• Sonuç bulunamadı

TSK Kıyafet yönetmeliği (1989)‟a göre üniforma; aynı iĢi yapan insanların giydiği, rengi ve biçimi kanunlarla belirlenmiĢ elbiseye denir (Türk, 1996: 26).

90

Siyah önlük ve beyaz yakanın uzun süreler üniforma olarak korunmasının altında birçok psikolojik ve iĢlevsel neden olabilir. Bu üniformalar geleneksel bir saygınlığa ve kutsallığa sahipti. Dolayısıyla uzun süre ısrarla kullanımda kalmalarının ve çok farklı ülkelerde kullanılmalarının altında psikolojik nedenler ve taĢıdıkları sembolik anlamlar olabilir. Orta Çağ üniversitelerinde ve daha sonra kolejlerde katı bir biçimde uygulanan giysi düzenlemelerinin kökeninde dini gelenek bulunmaktadır. Dini düzen tarafından oluĢturulan ve dini eğitimin yoğun biçimde verildiği bu eğitim kurumlarında giysilerin de dini düzeninkilere benzer Ģekilde yapılandırılması ĢaĢırtıcı değildir. Üniversite ve kolejlerde, daha sonra da kitle eğitiminin baĢladığı vakıf okullarında öğrencilerin üniformaları çağlar boyunca sade, ciddi, hüzünlü, ağırbaĢlı renklerden yapılmıĢtır. Tensel hiçbir duygu uyandırmayan bu hüzünlü üniformalar dini düzen tarafından devamlı empoze edilen iffetli olma anlayıĢı ile uyumludur. Nitekim araĢtırmalar bazı öğretmenlerin üniformaları cinsiyeti örten dürtü kontrol mekanizması olarak algıladığını göstermektedir (MeĢeci-Giorgetti‟den aktaran Hesapçıoğlu, Gıorgettı, 2009: 1736).

Okul formalarında en büyük değiĢim Fransız Devrimiyle olmuĢtur. Fransız Devrimi‟nden sonraki günlerde özellikle kolejlere, ortaöğretime askeri disiplinden alınan görüĢler uygulanmak için zorlanmıĢtır. Bu görüĢ öğrencilerin kıyafetlerini de etkilemiĢtir. Öğrenciler devrimle birlikte 17. yüzyıl papaz cüppelerini değil, subayların giydikleri kıyafetlerin benzerelerini giymeye baĢlamıĢlardır (Ariès, 1962: 255-256).

Doktor Bernhard-Christophe Faust (1755-1842) çocukların, milletin renkleriyle süslenmiĢ Ģekilde tek tip giyindiğinde doğal ve gerçek bir denkliğin kendiliğinden var olacağını öngörmüĢtür. Bu proje kapsamlı uygulanamasa bile bedeni kendi doğal özgürlüğüne bırakma anlayıĢının etkileĢimini sağladı. Bunun yanı sıra tek tip kıyafet fikrinden yola çıkılarak doğa, millet ve vatan kavramları arasında bağlantı kuruldu. Formalar ve milliyetçilik bu noktada birleĢerek, eĢitliğin sembolünü oluĢmasını sağladı (Dussel, 2001: 89).

Ġlk giyim fabrikası Amerika BirleĢik Devletleri‟nde 1812 senesinde forma üretmek amacıyla kurulmuĢ, 1820‟li yılların sonlarına doğru hazır giyim sivil nüfus tarafından da kabu görmüĢtür (Uludağ, 2010: 3).

Üniformalar, mesleki kostümlerin tersine farklı derece ve kademelerdeki çalıĢanları ayırt etme gerekliliğini karĢılamak için özellikle geliĢtirilmiĢ ve kurum yönetimi tarafından yansıtılmak istenen çalıĢan imajının ifade edilmesinde kullanılmıĢtır. Örneğin, bu üniformalar askeri elbiselere veya hizmetçi kıyafetlerine benzetilmiĢtir. 17. yüzyılın tarzlarını esas alan üniformalar erkek hizmetçi üniforması vb. çalıĢanların görüntüsünün modayı yansıtmadığını doğrular. 1850‟ler de New York‟ta polisler, hizmetçi üniformalarını anımsattığı için üniformaları küçük düĢürücü bularak giymeyi reddettiler (Crane, 2003: 121).

Toplumdaki cinsiyet farklılığı, eğitim sisteminin bütün basamaklarında gereken örgütsel, yönetsel sınıflama olarak karĢımıza çıkmaktadır. Geleneksel okullarda, erkek ve kız

91

kavramları arasında güçlü bir bağ bulunur ve okul formaları, müfredat, derslikler ve okul ortamının düzeni de bunu destekler (Arnot‟tan aktaran Esen, 2013: 282).

Bireyin sosyal sermayesini arttırmak için kullanılabilen modaya uygun giysiler 19. yüzyıl boyunca esasen orta ve üst sınıflar için eriĢilebilir olmuĢ, toplumsal denetim araçlarını temsil eden üniformalarsa öncelikle iĢçi sınıfından gelen çalıĢanlara dayatılmıĢtır (Crane, 2003: 129). ĠĢ giysilerinden farklı olarak forma, kurumların farklı derece ve kademelerdeki çalıĢanlarını ayırt etme gereksinimini giderme amacıyla özellikle geliĢtirilmiĢ ve kurum yönetiminin yansıtmak istediği çalıĢan imajını ifade etmek için kullanılmıĢtır (Uludağ, 2010: 2).

Bireylere toplumsal konumlarını yükseltme olanağı sağlayan moda, 19. yüzyılda giyimin çok çeĢitli yönlerinden yalnızca biriydi. Moda, üniformalar ve giysi kuralları dayatarak giyimi bir toplumsal denetim biçimi olarak kullanan çeĢitli yöntemlerle birlikte değerlendirilmelidir. Bürokratik kurumlarda hiyerarĢi içindeki kademeyi belirten üniformalar arttıkça iĢ yeri giysileri giderek farklılaĢmıĢtır. Üniformaların ve giyim kurallarının yürürlüğe girmesi, iĢ yerindeki toplumsal sınıf farklarını giderek belirginleĢtirmiĢtir (Crane, 2003: 17). Toplumsal hayatta iĢ bölümü artıkça giyim kuĢamda mesleklere göre belirli ölçütler ve biçimler oluĢturmuĢ, bu da iĢ giysilerinin ve forma denen tek tip giysilerin ortaya çıkmasını sağlamıĢtır (Ural, 1998: 7).

Okul formalarının kullanımıyla ilgili 19. yüzyıl baĢından itibaren daha fazla bilgiye sahip olmakla beraber, bu zamandan önce bilinenler oldukça azdır. ÇağdaĢ devlet okullarında gördüğümüz okul üniformalarının kökleri Almanya, Fransa ve Ġngiltere‟deki en erken üniversitelerdeki seküler ve dini etkileĢimin kesiĢme noktasındadır (Hargreaves- Mawdsley‟dan aktaran Hesapçıoğlu, Gıorgettı, 2009: 1722).

19. yüzyıl ortalarında, orta ve üst sınıf giyim tarzının farklı özellikleriyle sunulan statü sınırlılıkları ortadan kalkmaya baĢlamaktadır. 18. yüzyılın tam tersi orta ve üst sınıf giyim tarzı sadeleĢir ama 19. yüzyılın son yarısında hizmetçi ve iĢçi üniformaları vb. yeni giysi çeĢitleri hızla artmaktadır. Üniformalar iĢçi sınıfı üyelerini öteki sınıflardan tanımlamayı ve ayırt etmeyi kolaylaĢtırmıĢtır. Mesleki kıyafetler ve üniformalar, sıradan kıyafetlerle artık belirgin bir Ģekilde dıĢa yansıtılamayan toplumsal farklılıkları ifade etmekte kullanılmaktadır. 19. yüzyılın 3 esas üniforma kategorisi Ģu Ģekilde tanımlanır:

1- Ġtfaiyeci, polis, demir yolu iĢçisi ve postacı vb. kamu görevlilerinin üniformaları, 2- Ev hizmetçilerinin üniformaları,

92

3- Fabrikalar, mağazalar ve dükkânlar vb. özel iĢletme çalıĢanlarının üniformalarıdır (Crane, 2003: 120).

Ġngiltere‟de dini geleneğin hâkim olduğu vakıf okullarında ortaya çıkan okul önlükleri Fransa‟da da yaygınlaĢmıĢtır. Kaynağını dini düzenden alan okul önlükleri zamanla Cumhuriyet okullarının sembolü hâline gelmiĢtir. Okul önlükleri 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın baĢlarında Portekiz, Ġtalya, Ġspanya, Belçika gibi Avrupa ülkeleri ve Türkiye‟de bulunan okul forma politikalarını etkilemiĢ ve böylece Türkiye‟deki ilkokullarda Fransa‟nın Cumhuriyet sembolü ve eĢitlikçi olan siyah önlükten ve beyaz yakadan oluĢan formalar yaygınlaĢmıĢtır. Ancak bu üniformalar tarihte farklı düĢüncelerin de sembolü olmuĢlardır (Hesapçıoğlu, Gıorgettı, 2009: 1736).

Özel üniformaları en çok Ġngiltere‟deki aristokrasi ve orta sınıfın yeni zenginleri için çalıĢan hizmetçiler kullanmıĢlardır (Crane, 2003: 126). Restoranlar ve oteller giyim standartlarını müĢteri tercihinde kontrol etmek için kullanırlar. Kiliseler ve okullar gibi farklı kurum çeĢitleri, üyelerinin davranıĢlarını farklı forma çeĢitleri ve giyim standartlarıyla etkilemeye çalıĢırlar. Evlerde giyilen hizmetçi üniformaları da bu durumun diğer bir türünü temsil etmektedir (Crane, 2003: 123-124).

“II. Dünya savaĢıyla birlikte moda, sosyal bir sınıfa ait olmaktan çıkarak daha rasyonel kimliğe bürünmüĢtür. Bayanların tek tip giyinmeye baĢladığı görülmektedir. SavaĢın etkisiyle farklılaĢan ekonomik ve sosyal yaĢam tasarımcıların yaratıcılıklarını da etkilemiĢtir” (Ġmre, 2011: 26). “1945 yılına değin üniforma giymek zorunluluktan dolayı moda olmuĢtur. Sivil kıyafetler gerek kullanılan malzeme, gerekse miktar açısından çok kısıtlıdır ve diğer birçok Ģey de olduğu gibi giysiler de karneyle dağıtılmaktadır” (PektaĢ, 2006: 129).

1973‟ten itibaren pantolonun eteğin yerinin almasıyla erkek üniformalarına çok benzeyen, kravat siperlikli kep ve pantolonu da içine alan üniformalar ortaya çıkmıĢtır. Daha sonra hemĢirelik ve uçak hostesliği gibi diğer mesleklerde unisex üniformaların kullanılması kararlaĢtırılmıĢtır (Crane, 2003: 168-169).

Okul üniformaları, kültürel ve toplumsal değiĢikliklere bağlı olarak zamanla değiĢtirilmiĢ olsa da eğitim sistemindeki en eski geleneklerden biridir. Eğitimin devlet tarafından verildiği ya da belli bir düzen içinde olan bilhassa milli değerlerin yeniden ortaya çıkmasının temel amaç olduğu eğitim sistemlerindeki okullarda üniforma kullanılmaktadır. Hong Kong, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan vb. devletlerde tarihsel zaman içinde

93

öğrenciler yönetimin belirlediği üniformaları kullanırken diğer devletler okul üniforması kullanmamıĢtır. Ġngiltere, BirleĢik Devletler ve Fransa vb. devletlerde ise öğrenciler üniforma kullansalar da bütün öğrencilerin tek tip üniforma kullanmasına iliĢkin merkezi uygulamalar yapılmamıĢtır (Hesapçıoğlu, Gıorgettı, 2009: 1719).

Önceleri mütevazılığın, itaatin ve iffetin ifadesi olan formalar sonraları genellikle cumhuriyetçi okullarda eĢitlikçiliğe vurgu yapmıĢtır. Fransa‟nın aktivist devrimcilerinin ifadelerinde, Türkiye‟de okul formalarıyla ilgili olan düzenlemelerde formaların öğrencileri eĢitleyici iĢlevi ön plandadır. Yapılan çalıĢmalar daha çok okul formalarının eĢitleyici iĢlevi olduğunu göstermektedir (Caruso, 1996).

Sanayi toplumları, sanayiden önceki toplumlarda kullanılan yöntemlerin, yerini alan karmaĢık giyim yöntemleri geliĢtirmiĢlerdir. Bu sistemlerde, kiĢisel geliĢime iliĢkin göndermeleriyle üniformalar ve standartlaĢtırılmıĢ kıyafetler, modaya uyumlu kıyafetlerinkine karĢıt bir görev üstlenmiĢtir. Kurumların üst kademelerinde kullanılan kıyafetler çoğu zaman saygınlığı yansıtmıĢ, alt kademelerde çalıĢanların üniformaları ise genellikle bu tür anlamlarda eksik kalmıĢ ve bir tür toplumsal kontrolünü yansıtmıĢtır. Belli bir Ģekilde giyinmesi istenilen kiĢi kurumla özdeĢleĢtirilmiĢ ve kurumun, düzenlemelerine ve kurallarına uyumlu davranmaya mecbur bırakılmıĢtır (Crane, 2003: 121).

ĠĢ yerlerindeki üniformalar öbür standartlaĢtırılmıĢ kıyafet çeĢitleri ve giyim kuralları 20. yy‟in sonlarında da yoğun bir Ģekilde tercih edilmektedir. ÇalıĢan bireylerin, en önemlisi bayan çalıĢanların dıĢ görünümlerinin denetimine en fazla önem verenler hava yolu iĢletmeleri olmasına rağmen öbür iĢletmelerde çalıĢan bireylerin giyim standartlarına uyumlarının, kuruma bağlılıklarının ifadesi Ģeklinde değerlendirmektedir (Crane, 2003: 123).