• Sonuç bulunamadı

2.17. Formalarda Kullanılan Malzemeler

2.17.2. Formalarda Kullanılan Yardımcı Malzemeler

2.17.2.1. Astar

Genelde pürüzsüz ve hafif olan, giysilerin iç kısımlarını kapatan ve Ģeklini muhafaza eden malzemedir (Jones, 2009: 218).

Astar kıyafette yüzeyi oluĢturan kumaĢın iç görüntüsünü temizleme, süsleme amacıyla içine geçirilen, gerektiği zaman kıyafetten çıkarılabilinen, kıyafetin genel dikiĢ uyumuna dikkat edilerek dikilen ince bir kumaĢ türüdür (www.modatekstil.tr.gg).

2.17.2.2. Tela

KumaĢ ile astar arasına konarak giysinin dik durmasını sağlayan apreli kumaĢa “tela” denir (Pamuk, 2002: 115).

Tela, apreli sık dokunan bir kumaĢ türüdür. Ceket, elbise, manto, tayyör, pardösü gibi kıyafetlerin göğüs, yaka, kol ağzı, pat, cep kapakları, etek ucu, sırt gibi kıyafet parçalarının

112

güzel görünmesi, deforme olmaması, düzgün ve net, düĢüĢlerinin muntazam olması için kullanılmaktadır (Sezer, Bilgin, Kayaoğlu, 2003: 31).

Tela, giysilerin net ve güzel görünümünü sağlamak ve çabuk deforme olmasını önlemek amacıyla kullanılır (Sever, 1988: 64). Telalar, giysilerin net ve kaliteli görünümünün sağlanmasında kullanılan önemli malzemelerden biridir (Pamuk, 2002: 115).

2.17.2.3. Dikiş İpliği

Ġplik ya da lif, kumaĢın yapıldığı ham maddeye verilen isimdir (Jones, 2009: 122). DikiĢ ipliği; yapay veya doğal kaynaklı ya da her ikisinin karıĢımı olan liflerden yapılmıĢ, istenen kat sayısına göre bükülmüĢ, taĢıması istenen özelliklere göre bitim iĢlemlerinden geçirilmiĢ, yumak, bobin, masura veya çile haline getirilmiĢ konfeksiyon ve el dikiĢinde kullanılan ipliklerdir (Sezer, Bilgin, Kayaoğlu, 2003: 33).

DikiĢ ipliği kumaĢ ya da örgü üretiminde kullanılan, bükülmüĢ liften oluĢmuĢ uzun ve devamlı lif parçasıdır. DikiĢ ipliği farklı kumaĢları birbirine dikmek için kullanılırken, iplik kumaĢ dokumak için kullanılır. Sanayi devrimi sırasında Ġngiltere ve diğer ülkelerde makineleĢen tekstille iplik üretimi hız kazanmıĢtır (Ambrose, Harris, 2012: 168).

2.17.2.4. Düğme

Düğme sözcüğü “tüğ-mek” kökünden gelmektedir. Tarihte ilk düğme yaklaĢık 6000 yıl önce kullanılmıĢtır (Pamuk, 2002: 108).

Düğme giysilerde kullanılan bir kavuĢturma ve süsleme aracıdır. Önceleri, elbiselerin daha kullanıĢlı hale getirilmesinde iĢe yararken 15. yüzyılda modanın etkisiyle bütün giyim eĢyalarında yer almaya baĢlamıĢtır. Rahat bir Ģekilde giyinebilmek, bollukları giderebilmek amacıyla kullanılan düğmelerin bir bölümü sonraları süsleme öğesi olarak kullanılmıĢtır (Sezer, Bilgin, Kayaoğlu, 2003: 39).

Düğmeler kullanım yerlerine göre değiĢkenlik gösterir. Örneğin, spor giyimde model özelliğine göre plastik, ağaç, metal vb. çeĢitli malzemelerden sade düğmeler tercih edilirken, abiye kıyafetlerde fildiĢi, sedef kaplama, kordon ve cam biçiminde daha dikkat çekici düğme türleri hazırlanmaktadır (Pamuk, 2002: 109).

113

Günümüzde düğmeler çok geliĢmiĢ ve çeĢitleri artmıĢtır (Sezer, 1988: 124). Giyside düğmelerden baĢka düğme yerine geçen agraf, fermuar, çıt çıt, basılarak yapılan zımba düğmeler ve toka gibi araçlar da kullanılmaktadır (Sezer, Bilgin, Kayaoğlu, 2003: 40).

2.17.2.5. Agraf

Agraf, 13. yüzyılda Haçlılar tarafından getirilmiĢtir (KomĢuoğlu, Ġmer, Seçkinöz vd, 1986: 1). KarĢılıklı iki parçadan oluĢup, birleĢtirme amaçlı kullanılmaktadır. Agraf veya kopça olarak bilinmektedir. Genelde metalden hazırlanan birçok çeĢidi bulunmaktadır. Bunlardan bazıları, timsah kanca, fiyonklu kanca, çıtçıtlı kanca vb. gibidir (Pamuk, 2002: 111).

Agraf, dokuma kumaĢlarda dayanıklılık (mukavemet), kumaĢların giyim ya da diğer kullanım yerlerinde kullanım süresince çeĢitli etkilere karĢı, özelliğini oluĢturan karakteristiklerini koruyabilmelidir (Yakartepe, Yakartepe, 1995: 2047).

KumaĢ ya da giysinin giyim ömrü dayanıklılık özellikleri, kumaĢın uzun zaman tatmin edici performansını göstermesine, giysinin ise uzun zaman giyilebilmesine olanak verir (Yakartepe, Yakartepe, 1995: 2033).

2.17.2.6. Fermuar

Fermuar da agraflar ve düğmelerde olduğu gibi giyim ürünlerinin kapatılacak kısımlarında kullanılır. Bir fermuarın temel bölümleri kumaĢın kenarlarına tutturulmuĢ iki diĢli dizisiyle, diĢlileri açıp kapatmaya yarayan sürmeden oluĢmuĢtur (www.tedarik.com). Fermuar, tam kapama sağlayan yardımcı bir dikiĢ ürünüdür. Ġki dokuma parçasının karĢılıklı birleĢimi sonucunda kenarlarına takılan spirallerin ya da diĢlerin, sürgü (kafa) Ģeklinde isimlendirilen aparatla birleĢtirilmesi esasına göre çalıĢır (Koca, Koç, 2006: 92). DikiĢteki her bir çıkıntı üstteki girinti ile birleĢir. Bu diĢliler dizisi birbirini izleyen birleĢme sistemiyle kapanmaktadır (Sezer, Bilgin, Kayaoğlu, 2003: 41). Fermuarların, kıyafetlerde ya da farklı ürünlerde kolay kullanım özelliği gösterme ve tam kapama sağlama amacı vardır (Koca, Koç, 2006: 92). Birçok çeĢidi ve uygulaması olan (bazen dekoratif) birleĢtiricidir (Jones, 2009: 219).

114

2.18. Ġlgili AraĢtırmalar

Ġlgili araĢtırmaya yönelik çalıĢmanın alt yapısını hazırlamak, geçmiĢte yapılanları özetlemek amacı ile konuyla yakından ilgili olduğu düĢünülen yurt içi ve yurt dıĢında yapılan bazı çalıĢmalara ait literatür özetleri aĢağıda sunulmuĢtur.

Ağaç ve Çeğindir (2006), ”Üniversite Öğrencilerinin Giyim Ġhtiyaçlarını KarĢılama ve

Moda Konusundaki GörüĢ ve DavranıĢları” isimli makaleleri, üniversitelerde öğrenim gören kız öğrencilerin kıyafet gereksinimlerini karĢılayabilme ile ilgili fikirlerini, moda hakkında görüĢlerini ve modayı ne kadar takip edebildiklerini tespit etmek amacıyla yapılmıĢtır. AraĢtırma materyalini, Ankara‟daki Gazi, Hacettepe, Ankara Çankaya ve BaĢkent Üniversitelerinde öğrenim gören kız öğrencilerden tesadüfi olarak seçilen ve ölçme aracına cevap veren 340 kiĢiden alınan veriler ve konu ile alakalı literatür taraması ile ulaĢılabilen kaynaklar oluĢturmaktadır. AraĢtırmadan elde edilen bulgular ve farklı üniversite öğrencilerinin verdiği cevaplar sonucunda ki-kare (Chi-Square) testi ve p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirmeler yapılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, öğrencilerin kıyafet seçiminde bireyselliği önemsedikleri, kıyafet alırken ilk önce tarzlarını yansıtmasına önem verdikleri, sonrasında ise kıyafetin kalitesine dikkat ettikleri tespit edilmiĢtir. Öğrencilerin çoğunun moda olan giysileri kullanma alıĢkanlığının olmadığı, modası geçmiĢ olsa dahi beğendikleri giysileri kullanmaya devam ettikleri ve kiĢisel zevklerini önemsedikleri saptanmıĢtır.

Ağaç ve Harmankaya (2009), “Ġlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerinin Giysi

Tercihleri ve Giysi Satın Alma DavranıĢlarına Etki Eden Faktörler” isimli makalede ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin kıyafet seçimlerini, kıyafet satın alırken tercih ettikleri ve kıyafet alırken seçimlerini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla 7-11 yaĢ aralığındaki 220 öğrenciye hazırlanan anketler uygulanmıĢtır. Giysi satın almada en önemli etkenin anneler olduğu, okul türü fark etmeksizin ihtiyaç duyulduğunda alıĢ veriĢ yapıldığı, renk tercihi olarak büyük çoğunluğun mavi rengini tercih ettiğini ve bu yaĢ grubundaki çocukların düğme iliklemede sorun yaĢadıkları için fermuarlı giysileri tercih ettikleri bulgularına varılmıĢtır. Çocuk giyiminde hazır giyim sektörüne bulgular doğrultusunda çözüm ve öneriler getirilmeye çalıĢılmıĢtır.

Akça, Baran ve Bıçakçı (2011), “15–18 YaĢ Grubu Ergenlerde Giysi Seçimini Etkileyen

Faktörler” adlı makalede, 15–18 yaĢ grubundaki ergenlerin kıyafet tercihindeki etken faktörler belirlenmiĢtir. Kıyafet alırken nelere dikkat ettikleri, markaya önem verip

115

vermeme durumları ve akran iliĢkilerinde kıyafetlerin ne kadar etkili olduğuna dair fikirlerinde sosyo-ekonomik düzeyin, yaĢın, cinsiyetin etkisi olup olmadığını saptamak amaç edinilmiĢtir. AraĢtırma, Kayseri‟deki iki lisede öğrenci olan 15–18 yaĢlarındaki 320 (160 erkek, 160 kız) ergen üzerinde yapılmıĢtır. Yapılan araĢtırmada ergenlerin kıyafet satın almadaki amaçları arasında cinsiyetin önemli bir farklılık oluĢturmadığı fakat yaĢın ve sosyo-ekonomik düzeyin ciddi anlamda bir farklılık oluĢturduğu gözlenmiĢtir. Ergenlerin markaya önem verip vermemeleri konusunda sosyo-ekonomik seviyenin etken olmadığı, yaĢ ve cinsiyet faktörlerinin etken olduğu saptanmıĢtır. Aynı zamanda ergenlerin akran iliĢkilerinde kıyafetlerin etkili olması açısından fikirlerinde yaĢın önemli bir farklılık oluĢturmadığı gözlenirken, sosyo-ekonomik seviye ve cinsiyetin önemli bir farklılık meydana getirdiği belirlenmiĢtir.

Bozkurt (1995), “Vücut Hareketlerinin Giysi Özellikleri Üzerindeki Etkileri” adlı

araĢtırmasında giysi özellikleri ile vücut hareketleri arasındaki iliĢkileri incelemeyi hedeflemektedir. AraĢtırmada giysi kalıplarının hazırlanması sırasında kullanılan ölçülerin sabit vücut ölçüleri olması ve hareket halinde insan vücudundaki ölçü değiĢimlerinin kalıplarda uygulanmaması nedeniyle vücut hareketlerinin engellendiği öne sürülmüĢtür. Giysilerde meydana gelen hareket ile ilgili sorunlarının giderilmesi için kalıplara hareket paylarının verilmesi önerilmiĢtir.

Brunsma ve Rock Quemore (1998), “Öğrenci Üniformalarının Tutum, DavranıĢ

Problemleri, Madde Kullanımı ve Akademik BaĢarı Üzerindeki Etkileri” isimli makalede okullarda kullanılan formaların neden olduğu davranıĢ problemlerinin, devam sorunu, madde kullanımı ve akademik baĢarı gibi faktörlere etkisini araĢtırmayı amaçlamıĢlardır. Veriler Ulusal Eğitimin GeliĢtirilmesi çalıĢmasından (1988) elde edilmiĢ ve 10.sınıftaki öğrencilere uygulanmıĢtır. Yapılan bu araĢtırmada özel okullar, azınlık grupları (Ġspanyollar siyahlar, Asyalılar gibi) ve baĢarılı okullardan çok sayıda örneklem kullanılmıĢtır. Bu analiz için okul yöneticilerinden ve öğrencilerden gerekli veriler elde edilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda 10. sınıfta forma kullanan öğrencilerin baĢarısı kullanmayan öğrencilerin baĢarısına göre daha iyi olduğu ve öğrenci formasının madde kullanımı, okula devam etme sorunu, okulda gösterilen davranıĢlar gibi faktörlerle hiçbir Ģekilde bağlantısı olmadığı belirlenmiĢtir.

Caruso (1996), “KiĢiselliğe KarĢı Rahatlık: Okul Üniformalarının Arkasındaki Sorun” adlı

116

uygulanmasının karĢıtı ya da aksi olan fikirleri değerlendirmesinin gerekli olduğuna değinmiĢtir. AraĢtırma yapan kiĢi bu çalıĢmada okul formalarının; dikkatin dağılmasını önlemek, devamsızlık problemini çözmek, öğrencinin öz-saygısını ve güvenini artırmak, öğrenciler arasındaki birliği sağlamak, kıyafet harcamalarını azaltmak, sınıf içi davranıĢı geliĢtirmek ve birtakım suç ve Ģiddet eylemlerini engellemek vb. pek çok faydası olduğuna değinilmiĢtir.

Çorbacıoğlu (1982), “Anatomik Bir YaklaĢımla Kadın Giyiminde Uygulanacak Bir Beden

Ölçü Standardizasyonu Modeli ve Kalıp Hazırlama Sisteminin AraĢtırılması” adlı tezinde kadın giyiminde uygulanacak, beden ölçü standart modeli oluĢturmuĢtur. Bu amaçla ilk olarak kadın bedenini incelemiĢ ve vücut birimlerinin sınıflandırmasının önemini vurgulamıĢtır. Sonrasında araĢtırmanın materyalini oluĢturan lise öğrencisi 200 kız üzerinde birtakım ölçüler alarak standartla alakalı çalıĢmalara değinmiĢ ve istatistiksel analiz metotları kullanarak özel ve genel standartları geliĢtirmiĢtir. AraĢtırma sonucunda kadın beden ölçülerini sınırlandırıp ölçü standardı oluĢturduğu tespit etmiĢtir.

Çivitçi ve Harmankaya (2012), “6–16 YaĢarası Obez Çocukların ve Ergenlerin

Giysilerde Tercih Ettiği Özellikler” adlı makalelerinde çocukların ve ergenlerin giysilerde ne gibi özellikler aradıklarına değinilmiĢtir. AraĢtırmanın amacı, 6–16 yaĢ aralığındaki ergenlerin ve obez çocukların kıyafetlerde aradıkları özellikleri saptamaktadır. AraĢtırma kapsamında, Gazi Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji bölümünde bulunan hastalar arasından 6–16 yaĢ arasındaki 52 tane çocuğa anket uygulanmıĢtır. Uygulanan anket sonucunda ulaĢılan veriler yaĢ değiĢkeni ve cinsiyet baz alınarak çapraz tablolarda verilmiĢ ve değiĢkenler arasındaki istatistiksel iliĢkinin analizi için χ² ve Fisher Exact testi uygulanmıĢtır. Bulgulara göre, 6–16 yaĢ aralığındaki gençlerin obez çocukların alıĢveriĢlerinde öncelikle kıyafetin hareketlerini kısıtlamamasını, vücut ölçülerine uygun olmasını önemsedikleri, kıyafet cinsi olarak; pantolonu, mavi rengi, kumaĢ türü olarak elastik kumaĢları seçtikleri saptanmıĢtır. Pantolonlarda tercih edilen özellikler bakımından incelendiğinde erkeklerde cepli modellerin, kızlarda ise kot kumaĢların tercih edildiği gözlenmiĢtir. Gömleklerde beden bölümünün dar olmaması tercih nedenidir. Yapılan araĢtırmanın sonucunda gençler, obez çocuklar ve aynı zamanda aileler açısından giyim sektörünün önemli olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Daugherty (2002), “Eylemde Liderlik: Okul Üniforması Programına Yol Gösterme” adlı

117

uygulamanın birtakım faydası olduğunu saptamıĢtır. Yazara göre okul formaları, okul emniyeti bakımından önemlidir. Yazar çalıĢmasında formaların; hırsızlık ve Ģiddet olaylarının azalmasında ve öğrenci olmayan kiĢilerin saptanmasında önemli bir faktör olduğunu belirtmektedir. Yazara göre; aynı zamanda okul ne kadar emniyetli ise öğrencilerin okula devam etmesi o derece artıĢ gösterir. Okul formalarının sosyal yararları da mevcuttur. Formalar topluluk olma duygusunu ve arkadaĢlık iliĢkilerini artırabilir. Fakir ve zengin bireyler arasındaki ayrımı azaltır. Kıyafetle ilgili arkadaĢ tartıĢmalarında azalmalar meydana gelir. Formalar, beklentilerin yüksek olduğu iĢ dünyasına öğrencileri hazırlayabilir. Öğrencilerin takım çalıĢması ruhu edinmesini sağlayarak formaların anne- babalara ait yararları çoktur. Öğrencilerin okula giderken ne giymeliyim tartıĢmasına son verir ve çocukların moda olan pahalı kıyafet aldırma baskısını azalttığı görülür.

Dinçer (2005), “Lise Öğrencilerinin Okul Üniformalarına ĠliĢkin Tercihlerinin ve

Sorunlarının Belirlenmesi” konulu araĢtırmasını öğrencilerinin okul formalarına yönelik seçimlerinin ve problemlerinin saptanması amacı ile yapılmıĢtır. Öğrencilerin formalarında tiĢört ve gömleklerle ilgili seçeneklerinin sosyo-ekonomik seviyeye göre değiĢtiğini belirlemiĢtir. Gömlek ve tiĢörtleriyle ilgili desen ve model nitelikleri tercihleri ile yaka bağı ve kravat tercihlerinin ise cinsiyete göre değiĢtiğini ortaya koyarken aynı zamanda hırka, ceket, kazak ve süveterleriyle ilgili tercihlerinin sosyo-ekonomik düzey ve cinsiyete göre istatistiksel olarak önemli ölçüde farklılık yarattığını gösteren sonuçlara ulaĢmıĢtır. AraĢtırmaya göre baĢarılı bir tasarımın ortaya çıkarılabilmesi için öncelikle öğrencilerin okul formalarıyla ilgili seçeneklerinin belirlenmesi, formalarıyla ilgili problemlerinin net bir Ģekilde ortaya çıkarılması gerektiği sonucuna varılmıĢtır.

Erdoğan ve Ġlleez (2004), “Giysilerde Esneme Konforu” adlı çalıĢmalarında insan

vücudunda hareket halinde meydana gelen boyut değiĢimleri üzerinde durmuĢ, giysilerde konforun sağlanabilmesi için hareket rahatlığı sağlayan ve vücutta meydana gelen boyut değiĢimlerine uyum sağlayan kumaĢlar kullanılması gerektiğine değinmiĢtir. ÇalıĢmanın devamında ise tekstil yüzeylerin elastikiyet, esneme ve geri toplama gibi özellikleri üzerinde durulmuĢtur.

Erkan (2003), “Okullarda Tek Tip ya da Serbest Kıyafet” adlı makalede okullarda kıyafet

uygulamasına iliĢkin görüĢ, uygulama ve araĢtırma sonuçlarının bir sentezini sunmaktadır. Eldeki verilere göre tek tip kıyafet zorunluluğunun hem olumsuz hem de olumlu etkilerinden söz etmenin mümkün olduğuna değinilmiĢtir. Herhangi bir kıyafet

118

uygulamasına geçiĢ için pilot uygulamalara, toplumsal ve kültürel etkilerin analiz edilmesine ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Ersoy, Arpacı ve Demirci (2004), “Üniversite Öğrencilerinin Giysi ve Ayakkabı

Tüketiminde Markaya Yönelik DavranıĢ ve Tercihleri” adlı makalelerinde üniversitede öğrenim görenlerin kıyafet ve ayakkabı satın alırken markaya dair tercihlerini ve davranıĢlarını belirlemek için rastgele seçilen öğrenciler üzerinde çalıĢmalarını gerçekleĢtirmiĢlerdir. Yapılan çalıĢmaya göre öğrencilerin her zaman veya ara sıra ayakkabı ve kıyafet alırken marka ürünleri tercih ettiği, marka tercih eden öğrencilerin ise türlü spor markaları seçtikleri saptanmıĢtır. Öğrencilerin ayakkabı ve kıyafet satın alırken markaya dair seçeneklerinden “ucuz olmasa dahi yabancı markayı seçerim” demeleri aylık ortalama geliri 351 YTL ve üstünde olanların diğerlerine göre daha fazla ortalama puana sahip olduğu ve istatistiksel açıdan önemli bulunduğu belirtilmiĢtir. Scheffe testine göre ise ikili gruplar arasında anlamlı bir farklılık belirlenmemiĢtir “GeniĢ ürün yelpazesi olan markalar tercihimde ön plandadır” maddesinde 19 ve alt yaĢ grubundaki öğrenciler diğerlerine göre daha fazla ortalama puana sahiptir ve gruplar arasında oluĢan büyük farklılık 19 ve alt yaĢ grubundaki öğrenciler ile 20 yaĢındaki öğrenciler arasında bulunduğu sonucuna varılmıĢtır.

GüneĢoğlu (2005), ”Sportif Amaçlı Giysilerin Konfor Özelliklerinin AraĢtırılması” isimli

doktora tezinde konfor kavramı incelenerek temel konfor ile ilgili giysi ve kumaĢ özellikleri belirtilmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada, günlük ve spor giyimde yaygın olarak kullanılan örme kumaĢlarda, kullanılan lif tipi ve kumaĢ konstrüksiyonun fizyolojik konfor üzerine etkileri araĢtırılmıĢtır. Bu amaçla hem kontrollü üretilen kumaĢlarda hem de Türkiye spor giyim piyasasında yaygın olarak kullanılan kumaĢ tiplerinde hazırlanan kreasyonda, konfor araĢtırmalarına yönelik son yıllarda geliĢtirilen cihaz ve standartlar vasıtasıyla çözümler alınmıĢ ve ölçüm sonuçları kumaĢ özellikleri ile iliĢkilendirilmiĢtir. Yazar çalıĢmasının sonucunda spor giyim üretiminde kullanılacak lif tipi ve kumaĢ konstrüksiyonuna yönelik çeĢitli önerilerde bulunmuĢtur.

Gönen, Bayraktar ve Özgen (1991), “Hazır Giyim Üretiminde Antropometri ” konulu

araĢtırmada; giyim, ergonomi ve antropometri iliĢkisi açıklanmıĢ, kıyafetlerin antropometrik ölçülerden faydalanılarak üretilmesi gerektiği savunulmuĢtur. YetiĢkin kadınların hazır giyim sektöründe üretilmiĢ dıĢ giyimle ilgili görüĢlerini belirlemek amacıyla 20-45 yaĢ grubundaki 254 kadına anket uygulanarak, bireylerin hazır giyim

119

sektöründe üretilmiĢ dıĢ giyimlerle alakalı fikirleri belirlenmiĢtir. Sonuca göre; hazır giyim sektöründe uygulanmak üzere ölçü standardizasyonu geliĢtirilerek, bu ölçülerin bebekler, gençler, çocuklar, yetiĢkinler, yaĢlılar, hamileler, sakatlar vb. gruplar için de ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği önerilmiĢtir. Ġnsan bedeninin özellik ve boyutlarının bireye ve topluma göre değiĢtiği vurgulanarak, üretimin yapılacağı hedef kitlenin antropometrik ölçülerinin saptanması gerektiği vurgulanmıĢtır.

Hesapçıoğlu ve Gıorgettı (2009), “Siyah Önlük Beyaz Yakanın Kökeni” isimli

makalesinde okul formalarının iĢlevleriyle iliĢkili birtakım deneysel çalıĢma mevcut olmasına nazaran okul formalarının kökenine odaklanan araĢtırmaların yapılmasının önemsenmediğine değinmiĢtir. Yapılan araĢtırmanın amacı, beyaz yaka ve siyah önlüğün tarihi geçmiĢini ortaya koymaktır. Bu amaca eriĢebilmek için çalıĢma nitel olarak yapılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda siyah önlük ve beyaz yakanın eğitim kurumlarındaki geçmiĢinin vakıf okulları ve Ġngiltere üniversitelerine değin ulaĢtığı belirlenmiĢtir. Fransa ve Ġngiltere‟de okul formaları üzerinde en fazla etkili olan faktörün dini gelenek olduğu belirlenmiĢtir. Türkiye‟ye Batı eğitim sistemi örnek olmuĢtur. Ġstanbul‟da on dokuzuncu yüzyılda kurulan Saint Joseph ve Notre Dame de Sion Türkiye‟deki siyah önlük ve beyaz yaka geleneğinin ilk modellerini sunduğu görüĢüne ulaĢılmıĢtır.

Kaynak (2005), “Büyük Beden Tüketicisi Kadınların Kalıp ve Model Sorunları” adlı

yüksek lisans tezinde toplumda büyük beden giysi kalıbının normal ölçülerde hazırlanmıĢ beden kalıplarının geniĢletilmiĢ hali olduğu düĢüncesinin yaygın olduğundan yola çıkarak, bu düĢünceyi ortadan kaldırmak ve büyük bedenli tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, büyük bedendeki fiziksel farklılıkların ve farklı vücut tiplerinin bilinmesi gerekliliğini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Büyük beden giysi tüketicisi bayanların büyük beden cekette ve pantolonda karĢılaĢtıkları model ve kalıp kaynaklı sorunları belirlemek amacı ile hazırlanan anket, Ankara ilinde yaĢamakta olan 45-59 yaĢ arası orta yaĢ grubuna giren bayanlara uygulamıĢtır. AraĢtırma verilerine göre büyük beden giysilerden, ceket ve pantolonda model ve kalıp kaynaklı pek çok sorunun yaĢandığı belirlemiĢtir. Bu sorunların yaĢanmaması ve sorunların asgariye indirilebilmesi için öneriler arasında, büyük bedene yönelik üretim yapan firmaların piyasa araĢtırmasına daha çok önem vermeleri ve piyasa araĢtırması sonuçlarına göre müĢteri istek ve beklentilerinin belirlemeleri gerekliliği önerilmektedir. Büyük beden giysilerinden ceket ve pantolonda karĢılaĢılan kalıp kaynaklı sorunların giderilebilmesi için, büyük beden kullanıcısı bayanların vücut tipleri ve özelliklerinin antropometrik açıdan incelenmesi ve büyük beden

120

kullanıcısı bayanların standart ölçü tablosunun oluĢturulmasına ihtiyaç olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.

Kuru, Solak ve Soyal (2004), ”Giysi Konforu ve ĠĢ Gücü EtkileĢimi: Posta Dağıtıcısı

Giysileri Örneği” adlı makalelerinde iĢ gücü ve iĢ giysisi etkileĢiminde giysi konforu ile çalıĢma performansı arasındaki iliĢki bay posta dağıtıcısı kıĢlık giysileri açısından incelemiĢlerdir. Özel amaçlı kıyafet türlerinden olan bay posta dağıtıcılarının pantolon, gömlek ve mont gibi kıyafetleri, kumaĢ, model, yardımcı malzeme özelliği, iĢ gücü etkileĢimi ile kullanım konforu açısından ele alınmıĢtır. UlaĢılan verilerden kıyafet modellerinin, ergonomik olarak kullanım konforuna hizmet etmediği tespit edilmiĢtir. Bu amaçla iĢ gücü etkileĢim koĢullarına ve fonksiyonel kullanım konforuna uyumlu tasarımlar oluĢturularak kalıp çizimleri oluĢturulmuĢ ve 1/1 ölçülerindeki prototipleri, doğa koĢullarına uygun materyaller kullanılması sonucu oluĢturulmuĢtur.

Turan (1998), “Kara Kuvvetleri Komutanlığında Kullanılana Subay Giysilerinde KumaĢ

ve Model Konforu” isimli araĢtırmada giysi konforu kısaca açıklanmıĢ ve subay giysilerine yönelik gerekli konfor özelliklerini taĢıyan model tanımlaması yapılmıĢtır.

Uludağ (2010), “Kadın Posta Dağıtıcıların Yazlık Üniformalarına ĠliĢkin Memnuniyet

Durumlarının Ġncelenmesi ve Bir Örnek Tasarım” adlı yüksek lisans tezinde kadın posta