• Sonuç bulunamadı

1. DÜNYADA VE TÜRKĠYE‟ DE SENDĠKAL ÖRGÜTLENME

1.3. Osmanlı Devleti‟nde ÇalıĢma ĠliĢkileri ve Örgütlü Emek

1.3.1. Osmanlı Devleti‟nin Genel Ekonomik Yapısı

Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı olan Osmanlı Devletinin son 50- 60 yılında özellikle yabancı sermayenin egemenliğinde olan ticaret, ulaĢtırma, bankacılık gibi sektörler önemli sermaye birikimine konu olmuĢtur. Osmanlı Devleti‟ nın sanayileĢememesi iç ve dıĢ etmenlere bağlanmaktadır:

47 Juan Somavia, „„ Mission and Objektives‟„ http: //www. ilo. org/global/about- the-

ilo/mission- and- objectives/lang- - en/index. htm/26. 08. 2012

48

http: //www. ilo. org/global/about- the- ilo/decent- work- agenda/employment- creation/lang- - en/index. htm/27. 08. 2012

On altıncı yüzyılda Ġmparatorluğun toprak kazanımlarının sonuna gelmesi ve dünya ticaretinin Akdeniz limanlarının dıĢına kayması

Coğrafi keĢifler sonucunda altın ve gümüĢ miktarının artması ile para fiyat dengesinin değiĢmesi

Süreklilik kazanan savaĢların tarımsal artığın yeniden dönüĢtürülmesine olanak vermemesi

Tarımsal üretimde Türklerin, sanayi ve hizmetlerde azınlıkların ve yabancıların egemen olması

DeğiĢik etnik grupların siyasal bağımsızlık istemeleri

Devletin ekonomiyi tümüyle düzenleyecek maliye politikası araçlarından yoksun olması, azınlıkların ve yabancılara tanınan ayrıcalıkların kamu gelirlerinin büyük ölçüde tarımdan sağlanmasını zorunlu kılması

Para durumunun denetim dıĢı özellik taĢıması, değiĢik madeni paralar, Osmanlı Bankası‟ nın çıkarttığı banknotlarla beraber birçok yabancı paranın kullanılması

Sermayenin kaynaklarını dıĢ borçların ve yabancı sermayenin oluĢturması

DıĢ borçlar ülkenin kaynaklarını yabancılara aktarma niteliği taĢır ve yeniden üretimde kullanılamamıĢtır. Osmanlı Devleti‟ nın dıĢ borçlarını ödeme olanağının kalmadığını bildirmesi üzerine 1881‟ de Muharrem Kararnamesiyle, yabancı ve Osmanlı Devleti temsilcilerinden oluĢan dıĢ borç anapara ve faizlerini karĢılamak üzere vergi gelirlerine el koyabilen Düyun- u Umumiye Ġdaresi kurulmuĢtu.

Yabancı sermaye yatırımlarını kısa dönem karın yüksek olması nedeniyle bankacılık, sigortacılık, ticaret gibi hizmet kesimlerinde, ulaĢtırma alanında ve elektrik, su gibi alt yapı alanlarında yoğunlaĢtırmıĢtır. Yabancı sermayenin kaynak ülkelerine bakıldığında, %44 dolayında bir bölümü Fransız, %34 gibi bir kısmı Alman ve %17 dolayında bir bölümü Ġngiliz kökenlidir. Kalanı ise Belçika ve ABD gibi ülkelerden kaynaklanmaktadır. DıĢ borçların ülke kökenleri ise oldukça farklıdır: %53. 8 Fransız, %11. 2 Ġngiliz, %10. 4 Alman ve %24. 5 diğerleri. 49

49 Nurhan Yentürk&Yakup Kepenek „„ Türkiye Ekonomisi‟„ Remzi kitabevi, Ankara, 2007, s.

Osmanlı Devleti ekonomik yapısı sektörlere göre incelendiğinde tarıma dayalı üretim ve tarım dıĢı sektörler olarak ayrım yapılır.

1.3.1.1. Osmanlı Devleti’nde Tarıma Dayalı Üretim

Osmanlı Devleti‟nde ekonomik düzen etkinliğini yitirince, dirlik ve tımar sistemleri devletin mülkiyeti elinde bulundurduğu düzen değiĢikliğe uğramıĢtır. Devlet gelir sağlamak için miri arazilerini ya doğrudan satıĢa çıkarmak ya da bunlardan vergi toplama iĢini özel giriĢimcilere vermek(Ġltizam Usulü) zorunda kalmıĢtır. Ġltizam usulü topraklar üzerinde bir özel mülkiyet oluĢturmuĢtur. 1858 tarihinde çıkartılan Toprak Yasası ilke olarak özel mülkiyeti benimsemiĢtir.

Osmanlı Devleti‟ nin son dönemlerinde tarımsal geliĢmeye önem verilmiĢtir. DıĢ Pazar için üretilen pamuk, tütün gibi sınai maddelerin üretiminde ileri sayılabilecek teknikler kullanılmıĢtır. Tarımsal kredi alanında 1863 yılında oluĢturulan kredi kooperatifleri, 1888 yılında Ziraat Bankası‟ na dönüĢtürülmüĢtür. Devletin Konya ovasını sulaması, tarım tekniği okullarının açılması ve örnek çiftlikler kurulması gibi giriĢimlerde bulunduğu da görülmektedir. 50

1.3.1.2. Osmanlı Devleti’nde Tarım DıĢı Sektörler

Osmanlı Devleti döneminde madenciliğin azınlıkların ve yabancıların sermaye giriĢimleri sonucunda geliĢme gösterdiği görülür. Hükümet 1890- 1911 döneminde verdiği maden çıkarma yetkilerinin toplamı 270‟ tir ve yalnızca 102‟ si Türklere verilmiĢtir. Fransız sermayesi özellikle kurĢun, kömür, çinko ve manganez; Ġngiliz sermayesi krom ve boraks, Alman sermayesi de krom ve maden kömürü alanında yoğunlaĢmaktaydı. 51

50

Yentürk%Kepenek,a.g.e.s.12

Hükümet 1861‟ de maden iĢletmelerinin en fazla on yıla kadar kiraya verilebileceğini ve toplam karın dörtte birinin hükümete ödenmesini öngören Maden Yasasını çıkarttı. Yabancıların Ģikayetleri üzerine 1869, 1886 ve 1906 yıllarında çıkarılan yasalarla madenlerin kiraya verilme süresi 99 yıla kadar çıkarıldı. Hükümetin yerli sermayeyi destekleme, maden gelirlerini vergileme ve maden dıĢ satımını sınırlama giriĢimleri baĢarısız oldu.

Osmanlı Devleti‟ nde sanayi genellikle küçük ölçekli üretim birimlerinden oluĢmakta, yakın pazar için üretimde bulunmakta ve çoğunlukla tüketim malları üretmekteydi. Kent ve kasabaların sınai üretimin nicelik ve nitelik yönünden denetimi önceleri lonca biçimi bir örgütlenme ile sağlanmaktaydı. Loncalar bir esnaf kolundaki kiĢilerin din ayrımı gözetmeksizin iĢleri hakkında bir araya geldikleri örgütlenmelerdi. Uzun süre Müslümanlar ve Gayrimüslimler loncalarda bir arada toplanmıĢlar; ancak bu beraberliği sürdüremeyerek sonunda Müslüman olmayanlar Müslümanlardan ayrı loncalar kurmak zorunda kalmıĢlardır. 52

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında sanayiyi düzenleme çabaları görülmektedir. MeĢrutiyetin ilanı ile birlikte iç gümrükler kaldırılırken, 1913‟ te sanayi teĢviki için bir yasa (TeĢvik- i Sanayi) çıkarılmıĢtır. Yasa ile sınai kuruluĢlara gerekli arazinin karĢılıksız sağlanması, makine ve araç- gereç vergisinden muafiyet ile vergilerin taksitle ödenmesi gibi kolaylıklar getirilmiĢtir.

Osmanlı Devleti sanayisinin niteliklerine bakıldığında dayanıksız tüketim mallarına dayandığı ve küçük ölçekli olduğu görülür. ĠĢyeri baĢına iĢçi sayısının ortalama iki dolayında olması, üretimin her Ģeyden önce, ilkel teknoloji ile yapıldığının ve çok sınırlı bir‟„ çevre‟„ pazarına yöneldiğinin göstergesi sayılmalıdır.53

Sınai iĢletmelerin mülkiyetinin çoğunlukla azınlıkların ve yabancıların elinde olması da Osmanlı Devleti sanayisinin geliĢememesinin nedenlerinden biridir. Bu etnik iĢ bölümü nedeniyle Türk halkı burjuvalaĢabilecek kesimin dıĢında kalmıĢtır. Osmanlı Devleti‟nde ayrıca etnik grupların birleĢtirici bir öğesi yoktur, azınlıklar

52 Mithat Gürata „„ Unutulan Adetlerimiz ve Loncalar‟„ Tisa Matbaacılık, Ankara, 1975, s. 100 53 Yentürk&Kepenek, a. g. e. , s. 17

kendi ulusal bağımsızlıklarının peĢindedir. Hizmet kesiminin (ticaret, bankacılık, ulaĢım) göreli karlılığı da sanayiye kaynak aktarımını engellemektedir.

Hizmet sektörü üretim faaliyetlerinin yürütülmesine yardımcı olan iĢlerden meydana gelmektedir. Osmanlı Devleti‟ nin son dönemlerinde yabancıların ve azınlıkların sermayesinin katkılarıyla geliĢen bu sektörde, ücretli iĢçilik yaygınlaĢmıĢtır.

Osmanlı Devleti ihracatının tarım ürünleri, madenler ithalatının ise dokuma, giyim eĢyası, Ģeker baĢta olmak üzere un ve diğer gıda maddeleri ve yakıtlardan oluĢtuğu görülür.