• Sonuç bulunamadı

Noktalama işaretlerinin Kullanılışı

BÖLÜM 2:TANZİMAT DÖNEMİ NESRİNDE ÜSLÛP ARAYIŞLARI

2.5 Gazeteci Üslûbu

2.5.5 Noktalama işaretlerinin Kullanılışı

Tercümân-ı Ahvâl’in çıkışından iki yıl sonra gazete dilinin tamlamalardan yeterince

arınmamakla birlikte cümlelerin kısaldığı, fiilimsilerle oluşturulan uzun cümle yapısının belirli bir kısalığa kavuştuğu görülüyor. Noktalama işareti olarak da noktanın yalnızca yazının bitiminde değil cümle sonlarında kullanılmaya başlanması bu kısalışta önemli bir etkiye sahiptir.

“Havâdisât-ı Dâhiliye (Payitaht)

Devlet-i Âliyyenin umûr-ı dâhiliyesince devr-i sâbıkdan kalma birkaç müşkilatı olub bunların en mühimi maliyenin ahvâlidir ki sûret-i ıslâhı… vücûba vâsıl

105

olmuşdur. Çünki bir haylizamandan berü ba‘zı arzadan dolayı hazine-i celîliye târî olan müzayakanın def‘i ve izâlesi çare-i serîanın husuli her imkânda olduğu halde biraz esbâb-ı mania haylûletiyle… kaldığına halka te‘sif olunmakda idi.” Tasvîr-i Efkâr, sene 1278 /1863, Zilhicce /10 Haziran)

Yine Tercümân-ı Ahvâl’in çıkışından altı yıl sonra artık görülen odur ki kısa cümle gazete dilinde yaygın olarak görülmektedir.

“Dersaadetde akdi mukarner oldugı bildefaât sebt-i sahîfe-i beyân kılınan sıhhiyye konferansının tabib nazırı saadetlü Salih Efendi hazretlerinin taht-ı riyasetlerinde olarak önümüzdeki Salı günü birinci def‘ada icra-yı müzakeratına mübaşeret kılınacağı işidilmişdir.”

“Memâlik-i mahrûsa- i Osmaniyede teşkil itmekde olan vilayetlerin ıslah ve ahvâl – i memleket hakkında hüsn ü te’siratı görüldükçe henüz vilâyât hey’etine girmeyen eyaletler ahâlisi iş bu idâre-i cedîdeyi tab‘ arzu itmekde bulunuyorlar.”

(Tercümân-ı Ahvâl, Numeru 771, 20 Ramazan Cumartesi, sene 1282 / 1866)

Dilin birden bire değişimi söz konusu olamayacağı muhakkaktır. Bu süreçte kısa cümle örneklerinin yanında sıralı, bağlı ve birleşik cümle yapılarının oluşturduğu uzun cümlelere de rastlanmaktadır. Örneğin aşağıdaki metin kırk dört sözcükten oluşan bağlı cümle yapısına sahiptir. Tamlama bakımından da birçok tamlamayı barındırmaktadır:

“Devletlü Derviş Paşa Hazretleriyle asâkir-i şahâneyi ibsâl zımnında geçende Beyrut cânibne azimet eylemiş olan Hüdavendigar ve nasrü’l azîz fırkateyn- i vapur-ı hümayunları müşarünileyh hazretleriyle asâkir-i merkûmeyi bil îsâl iş bu salı günü dersaadete avdet ve muvâsalat itmiş ve Dolma Bağçe pişgâhında mevkî-i mahsusunda lenger-endâz ikâmet olunmuşlardır.” (Tercümân-ı Ahvâl, numeru

789, Sene 1282).

Kısa cümlelerle yazılan metinlerin nispeten arttığı görülüyor. Dili ağdalı diye adlandırabileceğimiz yazıların ise daha çok sarayla ilgili oluşu dikkat çekiyor. Bu durum resmî işlere ait haberlerin dilinin “saraya yakışır bir nitelik”te olması gerektiğine dair kabul etkisini devam ettirdiğini gösteriyor. Takvîm-i Vekâyi ile başlayan ve saray ve çevresi ile bunun yanında devlet işleriyle ilgili haberlerde daha sanatlı bir dil kullanımının olduğu kabulünü doğrulamaktadır. Bu tarz haberlerde daha önce ifade ettiğimiz gibi anlatım dili haberin önüne geçmekte, öncelik olay veya durumda değil,

106

olaya konu olan şahsın tanımlanmasında ve ona atfedilen sıfatların kullanımındadır. Bu tarz cümle tercihi, zaman içerisinde haberin değer kazanmasıyla değişmeye başlamıştır.

Ruznâme-i Cerîde-i Havâdis’in sene 1286/ 1870, 1132 numeru’lu pazartesi günkü

sayısında Havadisât-ı Dâhiliyye başlığı altında verilen haber metninin dikkat çeken üslûp özellikleri olarak: Unvan sıfatları kullanılmakla birlikte bu sıfatların daha çok kişilerin görevlerini ifade eden sıfatlar olduğu, haber dilindeki gereksiz abartının daha gerçekçi ve ispat edilebilir somut nitelikleri öne çıkardığı görülüyor:

“Kılâ‘ hâkaniye topçu başı beşinci alayı mîr-livâsı saadetlü Arif Paşa’nın rütbe-i haliyesiyle ve Tophane –i âmire meclis a’zâlığı inzimâmıyla istihkâm alayları mîr-livâsı tahvil me‘muriyeti ve birinci istihkâm alayı kaymakamı izzetlü Anton Bey derkâr olan istihkâkına mebni uhdesine miralaylık rütbesi tercih buyrulmuşdur.”

1293/ 1877 tarihli İttihad gazetesinde Havâdis-i Dâhiliye başlığında sarayla ilgili haber de benzer bir cümle yapısına sahiptir.

“Geçen pençşenbe günü zât-ı Hazret-i Sadr-ı Âzamı şura-yı devlet dairesinde… talimine mahsus olan dershaneyi teşrîf ü şakirdandan ba‘zılarını imtihân iderek taltif buyurduktan sonra makâm-ı âlilerine avdet itmişlerdir.” (İttihad, 4 sefer Cumartesi, sene 1293).

İbret gazetesinin numero 4, 11 rebiülâhir 1289 pazartesi tarihli sayısında bugünkü

nesirden yalnızca birkaç sözcük tercihi noktasında farklılaşan ilan metni dikkat çekicidir.

“Bir İlan!

Sultan Hamamında yeniden açılan bir mağazada a’lâ kokulu gümüş ve lake çatal ve bıçak takımları ve gümüş işlemeli takımlar ve mütenevvi ve zarif şamdan ve kandiller ve her nev’i sigara ağızlıkları tütün kutuları ve mahfazası ve seyahat içün lazım gelen eşyalar matbah edevatı resim kağıdı çini ve saksonya tabak ve bardakları ve billur kadeh ve sürahiler meşin ve astar çantalar boyun bağı gömlek yakalık körpe tevellit takımları elhasıl her nev’i eşyanın …fürûht olunduğundan iştirâ idenlerin memnun olacakları sahibi tarafından taahhüd olunmuşdur.”

İlanlarda görülen tamlamalardan arındırılmış cümle yapısının haber metinlerinde etkisi hissedilmektedir.

107

“Bir Mülahaza” başlıklı haberde haber dilinin öne çıkmaya başlamıştır. Zaman unsurunun başlangıçta belirtilmesi dikkat çekicidir. Ayrıca, habere yapılan yorumun yüklemi de dönüştürdüğü görülüyor:

“Bir Mülahaza”

Cum’a ertesi günü akşamüstü vuku’ bulan tevcîhât sırasında şurâ-yı devletin muhâkemâdairesi adliye nezaretine iltihâk olunduğu görülüyor.

Bu tebdilin fâidesi zâhirde yalnız emr-i muhâkemâtın… hidmetden ibâret görünse de hakikat halinde bildiğine bilmediğine taklîd-i illetten bir vahit kurtulamamış olan idâre-i sabıkanın …hiç lüzumu ve hatta kendi menfaatine bir te’siri olduğu halde ihlâl ittiği bir büyük kâide-i adâletin avdetine hıdmet itmiştir.

Ma’lumdur ki bir zamanlar hükümetin kuvveti halka ilka itdiği dehşetten ibâret zan olunduğu içün […]” (İbret, Rebiülâhir 13, numero 3, Salı, sene 1289 / Haziran 6

sene 1288 )

Bütün bu tespitlerden hareketle gazete ile birlikte dilin bir süreç içerisinde değişmeye, dönüşmeye başladığı görülüyor. Gazeteci dili olarak da ifade edilen haber metinlerinin dili ilk Takvîm-i Vekâyi’nin çıkışından yaklaşık on yıl sonra değişimin işaretlerini vermiş, Cerîde-i Havâdis’le birlikte bu değişim ve dönüşüm artarak devam etmiş, ilk gazetenin çıkışından asıl yaklaşık otuz yıl sonra ise Tercümân-ı Ahvâl ile asıl gazete dli oluşmaya başlamıştır. 1870’lerden sonra ise sözdiziminin biraz daha kısaldığı, Arapça ve Farsça tamlama kullanımının azaldığı, bunun yanında haberin kendisinin önem kazandığı görülüyor.