• Sonuç bulunamadı

7. SONUÇ…

7.1 On Yedinci Yüzyıl İstanbul’undaki Konutların Özellikleri

7. SONUÇ

Bir önceki bölümde araştırma soruları verilerek cevapları aranan bulgular, bu başlık altında değerlendirilip yorumlanmıştır.

7.1 On Yedinci Yüzyıl İstanbul’undaki Konutların Özellikleri

Çalışma kapsamında incelenen konutların özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir;

 On yedinci yüzyıl İstanbul’unda %75 oran ile en yaygın konut tipi 2 katlı evlerdir. Genel olarak zemin katlarda ahır, odunluk, samanlık gibi fonksiyonlar bulunup, üst kat veya katlarda esas yaşam alanları yer almaktadır.

 Konutların ~%20’lik kısmı dahili ve harici alanlar olarak çözümlenmiştir. Dahili kısımlar, evde ailenin yaşadığı kısım olması itibariyle daha önemli iken, harici kısımlar daha çok misafirlerin ağırlanması, başkasına kiraya verilmesi için düzenlenmiş veya hizmetkarların yaşaması için ayrılmış alanlardan oluşmaktadır. Ahır gibi dış dünya ile bağlantısının olması gereken fonksiyonlar evin bu kısmında konuşlanmıştır.

 Avlu, bahçe gibi dış mekan öğeleri konutların %87’si gibi yüksek bir oranla tercih edilmektedir. Ancak doğrudan sokak kapısından girilen ve avlu ya da bahçesi olmayan konutların oranı da (%13) azımsanmayacak düzeydedir.  Satış verilerinde genellikle parselin çevresi duvarlarla çevrilmiş ve bu durum

muhavvata olarak tabir edilmiştir. Dahili ve harici alanlar olarak çözümlenmiş konutlarda iki avlu bulunabilirken, konutlarda ayrıca avlunun yanında cüneyne (süs bahçesi), hadika (meyve bahçesi) ve bahçe gibi fonksiyonlar da yer alabilmektedir. Satış verilerinde avluda ya da bahçede meyve ağaçları (escarı müsmire) varsa bunlar ayrıca belirtilmiştir.

 Bahçe veya avlularda bulunabilen bir diğer fonksiyon çardak, kameriye, sundurma veya zulle gibi farklı şekillerde ifade edilebilen gölgelik alanlardır. Bunların yanında daha nadir olmak ile birlikte bazı lüks olarak tabir

74

edilebilecek konutların bahçelerinde havuz olduğu belirtilmiştir ancak bu havuzların ne amaçla kullanıldığı bilgisi mevcut değildir.

 Konutlarda oda sayılarının 1-26 gibi geniş bir aralığı vardır. Ancak 1, 2 ve 3 odalı konutların, veri setinin %60’ını oluşturduğu göz önüne alındığında on yedinci yüzyıl İstanbul’undaki hanelerin çoğunluğunda çekirdek ailelerin ikamet ettiği düşünülmektedir.

 Mahkeme kayıtlarında odalar betimlenirken fevkani/tahtani (yukarıda/aşağıda), tabaka-ı ulvisinde/vustasında/suflisinde (üst/orta/alt tabakasında) gibi konum, kebir/sağir (büyük/küçük) gibi boyut tabirleri, ahşap, kargir gibi inşaat malzemeleri ve kahve odası, hamam odası, aşcı odası gibi kullanım amaçlarını belirten detaylar da zaman zaman kaydedilmiştir. Bazen mabeyn odası denilen, evin haremlik ve selamlık kısmının tam ortasında yer alan ve büyük salon olarak kullanılan odalara da rastlanılmaktadır.

 Konutların %57 sinde en azından 1 sofa bulunmaktadır. Bazı satış verilerinde sofalar ile birlikte dehliz denilen koridorların da inşa edildiği bilgisi, nadir de olsa bazı durumlarda odaların doğrudan sofa denilen yaşam alanlarına açılmasının tercih edilmediğini göstermektedir.

 Satış verilerinde rastlanabilen bir başka durum ise bazen evlerin bahçelerinde, bazen ise en üst katlarında bahsedilen köşk, camekan, kasır gibi birimler ya da şehnişinli oda diye tarif edilen cumbalı alanlardır. Bu birimler ayrı bir oda ya da sofa dahilinde olabileceği gibi, konutun doğrudan sokağa bakmaya yarayan işlevini tarif etmektedirler. Dönemin yapısı gereği mahremiyet hissiyatına çok önem verilmek ile birlikte, bu tür yapılar ev ve sokak arasında bağlantı olmasına dair isteğin mimariye yansıdığının göstergesidir.

 Dönemin mimari alışkanlıklarına dair bir başka veri ise tahtapuş denilen yapılardır. Konutların genellikle üst ya da çatı katlarında yer aldığı belirtilen bu yapıların teras ya da balkonvari işlevleri olup, dışarıdan gözükmediği ve daha çok meyve kurutmak ya da çamaşır asmak gibi işlerde kullanıldığı belirtilmiştir.

 On yedinci yüzyıl İstanbul’unda konutların büyük çoğunluğunun (%62) suya erişimi olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan suya doğrudan erişimi olmayan konutların oranı %38’dir. Bu tür durumlarda insanların ihtiyaçları için umumi

75

çeşmelerden evlerine su taşıdıkları düşünülmektedir. Kimi taşınmazlarda 1, 2, 3 hatta 5 su kuyusu bulunurken, kimilerinin ise 1 su kuyusunu komşusuyla paylaştığı tescil edilmiştir. Konutlarda bulunan su kuyuları acı ve tatlı gibi tabirlerle betimlenebilmektedir. Bazı taşınmazlarda musluk, çeşme, ayazma gibi fonksiyonların varlığından bahsedilir. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren konutlara borular ile su taşıma işlemlerine başlandığı anlaşılmaktadır. Mai cari, masura suyu ve ya kariz denilen bu fonksiyona veri setinde 4 kayıtta (%1,5 oranında) rastlanmıştır. Ancak bu şekilde suyun taşınma işleminin o dönemde çok yeni (ve muhtemelen deneme aşamasında ve maliyetli) bir keşif olduğu, dolayısıyla bilinmeyip, tercih edilmediği ve bu fonksiyondan satış tescillerinde bahsedilmek ile birlikte, lüks olarak tabir edilebilecek konutlarda dahi on yedinci yüzyılda çok fazla rastlanmadığı görülmektedir.

 On yedinci yüzyılda tuvaletler konutların zemin, üst ve ara katlarında yer alabilmektedir. Satış verilerine göre ise konutların %26’sında tuvalet fonksiyonu gözükmemektedir. Bundan bazı evlerin tuvaletleri ortak kullandığı sonucu çıkarılabilmek ile birlikte, tuvaleti olmayan evlerin diğer nitelikleri (öteki fonksiyonları ve fiyatları) incelenip, yüksek nitelikli ve satış değerli olarak tabir edilebilecek bazı konutlarda dahi tuvaletin olmadığı, öte yandan düşük nitelik ve satış değerli olarak tabir edilebilecek bazı konutlarda ise tuvalet fonksiyonunun belirtildiği göz önüne alındığında, bu fonksiyonun aslında her gayrimenkulde bulunduğu ancak her satış işleminde kaydedilmeye gerek görülmediği ihtimali göz önüne alınmıştır. Bu nedenlerle tuvalet fonksiyonu ve satış değeri arasında ilişki olup olmadığı ve tuvalet fonksiyonunun olup olmamasının konut fiyatlarına etki edip etmediği araştırılmıştır. Buna göre tuvalet ile fiyatlar arasında ilişki gözükmemekte ve tuvaleti olmayan ile tuvaleti olan gayrimenkullerin fiyatları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı sonucu ortaya çıkmıştır. Bu durumun doğru bir çıkarım gibi gözükmemesi göz önüne alındığında, bütün satış işlemlerinde tuvalet fonksiyonun kaydedilmediği hipotezi güçlenmektedir.

 Satış verilerine göre on yedinci yüzyıl İstanbul’unda konutlarda banyovari fonksiyonların çok yaygın olmadığı görülmüştür. Buna rağmen nadir olmak ile birlikte, bazı konutlarda hamam odalı, 4 kurnalı, bir havuzlu hamamlar gibi

76

lüks sayılabilecek yapılar vardır. Bazı hamamlar ise yanında camekan denilen fonksiyonlar ile beraber yer almakta iken, abdesthane ya da gasilhane olarak tabir edilen daha mütevazi yıkanma alanları da bulunmaktadır. Hamam, gasilhane veya abdesthane olarak tabir edilen banyovari fonksiyonların dağılımı incelendiğinde, bunların, veri setindeki orta-üst ve üst olarak tabir edilebilecek nitelikte olan en yüksek satış fiyatlı %30 luk dilimde yer alan konutlarda bulunduğu görülmüştür. Öte yandan bu tür fonksiyonların taşınmazlarda bulunup bulunmama oranının %7 olduğu göz önüne alındığında, banyovari fonksiyonların konutlara inşa edilip edilmemesinin bir erişilebilirlik probleminden ziyade, bir tercih olduğu düşünülmektedir. Bundan insanların yıkanmak gibi ihtiyaçları için çoğunlukla umumi hamamlara gitmek gibi bir alışkanlıkları olduğu sonucu çıkarılabilir. Şebeke suyunun çok nadir olduğu ve evde yıkanmak için kuyulardan su çekilmesinin gerektiği bir dönemde bu tercih makul gözükmektedir.

 Verilerde matbah olarak ifade olunan mutfak fonksiyonları, yemek pişirmeye yarayan fırınlar ve yiyecek depolama alanları olan kilerler hizmet alanları olarak beraber incelenmiştir. Taşınmazlarda mutfak, fırın ve kiler gibi fonksiyonlar genellikle zemin katta yer almaktadır. Öncelikle mutfaklar on yedinci yüzyıl konutlarında en yüksek değerli %93’lük gibi geniş bir dilim içerisinde yer alabiliyorken, evlerde mutfak bulunma oranı %29’dur. Başka bir deyişle satış değeri 3500$ olan bir evde mutfak bulunabiliyorken, değeri 150.000$ olan bir evde mutfak bulunmayabilmektedir. Bu da konutlarda mutfak olarak ayrılmış özel bir alan olup olmamasının ekonomik sebeplere dayanan erişilebilirliğe değil, yaşam alışkanlıklarına bağlı bir tercih olduğunu düşündürmektedir. Verilerde içerisinde aşçı odası olarak tabir edilmiş konutların olmasından dolayı, bazı yüksek nitelikli taşınmazlarda hane halkına yemek yapmak için özel olarak birisinin istihtam edildiği anlaşılmıştır. Öte yandan içinde mutfak olmayıp, fırın gibi yemek pişirme alanları veya kiler gibi yemek depolama alanları, evlerde sadece mutfağın bu tür hizmetler için kullanılmadığının göstergesidir. İçerisinde ne mutfağın, ne fırının ne de kiler gibi hizmet alanlarının bulunduğu gayrimenkullerin oranı ise %66 gibi yüksek bir rakamdır. Böyle konutlarda yiyecek hazırlama gibi faaliyetlerin evin diğer

77

odalarında, pişirme faaliyetlerinin de aynı zaman da ısınmak için kullanılan ocakta gerçekleştirildiği tahmin edilmektedir.

 Depolama alanları, ahır, anbar, odunluk, samanlık, mahzen, bodrum gibi değişik isimler ile nitelendirilmiştir. Konutların yarısından fazlasında (%57) böyle alanlar bulunmamaktadır. Ancak depolama alanları da, hizmet alanları gibi %93’lük geniş bir aralıkta bulunmasına rağmen, veri setindeki taşınmazlarda depo alanı olarak bir alanın ayrılma oranının, hizmet alanı ayrılma oranından daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni sorgulandığında yemek pişirme gibi bir faaliyetin yaşam alanlarında ya da bahçe gibi yerlerde de yapılabileceği ancak kışlık yakacak odunların veya sahip olunan hayvanların konulması gereken ayrı bir alana olan ihtiyacın daha fazla olduğu sonucuna varılmaktadır.

 Öte yandan ihtiyaca göre konutlarda başka özellikler de bulunabilmektedir. Örneğin kayıkhane adı verilen bazı fonksiyonlar zaman zaman satış verilerindeki konutlara dair betimlemelerde yer almaktadır. Sultan Mehmet ve Sultan Selim semtlerinde yer alan bu konutlardan, onyedinci yüzyıl İstanbul’unda Haliç’te balıkçılık ya da taşıma gibi faaliyetlerin olduğu ve bu uğraşların konut mimarisine de yansıdığı sonucuna varılabilir.

7.2 Nitel İncelemeye Göre En Yüksek Satış Değerine Sahip Gayrimenküllerin