlardaki üretimlere parça üretebilme, üretim ve teslimatta esnek davranabilme kabiliyeti,

-Son 5 yılda globalleĢme sürecinde baĢarılar sağlayan firmaların sayısının ve Türkiye‟deki yatırımlarının artıĢı,

-Firmaların ihracat yapmaya yönelik istekleri ve hırslı müteĢebbis potansiyeli,

-YetiĢmiĢ insan kaynakları,

-Özellikle Avrupa ülkelerine göre nispeten ucuz iĢgücü maliyetleri,

-Uzun çalıĢma sürelerin kabul edebilen genç, dinamik ve istekli kalifiye insan gücü potansiyeli,

- TOSB, TAYSAD Organize Sanayii Bölgesi‟nin, Türkiye‟nin kendi bölgesinde “otomotiv merkezi” olmak için en önemli bir altyapıyı teĢkil etmesi ve otomotiv yan sanayii firmaları için vazgeçilmez bir üretim ve teknoloji merkezi haline gelme potansiyeli, Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Otomotiv Yan Sanayi‟nin GeliĢmeye Açık Yönleri:

-Sektörün geliĢimine yönelik strateji eksikliği ve vizyon belirsizliği,

-Türkiye‟de dünyadaki geliĢime paralel olarak henüz yeteri kadar ihtisaslaĢmanın ve kademe imalatçılığının bulunmaması, sistem ve modül tedarikçisine sahip olunmaması,

-Bağımlı olduğu ana sanayii müĢterilerinin fiyat politikaları nedeniyle yan sanayilerin Ar-Ge çalıĢmalarına ve teknolojik yatırımlara yeterli kaynak aktaramaması,

-Firmalar arası iletiĢim, tanıtım ve eğitim gibi konularda iĢbirliğinden doğabilecek potansiyelden faydalanma konusundaki eksiklikler,

-Ġthalat ağırlıklı ve istikrarsız geliĢme nedeniyle üretimin ekonomik ölçeklerin altında seyretmesi, artan birim maliyetlerinin ana sanayii firmalarına yansıtılamaması,

-Talebin üzerinde araç üretim kapasitesi bulunması ve global rekabetin gerektirdiği yatırımların yapılamaması,

- Endüstriyel tasarım,patent ve uluslararası standartlara yeteri kadar uyum sağlanamaması,

-Araç ithalatının giderek artması ve ithal parçaya dayalı araç üretimi nedeniyle dıĢ ticaret dengesini ithalat lehine bozulması,

-Yüksek reel faizler nedeniyle tüketici, finansman ve iĢletme kredilerinin yeterince kullanılamaması,

-Üretimde kullanılan ham ve yardımcı maddeler ile enerji fiyatları enflasyonun üzerinde artıĢ göstermesi nedeniyle rekabetçi üretim olanaklarının gerilemesi, Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Otomotiv Yan Sanayi‟nin Önündeki Fırsatlar :

-Yüksek ihracat ve iç pazar potansiyeli,

-Türkiye‟de üretimi planlanan dünya araçları, yan sanayiinin kapasite kullanımının artmasına ve yeni yatırımların yapılmasına katkıda bulunacak olması,

-Global rekabete uyum saglayan firmaların artması ile yeni pazarların kapısı aralanıp ihracatın katlanabilme olasılığı,

-Türkiye‟de faaliyet gösteren global üreticilerin teknoloji ve bilgi transferi sağlamaları,

-Mamul geliĢtirme yeteneğinin artması ile ülkemize teknoloji ve bilgi transferinin artması, sanayiinin gıdası olan teknik bilginin Ģirketlerin geleceğini güvence altına alması,

-Genç nüfus ve henüz pazarın doyuma ulaĢmamıĢ olması nedeniyle geleceğe yönelik potansiyel talebin yüksek olması,

-Türkiye‟nin Avrupa ve potansiyel pazarlara yakınlığı, JIT teslimat, servis gibi konulardaki avantajları sayesine otomotiv ana sanayi için yeni bir üretim merkezi olarak değerlendirilmesi,

-Avrupa Birliği‟nde getirilen çeĢitli kısıtlamalar sebebiyle bazı ürünlerin üretimlerinin diğer ülkelere kaydırılması, Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Otomotiv Yan Sanayi‟nin Önündeki Tehlikeler:

-Makro ekonomik ön koĢulların ve otomotiv pazar yapısındaki dıĢ ticaret dengesinin düzelmemesi halinde ;

-Ġç talebin gerileyecek ve üretim maliyetlerinin artma olasılığı,

-ġirketlerin öz sermayelerinin iyice zayıflaması olasılığı,

-Yatırımların ertelenmesi ve istihdamın azalması olasılığı,

-Devletin sektöre yönelik kalıcı ve tutarlı bir politikasının olmaması ve müĢterisine karĢı zayıf kalan parça üreticilerini koruyan devlet politikalarının bulunmaması,

-Devlet kontrolündeki girdi fiyatlarının (enerji, yakıt, bazı yarı mamuller) plansız Ģekilde artıĢı ve rekabetçi üretim olanaklarını engellemesi,

- Kayıtlı sektörde yüksek ve eĢitsiz vergi dağılımı,

- Sermaye yetersizliği,

- Belgelendirme giderlerinin yüksekliği,

- Global rekabet ortamında baĢarısızlık,

- BaĢta dalgalı kur olmak üzere ekonomik sorunlar ve müĢterilerin global olmaları nedeniyle yabancı sermaye tehdidi ve yerli sermayenin etkinliğinin

azalması,

- Global rekabet sürecinde baĢarılı olunamaması durumunda tamamıyla ithalata dayalı bir otomotiv pazarının oluĢması ve mevcut Ģirketlerin kapanma tehlikesi ile karĢı karıya kalması,

- Makina, servis ve hammaddede dıĢa bağımlılık,

- Regülasyon ( ECE Onayları ) test, mamul kontrol ve uygunluk onayları için halen sistemin iĢletilememesi, yurtdıĢı firmalara müracaat etme zorunlulukları.

- Akreditasyon yasasının iĢlememesi nedeniyle akreditasyon maliyetlerinin artması ve rekabet olanaklarının azalması, Ģeklinde ifade edilmiĢtir.