• Sonuç bulunamadı

2.1. Bölgede Kurulan ølk Osmanlı Vakıfları

2.1.1. Osman Bey Dönemi Vakıfları

Kesin olarak Osman Bey zamanında yapıldı÷ı tesbit edilen vakıfların sayısı 13 olup, bunların dört tanesinin Sö÷üd, üç tanesinin Bilecik, iki tanesinin Yarhisar ve birer tanesinin de Ermenipazarı, Yeniúehir, ønönü ve Bursa’da kuruldu÷u görülmektedir. Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgiler aúa÷ıda verilece÷inden burada de÷erlendirme amacıyla kısa atıflarda bulunulacaktır. Osman Gazi’nin Yarhisar’da biri “úeyh” ve

biri “fakih” ünvanını taúıyan øshak ve Mehmed’e toplam 3290 akçalık vakıflar yaptı÷ı görülmektedir (KKA.TTD 585:294b, 297a). Ermenipazarı’nda ise “Baba” ünvanını taúıyan Zekeriya’ya 360 akçalık (KKA.TTD 585:289a), ønceleme alanımız dıúında olan Yeniúehir’de “Mevlana” Osman “Fakih”e Kazık Musa köyünde bir çiftlik (KKA.TTD 580:27), Bursa’da ùıhlar (ùeyhler) mezrasında Orhan Gazi zamanında Bahúi’nin tasarruf etti÷i bir tekke için 365 akça hasılı olan bir çiftlik yer vakfedilmiútir (KKA.TTD 580:8). Bilecik’teki “ùeyh” Ede-Balı Zaviyesi için Sö÷üd’de toplam 2600 akça hasıllı Koza÷acı köyü ile Kozca mezrasını vakfeden Osman Gazi’nin (KKA.TTD 585:282b-283b), aynı nahiyede Ferraú Murad (KKA.TTD 541:53a, 54b) ve Ertu÷rul Gazi (KKA.V.C. 156) adına da vakıflar tahsis etti÷i söylenebilir. Sö÷üd Nahiyesinde Ömer Fakih için 200 akçalık bir çiftlik vakfetti÷i (KKA.TTD 585:277a-b) anlaúılan Osman Gazi’nin yine bu nahiyede “úeyh” ünvanını taúıyan Süleyman için 450 (KKA.TTD 585:280a-b), “derviú” ünvanını taúıyan “Akbaú” için 40 (KKA.TTD 585:283b), “sofu” ünvanını taúıyan øsa için ise 200 akça hasılı ile mukayyed yerleri ihsan etmiútir (KKA.TTD 585:282a). ønönü’de “abdal” ünvanını taúıyan Kumral’a hasılı toplam 7317 akçayı bulan Kumral Baba (KKA.TTD 541:45-46b), Kumral Seydi ve Karaa÷aç köylerini vakfeden Osman Bey’in böylece Ertu÷rul Gazi Vakfı haricinde toplam 15.000 akçaya yakın vakıflarda bulundu÷u görülmektedir. Osman Gazi’nin Ömer adındaki úahısların aynı kiúiler oldu÷unu düúünürsek “fakih” zümresinden iki, “úeyh” ünvanını taúıyan dört, “derviú” zümresinden üç ve sofu ve ferraú ünvanlarını taúıyan birer kiúiye vakıf yaptı÷ı söylenebilir. Bu dönemde Osman Gazi’nin çevresindeki nökerlerden baúka daha çok Abdâlân-ı Rum’a yakın oldu÷u söylenebilir. Bu vakıfların dokuz tanesinin zaviye vakfı olması dikkat çekici olup, fetih politikası ile do÷ru orantılıdır.

Bunun yanında defterlerde “Selâtin-i maziyeden” ve “kadimden” tabirleriyle kuruluú zamanı belli olmayan vakıflar da bulunmaktadır. Bunlardan “selâtin-i maziye” tabiriyle verilenlerden bir kısmı, “kadimden” tabiriyle verilenlerden ise ço÷unun daha sonra mensuh oldu÷u görülmektedir. “Selâtin-i mâziye”den oldu÷u belirtilen kayıtların Osman Gazi ile baúlatılması mümkün görünmekle beraber, bu tabirin geçti÷i Kumral Abdal ile ilgili kayıtta, direkt olarak isminin de verilmesinden dolayı içinde úüphe barındırmaktadır. Bu çalıúmada yine de Bilecik ve ønönü Nahiyesi sınırları içinde “selatin-i maziye” tabiriyle verilen vakıfların Osman Gazi,

“kadimden” oldu÷u belirtilen vakıfların da ondan önce kurulmuú olabilece÷i düúünülerek hareket edilmiútir. “Kadimden” olan vakıflar arasında, eskiden ønönü Beyi oldu÷unu düúündü÷ümüz ødris Battal Bey’in adı da zikredilmektedir.

Yukarıda belirtildi÷i üzere, Osman Gazi’nin adı belirtilmemesine ra÷men, “selâtin-i maziyeden ahkâmları bulundu÷u” kaydına binaen bu tarz kayıtlar da Osman Gazi’ye atfedilmiútir. ønönü’ye Sancakbeyi olarak atanan Orhan Gazi’nin Bursa’nın fethinden önce buradan ayrılması sebebiyle bu durum makûl görünmektedir. Bu ba÷lamda, “selatin-i maziye” ibaresinden hareketle, ønönü’ye ba÷lı E÷rigöz köyünde 233 akça hasıllı bir çiftli÷in Ömer Fakih’e (KKA.TTD 541:48b), ønönü nefsinde 400 akça hasıllı bir çiftli÷in Tur Ali Baba Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:44a), Aksu köyünde 400 akça hasıllı çiftli÷in Osman Baba Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:45b), øncesu köyünde 350 akça hasıllı bir çiftli÷in Murad Baba Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:47b), Dörtelli köyünde 354 akça hasıllı çiftliklerin Tigan Abdal Zaviyesine (KKA.TTD 541:48a), Bilecik’in Güniviran Köyü’nde 800 akça hasılı ile mukayyed bir çiftli÷in Ahi Yunus Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:52a), Bilecik’in Ölükçez köyünde 250 akça geliri olan çiftli÷in Derviú Abdurrahman Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:52a), Bilecik’in Çadırlu köyünde 750 akça hasıllı iki çiftli÷in Burçaklı Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:52b), Bilecik nefsinde 700 akça hasıllı yarım çiftli÷in Yarasa Baba Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:53b), Bilecik’in Bayad Köyü’nde 150 akça hasıllı bir çiftli÷in Ahi ødris Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:53a) bu dönemde vakfedildi÷i söylenebilir. Bu úekilde ele alınan on vakıftan biri hariç tamamının zaviye vakfı oldu÷u, banilerinin ise önemli bölümünün yine “Abdâlân-ı Rum”dan oldukları müúehade edilmektedir.

“Kadimden” ibaresine dayanılarak Osman Gazi veya daha önceki döneme ait olması muhtemel olan vakıfların sayısı da ondur. Bunlardan “Seydi Süleyman Baba” Zaviyesi’ne Aksu köyünde 20 dönümlük yer (KKA.TTD 541:49b), Osmanlı hakimiyeti öncesinde ønönü Beyi oldu÷unu düúündü÷ümüz ødris Battal Bey tarafından vakfedilmiútir2. Yine ønönü’ye ba÷lı øsaviranı’nda 665 akça hasıllı çiftlik Aluca ùeyh’e (KKA.TTD 541:44b), Kavúud köyünde 4110 akça hasıllı bir çiftlik Kula÷uz ùeyh’e (KKA.TTD 541:45a), Armudlu köyünde 800 akça hasıllı bir çiftlik

 

2 Sultan selim ve Süleyman’ın niúanlarıyla Seyyid Habib’in mutasarrıfı oldu÷u vakıf, kendisinden sonra o÷lu Kızıl’a geçmiú ve hasılı tesbit edilememiútir.

Ahi Hoca Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:45a), Saraycık köyünde 400 akça hasıllı bir çiftlik, Yarhisar’daki ile belki de aynı zaviyeyi iúaret eden ùeyh øshak Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:45a), Boyracık köyünde 700 akça hasıllı bir çiflik Bahúayiú Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:49a), Ece ve Kızılhisar köylerindeki 360 akça hasıllı çiftlikler Seydi Ali Zaviyesi’ne (KKA.TTD 541:49a), 800 akça hasıllı Etmekçi çiftli÷i Merdanlı ømareti’ne (KKA.TTD 541:48a) ve Bilecik’e ba÷lı Büyük Küre köyünde 700 akça hasıllı bir çiftlik Ahi øsmail Zaviyesi’ne vakfedilmiútir (KKA.TTD 541:52a). Bu gruptaki vakıflardan önemli bölümünün Fatih döneminde nesh edildi÷i görülmektedir. Yine vakıf banilerinden ço÷unun “Abdâlân-ı Rum”, ve birkaçının da “Ahiyân-ı Rum” ve fakih zümresinden oldukları görülmektedir3.