• Sonuç bulunamadı

Kadın ÇalıĢanların Sendikal Örgütlenmeye Ġlgisizliğinin Nedenleri

4. DÜNYA‟ DA VE TÜRKĠYE‟ DE KADIN ĠġGÜCÜNÜN SENDĠKAL

4.3. Türkiye‟ de Kadınların Sendikal Örgütlenmesi

4.3.2. Kadın ÇalıĢanların Sendikal Örgütlenmeye Ġlgisizliğinin Nedenleri

Kadınların sendikaya üye olması, sendikada görev üstlenmesi için aĢması gereken pek çok ailesel ve sosyal engel vardır. Sendikaların iĢleyiĢine hâkim olan rekabete dayalı çalıĢma yöntemi, çatıĢmaya dayalı siyaset tarzı, güce dayalı hiyerarĢik yapılanma, kadınları toplumsal ve siyasal alanlardan uzaklaĢtıran önemli etkenlerdir. Bu güne kadar yapılan araĢtırmaların çoğunda, kadınların yönetim mekanizmalarında yer almamalarının, sendikal faaliyetlere katılmamalarının nedenleri olarak; cinsiyetçi iĢ bölümünün kadına yüklediği sorumlulukların yanı sıra, sendikaların kendi iĢleyiĢ ve yapılanmalarından kaynaklı sorunların belirleyici olduğu ortaya konmuĢtur. 268 Kadınların eğitim düzeyleri, kültürel çevreleri, aile yapıları,

266 Toksöz, a. g. m, TES- Ġġ 267

Makal&Toksöz, a. g. e. , s. 284

çalıĢma ortamlarına göre bu engelleri aĢabilmek için farklı yöntemler izlemeleri gerekmektedir.

1960‟ lardan günümüze sendikalar sürekli güç kaybetmiĢ, üye sayıları azalmıĢtır. 269Son yıllarda Ģirketler küreselleĢme uygulamalarıyla örgüt içi iĢ birliğine

önem vererek yeni yönetim stratejileri geliĢtirmiĢ, sendika temsilciliğinin katılımını devre dıĢı bırakmaya çalıĢmıĢlardır. Sendikalar, Ģirketlerin bu tutumu karĢısında çalıĢanların sendikalara yönelik tutum ve davranıĢlarını analiz ederek, üyelerin güven ve gönüllü çabalarını kazanmak zorundadırlar. 1998 yılında Petrol- ĠĢ sendikası üyelerine uygulanan „„ sendikaya bağlılık‟„ anketinden kadın üyelerin sendikaya oldukça mesafeli bir tutum içinde oldukları saptanmıĢtır. 270 Kadın

çalıĢanların sendikaya, sendikal faaliyetlere ve sendika temsilcilerine güvenmemeleri, sendikaya karĢı ilgisiz kalmalarına neden olmaktadır.

1989 yılında Türk- ĠĢ‟ in 1116 kadınla yaptığı kadın iĢçileri konu alan ve sendikalarla olan iliĢkisine değinen araĢtırmada, araĢtırmaya katılan kadınların üçte biri sendikada görev almayı istediğini söylemiĢtir. Görev almak istemeyen kadınların %28‟ i vakit yetersizliğini öne sürerken, %17‟ si kendisini yeterli bulmadığını belirtmiĢtir. 271 Oranlar bize kadınların çalıĢma yaĢamında bile kimliklerini ev ve aile

yaĢamına göre belirlediklerini göstermektedir. Kadınlar çalıĢma yaĢamları ile özel hayatları arasında önceliği çoğunlukla eĢ ve anne olmanın gereklerini yerine getirmeye vermektedirler. Çocuk sorunlarına eğilecek kamu kuruluĢlarının yetersizliği, çocuklara yararlı olacak toplumsal donanımların eksikliği ve çocukla ilgili her sorunun babalardan çok anneler tarafından çözümlenmesi gerektiği Ģeklindeki değer yargısının sürüp gitmesi kadınlara bir takım sorumluluklar dayatmaktadır. 272 Bu durum Türkiye‟ ye özgü bir durum olmayıp Dünya‟ da farklı

ülkelerde de benzer Ģekli ile karĢımıza çıkmaktadır.

Kadınların sendikalara olan ilgisizliğinin bir nedeni de sendikaların uyguladıkları politikaların kadınlara hitap etmemesi, toplu sözleĢmelerde kadın

269 Kıran, a. g. m. 270 Sürekli, a. g. m.

271 Yıldırım, a. g. e. , s. 196

272 Madeleıne Vıncent, „„ Toplum ve Kadının KurtuluĢu‟„ Konuk Yayınları, Ġstanbul, 1977, s.

çalıĢanların çıkarına olan doğum izni süresi, kreĢ gibi konulara yer verilmemesidir. Çünkü çalıĢan kadınların ekonomik durumlarında bir değiĢiklik olduğu kabul edilse bile çalıĢma hayatında yer almalarından dolayı sosyal kimliklerinden(eĢ, anne) kaynaklanan sorumluluklarında azalma yaĢanmamaktadır. 273Sendikalar kadın

çalıĢanların ihtiyaçlarına yönelik politikalar izleyerek, kadın iĢgücünün ilgisini çekmeye çalıĢmalıdırlar. ĠĢyerindeki sendika temsilcilerinin kadın çalıĢanlara karĢı tutumu, kadınların sendikaya bakıĢlarının Ģekillenmesinde doğrudan etkilidir.

Sendikalarda görev almaya istekli kadınların ise ailesinin ve çevresinin yaptığı baskılar nedeni ile geri çekildikleri görülmektedir. Bekar ya da çocuğu olmayan kadınların sendikaya olan ilgisi daha fazla iken boĢanmıĢ veya dul kadınların iĢini yitirme korkusu ve toplumun baskısı nedeni ile ilgi göstermediği görülmektedir. Türkiye‟ de sendikal faaliyetlere katılma hatta bazen sendikaya üye olma bile iĢten çıkartılmak için iĢverence yeterli bir sebep gibi görüldüğünden yalnız yaĢayan bir kadının iĢini kaybetme korkusu ile sendikal faaliyetlere çekingen yaklaĢması doğaldır. Ancak yalnız yaĢayan ve evli, çocuk sahibi bir kadına göre daha fazla boĢ vakti olan dul ya da boĢanmıĢ bir kadının sosyal baskılar nedeni ile yaĢadığı çekinceler Türkiye‟ yi „„ erkek iĢi, erkek yeri‟„ algıları noktasında diğer ülkelerden ayırmaktadır. Kadınların ailesel dönemlerin farklı evrelerinde olması ülkeden ülkeye farklılık gösterse de örgütlenmelerini güçleĢtiren bir durum olarak karĢımıza çıkmaktadır. Erkeklerde ise aile yapılarının farklı olması sendikalara üye olmalarını ve aktif görev almalarını etkilememektedir.

Erkek üye sayısının fazlalılığı neticesinde sendikalarda meydana gelen erkek egemen yapı da kadınların sendikaya üye olmaya çekinmelerine neden oluyor. Bu durumun altında tacize uğrama korkusu, özgüven eksikliği ve hepsinden önemlisi oluĢan „„ Sendikacılık erkek iĢidir. „„ Algısı gibi nedenler yatmaktadır. Sendika aidatlarını ödemekte zorlanmaları ve sendikanın faaliyetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları kadınların sendikaya olan ilgisizliğinin diğer nedenleri arasında sayılabilir. Bu durumda sendikaların, kadın üye sayısını arttırmak için bilinç seviyesini yükseltme amaçlı eğitimler düzenlemelerinin, faaliyetlerde bulunmalarının gerekliliğini ortaya çıkartmaktadır. Eğitim kadının

273 Louıse Tilly&Joan Wallach Scott, „„ Women, Work and Family‟„ , Methuen&Co Ltd. , New

kendine güvenini arttırmalı ve ona sendikal vasıflar kazandırmalıdır. Öte yandan erkek üyeler ve yöneticiler de eĢitlik konularında eğitilmelidir. 274 Cinsiyet eĢitsizliği

sorununu yok sayan ve kadınlara yönelik politika üretmenin gereksiz olduğunu benimseyen kimi anlayıĢlar, kadının sendika içerisinde yer almamasının yaĢadığı cinsiyet ayrımcı uygulamalara değil, kiĢisel nedenlere dayandırarak, kadınları erkeklerle eĢit koĢullara sahip olduğunu savunmaktadır. Bu yaklaĢımlar var olan sorunları daha da derinleĢtirmektedir. 275

Türkiye‟ de sendikalar ve kadın çalıĢanları konu alan az sayıda araĢtırmadan en kapsamlısı Meryem Koray‟ ın 1991 yılında bankacılık, tekstil ve ticaret- büro iĢkollarında örgütlü 347 kadınla yaptığı kadınların çalıĢma ile ilgili tutumları, üye oldukları sendika ile iliĢkileri ve siyaset konusundaki düĢüncelerini ele alan çalıĢmadır. 276 Bu çalıĢmada kadınların üye oldukları sendika ile iliĢkilerinin çok

sınırlı olduğu, eğitim faaliyetlerine çok az katıldıkları ve sendika ile iliĢkilerinden hoĢnut olmadıkları ortaya çıkmıĢtır. Bunda kadın çalıĢanların aile yaĢamından kaynaklanan sorumluluklarının etkisi olduğu kadar, sendikaların kadın çalıĢanların sorunlarını çözmeye yönelik çabalarda bulunmamalarının da etkisi vardır. Kadınların sendikaları, çıkarlarını koruyan örgütler olarak benimsemeleri için toplu sözleĢmelerde kadın çalıĢanların sorunlarını çözmeye yönelik hükümlere yer verilmesi gereklidir. 1980 öncesinde Y. Ecevit‟ in Bursa‟ da tekstil ve gıda iĢkollarında 13 fabrikada yüz kadın çalıĢan ile yaptığı görüĢmelerde ise kadınların erkek sendika temsilcilerinin ilgisizliğinden yakındığı ve daha fazla kadın temsilci istedikleri sonucuna ulaĢılmıĢtır. 277