• Sonuç bulunamadı

2.8. Adölesan

2.8.1. Adölesan Dönemde Fiziksel ve Cinsel GeliĢim

2.8.1.2. Orta Adölesan Dönem

Orta adölesan dönemde yoğun hisler ve daha büyük amaçların belirlenmesinde akranların etkisi büyüktür (Özcebe, Dam, 2005: 60). Ortaöğretim çağları arkadaĢ baskısının veya etkisinin en yoğun olarak yaĢandığı yıllar olarak bilinmektedir. Bu dönemde akranların birbirlerini eğiteceği ve etkileyeceği uygulamalara önem verilmesi gerekmektedir (Taylı, 2006: 28).

Bağımsızlık-Bağımlılık Mücadelesi: Aileler ile meydana gelen kaoslar fazladır ve

arkadaĢlarına çok daha fazla önem vermektedirler (Özcebe, Dam, 2005: 60). ArkadaĢlık iliĢkileri özellikle ergenlik çağında özsaygı ve kimlik geliĢiminde en önemli faktördür. Ergen, arkadaĢlık iliĢkileri sonucu sosyal karĢılaĢtırmalar yaparak kendisini ve değerlerini geliĢtirmektedir. Akranlar ile beraber yaĢanılan ortak yaĢantılar, bireylerin özsaygılarını olumsuz ya da olumlu olarak etkilemektedir. Akran baskısı yine bu dönemde egemendir. KiĢi, kimlik geliĢimi açısından kendini kanıtlamak için yaĢıtları tarafından kabul görülmek istemektedir. Ergen, kendini yaĢıtları ile karĢılaĢtırması sonucunda nerede olduğuna karar vermeye çalıĢmaktadır. KiĢiler bu süreç içinde zaman zaman akranları gibi davranma eğilimi göstermektedir. Bu davranıĢlar bazen olumlu, bazen olumsuz olarak olmaktadır.

78

Saldırganlık, okuldan kaçma, akrana karĢı Ģiddet kullanma gibi davranıĢlar olabilir (Güven, 2007: 12).

Beden Ġmajı Algısı: Pek çok pubertal değiĢim belirlenmiĢtir ve değiĢimlerini daha az

sorgulamaktadır. Vücudunu kabullenmiĢtir ve rahatlamıĢtır. Vücuduna daha fazla zaman ayırır ve güzel görünmek amacıyla çok fazla zaman harcar (Özcebe, Dam, 2005: 61).

Akran Grup ĠliĢkisi: ArkadaĢların etkisi çok büyüktür.

1. Kendi kültür yapısı içinde yoğun saplanmalar yaĢama.

2. ArkadaĢ gruplarına uyum sağlama, aileden uzaklaĢma, kıyafetleri ile uyum içinde olma, arkadaĢlarıyla beraber ortak Ģifreler oluĢturma.

3. Flörtünün olması, duygusal birlikteliklerin artması, cinsel tecrübe, cinsel iliĢki yaĢama. 4. Takım, kulüp, çete gibi değiĢik gruplara katılma (Özcebe, Dam, 2005: 61).

Ergenlik çağında kiĢi arkadaĢları ile daha fazla zaman geçirmekte ve çocukluk çağına göre daha fazla arkadaĢlarının etkisi altında kalmaktadır. Fakat adölesansın yaĢıtlarının etkisi altında kaldığı konular sınırlıdır ve ebeveynler, ergen için önem arz eden konularda baĢvuru kaynağıdır (Kulaksızoğlu, 2002: 86).

KiĢilik GeliĢimi: Ergenin öz benliğindeki sağlıklı geliĢim süreci aslında sağlıklı

toplumsallaĢmanın da koĢuludur. BaĢka bir deyiĢle, öz güven, öz değer ve öz saygınlık boyutlarıyla yeterli ölçüde geliĢmiĢ birey, toplumsallaĢma sürecinde de baĢarılı olur. ToplumsallaĢma sürecinde baĢarılı olmak ise kiĢiliği daha üst düzeyde geliĢtirir. Aslında toplumsallaĢma ve kimlik oluĢumu eĢ zamanlı olarak geliĢen süreçlerdir. Her ikisi birbirlerini destekler birbirlerinin ön koĢulu olurlar. Çünkü yanlıĢ, eksik, yetersiz toplumsal uyarıcılar, benlik tasarımını olumsuz etkileyebilirler. Olumsuz benlik tasarımı, öz güvensizliğin temel nedenidir, dolayısıyla da olumsuz bir toplumsallaĢma oluĢturur. Olumsuz toplumsallaĢmanın anlamı ise birey olmamıĢ bağımlı bir kimlik ya da toplumdan soyutlanmıĢ, yabancılaĢmıĢ ergen olmaktır (Ataman, 2004: 174-275). Ergenin benmerkezci düĢünce biçiminin bir özelliği de kendi düĢüncesinin kendi inançlarının en doğru, en orijinal olduğunu sanmasıdır (Erden, Akman, 1998: 96).

Erikson‟a göre ergenler yeni bir kimlik oluĢturma mücadelesinde baĢka birinin gözündeki kendisiyle kendi olarak algıladığı kendisini kıyaslarlar. Daha önceden edindikleri beceri ve rolleri yeni durumla ne Ģekilde bütünleĢtirecekleri ergenler açısından problem teĢkil etmektedir. Ergen çocukluk çağındaki cinsel yönelim ve özdeĢimlerini doğuĢtan var olan

79

yetenekler ve toplumun sunduğu olanaklarla bütünleĢtirmektedir (Kulaksızoğlu, 2002: 107).

Öz kimlik arayıĢı, ergen kiĢiliğinin temel özelliklerinden biridir ve otoriteye bu yüzden karĢı çıkmaktadır. Bağımsız olmayı bu yüzden istemektedir çünkü bağımsız olma istemi, onun öz kimliğini oluĢturma sürecinde vazgeçilmez bir niteliktir, gizli ya da açık bir özlemdir. Ancak bağımsızlık duygusu ve özerklik için, öz güvenlik duygusu esastır. Öz güven duygusu geliĢmeden, bağımsızlık davranıĢları da geliĢemez. Oysa ergen özgüvensizlik konusunda sorunlar yaĢayabilir. Zorlanmalara karĢı durabilme, problem çözebilme yeterlilikleri öz güven duygusunun değiĢimiyle yakından ilgili olarak geliĢebilir. Bu yüzden de güvensizlik ve bağımsız olma davranıĢları arasında çatıĢma yaĢayabilir. ÇatıĢma ise duyguların kaynağını oluĢturur. Çözülemediği sürece ergen patolojiler üretir (Ataman, 2004: 169). Ergenlik çağında kiĢinin kimlik edinme uğraĢları içinde benlik kavramının oluĢması ve birey tarafından kabul görmesi dönemin önemli bir özelliğidir (Çankaya, 2007: 6).

Kendi cinsiyetini reddetmeden her iki cinsiyetin özelliklerini potansiyelleri ölçüsünde güvenli bir biçimde taĢıyan bireylere “androjen birey” adı verilmektedir. Androjen davranıĢlar ana babalar ve öğretmenler tarafından teĢvik edilecek olursa ergenlerin nasıl bir cinsiyet rolü edineceklerine iliĢkin bocalamaları azalacaktır. Böylece de kız öğrencilerin eğitim ve mesleklerinde ilerlemeleri için daha güdülenmiĢ, erkek öğrencilerin ise kendilerinin ve baĢkalarının duygularına karĢı daha açık, insanlara karĢı daha yumuĢak ve sevecen olmalarına yardımcı olunabilir (Erden, Akman, 1998: 98).

Ergenlik çağının orta dönemi, kiĢilik oluĢturma sürecinde kiĢiliğin ayrıca yeteri kadar bütünlenemediği, ideal kiĢilikle gerçek kiĢilik arasında birliğin sağlanamadığı bir çağdır. Ġdeal kiĢilik, adölesanın olmayı arzuladığı, ulaĢmak istediği kiĢiliği, gerçek kiĢiliği ise kabul etsin ya da etmesin yaĢamakta olduğu, gerçekte var olan kiĢiliğidir (Ataman, 2004: 178).

Soyut kavramları geliĢir ve yeni bir kiĢilik geliĢtirmeye baĢlar.

1. Amaç ve duygularında açıklık meydana gelir ve baĢkalarının hislerini değerlendirme yeteneği geliĢir.

80

3. Daha az idealisttik beklentiler (bu dönemde orta ve az düzeyde beceriye sahip olan adölesanlar, kendi becerilerinin yetersiz olduğu düĢüncesinden dolayı kendini değersiz görme problemi yaĢayabilirler).

4. Risk alma eğilimleri baĢlar ve kendisinin ölümsüz olduğuna inanıp bu düĢüncesini ispatlamaya çalıĢır (Özcebe, Dam, 2005: 61).

Ergenliğin orta çağlarında, ideal kiĢiliğin abartılı bir Ģekilde büyümesi, var olan kiĢilikten uzaklaĢması çok sık görülmektedir. Kimi gençlerde imgelem gücünün geniĢ olması bu durumu destekler. Olması beklenen geliĢim süreci gösteren gençlerde gerçek ve ideal kiĢilik dengeli bir yakınlık göstermektedir (Ataman, 2004: 178).