• Sonuç bulunamadı

2. YÖNTEM

2.3 Üçüncü Aşama

Gayrimenkul fiyatları üzerine yapılan bir araştırmada, taşınmaz değeri ve konum arasındaki ilişkinin incelenmemesi düşünülemez. Ne var ki teze konu olan dönemde, modern anlamda kadastral çalışmaların olmamasından ötürü, söz konusu konutların tam lokasyonunun tespit edilememesi araştırma sırasında karşılaşılan problemlerden

15

bir tanesidir. Ancak araştırmanın üçüncü aşaması doğrultusunda, tescillerde belirtilmiş olan satış işlemine konu gayrimenkullerin konumlanmış olduğu mahallelerin on yedinci yüzyıl Osmanlı İstanbul’unda hangi semtlerde (nahiye) yer aldığı tespit edilerek ve fiyat-konum ilişkisi, bu semtler karşılaştırılarak yapılıp, bu problem aşılmaya çalışılmıştır. Aşağıdaki şekilde satışı gerçekleşmiş konutların hangi semtlerde yer aldığının tespit edilme adımları gösterilmektedir (Şekil 2.4).

Şekil 2.4 : Satışı gerçekleşmiş konutların konumlanmış olduğu semtlerin tespit edilme adımları.

Osmanlı devletinde nüfus, arazi ve emlak bilgilerinin tespit edilip ve düzenli olarak kaydedildiği tapu tahrir defterleri bulunmaktadır. Tahrir defterleri öncelikle vergi toplamak gibi önemli bir konuda kullanıldığı için bir bölgedeki gelir kaynaklarının tespit edilmesi amacıyla tutulmuş ve periyodik olarak yani her 15-30 yılda bir veya yeni bir padişahın tahta çıkmasının ardından yenilenmiştir. Ancak, geçmiş dönemlere yönelik fiziksel, demografik, ekonomik ve sosyolojik verileri içinde barındıran tahrir defterleri sadece vergi kayıtlarını tutmak için değil aynı zamanda bölgedeki vakıfların, konar-göçer teşekküllerin, piyade ve müsellemlerin de ayrı ayrı kayıtlarını tutmak için hazırlanmıştır (Çağlar, 2009).

16

Bu bağlamda, çalışma alanı olan İstanbul Tarihi Yarımada’da on yedinci yüzyıl idari yapılanmasını daha iyi yorumlayabilmek için Doç. Dr. Mehmet Canatar tarafından Osmanlıca’dan bugün kullandığımız alfabeye çevrilmiş 1600 yılına ait İstanbul Vakıfları Tahrir Defterinden faydalanılmıştır. Tarihi Yarımada içerisinde bulunan bütün vakıf mallarının kaydının tutulduğu bu defterden, söz konusu döneme dair, İstanbul içerisinde bulunan mahallelerin ve bu mahallelerin bağlı bulunduğu semtlerin (nahiye) bilgisine erişilmiştir (Çizelge B.1). Söz konusu defterin bugün kullandığımız Latin Alfabesine çevirilmiş olması, özellikle bu kaynaktan faydalanılmasını kolaylaştırmıştır.

Tahrir defterlerinde bahsedilen semtlerin, kuruluşu esnasında aynı isimle anılan bir camiyi merkeze alarak kurulması ve bu semtlerdeki merkez caminin etrafında mahalleler olarak örgütlenmiş yerleşim birimlerinin de kendi merkezlerinde, mahallelerinin ismini taşıyan bir mahalle mescidinin bulunması ve söz konusu cami ve mahalle mescitlerinin büyük çoğunluğunun bugün hala ayakta olmasından veya yıkılmış olsalar dahi eskiden nerede konumlu olduğunun bulunabilmesinden faydalanılarak, konumları Google Earth programı ile tespit edilmiştir. Bu cami ve mescitlerin, bugün ismini bilip, konumunu ve sınırlarını tam olarak bilemediğimiz tarihi mahallelerin yaklaşık konumunu gösterdiği savından yola çıkılarak; 1600 yılı Vakıf Tahrir defterinde belirtilen ve satış verilerinde de görülen mahalleler bulundukları semtlere göre ayrı ayrı renklendirilmiştir. Daha sonra ise çalışmayı daha anlamlı kılması amacıyla aşağıdaki haritada her bir semtin sınırları leke olarak gösterilmiştir (Şekil.2.5).

17

Şekil 2.5 : İstanbul Merkez’de kurulan tarihi semtler (Bu tez kapsamında üretildi). Haritada 1 numara ile gösterilen sarı alanlar Ayasofya camisi etrafında kurulmuş olan Ayasofya semtinin leke şeklindeki sınırlarını göstermektedir. Şehrin en doğusunda, yarımadanın ucunda konumlanmış bu semtte aynı zamanda İmparatorluğun idari merkezi olan Topkapı sarayı da yer almaktadır. 2, 3, 4, 9, 10, 11 ve 13 numara ile gösterilen semtler sırasıyla Mahmut Paşa, Atik Ali Paşa, İbrahim Paşa, Murat Paşa, Davut Paşa, Koca Mustafa Paşa ve yine Atik Ali Paşa’dır. Atik Ali Paşa isminde iki semt olduğu anlaşılmaktadır, 1600 Vakıf Tahrir Defteri’nde 13 numaralı semt Çukurbostan yakınlarındaki Atik Ali Paşa Semti ismiyle geçmektedir. 5, 7 ve 8 Numaraları ile gösterilen semtler sırasıyla Sultan Bayezid (İkinci), Sultan Mehmet (Fatih) ve Sultan Selim (Yavuz) semtleri olup İstanbul’da saltanat süren ilk üç padişahın ismiyle anılmaktadır. Şehirdeki en büyük ticari merkez olan Kapalıçarşı Bayezid semtinde yer almaktadır. 6 numara ile gösterilen Ebul Vefa, fethin ertesinde İstanbul’da kurulmuş olan Ebul Vefa tekkesinin etrafında gelişmiştir. Daha sonradan yapılan Süleymaniye Camisi’nin de bu semtte yer aldığı düşünülmektedir. Söz konusu

Topkapı Sarayı Top Kapısı

18

cami ve külliyesi ile birlikte şekilde 4 numaralı İbrahim Paşa Semti ile, 6 numaralı Ebul Vefa arasındaki bölgede yer almaktadır. 12 Numara ile gösterilen Topkapı Semti ise diğerlerinden farklı olarak, merkezine bir cami alarak gelişmeyip, ismini şehir surlarındaki bir kapıdan almaktadır. Haritada cami olarak işaretlenen yerler semt merkezlerinde yer alan ve semte adını veren camileri, yıldız işareti ise surlarda yer alan Topkapısı’nın konumunu göstermektedir.

Bu şekilde üretilen on yedinci yüzyıl İstanbul’unun semtlerine ve mahallelerine dair şematik harita, satışa konu gayrimenkullerin fiyatlarının, gayrimenkullerin bulunduğu semtlere göre karşılaştırılması noktasında kullanılmıştır.

1546 ve 1600 yılı Vakıf Tahrir Defterleri’ne göre İstanbul’da yer alan mahallelerin semtlere göre dağılımı aşağıda gösterildiği gibidir (Çizelge 2.3). 1546 yılı Vakıf Tahrir Defteri daha önce (1970 yılında) Ord. Prof. Ömer Lütfi Barkan ve Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından günümüz alfabesine çevrilmiş olup, Çizelge 2.3 de yer alan ve bu yıla ait veriler Halil İnalcık tarafından derlenmiştir (2011). Çizelgede yer alan 1600 yılı verileri ise yukarıda bahsedilen 1600 yılı Vakıf Tahrir Defteri kullanılarak bu tez kapsamında eklenmiştir.

1546 ve 1600 yılı Vakıf Tahrir Defterlerine göre İstanbul’da yer alan mahallelerin semtlere göre dağılımı.

No Nahiye 1546 Mahalle Sayısı 1600 Mahalle Sayısı

1 Ayasofya 17 17

2 Mahmud Paşa 9 9

3 Atik Ali Paşa 5 5

4 İbrahim Paşa 10 10 5 Sultan Bayezid 23 24 6 Ebul Vefa 12 14 7 Sultan Mehmet 41 42 8 Sultan Selim 7 8 9 Murat Paşa 23 23 10 Davut Paşa 13 14

11 Koca Mustafa Paşa 30 28

12 Topkapı 7 8

13 Atik Ali Paşa 22 24

Toplam 219 226

1600 yılı İstanbul Vakıfları Tahrir Defterine göre, İstanbul’da (sur içinde kalan merkezde) toplam 226 adet mahalle bulunmaktadır. Ancak Vakıf Tahrirleri sadece içinde vakıf kurulmuş olan mahalleleri gösterdiği için, vakıfsız mahalleler ile

19

gayrimüslimlere ait mahallelerin bilgisi bu kayıtlarda eksiktir. Evliya Çelebi’nin, Dördüncü Murat tahririni (1630’lar) kaynak gösterdiği İstanbul seyahatnamesi’ne göre ise de; Galata’da 18’i müslüman, 70’i Rum, 3’ü Frenk, 1 Yahudi ve 2 Ermeni mahallesi olmak üzere toplam 94 mahalle, Üsküdar’da 70 müslüman, 11 Ermeni ve Rum, 1 tanede Yahudi olmak üzere toplam 82 mahalle bulunmaktadır. Buna göre İstanbul’un merkez ve 3 mevleviyet bölgelerini kapsayan tamamında bulunan mahalle sayısının 500’ün üzerinde olduğu düşünülmektedir.

Tez çalışması sırasında, farklı semtlerde aynı isimle kurulmuş olan mahallelerin olduğu görülmüştür. Örneğin Saru Nasuh isimli mahalle hem Sultan Mehmet hem Davut Paşa semtinde, Katip Muslihiddin isimli mahalle ise Murat Paşa, Koca Mustafa Paşa ve Çukurbostan yakınlarındaki Atik Ali Paşa semtlerinde yer almaktadır. Tescillerde belirtilen ve satışa konu gayrimenkulün konumlu olduğu mahallenin birden fazla semtte yer aldığı, dolayısıyla satışın nerede gerçekleştiğinin tespit edilemediği durumlarda o satış kaydı, veri setinin dışında bırakılmıştır.

Öte yandan, mahkeme kayıtlarını incelerken satışa konu olan gayrimenkullerin konumlanmış olduğu mahallelerden, 1600 yılı Vakıf Tahrir Defteri’nde listelenmeyenlerin hangi semtte yer aldığını tespit etmek gerekmişdir. Bu mahalleler iki nedenden ötürü 1600 Vakıf Tahrir defterinde yer almamaktadır. Birinci neden, bazı mahalleler içerisinde herhangi bir vakıfa ait bir taşınmaz yoktur, ikinci neden ise bazılarının 1600 yılından sonra kurulmuş olmasıdır.

Satış verilerinde olup, tahrirde bahsedilmeyen mahallelerin mescitlerinin Google Earth üzerinde konumları bulunup, daha önce belirlenen şematik sınırlara göre hangi semte kaldığı tespit edildikten sonra, söz konusu mahallelerin hangi tarihlerde kurulmuş olabileceğini saptamak adına mescitlerinin inşa edilme tarihleri kontrol edilmiştir. Buna göre; satış verilerinde 1676 yılında gerçekleşen beş satışta, konutların bulunduğu mahalle olarak kaydedilmiş Çukurbostan yakınındaki Atik Ali Paşa Semti’nde yer alan Debbağzade Mahallesi’nin 1670 yıllarında kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 1600 Tahrir defterinde neden yer almadığı anlaşılmaktadır.

Öte yandan satış verilerinde bahsedilip, söz konusu tahrirde adı geçmeyen Ayasofya semtindeki Kapı Ağası Mahmut Ağa Mahallesinin on altıncı yüzyılda, Ebul Vefa semtindeki Hoca Gıyasettin Mahallesinin on beşinci yüzyılda, Sultan Mehmet semtindeki Kazasker Mehmet Efendi Mahallesi’nin fethin ertesinde, Sultan Selim