• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: TAKDÎRÎ DURUMUN TEORİK ÇERÇEVESİ

1.4. Fıkhî Takdirlere Yönelik Tasnif

1.4.2. Takdîrî Durumun Diğer Fıkhî Takdirlerden Ayrımı

1.4.2.2. Mukadderat

Mukadder, “رّدق/kaddera” kelimesinin “لـَّعـفم” vezninde edilgen sıfat fiilidir. (ismi mef’ul) “Mukadder” kelimesinin müennes çoğulu “mukadderat” olarak gelir. Takdir kelimesinin lügavî anlamlarından biri olan “tebyîn” anlamı uyarınca mukadderat, belirlenmiş miktarlar için kullanılan yerleşik bir terim hüviyetindedir. Hacim ve uzunluk birimleriyle ölçülebilen, tartılabilen, sayılabilen172 nicelik miktarları ve zamansal süreleri ifade eder.

Fıkhî takdirler kapsamında mukadderat olarak ifade edilen “değer takdirini konu alan ictihadlar”173

son yıllarda ülkemizdeki bazı fıkıh usulü çalışmalarında “takdîrî ictihad, takdîrî hüküm istihsanı” tabirleriyle de ifade edilmektedir.174

Bu tabirler Cessâs ve Serahsî’nin istihsana yönelik tasniflerinin ilk kısmını teşkil eden, ictihad ve gâlib-i re’y ile (يأرلا بلاغو داهتجلااب لمعلا) tespit edilen miktarlara/ريداقملا (mukadderat) ilişkin kısma175 yönelik kullanılmaktadır.

Bir şeyin miktarının belirlenmesi Şâri‛ Teâlâ tarafından olabileceği gibi bu beşeri ictihad ile de olabilir. Müdâyene Ayeti’nde borç ve alacakların tevsik edilmesine yönelik olarak ...مكلاجر نم نيديهش اودهشتساو /iki erkek şahidin, bu mümkün olmazsa لجرف ...نادارماو /bir erkek ve iki kadının tanık tutulması;176

fuhuş suçunun cezası için اودهشتساف مكنم ةعبرأ نهيلع /dört şahidin şart koşulması;177

îlâda eşten ayrı yaşama süresinin صبرد

172

Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, s. 395. Mecelle’de (md. 132) yer alan tanım şöyledir: “Mukadderat, keyl ya vezin ya sayı ya ziraʽ ile miktarı tayin olunan şeyler olup mekîlât ve mevzûnât ve adediyyât ve mezrûâta şâmil olur.”

173 Bu tanımlama için bkz. Ali Bardakoğlu, “İstihsan”, DİA, 2001, XXIII, 341.

174

İbrahim Kâfi Dönmez, Fıkıh Usulü İncelemeleri, 1. Basım, İstanbul: İSAM yay., 2014, s. 140 (takdirî hüküm istihsanı); Muharrem Önder, Hanefi Mezhebinde İstihsan Anlayışı ve Uygulaması, Yayımlanmış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2000, s. 77 (takdîrî ictihad), s. 151 (takdîrî hüküm istihsanı); Abdürrahim Kozalı, (Kıyas) İstihsan ve Doğal Hukuk İlişkisi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2004, s. 137, 138 (takdirî ictihad), s. 141 (takdirî hüküm istihsanı).

175

Cessâs, el-Fusûl fi’l-usûl, thk. M. Muhammed Tâmir, 2. Baskı, Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 2010, II, 343; Serahsî, Usûlü’s-Serahsî, thk. Ebû’l-vefa el-Afgânî, 1. Baskı, Beyrut: Dâru’l-fikr, 1426/2005, s. 436. Soner Duman,

İlk Dönem Hanefî Usûlünde İllet Tartışmaları, İstanbul: Kitâbî Yayınevi, 2010, s. 147.

176

Bakara, 2/282.

177

رهشأ ةعبرأ /dört ay olarak belirlenmesi;178

boşanan kadınların ءورق ةثلاث /üç tam adet dönemi geçirmeleri;179 eşi ölen kadının şayet çocuk beklemiyorsa ارشعو رهشأ ةعبرأ /dört ay on gün180 iddet beklemesi; zinanın faillerine verilecek cezanın ةدلج ةئام/yüz celde,181 iffetli kadınlara iftiranın ةدلج نينامث /seksen celde182 olarak belirlenmesi; miras hukukunda Allah’ın sınırları olarak belirlenen oranlar183

Kitap ile sabit mukadderatın örnekleridir. Namazın beş vakit oluşu, rekât sayıları; sağmal hayvanlar, altın, gümüş ve ticaret mallarında zekât nisabı; fitre ve keffâret miktarı; muhayyerlik süresinin üç gün olarak tayini; vasiyetin terekenin üçte birini aşmaması ise sünnet ile sabit mukadderat örnekleri olarak sayılabilir.

Şarap içme ve sarhoşluk haddinin Hz. Ali’nin kıyası uyarınca belirlenmesi184

ve üzerinde oluşan sahabe icmaı,185

ictihada dayalı mukadderatın çarpıcı örneklerinden biridir. Saydığımız bu örnekler ve bunların benzerleri durumundaki mukadderat için “şer’î takdirler” isimlendirmesini kullanmak, yakın dönemde yapılan çalışmalarda kullanılan şer’îlik vasfının kullanım çerçevesine itibarla, kanaatimizce daha uygundur. Zira sayılan örnekler gerek kaynak gerek fıkıh kapsamında bulunmaları hasebiyle şer’îlik vasfının en rahat kullanılabileceği uygulama örneklerini teşkil eder.

Fıkhın konuları ister hak nazariyesi temelinde Allah hakkı-kul hakkı şeklinde taksim edilsin ister ibâdât, muamelât ve ukûbât şeklinde taksim edilsin, mukadderat tüm fıkıh konularına sâridir. Ceza hukukunda had, hukûkullah uyarınca takdir edilmiş/belirlenmiş olan ceza olarak tanımlanır. Hırsızlık, zina, içki içme ve sarhoşluk, iftira suçlarının

178 Bakara, 2/226. 179 Bakara, 2/228. 180 Bakara, 2/234. 181 Nûr, 24/2. 182 Nûr, 24/4. 183 Nisâ, 4/11-12.

184 Mâlik b. Enes, Muvatta (Ebû Mus’ab Zührî rivayeti), thk. Beşşâr Avvâd Ma’ruf v.dğr., Müessesetü’r-risale, 1412,

II, 45 (Hadis No: 1826); Nesâî, Sünenü’l-kübra, V, 137 (Hadis No: 5269); Dârekutnî, Sünen, IV, 211 (Hadis No: 3344); Ebû Cafer et-Tahâvî, Şerhu müşkili’l-âsâr, XI, 275 (Hadis No: 4441).

185

İçki haddi, sahabenin icmaı ile iftira haddine kıyas edilerek hür kimseler hakkında 80 celde olarak takdir edilmiştir. Hatta Hz. Ali’nin (r.a.) kişi sarhoş olunca hezeyanda bulunur, hezeyanda bulunan da iftira eder, ( ى ا ركس اذإ ىرفا ى ا اذإو) iftirada bulunan hür kimselere de 80 celde had vurulur, dediği nakledilmektedir. Bkz. Kâsânî, Bedâiʽ, VI, 429.

cezaları had kapsamındadır. Taʽzir cezası ise mukadderat kapsamında değildir. Zira taʽzir, hadlerde olduğu gibi belirli bir ölçü konarak belirlenmiş bir ceza değildir. Darb, hapis veya bunlar dışında bir ceza uygulaması taʽzir cezası olabilir. Kısas da hadler gibi mukadderata dâhildir. Ancak kısas haddin aksine hukûku’l-ibâda yönelik bir cezadır. Bu sebeple af ve sulh yolu açıktır.186

Mukadderatın fürû fıkıh yanında bir açıdan usûl-i fıkıh için de söz konusu olduğu düşünülebilir. Örneğin, emrin me’mûrun bihin tekrarına delaleti187

bağlamında “mutlak emir tekrarı gerektirmez”188

kaidesi uyarınca, abdestte yıkanması gerekli olan azalar bir defa yıkanır. Tespit edilen usûlî kaide uyarınca me’mûrun bihin farz olan miktarı, azanın bir defa yıkanması olarak takdir edilmiştir.

Teabbüdî ve tevkîfî189 kapsamında değerlendirilen, bu sebeple ihtilaftan daha uzak nicelik barındıran hususlar dışında, mukadderat kapsamında olup yoğun ihtilafın bulunduğu konular da mevcuttur. Hakkında nass/hadis bulunan pek çok husus buna dâhildir. Mestler üzerine mesh müddeti, köpeğin yaladığı kabın yedi defa yıkanması, namaz vakitlerini gösteren sınırlar, Cuma namazının kılınabilmesi için asgarî cemaat sayısı, seferîlik süresi ve mesafesi, hayız yaşı gibi konularda mezheplerin ihtilafları bulunur. Örneğin mestler üzerine mesh mukîm için bir, yolcu için üç tam gün olarak takdir edilmiştir. Bu süre Hanefîlere göre şer’î bir takdir olup mukadderattandır. İmam Mâlik’e göre ise buna ilişkin belirlenmiş bir süre bulunmamakta, yani mukadderat kapsamında yer almamaktadır. İmam Mâlik, mestler üzerine meshin meşakkati gidermek, kişiye rahatlık sağlamak için olduğu, bunun meşruluğunun ise meşakkat yeri olan yolculuğa mahsus bulunduğu görüşündedir.190

Ecr-i misil, mehr-i misil, nafaka, müt’a, erş, hükûmet-i adl, gabn, havâic miktarları ve taʽzir gibi içeriğinin belirlenmesi ictihada ve örfe bırakılmış konular da mukadderat kapsamında değerlendirilir. Bu sebeple, mukadderatta ictihadın/re’yin aktif kullanıldığı

186

Kâsânî, Bedâiʽ, IX, 177.

187

Zekiyüddîn Şa‛ban, İslam Hukuk İlminin Esasları, s. 286.

188

Kâsânî, Bedâiʽ, I, 313; II, 70; III, 41; III, 336.

189

Teabbüdî olarak şer’an sabit olan hükümlerden maksat, manası/illeti akılla kavranılamayan (ىنعملا لوقعم ريغ)

hükümlerdir. Zıhar sebebiyle haramlığın sabit olması gibi Bkz. Bedâiʽ, V, 11.

190

alan ile konumuz olan takdirin özellikle mevcudun durumundaki belirsizliğin tayin, tahdit ve kriter belirleme suretiyle giderilmesi türleri arasının kesin çizgilerle ayrıldığını söylemek pek mümkün değildir. Bu husus mukadderatın Kâsânî odaklı bir yaklaşımla ele alınması durumunda açıkça görülür.

Kâsânî nazarında mukadderat, üzerinde icma veya icma benzeri191

bir ittifakın oluştuğu, bilinmesi akıl ile değil işitmeye dayalı, tevkîfî konularla ilgilidir. Muvakkat ibadetler,192

seferîlik müddeti,193 altın ve gümüş gibi ticaret mallarının zekât nisabı,194 keffâretler,195 cizye, diyet ve had cezalarına konu kimi adetler196 Bedâiʽde mukadderat bağlamında zikredilir. Mukadderatı prensip olarak ictihad kapsamı dışında tutan Kâsânî, öte yandan ictihad ile gerçekleşen mukadderat uygulamalarına ilişkin örnekler de zikreder. Örneğin el kesme cezasının uygulanması için belirlenen şartlar arasında, çalınan malın değerinin nisab mikrarına ulaşmış olması yer alır. Mukadderat kapsamında bulunan bu nisabın miktarını tayin hususunda ise yoğun bir ihtilaf görülür. Hanefî ashabı bu nisabın on dirhem olduğu görüşündedir. İmam Mâlik ve İbn Ebî Leyla’nın ise nisabı beş dirhem olarak takdir ettiği nakledilir. Ancak Kudûrî, İmam Mâlik’in bu nisabı otuz dirhem gördüğünü zikreder. Kâsânî, İmam Şâfiî’nin çeyrek dinardan bir habbe eksik miktarı nisab olarak takdir ettiğini, noksanı ile birlikte bu miktarın on dirheme denk olduğunu ancak Şâfiî’nin on dirhemi değil oniki dirhemi nisab olarak gördüğünü söyler.197

Kâsânî’nin bu bakış açısı uyarınca, ictihada dayalı nicelik miktarlarının teknik olarak mukadderatın dışında bir başka kavram altında tasnif edilmesi gereklidir. Kanaatimizce bunun mevcudun durumundaki belirsizliğin giderilmesine yönelik takdîrî durum uygulamaları kapsamında değerlendirilmesi uygundur. Kâsânî’den sonraki dönemde, konunun başındaki tanımlarda da zikredildiği üzere mukadderat, ictihada konu hususları da kapsamına katmıştır. Bu çerçevede, ictihad kaynaklı nicelik belirten miktarların

191 Bedâi‛, IX, 438; X, 309. 192 Bedâi‛, II, 301. 193 Bedâi‛, I, 483. 194 Bedâi‛, II, 408, 413. 195 Bedâi‛, II, 615; X, 458. 196 Bedâi‛, IX, 249, 317; X, 309, 318. 197 Kâsânî, Bedâiʽ, IX, 306, 312.

mukadderat ile takdîrî durum arasında ortak olduğunu ya da mukadderat ile takdîrî durumun bu noktada kesiştiğini söylemek daha uygundur. Zira el kesme cezasındaki nisab örneğinde görüldüğü üzere, kriter olan ölçüyü belirlemeye yönelik takdir faaliyeti, şer’î hükmün uygulanabilmesi için ilgili unsura ilişkin belirsizliğin giderilmesi konusundaki bir takdîrî durum uygulamasıdır.

Bu doğrultuda, çalışmamızda süre, adet, hacim, tartı ve uzunluğun söz konusu olduğu mevzuları, bunlar ister nass ister ictihad ile belirlenmiş olsun, günümüzdeki yerleşik anlayışı itibara alarak mukadderat kapsamında değerlendirdik ve tez kapsamına almadık. Ancak takdir mantığının ortaya konulabilmesi için, yer yer mukadderatla kesişen kimi konu ve örnekler zorunlu olarak kullanılmıştır.

Takdir kelimesinin tayin etme, sınır belirleme, hüküm verme gibi lügavî anlamlarından hareketle, takdirin teknik anlamda bir yöntem olarak kullanılması, zorunlu olarak kriter oluşturma sonucunu da doğurmaktadır. Kriter ise yapısı itibarıyla nicelik belirtebilir ve bu nedenle mukadderat kapsamında da değerlendirilebilir. Bununla birlikte ictihada dayalı olan ve kriter vasfı taşıyan nicelik ve nitelik unsurlar, daha çok takdîrî durum kapsamına girer. Bu nedenle de konumuz kapsamındadır.